Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1312 E. 2021/323 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1312 Esas
KARAR NO: 2021/323
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2017
NUMARASI: 2016/187 2017/964
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari münasebet nedeniyle müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini, ancak takip tarihinden sonra 22/01/2016’da takip konusu borcun 15.000,00 TL’lik kısmını haricen ödediğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, takibin hukuka aykırı olduğunu, 15.000 TL’lik ödemenin takipten önce yapıldığını, takip tarihi itibariyle müvekkilinin borcu kalmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında taşıma işi konusunda anlaşma bulunduğu, uyuşmazlığın davacı taşıyıcının Avusturya kolluğu tarafından kesilen 2.700,00 EURO tutarındaki cezadan kimin sorumlu olduğu ve taşıma konusu araçta boş kalan yer nedeniyle davacının, davalıya fatura düzenleme hakkı bulunup bulunmadığından kaynaklandığı, CMR’nin 11.maddesi gereğince evrak temin etme yükümlülüğünün gönderen davalıda olduğu, davacının taşıyan olup evrakın doğruluğunu ve niteliğini inceleme sorumluluğunun bulunmadığı, somut olayda taşımacının ihmalinin bulunmadığı, dolayısıyla kesilen ceza nedeniyle davalının sorumlu olduğu, araçta boş yer kalması nedeniyle davacı tarafça 1.800,00 EURO’luk fatura düzenlenmiş ise de, davacının bu konuda yazılı bir sözleşme sunmadığı, alacağını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin 13.363,64 TL üzerinden devamına, faiz talebinin ve fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; delilleri arasında CMR sevk mektubunun yer aldığını, taşıma sözleşmesinin bulunduğunu, maillerden de anlaşılacağı üzere davalının müvekkiline araçta 21 paletlik yer ayrılması ve gümrüğe girişinin yapılması talimatını verdiğini, sonrasında aracın yüklenmediğini ve paletlerin istiflenir palet olup olmayacağına dair bilgi verilmediği için aracın arkasının boş olarak çıkarıldığını, davalının yükleme işini zamanında yapmadığı için gümrük işlemleri de yapılmış olduğundan boş navlun kesilmek zorunda kalındığını, tüm maillerin dosyada mevcut olduğu halde taşıyıcının kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla beklerse bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır hükmüne rağmen mahkemenin alacağın ispatlanamadığından bahisle hatalı hüküm kurduğunu, davalının icra takibinden sonra kısmi ödeme yaptığını, icra takibine sebebiyet verdiğinden icra gideri ve vekalet ücreti yönünden takip tutarının tamamından sorumlu olduğu halde mahkemenin bu açıdan talepleri gibi hüküm kurmadığını, bu nedenle kararın icra gideri ve icra vekalet ücreti açısından usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişki bulunduğunu, kısa kararda icra inkar tazminatına hükmedilmediğini, gerekçeli kararda ise hükmedildiğini, kararın bu nedenle kaldırılması gerektiğini, kaldı ki icra inkar tazminatının şartlarının da gerçekleşmediğini, yine gerekçeli kararın kendi içinde çelişkili olduğunu, kararda boş yer ücreti olarak 1.800,00 EURO’luk faturada davalının sorumlu olmayacağının belirtilmesine rağmen bu fatura bedeli toplam 13.363,64 TL cari alacak kaleminden düşülmeyerek karar verildiğini, bilirkişi raporunda davacının 31/12/2015 tarihi itibariyle 33.044,13 TL kendi defterlerinde alacaklı olduğu, davalının defterlerinde ise 31/12/2015 tarihi itibariyle davacıya 19.680,49 TL borçlu bulunduğu, davacının düzenlediği 11/12/2015 tarihli 5.753,16 TL ve 25/12/2012 tarihli 8.647,02 TL bedelli faturaların kayıtlı olmadığını, cari hesap farklılığının bu faturalardan kaynaklandığını, ayrıca davalı tarafından gönderilen 2.850,00 EURO’nun tarafların farklı döviz kuru esas almalarından kaynaklandığının belirtildiğini, müvekkilinin takipten sonra 22/01/2016’da 15.000 TL, 03/02/2016 tarihinde 4.149,49 TL ödediğini, davacının bu tutarları mahsup ettiğinde bakiye borç tutarının 13.363,64 TL olarak tespit edildiğini, davacı vekilinin karar duruşmasında taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığını beyan ettiğini, gerekçeli kararda ve raporda bu nedenle 1.800,00 EURO’luk bedelin talep edilemeyeceği