Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1381 E. 2021/502 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1381 Esas
KARAR NO: 2021/502
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2017
NUMARASI : 2017/433 E. – 2017/251 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1990 senesinde kullanılmaya başlanan … ibaresi, Türkiye nin ilk franchise sistemine sahip kuaför markası olup 5 adedi İstanbul da l adedi Ankara da olmak üzere toplam 6 mağazada hizmet verdiğini, davalının bu tanınırlık nedeniyle … markasını taklit ettiğini, müvekkili davacının 96/17884 sayılı … markasının sahibi olduğunu, ayrıca müvekkilinin faaliyet alanını genişletmeye düşünen müvekili firmanın 2013 yılında başvuruda bulunarak, 2013/14597 sayılı … ibareli, 2013/14604 sayılı … ibareli, ve 2013/14609 sayılı … ibareli markaları da tescil ettirdiğini, müvekkili davacı firmanın eskiye dayalı gerçek hak sahibi olduğunu, davalının ise 2008/24407 sayılı … markasını adına tescil ettirdiğini, davalının Sakarya ilinde işyeri açtığını …. ibaresini tabelalar asmak suretiyle ve ayrıca tüm yazışmalarında, ambalaj kağıtlarında, kartvizitlerinde de kullandığını davalının kötü niyetli olduğunu,. Her iki şirketinde kuaförlük hizmeti verdiğini, Davalı adına tescilli markanın müvekkilinin markası ile karıştırılma ihtimali içerdiğini gibi iltibasta yarattığını, beyanla davalı adına tescilli 2008/24407 sayılı …. markasının 556 sayılı KHK nın 42.maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne TPMK sicil kaydından terkinine ,fazlaya ilişkin hak ve alacakları ile maddi manevi tazminat talepleri saklı kalmak kaydı ile tüm yargılama giderleri ve masrafların ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı asil cevap dilekçesinde; tarafından işletilen … kuaför Sakarya da halen aktif olarak hizmet verdiğini , kuaförün adı olan … ibareli markayı 25/04/2008 tarihinde TPE de tescil edildiğini, uzun yıllar boyunca davacı markasıyla ihtilafsız olarak kullanıldığını, bu süre boyunca … kuaför davacıdan farklı olan kendine özgü bir çalışma sistemiyle hizmet verdiğini herhangi bir şekilde davacı markaya yanaşma kastıyla hareket edilmediğini, … kuaförün müşteri portföyü, adından ziyada şahsı tarafından söz konusu hizmet alanındaki beceri ve başarıları ile elde edildiğini, her iki markanın incelenmesinde aralarında ayırıcı şekil unsurları bulunduğunun açıkca görüldüğünü, markaların halk arasında karıştırılması ihtimali bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.Davalı vekili ise, huzurdaki davanın 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını markanın tescilinden 8 yıl sonra bu şekilde bir dava açılmış olmasının davacının iyi niyetli olmadığının göstergesi olduğunu, davacı ve davalının farklı il sınırları içinde faaliyet gösterdiğini markalar arasında ayırt edici unsurların bulunduuğunu, müvekkili davalının,davacı markasına iltibas kastı bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…marka tescil kayıtlarından davaya konu hükümsüzlüğü istenen markanın 25/04/2008 başvuru tarihinden itibaren … markasının 44.sıanıfta “tıbbı hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri. Veteriner ve Hayvancılıkla ilgili hizmetler. Tarım, bahçecilik ve ormancılık la ilgili hizmetler ” sınıflarında davalı adına 08/05/2009 tarihinde tescil edildiğinin görüldüğü, marka tescil kayıtlarından 01/12/2016 başvuru tarihli 175140 sayılı … ibareli 42.sınıfta kuaför salonu hizmetleri alt sınıfında tescilli marka ,07/02/2013 başvuru tarihli 2013/11674 sayılı … ibareli 44.sınıfta” tıbbı hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri. Veteriner ve Hayvancılıkla