Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1486 E. 2021/507 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1486 Esas
KARAR NO: 2021/507
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2017
NUMARASI : 2014/1112 E. – 2017/775 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirket ile davalı arasında elektronik malzeme alım satımına ilişkin sözleşmeden doğan borç uyarınca malları teslim etmişlerse de, fatura kesilip karşı tarafa tebliğ edilmesine rağmen bu satımdan doğan fatura borcunun ödenmediğini belirterek itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini talep etmiş olup, 22/10/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı alacak davası olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının faturayı kabule bağlı olarak kestiğini, söz konusu ürünün iade şartlı olarak alındığını ve buna bağlı olarak kullanımı meçhul olduğundan parasının ödenmediğini, kullanılmayan bu malzemelerin 24/02/2014 tarihinde sevk irsaliyesi ile karşı tarafa iade edildiğini, aynı tarihte kendilerince iade faturası düzenlendiğini, tekrardan malların kendilerine teslim edildiğini karşı tarafça ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…uyuşmazlığın, söz konusu malın davacıya iade edilip edilmediği, sonradan tanzim olunan fatura ve sevk irsaliyesi uyarınca malların davalıya teslim edilip edilmediği, davacının ücrete hak kazanıp kazanmadığı konularında toplandığı, davacı tarafından düzenlenen 16.744,67 TL tutarlı 01/11/2013 tarihli faturanın davalı kayıtlarında da bulunduğu ancak davalı tarafın buna binaen iade faturası kestiği ve davacının da bu faturayı kabul ettiği, bilahare davacının 24/02/2014 tarihli aynı tutarda aynı konuda yeni fatura kestiği ancak kendi kayıtlarında olan bu faturanın karşı tarafın kayıtlarında bulunmadığının defter incelemelerinde anlaşıldığı, uyuşmazlığın da bu yeni düzenlenen 24/02/2014 tarihli … sayılı sevk irsaliyesinden ve faturasından kaynaklandığı, sevk irsaliyesinde teslim alanın kim olduğunun belli olmadığı, sadece imza bulunduğunun görüldüğü, davacı taraf bu imzanın davalı şirket çalışanı ve muhasebecisi …’ya ait olduğunu ileri sürmüş ise de, bu imzanın …’ya ait olmadığı yapılan grafoloji incelemesinde anlaşıldığı, dolayısıyla burada davacı karşı tarafa 24/02/2014 tarihinde malı yeniden teslim ettiğini yasal delillerle ispatlamak zorunda olduğu, zira davalı tarafın bu faturanın kendilerine tebliğ edilmediğini ve bu faturaya konu malların teslim edilmediğini kesin bir dille reddettiği, öte yandan davacı tarafın da malların davalı tarafından kendilerine hiçbir zaman iade edilmediğini bu malların …daki fabrikasında kullanıldığını ve davalı ile … arasındaki uyuşmazlık nedeniyle malların üzerine tedbir konulduğunun belirtildiği, … Kurumu’nun 22/06/2015 günlü cevabi yazısında, davalı firma ile 28/09/2012 tarihli Dikey Dolum Paketleme Alımı konulu sözleşme imzalanmışsa da firmanın sözleşmeyi ihlal etmesi nedeniyle fesh edildiğini ve malların kendilerince kullanılmadığını belirttiği, bunun üzerine davaya konu olan ve proforma faturadaki seri numaralı ve üretim tarihli, 22/04/2014 tarihli fatura konusu malzemelerin kurumlarında bulunup bulunmadığı açık ve net bir şekilde yeniden sorulduğu, … 13/04/2016 günlü cevabında, ilgili makineler üzerinde herhangi bir etiket ve seri numarası bulunmadığından eldeki davaya ilişkin malların kendi nezdinde bulunan mallardan olup olmadığının anlaşılamadığını belirttiği, dolayısıyla, söz konusu malların … nezdinde olduğu, davalı tarafından malların bu firmaya satıldığının ispata muhtaç olduğu, zira cevap ekinde gönderilen fotoğraflardaki malların 24/02/2014 günlü faturadaki malzemelerle uyuşup uyuşmadığının da meçhul olduğu, öte yandan, İstanbul 15. ATM’nin 2014/1180 Esas sayılı dava dışı … ile davalı arasında görülen sözleşmeden doğan davada da dosyanın incelenmesinde, mevcut bilirkişi raporları ve faturalar incelendiğinde eldeki davaya konu malların ayırt edilebilir