Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1368 E. 2021/391 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1368 Esas
KARAR NO: 2021/391 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2018
NUMARASI : 2017/62 E., 2018/6 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin TPMK nezdinde 26/10/2011 tarih ve 2011/06592 sayı ile tescilli tava tasarımının gerçek sahibi olduğunu, davalı tarafından vekil edenin 26/10/2011 tarih 2011/06592 sayı ile tescilli tava tasarımının vekil edenin izni olmaksızın korumu kapsamındaki tasarımının aynısının genel izlenim itibarıyle ayırt edilemeyecek kadar benzerinin üretildiğini ,piyasaya sunulduğunu, satışa sunulduğunu, söz konusu ürünün httpp://www…..com/.. adlı resmi internet sitesi üzerinden online olarak da satışa sunduğunun tespit edildiğini, davalının vekil edenin tescilli tasarımına tecavüz teşkil eden ürünleri satışa sunması ve hatta internet ortamından online olarak hızmı bir şekilde satışa sunulması nedeni ile müvekkilinin zararı her geç en gün katlanarak artmakta olduğunu, davalının tasarımım tesciline tecavüz teşkil eden ürünlerin piyasaya sürmesi vekil eden ticari faaliyetleri ve ürünleri ile iltibas yaratarak tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olmakta ve vekil edenlerin uzun yıllar sonucu emek ve çabaları ile oluşturduğu tüketiciler nezdindeki haklı güven duygusundan, müvekkilinin tescilli tasarımlarından haksız ve hukuka aykırı şekilde yararlanılarak tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olduğundan bahisle ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile 6769 sayılı SMK nın 149. Maddesi kapsamında davalının,müvekkilinin tescilli tasarımlarına tecavüz teşkil eden fillerin tespiti ve durdurulması önlenmesine tecavüze sebebiyet veren ürünlere el konulmasına imhasına, gazetede ilanı ile harç masraf ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili firma tarafından üretilen ürünler ile dava konusu tasarımın farklı ürünler olduğunu, müvekkili firma tarafından üretilen üretilen ürünün ” geleneksez bakır sahanlardan ” esinlenerek üretildiğini, davacının ortaya koyduğu ürün , davacının tasarımına tecavüz etmeyecek şekilde net ayrımlara sahip olduğunu dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine haiz olmadığını, müvekkili firmanın kullandığı tasarımın yüzyıllardın süre gelen geleneksel bakır sahanlardan esinlenerek yapıldığını, beyanla dava konusu tasarım ile davalı müvekkil şirket tarafından üretilen ürünün, görünüm olarak farklı olması ve bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunması ve farklı olarak algılandığı bilirkişi raporu ilede tespit edilmesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; Dosya kapsamında alınan her iki bilirkişi raporunda da davalı ürünü ile davacı tarafın 2011/06592 sayılı çoklu tasarım belgesi karşılaştırılarak, tasarımcının ürünün işlevini yerine getirmesi için zorunlu olan yükseklik, büyüklük , kulp taşıması gibi özellikler inceleme dışı bırakılarak, davalı ürününün kulbunun davacı tasarımından farklı olarak dışa doğru kapanan bir formda olması, iç boşlukları, yan görünümde kulbun et kalınlığı , dış yüzeydeki kırmızı rengin davacı tasarım tescilinde gövdenin tamamını ve kulpun aşağı bakan yüzeyini kaplamışken davalı ürünününde belli bir kademede bırakıldığının tespit edildiği anlaşılmakla davalı ürününün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı izlenim ile davacı tasarımının farklı olduğu davacının tasarım tescilinden kaynaklanan haklarına tecavüz edilmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…Dosya kapsamına sunulan bilirkişi raporlarında tasarımların benzerlik