Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1422 E. 2021/586 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1422 Esas
KARAR NO: 2021/586 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI: 2016/131 E. – 2017/390 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (FSEK Eser Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/03/2021
İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 30/11/2017 tarihli kararına karşı tarafların istinaf başvuruları üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait … logolu televizyon kanalında 05.05.2016 tarihinde yayınlanan “…” programında, Ak Parti Ankara milletvekili …’ın Türkiye’nin son gündemine ilişkin görüşlerini paylaştığını, müvekkilinin bu yayın üzerinde FSEK 80 çerçevesinde bağlantılı hak sahibi olduğunu, davalı … Tv’nin hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın 05.05.2016 tarihinde “… programında dakikalarca müvekkili şirkete ait .. kanalında yayınlanan “…” programında …’ın görüşlerini müvekkiline ait … logosunu tamamen kapatarak, müvekkilinden hiçbir şekilde izin almaksızın ve karşılığında hiçbir bedel ödemeksizin yayınlandığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla FSEK 68 maddesi uyarınca üç katı tutarındaki maddi tazminatı ve yine 70.maddedeki maddi tazminatın şimdilik 2.000 USD’sinin tahsiline, haksız eylem nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı ağır manevi zararın karşılığı olarak 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, verilecek hükmün masrafı davalıya ait olmak üzere yurt içinde yayın yapan tirajı en yüksek üç gazetede birden ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirkete ait televizyon kanalında yayınlanan dava konusu haberin ülke ve dünya kamuoyunun büyük ilgisini çeken başbakan …’nun istifa süreci ile Başkanlık sistemi odağında siyasi bir kimliğe sahip …’ın açıklamalarının haber niteliği taşıdığını, davacının yayın üzerinde FSEK 80 çerçevesinde hak sahibi olmadığını yayını gerçekleştirilen görüntülerin eser olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte yayının FSEK hükümleri çerçevesinde haber amaçlı kullanılması nedeniyle hukuka uygunluk sebebinin mevcut olduğunu, yayınlanan görüntülerde dürüstlük kuralına aykırı bir durum da söz konusu olmadığından haksız rekabet hükümlerinin de uygulanamayacağını, davacının maddi tazminat talebinin fahiş olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 30.11.2017 tarihli 2016/131 E. – 2017/390 K. sayılı kararıyla; “Davacı … AŞ tarafından davalı … AŞ aleyhine açılan davanın kabulü ile, -Davacının bağlantılı hak sahibi olduğu, … logolu TV program görüntülerinin davalı tarafından izinsiz gösterimi nedeniyle FSEK 68.maddesi gereğince takdiren belirlenen 2.000 TL rayiç bedel üzerinden takdiren üç katı olan 6.000 TL’nin 05/05/2016 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davalı eyleminin haksız fiil oluşturduğu ve haksız rekabet yaratması nedeniyle somut olayın özelliğine göre takdiren 10.000 TL manevi tazminatın 05/05/2016 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin gerekçeli kararında da izah edildiği üzere “…” programında yayınlanan dava konusu görüntülerin sahibinin hususiyetini taşımaması nedeniyle FSEK 5. Maddesi gereğince sinema eseri olmadığını ancak televizyon yayınlarının FSEK 80/1 maddesi gereğince bağlantılı hak sahibi sıfatıyla bazı haklara sahip olduklarını, müvekkilinin bağlantılı haklarının ihlal edildiğini ve kanal logosu kapatılarak haksız rekabete neden olunduğunu, hükmedilen maddi ve manevi tazminat bedellerinin yeterli olmadığını, davalı şirketin ana kanallardan birinde izinsiz yayını TV aracılığıyla izlenme oranının en yüksek olduğu saat diliminde umuma arz ettiğini, sundukları fiyatlar üzerinden değerlendirme yapılması gerektiğini, hesaplamada müvekkili şirketin marka değeri, …’ın o dönemdeki Türk siyaseti ve gündemdeki yeri, izinsiz yayın gerçekleştirilen saat diliminin yayın değeri gibi unsurların dikkate alınması gerektiğini, -dava dilekçesinde talep ettikleri 2.000 USD maddi tazminatı