Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1412 E. 2018/930 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1412 Esas
KARAR NO : 2018/930
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/592 E.
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ : 09/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli…esas unsurlu … İstanbul, … PLAZA marka tescillleri bulunduğunu, davalının da haksız ve hukuka aykırı şekilde …… İSTANBUL gibi.. asli unsurlu markaları tescil ettirdiğini, bu markaları müvekkilinin …markalarıyla ayırd edilemeyecek kadar benzer olduğunu, YİDK karar iptali davasında bu yönde bilirkişi raporu alındığını, davalının açtığı bir davanın da Ankara FSHHM tarafından reddedildiğini, davalının Bakırköy 1.FSHHM’de açtığı 2017/335 E.sayılı davada düzenlenen ilk bilirkişi raporununda müvekkilinin lehine olduğunu, davalının marka başvurusunun Ankara 1.FSHHM 2015/117 E., 2016/371 K.sayılı kararla reddedilmesine rağmen, davalının bu markaları projelerinde, internet sisteminde, sosyal medya hesaplarında, reklam tabelalarında ve iş mahsullerinde kullanmaya devam ettiğini, bu kullanımlarda … ibaresinin ön plana çıkarıldığını ve karıştırma ihtimali meydana getirildiğini, SMK’nın 155.maddesi gereği tescile dayalı kullanım savunması yapılamayacağını, tüketicilerin, müvekkili ile davalı arasında bir bağlantı olduğu düşüncesine kapılacağını, davalı tarafın müvekkilinin markalarından haberdar ve kötüniyetli olduğunu, davalının bu kullanımlarının, marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu,” iddia ile davalının tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, giderilmesini, şimdilik 20.000 TL manevi, 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, … esas unsurlu markaların aynısının ya da ayırd edilemeyecek kadar benzerinin davalının başta www…..com.tr internet sitesi olmak üzere, davalının twitter, facebook, instagram ve youtube hesaplarına erimişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu markanın kullanıldığı broşür, ambalaj, tabela, katalog vb. tanıtım materyaline el konularak toplatılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, “adi ortaklıkların taraf ehliyeti olmadığını, Yargıtay içtihatları gereği adi ortaklığı oluşturan kişilerin tek tek gösterilmesi gerektiğini, bunun bir dava şartı olduğunu, bu nedenle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, öte yandan davacının kötüniyetle tescil ettirdiği 2011/21307, 2011/95230, 2013/26845, 2013/90569 no’lu …PARK ibareli marka tescillerinin hükümsüzlüğü için Bakırköy 1.FSHHM’de 2017/335 E. sayılı davanın açıldığını, ayrıca Ankara 1.FSHHM’nin 2015/117 E. sayılı dosyasında da YİDK karar iptali davasının derdest olduğunu, Bakırköy 1.FSHHM’de açtıkları 2017/61 E. sayılı hükümsüzlük davasının da aynı mahkemenin 2017/335 E. sayılı dava ile birleştirildiğini, bu dosyanın Bakırköy FSHHM’nin 2017/335 E. sayılı dosya ile birleştirilmesi ve hükümsüzlük davalarının bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin 2010 yılından beri … markalarını kullandığını, 2010 yılında TOKİ’nin ihalesinin kazanılması sonrası …PARK markalarının gazetelerde, görsel basında, resmi yazışmalarda kullanıldığını, … asli unsurlu markaların müvekkilinin tescilli markaları olduğunu ve bunlar kullanılmasının engellenemeyeceğini, … markası üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, … ibaresinin konut projesi sektöründe ilk kez 2008 yılında TOKİ tarafından kullanıldığını, 2009 yılında …PARK ve … İSTANBUL projelerinin ilanlarının gazetelerde yayınlandığını, 2010 yılında TOKİ’nin ihalesinin sonuçlandığını ve bu projelerin adlarıyla birlikte ihaleyi kazanan müvekkiline devredildiğini, dolayısıyla …PARK ve … İSTANBUL markaları üzerinde 2008 yılından beri hak sahipliğinin müvekkiline ait bulunduğunu, kazanılmış hakkı nedeniyle müvekkilinin kullanımdan men edilemeyeceğini, bu markaların müvekkili tarafından ciddi reklam harcamaları yapılarak piyasada tanıtıldığını, davacı markalarıyla, müvekkili markaların farklı olduğunu ve karıştırma ihtimali bulunmadığını, …PARK ibaresinin tüm dünyada kullanılan bir ibare olup, marka olarak tescil edilemeyeceğini, bu sözcüğün ayırd ediciliğinin düşük olduğunu, mutlak tescil engeli bulunduğunu, ancak farklı unsurlarla tescil edilebileceğini, davacı markaları için hükümsüzlük davası açıldığından ve … ibareli tüm markalar üzerinde gerçek hak sahibi müvekkili olduğundan tedbir isteminin de reddi gerektiğini, davacının zaten kullanmadığı markalar nedeniyle zararı söz konusu olmadığından tazminat da talep edemeyeceğini, tazminat taleplerinin de yersiz olduğunu” savunarak davanın ve tedbir isteminin reddini istemiştir.
İhtiyati tedbir istemini duruşmalı olarak inceleyen mahkeme 30.01.2018 tarihinde markaya yönelik üstün hak sahipliği konusunun çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermiş, bu red kararına karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili 13.02.2018 harç tarihli istinaf dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, “red kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin TPE nezdinde ilk tescilinin 16.03.2011 başvuru tarihli olduğunu, … ibareli markaların yıllardır müvekkili tarafından kullanıldığını, üstün ve öncelikli hakkın müvekkiline ait olduğunu, davalının, müvekkilinin markalarından haberdar olmasına rağmen kötüniyetli olarak haksız eylemlerine devam ettiğini, davalının marka başvurularının da kötüniyetli olduğunu, dava konusu kullanımlarının, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, davalı markalar ile müvekkili markaları arasında karıştırma ihtimali bulunduğunun Ankara 1.FSHHM’deki YİDK karar iptali davasında alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, davalının açtığı marka hükümsüzlüğü davasındaki ilk bilirkişi raporunun da aynı yönde olduğunu, red kararının, davalının tecavüz eylemlerinin sürmesine yol açacağını, davalının markayı hem inşaat, hem buna bağlı sınıflarda kullandığını ve bu kullanımın, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin en bariz örneklerinden biri olduğunu, buna müsamaha gösterilmesinin hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmadığını ve müvekkilini telafisi imkansız zararlara sokacağını” iddia ile red kararının kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Dosya içerisinde davalının istinafa cevap dilekçesine rastlanmamıştır.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf isteminde bulunmuş ise de, … ibaresinin konut sektöründe ilk kez 2008 yılında dava dışı TOKİ tarafından kullanıldığına dair deliller ve tüm dosya kapsamına göre gerçek hak sahipliği hususunun bu aşamada çekişmeli olması ve davacının iddialarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmediğinden, istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.