Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1511 E. 2021/511 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1511 Esas
KARAR NO: 2021/511
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2017
NUMARASI : 2015/449 E. – 2017/787 K.
DAVANIN KONU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Dava dışı … Tic Ltd Şti arasında 14.01.2014 tarihinde tıbbi malzeme satımına yönelik satım sözleşmesi akdedildiğini, tıbbi malzemeler karşılığı 350.000TL değerinde toplam 10 adet çekin 14.01.2014’te ilgili şirkete verildiğini, malların teslim edilmediğini, çekin iade edilmediğini, 18.09.2014 tarih, … numaralı 50.000TL bedelli çekin 18.09.2014’te bankaya ibraz edildiğini, ticari itibarın zedelenmemesi için her türlü hak saklı tutularak çekin ödendiğini, davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkili hakkında istihbarat yapılmadığını belirterek 50.000TLnin ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili şirketin meşru hamili olduğunu, çekin ibrazını müteakip davacı tarafından ödenen olan 50.000-TL bedelli çek bedelinin istirdadını talep ettiğini, dava konusu çek, müvekkili şirket ile dava dışı …. Ltd. Şti. (“…”) arasında imzalanan faktoring sözleşmesine istinaden 12/03/2014 tarihli faktoring işlemi ile müvekkili şirkete devredildiğini, çek bedelinin 22/09/2014 tarihinde, davacı tarafından müvekkili şirkete ödendiğini, çekin ödenmesine müteakip, davacı tarafından müvekkili şirkete ihtarname gönderildiğini, çek bedelinin iadesine ilişkin haklarını saklı tuttukları bildirdiklerini, 13 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 9/3. maddesinde getirilen düzenlemeyle birlikte; “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” denildiğini, Somut olayda kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri söz konusu olduğunu, 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 9/III maddesi kapsamında, davacı, çek lehtarına karşı ileri sürebileceği şahsi defilen, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmediğini, faktoring şirketine karşı defi olarak ileri süremeyeceğini, müvekkili şirketin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, dosya kapsamında hiçbir olgunun yer almadığını, davacının dahi bu yönde bir iddiası olmadığını, davacının çek lehtarı aleyhine açtığı menfi tespit davası, faktoring işlem tarihinden aylar sonra açıldığını, Davacı çek keşidecisinin lehtar aleyhine açtığı menfi tespit davasının tarihi, 12/05/2014; faktoring işleminin tarihi ise 12/03/2014 olduğunu, Bir diğer ifade ile faktoring işleminin yapıldığı tarih itibari ile davacının dahi dava konusu çekin bedelsiz kaldığı yönünde bir iddiasının olmadığını, müvekkili şirketin, rutin istihbarat çalışmalarını yürüterek alacağın varlığı teyit ettiğini, ve faktoring işlemini gerçekleştirdiğini, davacının dayanak olarak gösterdiği 29257 Sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin ise 01/01/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdiğini, faktoring işleminin gerçekleştirildiği tarihte anılan yönetmeliğin henüz yürürlükte dahi olmadığını, müvekkili şirket ile … arasındaki 12/03/2014 tarihli faktoring işlemi ile dava konusu çek, ciro yolu ile müvekkili şirkete devredildiğini, alacak davacı tarafından, … adına kesildiğini, 11/03/2014 tarihli … nolu, 28/02/2014 tarihli … nolu, 21/02/2014 tarihli … nolu, 28/02/2014 tarihli … nolu ve toplam 50.000-tl bedelli 4 adet fatura ile tevsik edilmiş ve rutin istihbarat çalışmaları müvekkili şirketin ilgili birimlerince yapılarak neticelendirildiğini, dava konusu çek müvekkili şirket tarafından dava dışı müşterisinin, çek keşidecisinden olan ve fatura ile tevsik edildiğini, alacağına istinaden alındığını,böylece müvekkili şirket, 6361 sayılı Kanun’dan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, iş bu nedenlerle, davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davalının bir faktoring firması olup, dava konusu çeki, dava dışı …Tic. Ltd. Şti ile yaptığı faktoring sözleşmesi ile devraldığı, faktoring sözleşmesinin ekinde dava dışı bu şirket tarafından davacıya keşide edilmiş 11.03.2014 tarih, … seri numaralı ve 49.852,80 TL bedelli; 21.02.2014 tarih, … seri numaralı ve 73,44 TL bedelli; 28.02.2014 tarih, … seri numaralı ve 11,76 TL bedelli faturaların da davalıya teslim edildiği, bu durumda Finansal Kiralama, Factoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmeliğinin 22/2. Maddesinde yer alan “faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler” hükmünün gereği davalı tarafından yerine getirildiğinin görüldüğü, alacağın temlikine ilişkin TBK 188/1. maddesindeki borçlunun temlik edene karşı ileri sürebileceği defileri temlik alana karşı da ileri sürebilmesi ilkesinin kambiyo senetlerinde cari olmadığı, zira üçüncü kişilere karşı kambiyo senetleri illetten mücerret olup, davalı da keşideci ile lehtara göre üçüncü kişi konumunda olduğu…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin alacağı temlik alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapmadığını, alacağın