ilgili hizmetler. Tarım, bahçecilik ve ormancılık la ilgili hizmetler “sınıfında ,17/02/2013 tarihli 2013/14597 sayılı …, 17/02/2013 başvuru tarihli 2013/14604 sayılı …, 13/02/2013 başvuru tarihli 2013/14609 mosvip, markalarının 44.sınıfta davacı adına kayıtlı olduğunun görüldüğü, davacının … ibareli markalarının 1996 yılından beri tescilli olduğu, davalının markasının da asıl unsurunun … ibaresi olduğu ,harfler arasına nokta konulmasının markanın okunuşunda farklılık yaratmadığı , görsel ve işitsel olarak markalar arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğu, ekip ibaresinin tanamlayıcı bir ibare olduğu … anlamı kazandırdığı, markaya ayırt edicilik katmadığı, davacı ve davalı markalarının aynı sınıfta tescilli olduğu, markalar arasında sınıfsal benzerlikte bulunduğunun anlaşıldığı, davanın 28/10/2016 tarihinde açıldığı, davalı markasının tescil tarihinin 08/05/2009 tarihli olduğu 5 yıllık dava açma süresinin dolduğu anlaşılmışsa da, davacı markasının tanınmışlığı yönünden yapılan incelemede; dosya içerisine alınan yine İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait 2013/51 Esas 2014/231 karar sayılı dosyası içerisinde bulunan davacıya ait markanın franchising sözleşmeleri, markanın korunması için açılan davalara ilişkin bilirkişi raporları, tanıtım katalogları, davacının markasının 1996 yılından beri 44. Sınıfta tescilli olduğu, kuaför salonu hizmetleri, ve bu hizmet sınıfı ile bağlantılı olan 44.sınıfta “tıbbı hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri, “sınıflarında tescilli olduğu gözönüne alındığında, davacının markasının sektörde bilinen bir marka olduğu kanaatine varıldığı, davalının davacı markasını bilmediğini ileri süremeyeceği, … ibaresinin Türkçe de anlamı olmayan fantazi bir ibare olduğu davalının bu ibareyi kullanma yönünde haklı bir neden ileri sürmediği, davacının markasının tanınırlığı ve bilinirliğinden faydalanma amacı güdüldüğü markanın kötü niyetle davalı tarafça tescil edildiği kanaatine varıldığı, davalının markayı kötü niyetle tescil ettirdiği, davacının tanınmışlığından faydalanma imajını aktarılması amacı güdüldüğünden, kötü niyetli tescilde hükümsüzlük davası süreye tabi olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı adına tescilli 2008/24407 sayılı “…” markasının tescilli olduğu “tıbbi hizmetler ve güzellik bakım hizmetleri” sınıfında kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, veterinerlik ve hayvancılıkla ilgili hizmetler, tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili hizmetler yönünden açılan hükümsüzlük davasının reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin, … markası 25.04.2008 tarihinden itibaren on yıl süre ile 08.05.2009 yılında Türk Patent Enstitüsü ile tescil edildiğini, mahkeme her ne kadar, 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu belirtmişse de, davacının markasının tanınmış olduğu kanaati ile bu sürenin işletilmediğini belirttiğini, ancak, bir markanın tanınmış marka sayılabilmesi için öncelikle bir kişiye veya kuruma sıkı bir biçimde bağlılık, reklam gücü ve yaygın bir dağıtım ağına bağlı olması gerektiğini, oysa ki davacının markasının İstanbul’da bulunan yerel bir kuaför salonu olduğunu, davacının markasının, yaygın bir dağıtım ağına bağlı olmadığı gibi yalnızca İstanbul’da reklam gücüne sahip olabileceğini, tanınmış marka olabilmesi için Türkiye’nin 81 ilinde de yaygın ağa ve bilinirliğe sahip olması ve mos adının davacı ile özdeşleşmesi gerektiğini, müvekkilinin kuaför salonunun ise Sakarya’da bulunan bir salon olup İstanbul ile ilgisi dahi bulunmadığını, tanınmış markaların başvuru üzerine