seri numaralarına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşıldığı, davacı tarafın, iade faturasını kendi defterine kaydetmiş olup, malların kendisine iade edildiğini zımnen kabul etmiş sayıldığı, davalının iade ettiği yönündeki savunmasının bu noktada sübut bulduğu, ancak düzenlenen 22/04/2014 tarihli … sayılı yeni fatura davalı tarafın kayıtlarında bulunmadığı gibi bu faturaya sebep malların yeniden davalıya verildiğinin de kanıtlanamadığı, davacı tarafın iade faturası konusunu oluşturan malların kendilerine iade edilmediğini ve bu nedenle de davalının mal bedellerini ödemekle mükellef olduğunu belirttiği, bu iddasının dayanağının ise malların davacı tarafça dava dışı … firmasına satılıp teslim edildiği noktasında olduğu, ancak iade faturasında adı geçen malların davalı tarafından dava dışı … Kurumu’na teslim edildiğinin anlaşılamadığı, İstanbul 15. ATM’de görülen dava dosyası içeriğinden de bu durum anlaşılamadığı, davacı tarafın sözlü yargılama aşamasında malların Türkiye’deki tek distribütörlerin kendilerinin olduğunu, başka yerden bu malların temin edilemeyeceğini, lisansının kendilerinde olduğunu, hatta müvekkilinin makineleri de kilitleyebildiğini bu nedenle yerinde inceleme yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, söz konusu talepler yargılamayı uzatmaya matuf olduğu gibi buna ilişkin o aşamaya kadar herhangi bir delil de sunulmadığı, kaldı ki HMK’nın 141. maddesi uyarınca tahkikat ve sözlü yargılama aşamasında karşı tarafın açık onayı olmadıkça yeni belge ve delil sunulamayacağı, zira dosyada da herhangi bir distribitörlük ve lisans belgesi mevcut olmadığı, hal böyleyken davacı taraf teslim iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı yanın, gireceği ihale nedeni ile iş bu mallara ilişkin 01.11.2013 Tarihli faturayı iade edip, yeni bir fatura düzenlenmesi talep ettiği ve bunun üzerine dava konusu faturanın düzenlendiğini, her iki faturadaki malların, seri numaralarının ve miktarlarının aynı olduğunu, ancak davalının malların teslim edilmediğini ileri sürerek faturadaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, müvekkilinin davalıya satılan ve teslim edilen ürünler yönünden Türkiye’deki tek distribütörü olduğunu, bu ürünlerin yazılımının kendilerinde mevcut olduğunu, ürünlerin davalı yanca …Kurumunun fabrikasında kullanıldığını, yargılama boyunca bu ürünlerin tespiti amacıyla keşif talep edilmiş ise de talebin mahkemece reddedildiğini, keşif sırasında ürünlerin seri numarası, markasının tespit edilerek müvekkilinin yazılımı ile bu ürünlerin çalıştırılıp çalıştırılmadığının tespiti gerektiğini, başka kişi ve kurumda bu ürünlerin alınmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak itirazın iptali davası olarak açılmış, davacı vekili davasını ıslah ederek alacak davasına dönüştürmüştür.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava konusu uyuşmazlıkta; tarafların ticari defterleri arasındaki farkın 24.02.2014 Tarihli … nolu 16.744,67TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, 24.02.2014 tarihli … nolu iade faturasının ise her iki taraf defterinde kayıtlı olmakla iadeye konu malların davacı yanca teslim alınmış kabul edileceği, 24.02.2014 tarihli … nolu faturada teslim alan imzasının davalı yanca kabul edilmediği, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesine göre imzanın davacının iddia ettiği kişiye ait olmadığının tespit edildiği, …. AŞ’nin cevabi yazısında makineler ve aparatları üzerinde herhangi bir etiket veya plaka olmadığının açıkça belirtilerek fotoğraflarının eklendiği, mahkemece de açıklandığı üzere faturadaki tüm malların ayırt edilebilir seri numaralarına ilişkin bilgi bulunmadığı, bu durumda davacı vekilinin keşif talebinin reddinin ve iddianın genişletilmesi mahiyetindeki beyanlarının HMK 141.maddesi gereğince dikkate alınmamasının da yerinde olduğu görülmekle istinaf isteminin reddini gerekmiştir.Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.