Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1387 E. 2018/927 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1387 Esas
KARAR NO : 2018/927
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1115 E.
DAVANIN KONUSU : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “plastik ürün satışıyla ilgili müvekkiline verilen 14.10.2017 tarih ve 5.505,17 TL’lik çek’in de içlerinde bulunduğu toplam 10 adet çek’in ticari defterlere işlenmesi aşamasında kaybolduğunu bunlarla ilgili İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2017/803 E.sayılı çek iptali davası açtıklarını, 14.10.2017 tarih ve 5.505,17 TL bedelli çek’in 3.bir kişi tarafından bankaya ibraz edilerek keşideci ve lehdar hakkında takibi yapıldığı için bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, çek’in önceki ve sonraki hali karşılaştırıldığında, şirkette kaybolan çek’in bir şekilde davalı… Yapı şirketi tarafından haksız biçimde ele geçirilerek davalı …’a ciro edildiğini, bu kişininde çek’i …’a verdiğini, bu sırada bankaya ibraz edilip, ödeme yasağı bulunduğu çek’in arkasına yazılınca hemen Karaman’da bulunan davalı …’e temlik edildiğini, çek’in davalı … Yapı şirketince haksız olarak ele geçirildiğinin, tahsilat makbuzu, çek bordrosu, ticari defter müstenidatı belgelerle sabit olduğunu, keşide yeri Antalya olduğu halde ve borçlularla hiçbir adres bağı bulunmadığı halde Karaman 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nden 2017/66 Değ.iş dosyasında ihtiyati haciz kararı alınarak ve bu ihtiyati haciz sadece çek keşidecisi hakkında uygulanarak alacağın tahsil edildiğini, müvekkilince İstanbul 8.Ticaret Mahkemesi’nde 2017/836 E.sayılı davanın açıldığını, başka çekler yönünden de benzer durumların söz konusu olduğunu, İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/848 E.sayılı dosyası incelendiğinde, davalı …’a verilen vekalet ile bu davadaki davalılardan …’e verilen vekaletnamenin aynı tarihte, aynı yerde aynı noterden verildiğini, çalınan tüm çeklerin de arkasındaki el yazısı karakterlerinin bile birebir aynı olmasının tesadüf olmadığını, aynı yöntemlerin kullanıldığını, ciro silsilesindeki isimlerin benzer olduğunu, ihtiyati haciz kararının yalnızca keşideci ve lehdar arasında alındığını, çek’lerin bankaya ibrazında sonra 3.kişiye temlik edilerek davaların doğru kişiye yöneltilmesinin önüne geçirildiğini böylece kötüniyetli bu işlemlerin tek merkezden yöneltildiğinin ve kurgulandığının açık olduğunu, davaların TTK 686, 687 ve 790.maddeleri gereği yetkili hamil olmadıklarını, kötüniyetli olduklarını” iddia ile dava konusu çek’e dayanılarak İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyada, keşideci … Ltd. Şirketi tarafından dosya borcunun tamamını dosyaya depo edileceğinden, bu meblağın davalı-alacaklı …’e ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, İstanbul 4.Ticaret Mahkemesinin 2017/803 E.sayılı dosyasında verilen ödeme yasağının devamına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu 5.505,17 TL’lik çek’in müvekkili şirkete iadesini, bu çekten dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitini, çek bedelinin tahsil edilmesi durumuda ise vade tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsilini ve danışıklı hareket eden kötüniyetli davalılar hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İstanbul 4.Ticaret Mahkemesi’nin veridiği ödeme yasağı kararının davacı yönünden ihtiyati tedbir talebi mahkemece 10.10.2017 tarihinde “zayi nedeniyle iptal davasında verilen tedbir kararı, karar kesinleşinceye kadar geçerli olduğundan” reddedilmiştir.
İİK’nın 72/3.maddesine göre, talep dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönndeki tedbir talebinin de mahkemece 21.12.2017 tarihinde, “davacı şirketin takipte taraf olmaması” nedeniyle reddine karar verildiği ve bu red kararına karşı davacı vekilin 19.01.2018 harç tarihli dilekçesi ile istinaf isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili istinafında dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, “kötüniyetli davalılara gönderilen tebligatların tümünün iade dendiğini, taraf teşkilinin dahi sağlanamadığını, davaların haksız kazanç sağlamak amacıyla ve organize bir biçimde hareket ettiklerini, çek iptali davasına konu başkaca çeklerinde aynı kişilerin elinde olduğunu, yerel mahkemece şekli inceleme yapıldığını ve dosya kapsamının görmezden gelindiğini, tedbir kararı verilmesinde müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu, tedbir kararı verilmediği takdirde davalılardan tahsilatın ileride imkansız olacağını, red kararının yanlış olduğunu” iddia ile kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların istinafa cevap vermediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda belirtilen nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf isteminde bulunmuş ise de, ilk derece mahkemesi kararında belirtildiği üzere ödeme yasağı konusunda hali hazırda İstanbul 4.Ticaret Mahkemesi’nce verilmiş ihtiyati tedbir kararının mevcut olduğu, İİK’nın 72/3.maddesine dayalı talepte bulunulmuş olmakla birlikte, bu talebe konu icra takibinde davacı şirketin taraf olmaması nedeniyle, dava dışı bir kişinin icra veznesine yatıracağı paranın alacaklıya ödenmemesi biçiminde bir tedbir talebinde de davacı yönünden hukuki yararın bulunmadığı, yaklaşık ispat koşulunu da sağlamadığı gözetilerek istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili’nin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.