Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/152 E. 2018/664 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/152 Esas
KARAR NO : 2018/664
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/07/2017
NUMARASI : 2017/778 2017/788
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 15/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz isteyen vekili, 25.000 TL bedelli çeke dayalı alacağın tahsilini temin maksadıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece de talep haklı görülerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İtiraz eden … Ltd. Şti vekili, ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, zira çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, ayrıca çekin ön yüzünde keşide tarihinde de tahribat olduğunu, müvekkili emrine yazılmış böyle bir çek olmadığını, ciro ve imzanın sahte olduğunu, müvekkili yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi şartlarının gerçekleşmediğini, müvekkili şirket ismi ve ünvanının eksik yazılarak sahte imza ile çekin tedavüle sokulduğunu, bu durumun keşideci ve diğer ciranta ile ihtiyati haciz isteyenin de bildiğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, ihtiyati hacize itiraz eden borçlunun ticaret ünvanının “… Ltd. Şti” olduğu ancak ihtiyati hacize dayanak belge olan çekte ticaret ünvanının tam ve eksiksiz bulunmadığı , çekteki ciranta imzasının … ve Tic. Ltd. Şti olduğu, borçlu şirketin çekte müracaat borçlularından olmaması gerekçeleriyle itirazın kabulü ile itiraz eden yönünden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili istinaf etmiştir.
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, çekin usulüne uygun bir şekilde ciro ile mal alım satım yoluyla müvekkiline geçtiğini, ciro silsilesinin düzgün olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, müvekkilinin ciro zincirindeki ticari ve hukuki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olduğunun itiraz eden tarafından ispatlanması gerektiğini, itiraz edenin imzanın sahteliği yönündeki iddiasının sadece kendisinin ilişkide bulunduğu taraflar arasında ileri sürelebilecek şahsi def’i olduğunu, yine hileye dayalı şahsi def’inin bir yıllık hak düşürücü sürede yapılması gerektiğini, borçlu şirketlerin alacaklıları yanıltmak amacıyla ya da şirket ünvanına yeni kelimeler eklemek suretiyel alacaklıları yanılttıklarını, mahkemenin borçlu şirket ile itiraz eden şirketin ünvanlarının farklı olduğunu belirtmiş ise de resen araştırma yükümlülüğü kapsamında her iki şirketin ticaret sicil numaralarını ve vergi numaralarının aynı olup olmadığını araştırması ve tespit etmesi gerektiğini, borçlu şirket ünvanının elle yazılarak ciro edildiğini, sorumluluğu bertaraf etmek için şirket ünvanının eksik ve yanlış yazılma ihtimalinin bulunduğunu, kendilerinin yaptığı sorgulamada şirket ünvanı olarak sadece tek bir şirket ünvanı çıktığını, bunun da davalı şirket olduğunu, itiraz eden şirket yetkilisi …’e takibe başlanılacağının bildirildiğini, itiraz eden şirketin ticaret sicil adresi araştırılarak ödeme emri tebliğ edildiğini bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf dilekçesi ekinde sunulan 23 Eylül 2005 tarihli ticaret sicil gazetesi sayfasında …. Ltd. Şti” nin 14/09/2005 tarihinde tescil edildiği, sicil numarasının 4181 olduğu görülmüştür.
İstinaf dilekçesi ekinde sunulan Osmaniye Ticaret ve Sanayi Odası üye bilgi sorgulama ekran çıktılarında; …. ünvanı olarak girildiği ve 4181 numaralı….Ltd. Şti çıktığı, yine Yılmazer diye girildiğinde ise … ve Ticaret Pazarlama Ltd. Şti’nin ve dava dışı şirketlerin çıktığı, ancak çek arkasında yazılı olan “…LTd. Şti” nin bulunmadığı görülmüştür.
Talebe konu çekin incelenmesinde ise 30/04/2016 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli, keşidecisinin …, Lehtar hanesinde “…” , çek arkasındaki ilk cirantanın ise “… Tic. Ltd. Şti” olduğu, sonraki cirantanın ise …Ltd. Şti olduğu, hamilin ise ihtiyati haciz isteyen … olduğu, çekin 10/05/2016 tarihinde ibraz edildiği, imza uyuşmadığından takas kapsamında işlem görmediği şeklinde şerh bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Talep, çeke dayalı ihtiyati hacize ilişkindir. Daire önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair kararına yöneliktir. Dava konusu çekin lehtar hanesinde “… Tic. Ltd.Şti” yazdığı, çek arkasındaki ilk cirantanın ise “.. . San. Tic.Ltd.Şti” olduğu görülmüştür. İhtiyati hacize itiraz eden borçlunun ise “… Ltd. Şti” olduğu görülmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere itiraz edenin ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan çekte müracaat borçlularından olmadığı anlaşılmış olup, mahkemece yazılı şekilde itirazın kabulüne dair karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati haciz talep edeninin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın İhtiyati haciz isteyenden alınarak hazineye irad kaydına,
3-İhtiyati haciz isteyen tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.15/03/2018