TL’ye çevirdiklerini ve 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesine göre faiz ile, manevi tazminata avans faizi istediklerini, mahkemenin maddi tazminat talebini bu faiz oranına göre hesaplaması gerektiğini, manevi tazminata yasal faiz uygulanmasının yerinde olmadığını, -30/11/2017 tarihli gerekçeli kararın yayınlandığı gün yürürlüğe giren …Ü.T.’e göre vekalet ücretine hükmedilmediğini beyan etmiştir. (dilekçede sehven “kararın reddine” yazılmıştır) Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; yayını gerçekleştirilen röportaj kaydı/görüntülerinin eser mahiyetinde olmadığını, buna rağmen FSEK 80/son ve 68/1 maddeleri gereğince tazminata hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, -müvekkilinin yapmış olduğu yayının izne tabi olmadığını, mahkemenin TV kuruluşlarının gerçekleştirdikleri yayınların eser niteliğini haiz olmadığını ancak 80/C kapsamında değerlendirileceğine karar verdiğini, FSEK 80/f bendinde; “Aşağıda belirtilen hallerde komşu hak sahibi ile film yapımcısının yazılı izni gerekli değildir; 1-Fikir ve sanat eserlerinin kamu düzeni, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma veya haber amacıyla ve kazanç amacı güdülmeksizin icra edilmesi ve kamuya arzı…” nın istisna kapsamında olduğunun düzenlendiğini, dava konusu röportaj yayınlanmasının haber amacıyla gerçekleştirildiğinin mahkeme kararı ve bilirkişi raporuyla gerçekleştirildiğinin tartışmasız olduğunu, Doktrin de belirtilen istisnanın mutlak surette radyo ve TV programlarını da kapsayacak şekilde değerlendirildiğini (…, …, İstanbul 2005, … Yayıncılık sf 251) mahkemenin ise yanlış ve hukuka aykırı yorum yaparak madde lafzını çok sınırlayıcı şekilde yorumladığını, mahkemenin gerekçeli kararının iki paragrafının birbiri ile çeliştiğini, mahkemenin MK 1 maddesi gereğince hukuki boşluğu kendisinin dolduracağını, -davaya konu yayın eser niteliğinde olmadığından mali veya manevi hak ihlalinin söz konusu olmadığını, mahkemenin FSEK 68. Maddesini uygulamasının doğru olmadığını, FSEK 80/7-1 bendini katı bir şekilde uygulayıp, FSEK 80/son hükmünü geniş bir şekilde yorumlamasının çelişkili tutum olduğunu, -mahkemenin hangi sebebe dayanarak haksız rekabetin varlığına hükmettiğinin açıklanmadığını, oysa hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının manevi tazminat hakkının bulunmadığının belirtildiğini, müvekkilinin haberi servis ederken hiçbir şekilde röportajın kendileri tarafından gerçekleştirildiğini beyan etmediklerini, bu iddiayı destekler bir ifade yada ibareye yer vermediklerini, – manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, mahkemenin de bu yönde tespitte bulunmadığını, hiçbir gerekçe gösterilmeden manevi tazminata hükmedildiğini beyanla, ve resen gözetilen sebeplerle, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:İlk derece mahkemesince üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 24/02/2017 tarihli raporda; RTÜK tarafından gönderilen 05/05/2016 … yayın kopyasında bahsi geçen davacı yayınının 55 saniye ile yayınlandığını, yayın esnasında …’e ait logonun buzlandığını, davalının dava konusu edilen yayınının, süre ve sunuş şekli itibarıyla haber verme ve bilgilendirme gayesine uygun olmakla yapılan alıntının mezkur yasal düzenlemelerin ışığında davacıdan izin alınmasına gerek bulunmayan ve davacının bağlantılı hakkını ihlal etmeyen bir mahiyet arz ettiği bununla birlikte, davalı yanın, davacının yayınındaki logo, yayın altı akan yazılar gibi unsurları blurlayarak/ buzlayarak gizleyerek takdim etmesinin FSEK m. 84 ve TTK m. 55/4 hükümleri kapsamında karışıklık yaratma suretiyle haksız rekabet vasfı arz ettiği belirtilmiştir. Mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 05/07/2017 tarihli raporda; … logolu TV’de yapılan “…” isimli program FSEK m. 5 anlamında sinema eseri sayılamayacağı, bu yayınlarda FSEK m.1 anlamında sahibinin hususiyetini taşıma koşulunun gerçekleşmediği, bununla birlikte FSEK m.80/f.1 C ile radyo televizyon kuruluşlarına bağlantılı hak sahibi sıfatıyla bazı haklar