Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1388 E. 2018/929 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1388 Esas
KARAR NO : 2018/929
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/74 E.
DAVANIN KONUSU : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
KARAR TARİHİ : 09/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 14.02.2018 harç tarihli dava dilekçesinde, “müvekkilinin MESAM meslek birliği asıl üye ve yönetim üyesi olduğunu, bazı üyelerin şikayeti üzerine Mesam Yönetim Kurulu’nun 05.01.2018 tarihli toplantısında haysiyet kuruluna sevk edildiğini ve haysiyet kurulunun 26.01.2018 tarih ve 2.4/0248 sayılı kararıyla da üyelikten ihraç edildiğini, bu ihraç kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili hakkındaki suçlamaların asılsız olduğunu, MESAM’ın sırlarını 3.kişilere bildirdiğinin iddia edilmesine rağmen, hangi sırrın kime iletildiğinin müvekkiline açıklanmadan savunma istendiğini, yönetim kurulunun sevk yazısının, haysiyet kuruluna ihraç et talimatı verir gibi olduğunu, haysiyet kurulunun gerekli delil ve belgeleri toplamadan ve sadece müvekkili aleyhine şikayette bulunanları dinlediğini, müvekkilinin lehine olan tanıkların dinlenmediğini, soruşturma ve kararda yönetim kurulunda konuşulan konuların mesder adlı facebook sayfasında yayınlandığının iddia edildiğine rağmen bu sayfanın sahibinin dinlenmediğini savunmalarının incelenmediğini ve dikkate alınmadığını, yönetim kurulu üyelerinden …’un istifasının kendisi tarafından dışarıya sızdırılmadığını, bu kişinin şaka olarak istifa ettiğinin, ancak müvekkilinin bu istifanın işleme konulmasını sağladığı iddialarının doğru olmadığını, istinafa dilekçesinin işleme konulmasının gerekli olmadığını, görevini yapan kişilerin görevinin yapmaktan dolayı sorumlu tutulamayacaklarını, Yönetmeliğin 8/b maddesi gereği müvekkilinin savunması istenmeden ihraç kararı verebilmesi için yargı mercilerince verilmiş bir yargı kararı olması gerektiğini, iddia edilen eylem ile ceza arasında bir orantı olmadığını, suçlamanın ne olduğunu ve delillerin müvekkiline bildirilmesi durumunda yeniden savunma yapılacağını bildirmelerine rağmen, savunma alınmadan karar verildiğini” iddia ile ihraç kararının iptalini müvekkilinin üyeliğe iadesini, 17-18 Mart tarihlerinde yapılacak genel kurula katılabilmesi için ihraç kararının tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tedbir talebine karşı cevabında, “tedbir talebinin HMK’ndaki şartları taşımadığını, talebin, davanın esasını çözecek nitelikte olduğunu, bu şekilde bir tedbir kararı verilemeyeceğini, ihraç edilen davacı hakkında derdest 2 ayrı suç duyurusunun bulunduğunu, tedbir kararının MESAM, üyeleri ve 3.kişiler hakkında telafisi güç zararlar doğuracağını üyelikten ihraç kararının 2 sebeple verildiğini, bunlardan birinin YK’da konuşulan ve gizli kalması gereken konuların 3.kişilerle paylaşılması, …’un gerçek iradesini taşımayan istifasının 3.kişilere aktarılması, diğerinin ise MESAM YK üyesi …’nun ölümle tehdit edilmesi olduğunu, …un gerçek olmayan istifasının, davacı tarafça Whatshapp ve Facebook da açıklandığını, ayrıca davacının YK üyeleri önünde YK üyesi ….’yu ölümle tehdit ettiğini, bu konuda İstanbul C.Başsavcılığında soruşturma bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının talep ettiği belgelere zaten vakıf olduğunun basındaki haberlerden anlaşıldığını, haysiyet kurulu yönergesinin 7.maddesine aykırı davranıldığı iddasının doğru olmadığını, davacıya 16.01.2018 tarihli yazı ile 25.01.2018 tarihine kadar yazılı savunmasını vermesi için süre verildiğini, davacının haysiyet kuruluna yazılı savunma sunmasına rağmen herhangi bir delil, belge sunulmadığını,” savurak davacının ihtiyati tedbir talebinin reddini, müvekkili yıpranacağından, basında dava konusu olay ile ilgili haber ve yorum yapılmasının tedbiren önlenmesini talep etmiştir.
Mahkemece 28.02.2018 tarihinde, “haysiyet kurulu yönergesi disiplin yönergesi, haysiyet kurulu toplantı tutanakları İstanbul C.Başsavcılığı soruşturma dosyaları incelendiğinde, Mart ayı içinde yapılacak seçimlerde hak kaybı meydana gelmemesi ve meslek birliğindeki son gelişmeler nedeniyle, yaşanan gelişmeler basına yansıması sonucu meslek birliğinin itibarının zedeleneceği” gerekçesiyle her 2 tarafın tedbir istemi de kabul edilerek, davacı hakkındaki 26.01.2018 tarih ve 2.4/0248 sayılı ihraç kararının dava sonuna kadar tedbir yoluyla durdurulmasına ve gene dava sonuna kadar, dava ile ilgili basında haber ve yayın yapılmasının meslek birliğinin itibarının zedelenmemesi açısından tedbiren önlenmesine karar verilmiş bu karara karşı davalı MESAM vekili 02.03.2018 harç tarihli dilekçe ile istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, “davacı hakkında, biri ölümle tehdit suçundan dolayı olmak üzere 2 savcılık soruşturma dosyası bulunduğunu, taraflar arasındaki güven ilişkisinin temelden sarsıldığını, bu tedbir kararının MESAM’ın işleyişi sekteye uğratacağını, 3.kişiler yönünden de vahim ve telefasi imkansız sonuçlara yol açağını” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevabında, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, Kültür Bakanlığı tarafından mevcut yönetimin işten el çektirildiğini, 17-18 Mart’ da yapılacak Genel Kurulunda iptal edilerek ertelendiğini, verilen tedbir kararının, davanın esasına ilişkin olmayıp, geçici bir önlem olduğunu, savcılık soruşturmalarının, ihraç kararına dayanak oluşturmak maksadıyla sonradan uydurulan iftira amaçlı şikayetler olduğunu, MESAM meslek birliğinde müfettiş soruşturmasının çok kapsamlı olarak devam ettiğini” savunarak istianf isteminin reddini istemiştir.
Her ne kadar davalı vekili, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf isteminde bulunmuş ise de, davacı MESAM meslek birliğinin karar tarihi itibariyle çok yakın tarihte genel kurulunun yapılacak oluşu, iddialarla ilgili yapılan savcılık başvurularının ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle henüz sonuçlanmamış oluşu, iddia olunan eylemle, uygulanan disiplin yaptırımının orantılı olup olmadığının da yargılama sonunda anlaşılacağı, bu süre zarfında davacının üyelik haklarından yoksun bırakılmasının da doğru olmayacağı gözetilerek davalı vekilini istinaf istemi yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.