Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1443 E. 2019/1354 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1443 Esas
KARAR NO : 2019/1354
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2017
NUMARASI : 2017/209 2017/918
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/06/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili, davalının dava dışı borçlu aleyhine icra takibi başlattığını, takip sırasında müvekkillerine 89/1-2-3 ihbarnamelerinin gönderildiğini, ihbarnamelerin yanlış adreslere ve müvekkillerinin haberleri olmaksızın tebligat kanununa aykırı şekilde tebliğ edildiğini ve müvekkillerinin mallarına haciz uygulandığını, öncelikle icra mahkemesine gecikmiş itiraz ve şikayet davası açtıklarını belirterek müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, ayrıca takip dosyasında taşınmazın haciz ve satış işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın 3.şahıs tarafından açılan menfi tespit davası olduğu, davalının dava dışı borçlu … A.Ş aleyhine 25/06/2014 tarihinde icra takibi başlattığı, İİK’nun 12.maddesi uyarınca icra müdürlüğünün borçlu veya 3.şahıslar tarafından yapılan ödemeleri kabul zorunluluğu bulunduğunu, BK’nun 62.maddesi uyarınca borçlu olmadığı şeyi ihtiyarı ile veren kimse hata sonucu kendisini borçlu sanarak verdiğini kanıtlamadıkça isteyemeyeceği, eldeki davada davacı sıfatının takip borçlusuna ait olduğu, zira borç ödenmiş olsa bile davacı sıfatının asıl borçluya ait olduğu, ödenen şeyi istirdat talebinin borçluya ait olduğu gerekçeleriyle davacıların aktif dava ehliyetleri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin eksik inceleme yaptığını, delilleri toplamadığını, aktif dava ehliyetlerinin bulunduğunu, ihbarname gönderilmekle müvekkillerinin davacı sıfatı kazandıklarını, yine müvekkillerinden icra takibinde borçlu olarak gösterilen … vefatı ile müvekkilleri …, … ve …’ün mirasçı olmaları nedeniyle davacı-borçlu sıfatını kazandıklarını, 16/05/2016 tarihinde dosya borçluları olarak müvekkilleri hakkında İİK’nun 100.madde malumatı için talep açan davalı tarafın talebinin müdürlükçe kabul edildiğini, 17/05/2016 tarihinde müdürlüğün borçlu olarak müvekkillerini göstermek suretiyle işlem yaptığını, mahkemenin bu konuda gerekli delilleri toplamadığını, yine borçlu …A.Ş’nin yönetim kurulu üyelerinin müvekkillerinden … ve … olduğunu bildirmiştir. İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinde; davalının dava dışı ….A.Ş aleyhine 241.107,11 TL’nin tahsili için icra takibi başlattığı, icra dosyasında davacılar … ve …’e İİK’nun 89.maddesi uyarınca haciz ihbarnamelerinin çıkarıldığı görülmüştür. İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/734 esas sayılı dosyasının akıbetinin ne olduğu dava dosyası içeriğinden anlaşılamamıştır.
GEREKÇE: Davacılar vekili, dava dilekçesinde müvekkillerine İİK’nun 89.maddesi uyarınca ihbarnameler gönderildiğini, yapılan bu işlemin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek menfi tespit talebinde bulunmuştur. Davalı vekili ise cevap dilekçesinde davacılardan … ve … hakkında İİK’nun 89.maddesi uyarınca ihbarname gönderilmediğini savunmuştur. Davacılar vekilince verilen cevaba cevap dilekçesinde ise dava konusu icra takibinde borçlulardan … vefat etmesi nedeniyle 100.maddeye yarar bilgilerin istendiğini, bu nedenle …, … ve …’ün bu davada taraf sıfatlarının bulunduğunu iddia etmiştir. Davalı vekili ise ikinci cevap dilekçesinde, … hiçbir zaman takipte borçlu olarak yer almadığını savunmuştur. Mahkeme ise davacıların icra dosyasında borçlu olmadığından menfi tespit davası açamayacakları gerekçeleriyle aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Anlatım taraflara, niteleme ise Hakime aittir. Taraflarca verilen dilekçelerde açıklık bulunmadığı durumlarda Hakimin HMK’nun 31.maddesi uyarınca taraflara açıklama yaptırabileceği ve soru sorabileceği bilinmesi gereken bir usul kuralıdır. Dava dilekçesinin incelenmesinde, dava İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılan tipik bir menfi tespit davası izlenimi vermektedir. Yine davacılar vekilince verilen cevaba cevap dilekçesinde ise bir kısım davacılar yönünden … mirasçıları olması nedeniyle davada taraf sıfatlarının bulunduğu ileri sürülmüştür. İİK’nun 72.maddesi uyarınca takip borçluları tarafından menfi tespit davası açılabileceği gibi, bir takipte borçlu bulunmadığı halde kendilerine İİK’nun 89.maddesi uyarınca ihbarname gönderilen kişiler de takip borçlusuna kendisinin borçlu olmadığından bahisle İİK’nun 89.maddesine dayalı olarak menfi tespit davası açabilecektir. Somut olayda dava dilekçesinden edinilen ilk izlenim davanın İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılmış bir dava olduğu yolundadır. Dosya arasında bulunan ve davalı tarafından dava dışı … A.Ş aleyhine başlatılan İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinde ise, eldeki davanın davacılarından … ve …’e İİK’nun 89.maddasi uyarınca ihbarnameler gönderildiği, ayrıca dava dışı … da İİK’nun 89.maddesi uyarınca ihbarnameler çıkarıldığı görülmüştür. Bu itibarla eldeki davanın davacılardan … ve … yönünden İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılmış olan menfi tespit davası olduğunun kabulü gerekir. İcra dosyasının dosyamız arasında bulunan kısmında … borçlu olduğuna dair bir bilgi görülmemiştir. Bu durumda mahkemece icra dosyası aslı celbedilerek ve davacılar vekiline diğer davacılar yönünden davanın hangi sebebe dayandığı açıklattırılarak tüm delil ve beyanlar birlikte değerlendirildikten sonra dava şartlarının ve bu arada davada … ve … dışındaki diğer davacıların aktif husumetlerinin bulunup bulunmadığı hususları değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken salt takipte borçlu olmadıklarından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olduğundan usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/11/2017 tarih, 2017/209 esas, 2017/918 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği üzere araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılara iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 129,60 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/06/2019