tanındığı, yayına ilişkin CD’lerden davaya konu edilen “…” isimli TV nin davacıya ait … kanalında yayınlanması nedeniyle davacının bu yayın üzerinde FSEK 80/C maddesi gereğince bağlantılı hak sahibi olduğu, dosyada mübrez RTÜK tarafından gönderilen 05.05.2016 tarihli … yayını ile diğer CD’lerin incelenmesi neticesinde; davacının … TV kanalındaki “… isimli programının 55 saniye süre ile yayınlanmış olduğu ve yayın sırasında … logosunun buzlandığının görüldüğü, kural olarak, bir televizyon kuruluşunda yayınlanan röportaj görüntülerinin bu kanaldan izin alınmaksızın başka bir televizyon kanalında kullanılamayacağı (FSEK m.80/f.1-C) FSEK m.80/f.7’de belirtilen istisnalar kapsamında komşu hak sahibi ile film yapımcısının yazılı izninin gerekli olmadığı, izin alınmaksızın “haber amacıyla ve kazanç güdülmeksizin” icrası yapılacak ve kamuya arz edilecek şey “fikir ve sanat eseri” olup, bu bentte “televizyon yayınları”ndan bahsedilmediğinden, somut uyuşmazlıkta, bu istisna hükmünün uygulanma ihtimalinin mevcut olmadığı, aslında bu düzenlemenin eksik bir düzenleme olduğu, ikinci bentte “Fikir ve sanat eserleri ile radyo-televizyon programları”ndan bahsedilmiş iken birinci bentte sadece fikir ve sanat eserlerinden bahsedilmesinin, yasal düzenleme yapılırken bu hususunun unutulduğu hususunu akla getirdiğini, fikir ve sanat eserlerini istisna kapsamına alıp eser vasfını haiz olmayan tv yayınlarını istisna kapsamına almamanın makul bir izahı bulunmadığını, ancak mevcut düzenleme dikkate alındığında somut uyuşmazlık çerçevesinde davalının FSEK m.80/f.7/bent 1’deki istisnadan yararlanmasının mümkün olmadığını, diğer taraftan FSEK m.80/f.7/bent 4’te yer alan “Bu Kanunun 30 uncu, 32 nci, 34 üncü, 35 inci, 43 üncü, 46 ncı ve 47 nci maddelerinde belirtilen haller’ istisnanın da somut olaya uygulanma olasılığının bulunmadığını, dava konusu uyuşmazlıkta davalının davacının bağlantılı hak sahibi olduğu yayın için davacıdan izin almaksızın haber verme maksadı ile de olsa yayın yapmasının FSEK m.80/f.1/C.1 hükmüne aykırı olup davacının bağlantılı hak sahipliğinden doğan hakkının ihlali olduğu kanaatine ulaşıldığını, kaldı ki bir an için olaya FSEK 80/7 hükmündeki istisnaların uygulanması ihtimali söz konusu olduğunda dahi hükümdeki; “Bu uygulama, hak sahibinin meşru menfaatlerine haklı bir sebep dışında zarar veremez veya eserden normal yararlanmaya aykırı olamaz” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında davalının vaki görüntüleri davacı yayın kuruluşundan aldığına dair bir açıklamaya veya davacının logosuna yer verilmemesi nedeniyle mevcut kullanım FSEK 80 hükmüne hukuka aykırı sayılabileceğini, davacı taraf FSEK 68’den ayrı olarak ayrıca FSEK 70 çerçevesinde de maddi tazminat talebinde bulunduğunu, Yargıtay’a göre, hem FSEK.m.68, hem de FSEK.m.70.f.2 veya FSEK.m.70.f.3 kapsamında maddi tazminat talep edildiğinde, talep edilen toplam bedelin, anılan seçenekler uyarınca istenebilecek “en çok bedel” ile sınırlı olduğunu, gündemi oluşturan ve haber değeri taşıyan bir haberin başkaca kişi/kurumlar tarafından kullanımının dakika ücretinin 2000-3000 TL arasında olabileceğini, davaya konu haber için 55 saniyelik kullanım için 2.000 TL’dan, davacı tarafın FSEK 68 çerçevesinde toplam 6.000-TL bedel ile FSEK 70 çerçevesinde tespit edilen 3.000-TL arasında seçim yapmak durumunda olacağını beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E :Davacı tarafça müvekkilinin … televizyon kanalında 05/05/2016 tarihinde yayınlanan “…” programında, Ak Parti Ankara milletvekili …’ın röportaj görüntülerinin, davalıya ait … kanalında izinsiz olarak ve müvekkilinin logosu ve alt yazılar buzlanarak yayınlandığını beyanla, mali ve manevi haklarının ihlal edildiğinden bahisle FSEK 68. Madde gereğince üç kat telif tazminatı, FSEK 70. Madde gereğince maddi tazminat ve manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Dava konusu röportaj ve yayının davacıya ait olduğu, RTÜK tarafından gönderilen yayın kopyasından, davacı yayınının davalı kanalında 55 saniye süre ile