Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1405 E. 2018/914 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1405 Esas
KARAR NO : 2018/914
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/07/2017
NUMARASI : 2017/810 D.İŞ – 2017/812 K.
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 09/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tedbir talep eden vekili, “müvekkili ile davalı arasında 17.09.2009 ve 20.10.2009 tarihli Finansal Kiralama sözleşmeleri akdedildiğini ve mülkiyeti müvekkiline ait malların zilyetliğinin davalıya devir ve teslim edildiğini, borçlunun kiraları vadesinde ve tam ödemediğini, bunun üzerine davalıya noterden ihtarname gönderilerek 60 gün içinde kira borçlarının ödenmesinin istendiğini bu süre içinde de ödenmediğinden, sözleşmelerin münfesih olduğunu, buna rağmen kira konusu malların müvekkiline iade edilmediğini, kira konusu malların aynen iadesi için İstanbul 26.Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığı, mahkemenin 25.02.2014 tarih ve 2012/193 E., 2014/40 K. sayılı kararıyla FK konusu malların müvekkiline aynen iadesine, karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, 1 yüklenici, 6 Ekskavatör ve 1 Bunkerli Beton Santrali’nden ibaret FK konusu malların müvekkiline iadesi kararı kesinleşmesine rağmen, davalı boçlunun Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2012/261 E.sayılı iflas erteleme davası açtığını, bu davaya müvekkilinin de müdahil olarak, 03.06.2014 tarihli celsede, İstanbul 26.Ticaret Mahkemesi’nin kararı gereği FK konusu ekipmanlar üzerindeki kararın kaldırılmasının talep edildiğini ve mahkemenin, “karar kesinleştiğinde malların müvekkiline iade edileceği tartışmasız olduğu” gerekçesiyle şimdilik karar verilmesine yer olmadığına karar verdiğini, 26.Ticaret Mahkemesi kararın kesinleştikten sonra İstanbul 3.İcra Müdürlüğü’nde takibe koyduklarını, ancak davalının kötüniyetli olarak iflas erteleme davacının gerekçe göstererek İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2014/587 E.sayılı davayı açtığını, bu dava sonunda mahkemenin hukuka aykırı şekilde iflas erteleme tedbir kararı gerekçesiyle takibin iptaline karar verdiğini ve bu kararın Yargıtay 8.HD tarafından onanarak / KD talebi de reddedilerek kesinleştiğini, bunun üzerine iflas erteleme davasında yaptıkları talebe karşılık 26.Ticaret Mahkemesinin 14.07.2017’de, “FK konusu malların, mahkememizce verilen 18.06.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararı kapsamı dışında olduğunun tespitine, İstanbul 26.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/193 E., 2014/40 sayılı kararının infazına engel etmediğine” karar verdiğini FK malların menkul mal olup, davalı tarafça kaçırılabileceğini” iddia ile malların tedbiren müvekkiline teslimini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 31.07.2017 tarihinde “İstanbul 26.Ticaret Mahkemesi’nin 2012/193 E., 2014/40 sayılı dosyasında malın iadesine dair verilen karar kesinleşmiş olmakla, davacının ihtiyati tedbir istemekte hukuki yararı bulunmadığı ve ihtiyati tedbir koşulları oluşmadığı” gerekçesiyle tedbir istemini reddettiği, bu red kararına karşı tedbir isteyen vekilinin istinaf isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tedbir isteyen vekili 10.08.2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde, tedbir talep dilekçesindeki iddialarını tekrarla, “tedbir isteminin reddi kararının yanlış olduğunu, müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, mahkemenin red gerekçesinin doğru olmadığını, hukuki yararın bulunduğunu, davalı tarafın kötüniyetli olarak, aynen iade kararının infazına sürekli engel olduğunu, 4 adet iş makinasının çürümeye bırakıldığını, tedbir kararı verilmediği takdirde ekipmanların zayi olacağı” iddia ile red kararın kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı Müflis Bor-an inşaat vekili istinafa cevap dilekçesinde, “şirketin iflasına karar verildiğini ve ilk alacaklar toplantısının 22.02.2018 tarihinde yapılarak iflas idaresinin teşekkül ettiğini, istinaf istemini haksız ve mesnetsiz olduğunu, karşı taraf vekilinin tedbir isteminde hukuki yarar bulunmadığını, davacının başvuruları nedeniyle, taraflar arasındaki ilişkinin karmaşık bir hal aldığını, müvekkilinin ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir kısım ödemeleri yapamayınca, karşı tarafın zaten İstanbul 26.Ticaret Mahkemesi’nin 2012/193 E.sayılı dosyası, Ankara 9.Ticaret Mahkemesi’nin 2012/261 E.sayılı dosyası ve İstanbul 9.İcra Dairesi’nin 2017/25106 sayılı icra dosyası ile istediği sonuca ulaştığını,” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
Dava konusu malzemelerin teslimine ilişkin kesin hüküm bulunduğundan kesinleşen hükme göre de ihtiyati tedbirle teslimi istenilen araçların mülkiyetinin davalıya ait olmadığı kabul edilmiş olup, kararda kesinleştiğinden araçlar iflas masasına dahil olmayıp davacının mülkiyetinde olduğundan ilamın icra yoluyla infazı mümkün olup, HMK’nın 389 ve devamındaki maddelere göre ihtiyati tedbir ancak açılmış veya açılacak dava kapsamındaki bir hususla ilgili olarak verilebilebileceği, 2 hafta içinde dava açılması zorunluluğu bulunup açılmaması halinde tedbir, yasadan dolayı kendiliğinden kalktığından ve kesin hüküm nedeniyle böyle bir dava açıması mümkün olmadığından iflas masasına dahil olmayan finansal kiralama konusu mallar icra yoluyla teslim olma hakkı bulunduğundan ihtiyati tedbir talep etmekle hukuki yararı bulunmadığından (yeniden icraya başvurabileceğinden) istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın tedbir talebinde bulunan taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderinin tedbir talebinde bulunan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.