Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1250 E. 2021/354 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1250 Esas
KARAR NO: 2021/354 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2017
NUMARASI: 2015/400 E. – 2017/1309 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden … Bankası Beşyüzevler şubesinin 31/12/2008 tarihli, keşidecisi … Ltd. Şti. olan, … numaralı, 15.700 TL bedelli çeke dayanarak icra takibi başlatıldığını, müvekkiline 26/02/2009 tarihinde ödeme emri tebliğ olunduğunu, davalı …. vekilleri ile görüşme sağlanarak icra dosyasının borcu kapsamında 02/03/2009 tarihinde 18.908,00 TL ödemenin yapıldığını, davalı banka tarafından dosyanın infazen kapatılmadığı gibi, dosyanın 18/03/2010 tarihinde davalılardan … Şirketine temlik edildiğini, icra dosyasına 27/11/2013 tarihinde yenileme işlemi yapıldığını, ancak müvekkilinin davalılara bir borcunun bulunmadığını, beyanla haksız icra takibinin iptali ile borçlu olunmadığının tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde; takip konusu alacak bedeli temlik edildiğinden müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak husumet yönünden davanın reddini istemiştir.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde ; davalı bankanın davacıdan alacağı olan bedelin temlik sözleşmesi ile müvekkili şirkete geçtiğini, davalı ile müvekkili arasında yapılan sözleşme kapsamında birden fazla alacak bedeli için temlik sözleşmesi kurulduğunu, müvekkilinin söz konusu olayda kötüniyetinin olmadığını, takip konusu bedelin ödendiğinin davacı tarafından ispatı gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2017 tarihli 2015/400 Esas-2017/1300 Karar sayılı kararıyla; “Davacının alacak bedelini öncesinde ödediği sabit olmakla icra konusu borçtan dolayı borçlu bulunmadığı, keza davalı bankanın borç ödendiği halde alacağı temlik ettiği, temlik alan varlık şirketinin de (davalı … A.Ş iken … A.Ş çatısı altında, iş bu şirketin de … A.Ş ile … A.Ş çatısı altında birleşmesiyle birlikte davalı … A.Ş yönünden) olmayan bir alacağı devralıp takibi yenilediği için alacağın temliki hükümleri dahilinde kötüniyet tazminatından sorumlu tutulmaları yönünde mahkeme nezdinde tam bir vicdani kanaate erişildiği, temlik sözleşmesinin taraflarının tacir sıfatı bulunmakla, basiretli bir tacir gibi davranmaları gereği esas olduğundan davalı … şirketinin takibi yenilemekte kötüniyetli olmadıklarına dair savunmasına itibar edilmediği” gerekçesiyle; davanın kabulü ile; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasındaki asıl alacak ve ferilerinden kaynaklı alacaktan borçlu olmadığının tespitine, takibin haksız ve kötüniyetli olduğu takdir edilmekle, 3.140,00 TL kötüniyet tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı … şirketi vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin alacağı temlik aldığını, … şirketinin Bankacılık Kanunu 143/5 maddesi uyarınca Damga Vergisinden ve Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan muaf olduğunu, bu hususun dikkate alınması gerektiğini, müvekkili tarafından yapılan hiçbir tahsilat bulunmadığını, alacağın ödeme tarihinde temlik edilmediğini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, tazminata mahkum edilmesinin mümkün bulunmadığını müvekkilinin bilerek ve isteyerek kötü niyetle var olmadığını bildiği bir alacağın tahsilini talep etmesinin düşünülemeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; borçlunun devri öğrendiği sırada temlik edene karşı sahip olduğu defileri, tebellüğ edene karşı da ileri sürme hakkını haiz olduğunu, temlik alanın temlik edene karşı garanti sorumluluğuna başvurması gerektiğini, müvekkilinin borcu ödemesine rağmen alacağın temlik edildiğini ve işlemlere devam edildiğini, temlik alanın müvekkiline temlik eden gibi sorumluluğunun bulunduğunu, temlik alanın kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin ödemesini 02/03/2009 tarihinde temlik edenin hesabına yatırdığını, alacağın 18/03/2010 tarihinde temlik edildiğini, temlik alanın takibi 27/11/2013 tarihinde yenilediğini, takibe devam ettiğini, yenilemeden sonra müvekkilinin davalılarla görüşmesine rağmen icraya devam edildiğini beyanla, kararın onanmasını talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davalı Banka tarafından davacı aleyhinde, çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, temlik alan … A.Ş.’nin 24/01/2014 tarihli dilekçesi ekinde temliknameyi ibraz ederek, alacağı temlik aldığını, takibin yenilenerek ödeme emri gönderilmesini talep ettiği görülmüştür. Davacı tarafça ibraz edilen 02/03/2009 tarihli ödeme dekontundan, davacının icra dosyasına mahsuben, banka hesabına 18.908 TL yatırdığı görülmüştür.