yayınlandığı , yayın esnasında …’ e ait logonun buzlandığı, yayının eser vasfının bulunmadığı sabittir. Dosya kapsamına celp edilen yayın görüntülerinden davacı tarafın bu yayın üzerinde FSEK 80/C maddesi gereğince bağlantılı hak sahibi olduğu anlaşılmıştır. FSEK 80/son madde gereğince bağlantılı hak sahipleri, tıpkı eser sahipleri gibi tecavüzün ref’ ini men’ ini talep edebilir ve ref kapsamında 3 kat telif tazminatı isteyebilirler. Davalı vekili yargılamada ve istinaf dilekçesinde, yayın görüntülerinin davalı kanalda, haber amacıyla yayınlandığını, FSEK 80/f bendinde düzenlenen istisna kapsamında bulunduğunu ve tazminat koşullarının oluşmadığını ileri sürmüştür. Haber amaçlı kullanım istisnası, FSEK 37. maddede; “Haber mahiyetinde olmak ve bilgilendirme kapsamını aşmamak kaydı ile, günlük hadiselere bağlı olarak fikir ve sanat eserlerinden bazı parçaların işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan vasıtalara alınması mümkündür. Bu şekilde alınmış parçaların çoğaltılması, yayılması, temsil edilmesi veya radyo ve televizyon gibi araçlarla yayınlanması serbesttir. Bu serbestlik, hak sahibinin hukuki menfaatlerine zarar verecek şekilde veya eserden normal yararlanmaya aykırı biçimde kullanılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Yasal düzenleme gereğince, bir kullanımın haber amaçlı kullanım istisnası kapsamında görülebilmesi için, bunun haber mahiyetinde olması, bilgilendirme kapsamını aşmaması, miktar itibariyle eserin küçük bir bölümüne ilişkin olması, kullanımın, eser sahibinin hukuki menfaatlerine zarar verecek nitelikte olmaması ve eserden normal yararlanmaya aykırı bir kullanım niteliği taşımaması gereklidir. Davalı tarafça davacının yayın görüntülerinin, haber bülteninde 55 saniye yayınlandığı, davaya konu röportajın yayın tarihlerinde güncel olması nedeniyle haber değeri taşıdığı, kullanımın da bilgilendirme amaçlı olduğu anlaşılmaktadır. Davalının kullanımı normal kullanım sınırlarını aşmamakla birlikte, kullanılan yayının kime ait olduğu açıklanmadan, kaynak gösterilmeden , kullanım sırasında davacı kanalının logosu ve ekranın alt kısmındaki yazıların buzlanarak yayınlanması nedeniyle, davalı kullanımının, kaynak gösterme koşulunu taşımadığı anlaşıldığından, davalının eyleminin, haber verme, bilgilendirme amaçlı kullanımın istisnasına girmediği, davacının televizyon yayınları üzerinde FSEK 80.madde gereğince sahip olduğu bağlantılı hakları ihlal eder nitelikte olduğu, FSEK 68. Madde gereğince üç kat telif tazminatı talep edilebileceği kanaatiyle, mahkemece sonuç itibarıyla FSEK 68/3 maddesi gereğince üç kat tazminat talebine hükmedilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin manevi tazminat koşullarının oluşmadığına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; FSEK 80/1-A-1 maddesi gereğince bağlantılı hak sahiplerinden ancak icracı sanatçılar madde de belirtilen koşullarda manevi tazminat talep edebileceklerse de, davalının kanal ismini ve yayınlanan görüntünün altındaki açıklamaları buzlayarak yayınlaması nedeniyle, Borçlar Kanunu anlamında bir haksız eylem ve 5846 Kanunun 84.maddesi anlamında bir haksız rekabet oluşturduğu dikkate alınarak, davacı şirketin bundan dolayı uğradığı imaj kaybı, davalının bundan sağladığı yarar göz önüne alınarak manevi tazminat koşullarının oluştuğu kanaatiyle davalı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun da reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları ile işletilen faize yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davacı tarafın sunduğu belgelerin, spor müsabakalarına ilişkin görüntülere yönelik olduğu, bu görüntülerin yayın haklarının ayrı sözleşmelerle yayın kuruluşlarına tanındığı, bu davada emsal alınamayacağı, davacı vekilinin mahkemece maddi tazminatın TL üzerinden tahsiline karar verilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmadığı, işletilen faize itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde emsal olarak sunduğu İstanbul 4. FSHHM’nin 10/12/2015 tarihli 2014/194 Esas-2015/218 Karar