Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1344 Esas
KARAR NO: 2021/407 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2017
NUMARASI: 2017/344 E., 2017/793 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Dava konusu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan … A.Ş. Gaziosmanpaşa İstanbul Şubesine ait, … nolu, 25/02/2016 keşide tarihli, 45.000,00.-TL çekte yer alan imza sahte olup, çek üzerindeki imzanın müvekkili şirket temsilcisinin eli mahsülü olmadığını, davaya konu çek hakkında GOP CBS’nin 2016/8738 sor. Nolu dosya ile şikayette bulunulmuş olup, soruşturmanın devam ettiğini, müvekkili şirketin davalıya borcu olmayıp, Yargıtay kararlarına göre de menfi tespit davasının da kabulünün gerektiğini belirterek 50.182,08 TL borçlu olmadıklarının tespitine, menfi tespit davasının kabulüne, ihtiyati tedbir kararı verilmesine, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; icra takip dosyası itibariyle … Bankasına ait çekin keşidecisinin … Ltd. Şti., söz konusu çekin davacı adına kesildiğini, keşideci ciro ile … Danışmanlığa, oradan …’e ve son olarak …’e ciro edildiğini, dolayısıyla çekteki imzaların sahte olup olmadığı konusunda bilgilerinin olmadığını, kusurlarının bulunmadığını, bu sebeple davacının belirtilen icra dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; icra takibine konu dava konusu çek üzerinde ki imzanın yapılan kontrollerin de de davacı temsilcisine ait olmadığı anlaşıldığı gibi icra takibi de yapan davalı tarafından da açıkça davayı kabul ettiği, davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, icra inkar tazminatı itibariyle tarafların kabulü ve dosya da imzanın aidiyeti ancak yargılama ile belirlenebilecek olmasından dolayı icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan mahkemece yapılan TAVZİH kararını istinaf etmiş ve davada haklı oldukları anlaşıldığından yargılama gideri ve ücreti vekaletten davalı yanın sorumlu olduğunu kaldı ki tavzih yapılmak sureti ile bu yönde bir değişikliğin kararda yapılamayacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep e istinaf etmiştir. Davalı yan katılma yolu ile istinafında; eğer davacı yanın talebi gibi ilgili düzeltmenin tavzih yolu ile yapılamayacağı yönünde istinafça karar verilmesi halinde ; savunmaları gibi kendilerinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacakları şekilde hüküm kurulmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı yanın ; davacı yanın imza inkarını ilk celse kabul etmesi karşısında , davanın bu nedenle kabulüne karar verildiği, tebliğe gönderilen gerekçeli kararda , harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı yanın sorumlu tutulmasına karar verildiği görülmüştür. Davalı yanın talebi üzerine tavzih adı altında ; davalı yanın vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması yönünde kararın 5,6 ve 7. Maddelerinin değiştirildiği ve tekrar tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 5.6,ve 7. Maddelerin parasal toplamı 3.100,00 TL yi aşıyor olmakla istinaf edilen hususun kesin nitelikte olmadığı kabul edilmiştir. Hukuk Muhakemesi Kanunu MADDE 305- e göre Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Görüldüğü gibi ; mahkemenin tavzih yaptığı husus tarafların hak ve borçlarını tamamen değiştirir niteliktedir.Tavzih kararı ile davalı yanın borçları sınırlandırılmış, davacı yanın alacakları azaltılmıştır. Bu nedenle yapılan değişiklik tavzih niteliğinde olmayıp, gerekçe ile hüküm fıkrasının çelişkili hale getirilmesi niteliğinde olup HMK nın genel ilkelerine de aykırıdır.Talep edilen hususlar ancak istinaf gerekçesi olarak ileri sürülebilecek hususlardır. Bu nedenle davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesinin TAVZİH KARARININ kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Davalı yanın istinafı ise katılma yolu ile istinaf olup, asıl hüküm hakkında yasal sürede yapılmış bir istinaf başvurusu olmadığından katılma yolu ile istinaf başvurusu da ancak tavzih kararı hakkında olabileceğinden başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 355 maddesi nazara alınarak KABULÜNE ; İlk derece mahkemesinin TAVZİH KARARININ KALDIRILMASINA 2-Davalı yanın istinaf başvurusunun USULDEN REDDDİNE 3- Davacı ve davalı tarafından yatırılan peşin harcın talebi halinde taraflarına iade edilmesine 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olan ; başvuru harcı gideri 85,70 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan tebligat gideri 12,50 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüşü için yapılan 31,00 TL olmak üzere toplam 129,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 6- Davalı yanca yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına 7- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/02/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.