Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/15 E. 2021/30 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/15 Esas
KARAR NO : 2021/30
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2017
NUMARASI : 2015/646 2017/195
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Bankası … Mah. Buca Şubesine ait … nolu hesabın sahibi olduğunu, bu hesaptan alınmış … seri nolu, 04.10.2013 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli çekin takas odasından sorulduğunun bildirilmesi üzerine yapılan araştırma sonucunda çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının belirlendiğini ve ilgili banka tarafından bu hususun çek arkasına şerh edildiğini, ayrıca çek lehdarı olarak gözüken … isimli kişi ile müvekkili şirketin herhangi bir alacak borç ilişkisi bulunmadığını bildirerek sözü edilen çekten dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, davaya konu çekin istirdatına, davaya konu çekin icra takibi işlemine konu edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir tesisine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK’nun 72.maddesi ve HMK’nun 6.maddesi hükmü uyarınca müvekkilinin ikametgahının bulunduğu İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, müvekkili bankanın iyi niyetli hamil olduğunu, dava konusu çekin … kredi borcundan mahsup edilmek üzere temlik cirosu ile tevdi edildiğini, davacının imzanın kendisine ait olmadığını ispatlamanın yanında, çekin rızası ilafına elinden çıktığını da ispatlaması gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı … davaya cevap vermemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; tüm dosya kapsamı , davacı vekilinin dava dilekçesi beyanları, davalı vekilinin cevap ve beyanları, dosyaya ibraz edilen belgeler getirtilen belgeler, yeterli görülen bilirkişi raporu karşısında; Keşidecisi Davacı …. San.ve Tic.Ltd.Şti. Keşide tarihi 04.10.2013 ve 40.000,00.TL bedelli çekte keşideci imzasının davacının Temsilcisi olan … eli ürünü olmadığı sonucunu varılmakla temsilcisi tarafından imzalanmayan çekten dolayı sorumlu olmayan davacının işbu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığı gerekçeleriyle davacının davasının kabulü ile … Bankası … Mah.-Buca/İzmir Şubesinin … numaralı hesaptan düzenlenen keşidecisi … San.ve Tic.Ltd.Şti.olan 04.10.2013 keşide tarihli 40.000,00.TL bedelli çekten dolayı davalı … Bankası A.Ş ( Son temlik alan … A.Ş.) ve … borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. Vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davacının çekteki imzanın sahteliğini kanıtlamasının tek başına yeterli olmadığını, iyi niyetli hamil konumundaki müvekkili açısından ağır kusur/ zararına hareket etme gibi vakıaları da ispatlaması gerektiğini ,davacı keşidecinin aynı durumdaki 16 adet çekin ödenmesine neden olarak davalı ciranta ve muhatap banka ile birlikte hareket ettiğini , ayrıca alınan raporun Adli Tıp raporu olmadığını ve bu yöndeki rapor taleplerinin reddinin de eksik inceleme niteliğinde olduğunu bu nedenle kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ; imza inkarına dayalı ve keşidecinin açtığı menfi tespit davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı kredi borçlusunun temlik cirosu ile davalı bankaya verdiği çek hakkında davacı keşideci imza inkarında bulunmuştur. Mahkemece talimat yolu ile alınan rapor ve ek rapora göre ; çekteki imzanın keşideci şirket yetkilisine ait olmadığı nedenle borçlu bulunmadığı yönündeki talebini kabul etmiştir.Davalı yanın belge inceleme tekniği ve rapora ilişkin istinaf nedenleri incelendiğinde ; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26/04/2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir (Hukuk Genel Kurulu’nun 06/02/2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 sayılı kararı). Özetlemek gerekir ise, imza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi; herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.Eldeki davada rapor ve ek rapor incelendiğinde bel aslının , belge aslı ile karşılaştırılacak ve imzası tasdikli çok sayıda imza aslının ve huzurda alınan çok sayıda imza aslının incelendiği, incelemede optik ve grafometrik yöntemler ile gerekli aydınlatma, büyütme, ölçümlendirme ve ayrıca alttan ve ve yandan aydınlatma ile flaj belirleme işlemleri yapıldığının yazılı olduğu, raporu düzenleyen bilirkişinin Adli Tıp Belge inceleme uzmanı ve Dr. Bilirkişi olduğu raporun usulünce alındığı görülmektedir.Kaldı ki davalı yan ek raporda tespit edilen tüm hususları benimseyerek yani ödenen çeklerle ilgili olarak yapılan imza incelemesinin doğru bir inceleme ve rapor olduğunu açıkça beyan ederek raporun sıhhati konusunda istinaf dilekçesinden farklı bir beyan içindedir. Yani davalı yan ödenen çeklerle ilgili imza incelemesinin doğruluğunu kabul etmektedir. Diğer husus davacının dava dışı banka ile işbirliği içinde hareket ettiği hususu olup, bu yönde bir soruşturma, ceza mahkemesi kararı vb. Delil bulunmamaktadır.Yine çekteki keşideci imzasının sahteliği mutlak defi olup, bunu iyiniyetli/ kötüniyetli ayrımı gözetmeksizin herkese ileri sürebilecek olması karşısında davalı yanın bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde olmadığından ; başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı … A.Ş. ‘nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Davalı şirket Harçtan muaf olmakla harç alınmanı yer olmadığına 3-Davalı Mega Varlık tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/01/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.