Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/145 E. 2018/1033 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/145 Esas
KARAR NO : 2018/1033
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2017
NUMARASI : 2016/663 E. – 2017/492 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “İstanbul …İcra Müdürlüğü’nde…sayılı icra takibine dayalı bononun zorunlu unsurları eksik olduğundan kıymetli evrak vasfı taşımadığını, bononun keşide tarihinin 12.10.2014 olup, vade tarihi olan 30.01.2014 tarihinden önce olduğunu, TTK’nın 703.maddesi gereği senedin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, müvekkilinin bu takibe konu senette kefil olduğunu, senet kambiyo senedi vasfını kaybettiğinden, müvekkilinin kefaletinin adi kefalet hükümlerine tabi olduğunu, ayrıca senet borcunun da asıl alacaklı olan …’na ödendiğini, bu kişinin Metin Seçkin’i arayarak borcun sona erdiğini, senedi yırtıp atacağını söylediğini, ancak icra takibi başlattığını, davalının,.. ..nun yeğeni olduğunu” iddia ile takibin tedbiren durdurulmasını, takibin iptalini, en az %20 tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiş, 18.04.2018 tarihli dilekçe ile de, icra dosyasında haciz yapıldığını ve taşınmazın satışa çıkarıldığını belirterek, dosyanın öne alınıp incelenmesini ve takibin durdurulması yönünden tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalı vekil cevaben, “davacının bir imza inkarı bulunmadığını, banka dekontlarının borç ilişkisi bakımından iddiaları ispatlar uzaklıkta olduğunu, ödemelerde bir açıklama bulunmadığını, dekontlarda alıcı ismi olarak …isminin yazılı olduğunu, davacının daha önce takibe itirazının İstanbul 16.İcra Hukuk Mahkemesi’nce 2015/1279 E., 2016/475 K.sayılı kararla yerinde görülmediğini” savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 12.06.20117’de “her ne kadar senetin tanzim tarihi vade tarihinden sonra olması nedeniyle bono vasfında değil ise de, adi senet hükmünde olduğu, davacının imzaya bir itirazının bulunmadığı, ibraz olunan delillerin, davalının borçlu olmadığını ispata yeterli olmadığı, yapılan ödemelerin, takibe konu senet için yapıldığının kanıtlanamadığı, borcun ödenmesi halinde senet aslının alınmamasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinafında, “takip konusu senedin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, bu nedenle kefil olan müvekkiline adi kefalet hükümlerinin uygulanması gerektiğini, Yargıtay 3 ve 12.HD içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davalının adi senede ilişkin senedi tanzim eden …e yönelik bir takipte bulunmadan sadece müvekkili aleyhinde takip başlattığını, senet kambiyo senedi vasfını yitirdiğinden, adi kefalet hükümlerine göre senedi tanzim eden borçlu aleyhine takip yapılmamış olduğundan takibin iptali gerektiğini, ayrıca senet borcunun asıl borçlu … tarafından asıl alacaklı …u’na ödendiğini, davalı tarafın kötüniyetli hareket ettiğini, mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığını” iddia ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı tarafın istinafa cevabına dair bir dilekçeye dosya içinde rastlanmamıştır.
Davacı kefil olduğu bonoya dayalı takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı, davacının kefil olduğu senede dayalı ilamsız icra takibi başlatmış ise de; dayanılan bononun vade tarihi keşide tarihinden önce olduğundan senet kambiyo senedi vasfında olmayıp adi senet hükmündedir. Davacının senedi kefil olarak imzaladığından uyuşmazlık bulunmadığından, davacının sorumluluğunun TTK’nın avale ilişkin hükümlerine göre değil, adi senetteki alacağa kefil olma durumuna göre belirlenmesi gerekir. kefilin adi senetteki müteselsil olmayan kefaleti adi kefalet mahiyetinde olup TBK’nın 585. ve devamındaki maddelerine göre de asıl borçluya gidilmeden doğrudan kefile başvurulması mümkün olmadığından, davanın bu nedenle kabulü gerektiğinden istinaf talebinin kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, İİK’nın 72/4.maddesi gereğince, dava borçlu lehine sonuçlanmakla yasa gereği takip derhal duracağından, ayrıca tedbir talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanmadığından kötüniye tazminatına ilişkin talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
-Yukarıda açıklanan gerekçe ile istinaf isteminin kabulüne,
-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/663 Esas, 2017/492 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
-Davanın KABULÜNE, davacının, davaya dayanakİstanbul…İcra Müdürlüğü’nde… sayılı icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
-İİK’nın 72/4.maddesi gereğince, dava borçlu lehine sonuçlandığı için yasa gereği takip derhal duracağından, tedbir talebi hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
-İlk derece mahkemesi’nde alınması gereken 2.254,23 TL harçtan peşin alınan 563,56 TL harç düşüldükten sonra kalan 1.690,67 TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
-Davanın kabulü nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 3.960,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
-İlk derece mahkemesinde davacı tarafından yapılan 55,00 TL tebliğat ve müzekkere gideri, 563,56 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 647,76 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,
-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 69,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 155,20 TL’nin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/04/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.