belirtilmiş iken karar kısmında çıkartılan 13.363,64 TL’lik rakama bu bedelin dahil olduğunun gözardı edildiğini, bilirkişi raporuna bu noktada itiraz ettiklerini, ancak dikkate alınmadığını, mahkemenin Avusturya polisi tarafından kesilen cezada CMR hükümleri gereğince davalının sorumlu olduğunu kabul etmesinin doğru olmadığını, bu konuda rapora itiraz ettiklerini, ek rapor alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, CMR’nin 11/b maddesi uyarınca taşımacının hatası ve ihmalinin bu hükmün dışında olduğunu, faturaya konu cezanın davacının ihmali nedeniyle düzenlendiğini, davacının uluslararası taşımacılık firması olup kimyevi madde taşıdığını bildiğini, dolayısıyla evrakların mevcut olup olmadığının kontrolünü yapması gerektiğini, ayrıca konşimento talimatında malın cinsinin kimyevi malzeme olduğunun bildirildiğini, davacıdan ne tür evrak istendiğinin sorulduğunu, ancak davacının kimyevi maddeye ilişkin MSDS belgesinin gerekli olduğuna dair talepte bulunmadığını, bu konudaki e-maillerin dosyada bulunduğunu, zaten davacıya malzemenin kimyevi madde olduğunun da bildirildiğini, konşimento talimatının bizzat davacının hazırladığını, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını, davacının ihmalinin gözardı edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 34.062,13 TL cari hesap alacağı, 198,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.260,82 TL’nin tahsili için Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın borcun bulunmadığından bahisle takibe ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 16/05/2017 tarihli iki kişilik bilirkişi raporunda; taraf defterlerinin incelendiği, davacının 2015 ve 2016 yılları defterlerine göre icra takip tarihi olan 19/01/2016 tarihi itibariyle davalıdan 32.513,13 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ise 31/12/2015 tarihi itibariyle davacıya 19.680,49 TL borçlu bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının düzenlediği faturalar ile davalının davacıya gönderdiği 2.850,00 EURO’luk havalenin döviz kurunun taraflarca farklı hesaplanmasından kaynaklandığı, davacının düzenlediği 5.753,16 TL’lik faturayla 2.700,00 EURO’luk ceza faturası ve 16,53 TL döviz kur farkının mahkemece kabulü halinde icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 33.044,13 TL borçlu olduğu, davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonunda 03/02/2016 tarihi itibariyle davalıdan 13.363,64 TL alacaklı olduğu, davacının alacağını 19/01/2016’dan itibaren %10,50 oranında temerrüt faizi isteyebileceği, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının ihraç konusu emtiayı taşıyan olup gönderen davalı tarafından temin edilmesi gereken belgelerin kendisine teslim edilmemiş olması nedeniyle Avusturya kolluğu tarafından kesilen 2.700,00 EURO cezadan sorumlu olmadığı, ayrıca taraflar arasında taşıma sözleşmesi dosyaya ibraz edilmediğinden araçtaki boş yer ücreti için taşıyıcı tarafından kesilen 1.800,00 EURO tutarındaki faturanın incelenemeyeceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Mahkemece 11/12/2017 tarihli kurulan kısa kararda, icra inkar tazminatı konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, ancak gerekçeli kararda asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına karar verildiği görülmüştür. Dava 29/02/2016 tarihinde açılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Davacı taraf, cari hesap alacağını dayanak göstermek suretiyle toplam 34.260.82 TL’nin tahsili için icra takibi başlatmış, davacı taraf davalının icra takibinden sonra 22/01/2016 tarihinde takip konusu borcun 15.000 TL’lik kısmını haricen ödediğini belirterek toplam 19.260,82 TL üzerinden itirazın iptalini istemiştir. Taraflar arasında taşıma ilişkisinin bulunduğu, davacının taşımacı, davalının ise gönderen olduğu, davacı tarafından yapılan taşıma işlemi sırasında Avusturya Polisi tarafından cezai işlem uygulandığı anlaşılmakta olup taraflar arasındaki uyuşmazlıklardan biri bu ceza işleminden hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkindir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere gönderilen mallarla ilgili belgelerin davalı tarafından temin