G E R E K Ç E: Ödeme savunmasına dayalı menfi tespit davasında, 02/03/2009 tarihli banka dekontudan, davacı borçlunun icra dosya borcunu, takipten sonra ödediği anlaşılmış mehkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalılardan … tarafından hükmedilen kötüniyet tazminatı yönünden istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı … A.Ş.’nin, … AŞ ile birleştiği, … AŞ’nin ise öncesinde … AŞ ile birleştiği, … AŞ’nin takip dosyasındaki alacağı … Bankası A.Ş.’ den temlik aldığı anlaşılmaktadır. Dairemizce HMK 355. Madde gereğince resen yapılan incelemede; davalılardan … Bankası A.Ş.’nin takibe konu alacağı, … AŞ’ne temlik ettiği, icra dosyasında alacaklı sıfatının kalmadığı, bu durumda davalı bankanın davada davalı sıfatının da bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu hususun, 6100 Sayılı HMK 114/e maddede düzenlenen dava şartlarından olduğu resen gözetilerek, davalı banka yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili … Şirketinin harçtan muaf olduğunu ileri sürmüştür. Asıl alacaklı … Bankası harçtan muaf olmayıp 5766 sayılı Kanunun 11/c md. ile değiştirilen 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 123/son maddesindeki harç istisnasının yurt dışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olmak üzere uygulanması gerekir. Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2010 tarih 2008/81 E. ve 2010/8 K. sayılı kararında da bu uygulamayı destekleyecek gerekçelere yer verilmiştir. Bu nedenle davalı … A.Ş. harçtan muaf değildir. (Yargıtay 19. HD 2016/17297 E., 2018/1960 K.; Yargıtay 19 HD 2016/19394 E., 2018/4797 K.; 2017/4346 E., 2018/1385 K.; 2016/5571 E., 2017/2170 K. sayılı kararları) Davalı şirketin yargılama sırasında bir başka varlık yönetim şirketi ile birleşmesi de sonuca etkili değildir. (Yargıtay 4.HD 2016/12632E, 2019/3133 Karar, 11.HD’nin 2013/10514E, 2014/1860 Karar sayılı ilamları) Davalı vekili istinaf dilekçesinde müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, temlik alan sıfatıyla takibin yenilendiğini ileri sürmüştür. Dosyaya ibraz edilen ödeme dekontunun incelenmesinde, davacı borçlunun icra dosya borcunu, takipten sonra, temlik eden alacaklı bankanın hesabına yatırdığı anlaşılmıştır. Temlik tarihinde borç ödendiğinden, davacı tarafça ödeme itirazı temlik alan davalı … Şirketine karşı da ileri sürülebileceğinden, davanın kabulü kararı yerindedir. Mahkemece takibin haksız ve kötü niyetli olduğundan bahisle, davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmişse de; takip sırasında davacı borçlu olup takipten sonra ödeme yapılmıştır. İİK 72/5 maddesinde davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde ” borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda ise takip başlangıçta haklı iken, takipten sonra borcun haricen ödenmiş olması nedeniyle, takibin yenilenmesi işleminin kötü niyetli olduğu ileri sürülmüştür. Yasal düzenlemede “takibin haksız ve kötü niyetli olması” öngörüldüğünden, davalının da borcun ödendiğinden haberdar olmaması nedeniyle takibi yenilemesi nedeniyle kötüniyetli olduğundan bahsedilemeyeceği kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının resen gözetilen sebepler ve davalının istinafı üzerine kaldırılmasına, davanın davalı banka yönünden davalı Banka’nın davalı sıfatı bulunmadığından, dava şartı yokluğundan usulden reddine, … Şirketi yönünden kısmen kabulüne, davalı … Şirketi kötüniyetli olmadığından, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı … Şirketi’nin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2017 tarihli 2015/400 Esas-2017/1300 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 355. Madde ve 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davanın davalı Banka’nın davalı sıfatı bulunmadığından, dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, -Davalı … Şirketi Yönünden KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, -Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasındaki asıl alacak ve ferilerinden kaynaklı alacaktan dolayı davalı … Şirketine borçlu olmadığının tespitine, -Davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE, 4- İlk derece yargılaması yönünden; -Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.072,47 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 268,12 TL harçtan mahsubu ile bakiye 804,35 TL harcın davalı … Şirketi’nden tahsil edilerek hazineye irat kaydına, -Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı … Şirketi’nden tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, -Her ne kadar davalı Banka kendisini vekil ile temsil ettirmiş ve dava bu davalı yönünden husumet yokluğundan reddedilmişse de, istinaf başvurusu bulunmadığından davacı yararına usuli kazanılmış hak teşkil etmekle, davalı banka yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, -Davacı tarafından yapılan; vekalet harç, peşin harç, başvuru harcı, posta, müzekkere ve tebligat masraflarından oluşan toplam 353,92 TL yargılama masrafının davalı … Şirketi’nden tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, -Davalı … Şirketi tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, -Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca talep halinde yatıran tarafa ödenmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davalı … AŞ. tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı … Aş.’ye verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.