TPE tarafından ”tanınmış marka” olarak tescil edildiğini, oysa, davacının markasının TPE tarafından ”tanınmış marka” olarak tescili de bulunmadığını, davacının markasının tanınmış marka olarak kabul edilmesinin kanuna ve uygulamaya açıkça aykırılık arz ettiğini, davanın müvekkilinin markasının 2008 yılında tescil edilmesinden 8 yıl sonra açılmış olduğundan, 5 yıllık iyi niyeti havi hak düşürücü süre dolduğunu, bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazlar değerlendirilmeden, her iki marka arasında benzerliğin bulunduğu kanaati doğrultusunda, yerel mahkeme tarafından karar verildiğini, oysa, bilirkişi raporunun içerik görselinde de görüleceği üzere, her iki markanın şekil ve ibareleri birbirinden çok farklı olup, iltibas yaratma durumunun söz konusu olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/1729 E. 2017/1186 K. Sayılı ilamında iltibasın, iki markanın aynı işletmeye bağlı olduğunun düşünülmesi hali olduğunu, bunun belirlenmesinde kıstasın uzman bilirkişiler tarafından değil, tüketiciler gözünde yapılması gerektiğini belirttiğini, Mahkemenin, sadece bilirkişi raporuna bağlı kalarak iltibas olduğuna kanaat getirmişse de burada tüketici gözü ile inceleme yapmak gerektiğini, biri İstanbul’da olan ve İstanbul dışındaki kişilerin bilmediği davacının markası, diğeri de Sakarya’da olan ve Sakarya dışındaki insanların bilmediği bir marka olmak üzere iki markanın da objektif incelemesinde yazım ve grafiklerinin birbirinden çok farklı olduğunu, dolayısı ile tüketici gözünde iki markanın da aynı işletmeye bağlı olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, aradan geçen bu 10 yıllık süreçte İstanbul’daki davacının markası ile müvekkilinin markasının karıştırılmasına dair herhangi tespit ve davacının da iddiası mevcut olmadığı düşünüldüğünde, müvekkilinin davacının markasına yanaşma kastı olmadığının açıkça ortada olduğunu, davacının sekiz yıl sonra iş bu davayı açmasının TMK.md.2 ‘ye göre iyi niyet teşkil etmediğini beyan ederek kararın öncelikle hak düşürücü süre yönünden, aksi halde iltibas edilebilirlik yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı adına tescilli 2008/24407 sayılı “…” markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava konusu 2008/24407 sayılı “…” markasının 44 nolu emtia sınıfında 08.05.2009 tarihinde davalı adına tescil edilmiştir.Hükümsüzlük davası ise 28.10.2016’da açılmıştır. Davacı yan ise 175140 numaralı “…” markasını 02.09.1997 Tarihinde 42 nolu emtia sınıfında TPE nezdinde tescil ettirmiştir. Davacının 44 nolu emtia sınıfındaki “…” markalarının davalının markasının tescilinden sonra tescil edildiği görülmektedir.Hükümsüzlük davasının tescilden itibaren 5 yıl içinde açılması gerekli ise de; kötüniyet halinde hükümsüzlük davası 5 yıllık süreye bağlı kalınmaksızın her zaman açılabilecek olup davacı yan … markasını tanınır hale getirdiğini ve tescilin kötüniyetli olduğu iddiasında bulunduğundan mevcut delillerin değerlendirilmesi gereklidir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda; “Güzellik bakım hizmetleri” açısından markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik olduğu, tescilli mal ve hizmetlerin benzer olduğu dolayısıyla kuaförlük sektöründeki orta düzeydeki tüketici açısından karıştırılma ihtimalinin olduğu, netice olarak kısmi hükümsüzlük şartlarının oluşmuş olduğu, “Tıbbı hizmetler, Veterinerlik ve hayvancılıkla ilgili hizmetler Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla illgi hizmetler ” açısından ; markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik olmakla beraber, tescilli mal ve hizmetlerin benzer olmadığı dolayısıyla