değerlendirimesi 6769 sayılı smk hükümlerine aykırı bir şekilde gerçekleştirilerek hatali sonuçlara ulaşılmıştır. Dosya kapsamına sunulu bilirkişi raporu ile vekil eden tescilli tasarımı ve davalı ürünü benzerlik değerlendirmesine konu edilerek, tava ürünlerinin, tasarımcısının seçenek özgürlüğünü kısıtlamakta olan bir tasarım alanında tasalanmış olmalarına rağmen, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattıkları genel izlenimde belirgin bir farklılık bulunduğu, farklı olarak algılandıkları görüş ve kanaat varmış bulunduğu belirtilmiştir. Dilekçeye ekli görselden de anlaşılacağı üzere aynı sektörde faaliyet gösteren davalı taraf vekil edenin sektörel anlamda müşteri kitlesi nezdinde aranır ve tanınır hale getirdiği 26.10.2011 tarih ve 2011 06592 sayı ile tescilli tava tasarımını imalattan gelen hiçbir teknik zorunluluk olmamasına rağmen, taklit etmek suretiyle üretmekte ve piyasaya sunmaktadır. Her ne kadar dosya kapsamına sunulan bilirkişi raporu ile davalı taraf ürünü ile vekil eden tasarım belgesine konu ürün karşılaştırılarak söz konusu ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunduğu, farklı olarak algılandığı belirtişmiş ise de, söz konusu değerlendirmeler tasarım hukukunun genel ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. Dosya kapsamına sunulu bilirkişi raporunun 10.sayfasında taraflar ürünlerinin benzerlikleri sıralanmış olup, anılan benzerliklerin tümünün anonim ve teknik zorunluklara bağlı koşullardan kaynaklanmakta olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamına sunulu bilirkişi raporunun 11 sayfasında taraflar ürünlerinin farklılıkları sıralanmış olup, tava ürünlerinin daraltılmış tasarım alanına hitap etmeleri nedeni ile bu ürünlerin tasarımcılarına tasarımiarındaki buluş katkılarında daha müsamahalı olmak gerektiği öğretisinden yola çıkarak, sayılan farklılıkların taraflara ait ürünlere genel izlenimde belirgin bir farklılık kazandırmış bulunduğu belirtilmiştir.Oysa raporda tava ürününe ilişkin tasarımcının seçenek özgürlüğü ve ürünü geliştirmedeki sınırları gözetilmesi için raporda verilen örneklerin hiç birinde vekil eden ve davalı ürünlerindeki aynı geometrik formda bir ürüne rastlanılmamıştır. Tasarım genel görünümü korur, renk 2. faktör olmasına rağmen ürünlerin renkleri dahi aynıdır. davacı ve davalı tarafa ait tasarımların yan görünüşleri incelendiğinde, gövde kesitlerinin ve kulp bağlantı geometrisinin benzer olduğu tespit edilmişken ürünlerin farklı olarak değerlendirilmesi hatalı ve hukuka aykırı olmuştur.Yine aynı şekilde davalı ürünün kulbunda sırf lava ibaresi -davalı markası- yer alıyor, tava ürünlerinin altında kabartma olarak taraf markaları belirtilmiş diye söz konusu tasarımları farklı adlederek tüketici nezdinde benzer algılanmayacağının belirtilmesi raporda gerçekleştirilen diğer bir hatalı değerlendirmedir. tasarım ile korunan ürünün genel görünümü olup, ürünle üzerinde yer alan “marka kabartmalı” kısımların değerlendirme dışı bırakılması gerekirdi…” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ; davalının ,davacı tarafın tescilli 2011/06592 sayılı tava tasarım tescilinden kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet edip etmediği,tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ,ürünlere el konularak imhası taleplerinden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Mahkemece önce davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporunda “… 13/04/2017 tarihli raporda; Tava tasarımlarının bir gövde ve bu gövdeye bağlı kulplardan oluştuğunu,gövdenin ve kulpun biçimleri, oranları ve birleşim detayları ile farklılaştığını ve ayırt edici nitelik