sayılı kararda … röportajına ilişkin yayın görüntülerinin 92 saniyesinin yayınlanmasına ilişkin davada, rayiç bedelin 750 Amerikan Doları (dava tarihinde 1.596,30 TL) olduğu kabul edilerek üç katı 2.250 USD telif tazminatına hükmedildiği, bu davada ise 55 saniyelik görüntünün yayınlandığı ve görüntü için bilirkişilerce 2.000 TL telif tazminatı tespiti yapıldığı dava tarihi itibarıyla bunun 679,42 USD’ye karşılık geldiği ve yeterli olduğu, davacı tarafça tazminatın TL olarak belirlenmesi istinaf sebebi yapılmadığından, 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince faize karar verilemeyeceği, avans faizi işletilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Manevi tazminat miktarı yönünden yapılan incelemede; fiilin FSEK 37. Madde deki kaynak gösterme dışındaki diğer koşulları taşıdığı dikkate alınarak, hükmedilen 10.000 TL manevi tazminat yeterli görülmüş, manevi tazminata yasal faiz işletilmesi de usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Davacı vekilinin vekalet ücretlerine ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde, 30/11/2017 karar tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, hükmedilecek nispi vekalet ücreti Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülecek davalar için düzenlenen maktu vekalet ücretinin altında olamayacağından, maddi tazminat talebi yönünden 3.145,00TL ve manevi tazminat yönünden 3.145,00 TL’ya hükmedilmesi gerekirken bir önceki tarifeye göre karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf talebi ile davalı vekilinin maddi tazminat yönünden, kararının gerekçesine ilişkin istinaf sebebi kabul edildiğinden mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, kazanılmış haklar korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin kararın gerekçesine yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 3- İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 30.11.2017 tarihli 2016/131 E. – 2017/390 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4-Davacı … AŞ tarafından davalı … AŞ aleyhine açılan davanın kabulü ile, A)-Davacının bağlantılı hak sahibi olduğu, … logolu TV program görüntülerinin davalı tarafından izinsiz gösterimi nedeniyle FSEK 68.maddesi gereğince takdiren belirlenen 2.000 TL rayiç bedel üzerinden takdiren üç katı olan 6.000 TL’nin 05/05/2016 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, B)-Davalı eyleminin haksız fiil oluşturduğu ve haksız rekabet yaratması nedeniyle somut olayın özelliğine göre takdiren 10.000 TL manevi tazminatın 05/05/2016 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, C)-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, 5-İlk derece yargılaması yönünden; a)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.092,96 TL karar harcından peşin yatırılan 442,10 TL’nin mahsubu ile kalan 650,86 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline, Hazine’ye irat kaydına, b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, c)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, ç)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, d)-Davacı tarafından yapılan: 3.000 TL bilirkişi ücreti, 298,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.298,20 TL’nin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 2.011,90 TL ve 471,30 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.483,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına, e)-Davalı tarafından yapılan: 50 TL posta giderinin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 19,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan giderin davalı üzerinde bırakılmasına, f)-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talepleri kabul edildiğinden taraflarca yatırılan istinaf harçlarının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgilisine iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 120,20 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin 1/2 oranında 60,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 19/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.