Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1448 E. 2021/500 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1448 Esas
KARAR NO: 2021/500
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2015/67 E. – 2017/869 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, takibe karşı müvekkili tarafından İstanbul 41. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/26 esas sayılı dosyası ile 21/03/2011 tarihinde menfi tespit davası açıldığını müvekkilinin süresi içerisinde gider avansı yatırmadığından dosyanın usulden reddedildiğini, icra takibine dayanak yapılan 79.000,00-USD tutarlı senetten dolayı müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığından bahisle müvekkilinin İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına dayanak 79.000,00-USD bedelli bono ile ilgili olarak davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin ve senedin iptaline, İİK 72/5 uyarınca davalının haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa ilanen tebligat yapılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…kambiyo senetleri, üçüncü kişiler yönünden sebepten mücerret ise de, senedi devreden ile devralan arasında sebepten mücerretlik ilkesinin cari olmadığı, somut olayda senedin borçlusunun davacı, alacaklısının da davalı göründüğü, ayrıca senedin ne sebeple verildiği (nakden/malen) dahi senette yazılmadığı, bu sebeple davacı ile davalı arasında var olduğu iddia edilen kambiyo ilişkisinin sebebinin ispat edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki kambiyo ilişkisinin sebebi olan asıl borç doğuran olayın davalı tarafça ispat edilemediği, bu sebeple HMK 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereği, imza incelemesi dahi yapma lüzumu görmeksizin, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Usul yönünden; Müvekkiline ilanen tebligat yapılmasının yasalara aykırı olup hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, İl Emniyet Müdürlüğü’nün 02.05.2016 ve 09.05.2016 tarihli cevabi yazılarıyla Fas Krallığı tarafından verilen nüfus cüzdanı ve pasaport suretinin gönderildiğini ve 27.12.2014 tarihinde müvekkilini İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan çıkış yaparak ülkeyi terk ettiğinin, hangi ülkeye gittiği bilgisinin olmadığı, yurda giriş çıkış bilgileri için Hudut Kapıları Büro Amirliği’nden bilgi edinilmesi gerektiğinin bildirildiği, dosyadaki nüfus cüzdan suretinde müvekkilinin Fas ikamet adresinin yazılı olduğu, Fas Konsolosluğu’ndan da adres bilgilerinin temini mümkün iken konsolosluğa müzekkere yazılmadığını ve ilanen tebliğe karar verildiğini, Müvekkilinin Fas krallığı vatandaşı olduğu sabitken ve adresi meçhul değilken ilanen tebligat yapılmasının hatalı olduğunu, ilanen tebligatın son çare olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti ile Fas Krallığı Arasında Hukuki Ve Ticari Konularda Adli yardımlaşmaya Dair Sözleşme’nin 6/1 md göre; “Akit taraflardan birinin ülkesinde oturan kişilere hukuki ve ticari konularda tebliğ olunacak adli ve gayri adli belgeler Adalet Bakanlığı aracılığı ile gönderilir” hükmünün yer aldığını, tebligat Kanunu 25 maddesine göre Adli Yardımlaşma Sözleşmesi’nin 6/1 maddesine göre tebligat yapılmadan ilanen tebligat yapılmasının hukuki dinlenilme hakkının ihlali mahiyetinde olduğunu, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, kararın öncelikle bu yönü ile kaldırılması gerektiğini,Ayrı bir öninceleme duruşması yapılmadan öninceleme, tahkikat ve sözlü yargılama aşamalarının tek celsede tamamlanmasının usule aykırı olduğunu, öninceleme duruşmasının ilanen tebligattan 3 ay sonra yapılması gerektiğini, Esas yönünden ise; mahkemenin ispat yükünde yanılgıya düştüğünü, davanın dürüstlük kuralına aykırı olarak açıldığını, İstanbul 13.ATM’nin 2014/887 E sayılı dosyada sözlü yargılamanın yapılacağının bildirildiği ve davanın 21.05.2015 tarihinde anılan dosyayı uzatmak amacıyla açıldığını, bedel kaydının bononun zorunlu unsuru olmadığını, davacının sahte imza ile senet düzenlendiği iddiası karşısında senedin iptal edilmiş olması ve bu nedenle imza kısmının yırtıldığını beyan etmesinin çelişkili olduğunu, davacının senetlerin muhtemel ortaklık ilişkisi nedeniyle düzenlendiğini beyan ederek taraflar arasında hukuki ilişkiyi ikrar etiğini, bonoda bedel kaydı olmaması halinde borcun sebebini ve borç sebebinin ortadan kalktığının ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının kesin ve yazılı delil sunmadığını, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, mahkemenin İstanbul 41.ATM’nin 2011/166 E sayılı dosyasına delil olarak yer vermiş ise de ilgili dosyayı ve dosyada müvekkilinin cevaplarının ve delilerinin tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekilinin usule ilişkin istinaf istemi; müvekkili adına ilanen tebligat yapılmasının hatalı olduğuna yönelik olmakla öncelikle tebligat aşaması incelenmiştir.Dosya incelendiğinde; davalının Fas Krallığı vatandaşı olduğu, davalının kimlik örneğinin temin edildiği, 27.12.2014 tarihinde ülkeden çıkış kaydının olduğu, mahkemece davalının Türkiye’de bildirilen adreslerine tebligat yapıldığı, neticeten tebliğ yapılamaması nedeni ile Türkiye’de yayın yapan gazetede ilanen tebliğ yapılarak karar verildiği görülmektedir.Türk vatandaşı olmayan davalının ülkeden çıkış kaydı sabittir. Mahkemece davalının vatandaşı olduğu konsolosluktan adres bilgilerinin sorulmadığı görülmektedir. Bununla birlikte Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 50/2 maddesinde, ilanın yabancı ülke gazetesi aracılığı ile yapılması haline değinmiş olup mahkemece davalının yurt dışı adresinin temini için yazılan yazılara olumsuz cevap verilmesi halinde ilanen tebligatın yabancı ülke gazetesi aracılığıyla yapılması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır. (Aynı yönde Yargıtay 11.HD, 2014/14128 Esas, 2015/2312 Karar sayılı, 20.02.2015 tarihli kararı) Açıklanan nedenle davalı vekilinin ilanen tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin istinaf istemi yerinde olup anılan husus kamu düzenine de ilişkin olduğundan ilk derece mahkemesinin kararının HMK 355, 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre esasa ilişkin istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/67 Esas, 2017/869 Karar sayılı, 17.10.2017 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 355, 353/1-a-6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden 3.113,78TL istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 80 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 178,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/03/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.