kazandığını,ürünlerin gövde kısımlarının harcıalem olarak değerlendirilebilecek bir forma bağlı olduğunu ancak ayırtedicilik kazandıracak kulplar incelendiğinde,davacı tarafa ait tasarım tescilinde yer alan kulpun gövdeden dışarı doğru daralan bir yapıda iken,davalı tarafa ait üründe dışarı doğru açılarak genişlediğini,kulpların kalınlığının uçlara doğru farklılık gösterdiğini, davacı tasarımında kulplarda herhangi bir yazı ve desen yer almazken davalı ürününde LAVA yazısı yer aldığını,dış yüzeydeki kırmızı rengin davacı tasarım tescilinde gövdenin tamamını ve kulpun aşağı bakan yüzeyini kaplamışken davalı ürünününde belli bir kademede bırakıldığını ve kulp üzerinde uygulanmadığını , ürünün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklı olarak algılandığını …” görüş olarak bildirmiştir.Davacı yanın rapora itirazları kapsamında alınan ikinci rapor olan 07/11/2017 tarihli raporda “….. ürünün renginin koruma kapsamı dışında olduğunu, tasarım hukukunun ürünün biçimini koruduğunu, ürünün kendinden beklenen işlevi yerine getirmesi için zorunlu olarak alması gereken (çanak ve kap biçimi gibi) bulundurmaları gereken asgari özelliklerin de koruma dışında kalacağını, davacının ETTB ile koruduğu tava konulu ürünün taşıdığı ayrı veya farklı özelliklerin benzerliği veya ne kadarının anonim olduğu değil, dava konusu tavaların taşıdığı bütünsel görünümün benzerliğinin incelenmesi gerektiğini, taraflara ait görseller karşılaştırıldığında; çapları ve yükseklikleri benzer olmasına rağmen ,bu tavaların ürün kimliği yönünden benzemeyen bir karaktere sahip olduklarını , bunun sebeplerinden birinin tava kulplarının et kalınlıkları , yükseklikleri, iç boşlukları ve kulp yanlarının birbirinin tam tersi yönünde bir doğrultuda tasarlanmış olması olduğunu ve bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattıkları genel izlenimde belirgin bir farklılık bulunduğunu , farklı olarak algılandıklarını ….” beyan etmiştir.Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.Yasa tasarımı “Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. ” olarak tanımlamıştır.Davacı aleyhine açılmış bir tasarımın hükümsüzlüğü davası bulunmadığından eldeki davada incelemenin ” benzerlikler ” üzerinden yürütülmesi gerektiği görülmektedir.Bilirkişilerin üzerinde özellikle durdukları ve ürünün mahiyeti gereği sadece renk üzerinden bir değerlendirme yapılmasının doğru sonuca götürmeyeceği ve yine emtianın kullanım alanına uygun derinlik özelliklerinin bulunmasının da zorunluluğu karşısında ürünün sığlığı/ derinliği gibi kriterlerin de tek başına sonuca götürmeyeceği anlaşılmaktadır. Bilirkişiler tarafından ürünün kullanım amacına göre tasarımcısına çok fazla özgürlük alanı bırakmayan bir emtia alanı olduğu nedenle dava dışı farklı firmaların benzer mahiyetteki ürünleri de incelemeye tabi tutulmuş ve ayırt edici hususların genel anlamda ürünün sapı/ kulpu ve bütünsel görünüm olarak özelliklerinin incelenmesi ile sonuca varılacağı beyan edilmiş ve kulp tasarımlarının birbirinden tamamen farklı tasarlandığı ,yine ürünlerin perspektif görünümünde ve plan görünümünde de farklılıklar olduğu ,tabanlarının da farklı görsellik içerdiği ayrıca davalı yanın kulplarında markanın kabartma baskısının da bulunduğu bu hali ile bilgilenmiş kullanıcı nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı bildirilmekle , raporların denetime elverişli ve oluşa uygun bulunduğu ve bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair vermiş olduğu kararın da yerinde olduğu anlaşılmakla ; davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 25/02/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.