Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1515 E. 2021/579 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1515 Esas
KARAR NO: 2021/579 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI : 2017/390 E. – 2018/9 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 19/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına TPMK’ da tescilli TSE ibareli markanın davalı şirket tarafından Çin Halk Cumhuriyetinden ithal edilen 60 adet ayakta kullanılan denge araçları ve bu araçlara ait koliler üzerinde kullanılarak Ambarlı Mardaş Limanı Gümrüklü Sahada yapılan kontrollerde tespit edilmiş olduğunu , davalının müvekkiline ait marka hakkına tecavüzü nedeniyle tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, 13.334 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın 04.03.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin ticaret siciline göre adresinin Maltepe İstanbul olup mahkemenin yetkili olmadığını, dava konusu olayda müvekkilinin bir kusuru olmadığını, dava konusu malların yurt dışından esasen TSE damgasız olarak istendiğini ancak yurt dışında üretim yapan firmanın ürünleri TSE damgası basarak gönderdiğini, ürünlerin henüz piyasaya sunulmadan kontrol sırasında TSE damgası olduğunun anlaşıldığını, herhangi bir haksız rekabet ve marka tecavüzü bulunmadığını, yerinde olmayan davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 23.01.2018 tarihli 2017/390 E. – 2018/9 K. sayılı kararıyla; “-Davacıya ait TSE markasının Çin’den ithal edilen 60 adet ürün üzerinde izinsiz olarak kullanımı markaya yönelik tecavüz olduğunun tespiti ve menine, -Ürünler üzerindeki TSE ibareleri sökülmüş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, -Maddi tazminat talebinin kabulü ile 13.334,00 TL maddi tazminatın 04.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari faiz ile davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, -Manevi tazminat yönünden 8.000,00 TL manevi tazminatın 04.03.2016 tarihinden itibaren yasal faiz ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, -Hükmün kesinleştikten sonra masrafı davalıdan alınmak suretiyle 5 büyük gazeteden birinde ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı şirket tarafından Çin Halk Cumhuriyetinden ithal edilen 60 adet ayakta kullanılan denge araçları ve bu araçlara ait koliler üzerinde kullanıldığının tespit edildiğini, mahkemenin manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermesine rağmen, manevi tazminat olarak 8.000,00TL gibi düşük bir rakama hükmetmesinin caydırıcı olmadığını, müvekkilinin marka ve logosunun ülke çapında en tanınmış markalardan biri olduğunu, talep ettikleri 20.000,00 TL manevi tazminatın makul olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak, manevi tazminatın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davada müvekkilinin adresinin bulunduğu İstanbul Anadolu mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede görülerek sonuçlandırıldığını, -ürünler üzerindeki TSE ibarelerinin söküldüğünü ve bu şekilde ithalatının gerçekleştirildiğini, piyasaya bu şekilde arz edilmediğinden hükmün ilanına karar verilmesinin hatalı olduğunu, -müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, yurt dışından TSE damgasız istendiğini, kendisinin, mallar gümrük sahasında iken ve piyasaya sürülmeden davacı Kurum’a başvurarak uygunluk muafiyet işlemi talebinde bulunduğunu, gerekli ücretlerin tamamının da davacıya ödendiğini, TSE tip onay muafiyet başvurusunda ürünün resimleri ve üzerinde TSE etiket resimlerini TSE’ye ilettiğini, onay muafiyetinin davacı tarafça kabul edildiğini, ürünlerin tespitinin müvekkilinin başvurusu üzerine yapıldığını, -Davacının hiçbir maddi zararının doğmadığını, davacının kendi çıkarttığı yönergeye göre tazminat hesabının mümkün bulunmadığını,-ürünler kamuya arz edilmeden ve henüz gümrük sahasında iken yanlışlık fark edilerek TSE markaları söküldüğünden manevi zarar ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, TSE belgelendirme yönergesinin dikkate alınamayacağını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davaya konu TSE nin 2014/32325 sayılı TSE ibareli marka kaydı ilk derece mahkemesince celp edilmiş markanın halen sahibi adına geçerliliğini koruduğu celp edilen kayıttan anlaşılmıştır.Büyükçekmece C. Başsavcılığının 2016/16051 sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından Çin Halk Cumhuriyetinden ithal edilen 60 adet ayakta kullanılan denge araçlarına ait koliler üzerindeTSE marka ve logosunun bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; davalı fiillerinin TSE kurumu marka hakkını ihlal ettiği, fiillerin haksız rekabet olduğu TSE belgelendirme yönergesine göre yapılan hesaplamaya göre 13.334 TL maddi ve manevi tazminatın takdirinin mahkemeye ait olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E : Dava, TSE markasına yapılan tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile markaya tecavüzün tespit ve men’ine, ürünler üzerindeki TSE ibareleri sökülmüş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve 13.334,00 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ve yargılamada yetki itirazında bulunarak, davanın müvekkilinin adresinin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu Adliyesinde açılması gerektiğini ileri sürmüşse de, tecavüze konu ürünler Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nde tespit edilmekle, haksız eylem Bakırköy Adliyesi yargı çevresi içerisinde gerçekleştiğinden, mülga 556 Sayılı KHK 63/1 maddesi gereğince, Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğu, yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekili istinaf dilekçesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ileri sürmüştür. Davacı adına tescilli markanın, izinsiz olarak yurt dışından ithal edilen bir kısım ürünler üzerinde kullanıldığı tespit edilmekle, bu kullanım davacı markasına tecavüz oluşturmaktadır. Davalının, davacı markasını izinsiz kullanma kastının bulunup bulunmaması, izinsiz kullanımın ihracatçı yabancı kuruluşun hatasından kaynaklanması ve eylemden sonra davalının davacı Kurum’dan muafiyet onayı alması, marka hakkına tecavüzü ortadan kaldırmaz. Mahkemece maddi tazminat talebi yönünden, Ürün Belgelendirme Ücretlendirme Ücret Çizelgelerine göre maddi tazminat hesaplanması ve eylem tarihindeki belge kullanım tavan ücreti tutarının iki katına maddi tazminat olarak hükmedilmesi de yerindedir.Davalı tarafın markaya tecavüz fiili sabit olduğundan, manevi tazminata hükmedilmesi ve manevi tazminat miktarının Ücretlendirme Çizelgesine göre değil, mahkemece takdir edilmesi yerinde bir uygulama olup, davacı Kurum yararına 8.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi de olaya uygun olduğundan, manevi tazminata yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin ve davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Ürünler üzerindeki TSE ibareleri söküldüğünden, mahkemece bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen, ref talebinin konusuz kaldığı ve hükmün ilanı talebinin de tecavüzün refine yönelik olduğu gözetilerek mahkemece ayrıca hükmün ilanına karar verilmesi yerinde olmadığından, davalı vekilinin hükmün ilanına yönelik istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen tekrarı ile hükmün ilanı talebinde hukuki yarar kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,3-Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 23.01.2018 tarihli 2017/390 E. – 2018/9 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,4-Davacıya ait TSE markasının Çin’den ithal edilen 60 adet ürün üzerinde izinsiz olarak kullanımı markaya yönelik tecavüz olduğunun tespiti ve menine, -Ürünler üzerindeki TSE ibareleri sökülmüş olduğundan bu konuda ve hükmün ilanı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, -Maddi tazminat talebinin kabulü ile 13.334,00 TL maddi tazminatın 04.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari faiz ile davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, -Manevi tazminat yönünden 8.000,00 TL manevi tazminatın 04.03.2016 tarihinden itibaren yasal faiz ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 5-İlk derece yargılaması yönünden;-Davacı taraf tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru, 569,27 TL peşin olmak üzere toplam 600,67 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye 888,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, -Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan tecavüzün tespiti yönünden 3.145,00 TL , maddi tazminat yönünden 3.145,00 TL , manevi tazminat yönünden 3.145,00 TL toplam 9.435,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacı tarafa tarafa ödenmesine,-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat için 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, -Davacı tarafından yapılan 195,00 TL tebligat ve müzekkere gideri 1.400,00 TL bilirkişi ücreti toplam 1.595,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına isabet eden 1.435,50 TL nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, -Artan avans giderinin taraflara iadesine,6-İstinaf yargılaması yönünden; -Davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden davacı yandan alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf harcı ile istinaf kanun yoluna başvururken yatırmadığı anlaşılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı olan 148,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 35,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 133,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 19/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.