edilmesi gerektiği, ancak davalının taşınan madde ile ilgili olarak eksik belge hazırladığı ve bu nedenle 2.700,00 EURO cezai işlem uygulandığı, davacının bu cezadan sorumluluğunu gerektirir kusur ve ihmalinin bulunmadığı anlaşılmış olup söz konusu cezadan davalı taraf sorumludur. Öte yandan taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık konusu ise davacı taşıyan tarafından araçta kalan boş yer ücreti için kesilen fatura tutarından kimin sorumlu olduğu noktasındadır. Davacı taraf bu konuda alacaklı olduğuna dair yazılı belge sunamamış, bu hususu usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Taraflar arasındaki cari hesap farklılığı, davacı tarafından düzenlenen 2.700 EURO’luk ve 1.800 EURO’luk faturaların davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, ayrıca 16,53 TL’lik bu döviz kur farkından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Söz konusu faturalar davacı defterlerinden kayıtlı olup davalı tarafından 22/01/2016 tarihinde yapılan 15.000,00 TL ve 03/02/2016 tarihinde yapılan 4.149,49 TL’lik ödemelerin düşülmesi sonucu 03/02/2016 tarihi itibariyle davacı defterlerinde 13.363,64 TL davalıdan alacak bulunduğu anlaşılmış olup 1.800 EURO karşılığı düzenlenen 5.753,16 TL’lik boş yer ücretinin kanıtlanamadığı gözetildiğinde, davacı defterlerinde alacak gözüken bu tutardan ispatlanamayan boş yer ücretinin düşülmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan bu yönlerden davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede ise; davacı taraf yukarıda da değinildiği üzere araçta kalan boş yer ücreti alacağını usulüne uygun delillerle kanıtlayamamış olup bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Öte yandan davacı taraf, ödenen kısımlar yönünden davalının icra inkar tazminatına sebebiyet vermesi nedeniyle icra gideri ve vekalet ücretinin de davalının takip tutarının tamamından sorumlu olduğunu belirtmiş ise de, davacının dava dilekçesinde açıkça harca esas değeri 19.260,82 TL göstermesi nedeniyle bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Ayrıca mahkemece oluşturulan kısa kararda icra inkar tazminatı konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği halde gerekçeli kararda davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirmiş olup bu husus re’sen bağlamında kararın kaldırılması sebebi olup dairemizce yeniden kurulan hükümde cari hesabı oluşturan alacak faturalara dayandığından likit nitelikte bulunması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin ise istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 3-Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2017 gün, 2016/187 Esas, 2017/964 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, İlk derece yargılaması yönünden4-Davanın kısmen kabulü ile; Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 7.610,48 TL asıl alacak üzerinden devamına, faiz talebinin reddine,5-Fazlaya ilişkin talebin reddine,6-Asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,7-Alınması gereken 519,87 TL harçtan, peşin alınan 157,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 362,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 8-Davacı tarafından yatırılan 157,63 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 29,20 TL başvurma harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ile 721,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.250,20 TL ‘den davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 493,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 11-Kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Reddedilen kısım üzerinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf yargılaması yönünden 13-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 14-istinaf aşaması yönünden davacıdan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 15- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 54,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 152,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 16-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 17-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 18-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/02/2021