var olup olmadığı ile ilgili müvekkil ile iletişim kurmadığını, faktoring şirketinin faturanın dayanağını teşkil eden teslime ilişkin sevk irsaliyesini de sunması gerektiğini, çekin hangi mal veya hizmet satışından doğan alacağa karşılık verildiğinin ispat edilebilmesi için yalnızca fatura yeterli olmadığını, mahkemenin TBK 188/1 maddesindeki borçlunun temlik edene karşı ileri sürebileceği defileri temlik alana karşı ileri süremeyeceği şeklindeki gerekçenin yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, Y.19Hd, 2015/1159, 2015/12752 K sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, teslime ilişkin sevk irsaliyesinin davalının temin etmediğini, çünkü böyle bir sevk irsaliyesi olmadığını, bilirkişi raporunda faktoring işleminin geçerli olduğu yönündeki görüşün de yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, haksız olarak ödendiği iddia olunan çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi gereğince kamu düzeni ve davacı yanca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya konu 50.000Tl bedelli çekte davacı keşideci, dava dışı …Ticaret Ltd Şti lehtar olup davalı faktoring şirketi ise hamildir. Dava dışı şirket ile davalı şirket arasındaki faktoring sözleşmesi, alacak bildirim formu, fatura örnekleri sunulmuş olup dava konusu 50.000TL çeke ilişkin faktoring işlemi yönünden 12.03.2014 Tarihli çek tevdi bordosu mevcuttur. Dosyada mevcut Bakırköy 3.ATM’nin 2014/973 Esas, 2015/333 Karar sayılı, 21.05.2015 Tarihli kararında; davacının … Tic AŞ, davalının … Tic Ltd Şti olduğu, davacının toplam 350.000TL bedelli çeke ilişkin malların teslim edilmediğini iddia ederek menfi tespit talebinde bulunduğu, davalı şirket yetkilisinin çeklerle bedelleri ödenen ürünlerden yalnızca 11.000TL’lik kısmının teslime dildiğini, başkaca mal teslim edilmediğini beyan etmiş, mahkemece neticeten davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlgili kararda birden fazla senet hakkında hüküm kurulmuş, bu davanın da konusu olan … Balgat Şubesi’ne ait 50.000TL bedelli … nolu çekin 18.09.2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Faktoring şirketinin, faktoring işlemi ile devraldığı alacak, alacağın temliki hükümlerine tabi olup bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.11.2010 tarih, 2010/19-488 E, 2010/557 K sayılı kararında da açıkça belirtilerek, faktoring işleminin müşteri ( firma ), faktoring şirketi ( faktor ) ve borçlu olmak üzere üç tarafının bulunduğu da açıklanmıştır. Buna göre borçlu, faktoring işlemini öğrendiği sırada önceki alacaklısına karşı sahip olduğu def’ileri alacağı faktoring sözleşmesine dayanarak devralmış olan faktoring şirketine karşı da ileri sürebilecektir. 6361 Sayılı Kanun’un 9/2. ve TBK’nın 188/1. maddesi karşısında faktoring işleminin tarafları arasındaki ilişkiler yönünden şahsi def’ilerin ileri sürülebilmesinde faktoring şirketinin iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. (Y.11HD, E. 2020/2525, K. 2020/3862, T. 6.10.2020 ) Somut olay değerlendirildiğinde; Bakırköy 3.ATM’nin 2014/973 Esas, 2015/333 Karar sayılı, 21.05.2015 Tarihli kararında; faktoring sözleşmesindeki borçlu- davalı …Şti şirket yetkilisinin toplam 350.000TL bedelli çeklere konu malların 11.000TL’lik kısmı dışında mal teslim edilmediğini açıkça beyan ettiği dikkate alındığında, davacının bedelsizlik defini davalı faktoring şirketine karşı ileri sürmesi mümkün olduğundan davanın kabulü gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenle davacı yanın istinaf istemimin kabulü ile ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/449 esas, 20177787 Karar sayılı, 03.10.2017 Tarihli kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına,2- Davanın KABULÜNE,A. “Bakırköy 3.ATM’nin 2014/973 Esas, 2015/333 Karar sayılı, 21.05.2015 Tarihli ilamına konu … Balgat Şubesi’ne ait 50.000TL bedelli … nolu çeke ilişkin hüküm yönünden tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere” 50.000TL’nin 22.09.2014’ten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,B. Alınması gereken 3415,50 TL harcın peşin alınan 853,88TL’den mahsubu ile bakiye 2561,62TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,C. Davacı tarafça yapılan 853,88TL peşin harç, 27,20TL başvuru harcı ile 543,45 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.424,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,D. Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 7.300,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3- İstinaf harç ve yargılama giderleri yönünden;A. Davacının istinaf istemi kabul edildiğinden 35,90TL harcın istek halinde davacıya iadesine,B. Davacı tarafça yapılan 98,10TL istinaf başvuru harcı ile 84 TL posta tebligat gideri olmak üzere topla182,10 TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,C. İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4. Artan gider avansının talepleri halinde aidiyetine göre taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/03/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.