kuaförlük sektöründeki orta düzeydeki tüketici açısından karıştırılma ihtimalinin olmadığı, kısmi hükümsüzlük koşullarının oluştuğu yönünden görüş belirtilmiştir.Somut uyuşmazlıkta; davalının markasının 08.05.2009’da tescil edildiği, davanın ise 28.10.2016 açıldığı, dava tarihi itibarıyle 5 yıllık dava açma süresinin dolduğu sabit ise de; davacının markasının 03.09.1997’de tescil edildiği, dosya arasında mevcut İstanbul Anadolu Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/51 Esas, 2014/231 Karar sayılı dosyası kapsamındaki deliller, davacıya ait franchise sözleşmeleri, kataloglar, bilirkişi raporları dikkate alındığında davacının sektörde bilenen bir marka olduğu, her iki markanın emtia sınıfının bağlantılı olduğu gibi tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, bilirkişi heyeti raporunda tespit edildiği üzere her iki markanın esas unsuru … ibaresi olup davalının … markasındaki nokta işareti ve … ibaresinin ortalama tüketici nezdinde ayırt edicilik oluşturmadığı, … ibaresinin sentetik olarak türetilmiş bir ibare olup ayırt ediciliğinin yüksek olduğu dikkate alındığında davacı ile aynı sektördeki davalının davacının sektördeki tanınmışlığından yararlanma amacını taşıdığı ve kötüniyetli tescil yönünden dava süreye tabi olmadığından davalı yanın hak düşürücü süre ve iltibasa ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Mahkemenin davalı markasının 44.nolu emtia sınıfındaki “güzellik ve bakım hizmetleri” alt sınıfı yönünden hükümsüzlük kararı verilmesine ilişkin kararı yerinde ise de; bilirkişi raporunda da yerinde olarak belirtildiği üzere “Tıbbi hizmetler, veterinerlik ve hayvancılıkla ilgili hizmetler, tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili hizmetler” alt sınıfları yönünden tescilli mal ve hizmetlerin benzer olmadığı dikkate alınarak “tıbbi hizmetlere” ilişkin hükümsüzlük isteminin de reddi gerekirken kabulü yerinde görülmemiş, kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1- Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA 2-Davanın KISMEN KABULÜNE,
– Davalı adına tescilli 2008/24407 sayılı “M.O.S EKİP” markasının tescilli olduğu 44.sınıftaki “güzellik bakım hizmetleri” alt sınıfında KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,-“Tıbbi hizmetler, veterinerlik ve hayvancılıkla ilgili hizmetler, tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili hizmetler” alt sınıfları yönünden açılan hükümsüzlük davasının REDDİNE,-Karar kesinleştiğinde kesinleşme şerhli gerekçeli karar örneğinin TPMK’ya Yazı İşleri Müdürü tarafından gönderilmesine,-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına – Dava kısmen kabul edildiğinden AAÜT gereğince 5.900 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine – Dava kısmen reddedildiğinden AAÜT gereğince 5.900 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine -Davacı tarafça yapılan masraflar 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 132,50 TL teb.müzekkere masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 2.195,20 TL yargılama giderinden red ve kabul oranlarına göre 1/2 oranı 1.097,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına -Davalı tarafça yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından takdirine yer olmadığına,3- İSTİNAF YARGILAMASINDA – Peşin harcın talebi halinde davalı yana iade edilmesine, -Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri olan, başvuru harcı gideri 98,10 TL, tebligat ve posta gideri 91,00 TL olmak üzere toplam 189,20 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde aidiyetine göre taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.