Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1246 E. 2019/1241 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1246 Esas
KARAR NO : 2019/1241
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2017
NUMARASI : 2016/906 2017/1260
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalının bir adet 31/03/2016 tanzim, 10/07/2016 vade tarihli, 20.000 TL bedelli senede dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibini başlattığını, takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya un sattığını, karşılığında çek ve senetler aldığını, davacının borcunu ödememek için birçok davalar açtığını, daha sonra yapılan protokolde borcunu kabul ettiğini, işbu davaya konu senet hakkında İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2016/902 esas sayılı dosyasında da menfi tespit talebinde bulunduğunu, davacının o davadan feragat ettiğini, dolayısıyla eldeki davanın derdestlik sebebiyle usulden reddinin gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; İstanbul Anadolu 7. ATM’nin 2016/902 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, eldeki davanın davacısının yine eldeki davanın davacısına karşı 05/08/2016 tarihinde aralarında 10/07/2016 tarihli 20.000 TL bedelli senet de dahil olmak üzere 3 adet senede ilişkin imza sahteliğine dayalı olarak menfi tespit davası açtığı, daha sonra davadan feragat ettiği, mahkemenin 02/11/2016 tarihinde davanın reddine karar verdiği, kararın 03/01/2017 tarihinde kesinleştiği, davacı vekiline eldeki dava ile İstanbul Anadolu 7.ATM’de dava konusu edilen 10/07/2016 vade tarihli, 20.000 TL bedelli senedin aynı senet olup olmadığı hususunda beyanda bulunması, şayet farklı senetler ise her iki senedin de suretlerini sunması için kesin süre verildiği, davacı vekilinin her iki senedin aynı senet olmadığını belirttiği, ancak senet suretlerini sunmadığı, dolayısıyla her iki senedin aynı senet olduğunun kabulünün gerektiği, işbu davanın açıldığı tarih itibariyle aynı senede ilişkin başka bir davanın derdest olduğu gerekçesiyle HMK’nun 114/1-ı maddesi uyarınca derdestlik dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin ispat yükünü davacıya yükleyerek imza incelemesi dahi yapmadan davayı usulden reddetmesinin doğru olmadığını, sırf vade tarihleri ile bedelleri aynı olduğu için iki senedin de aynı senet olduğuna kanaat getirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 7.ATM’nin 2016/902 esas sayılı dosyası içinde bulunan dava dilekçesi ekinde hiçbir senet yahut sair bir delilin bulunmadığını, işbu davanın müvekkilinin vekilini yanlış bilgilendirmesi sebebiyle açılmış hukukilikten uzak bir dava olduğunu, kaldı ki davadan feragat ettiklerini, her iki senedin aynı senet olduğuna dair hiçbir emare bulunmadığını, ayrıca ilgili davaya dayanak teşkil eden senedin hiçbir zaman müvekkilinin eline geçmediğini, dolayısıyla böyle bir senedin dosyaya sunmalarının mümkün olmadığını, ellerinde olmayan bir husus için kesin süre tayin edilmesinin usule aykırı olduğunu, ispat külfetinin davalı yanda olduğunu, yine mahkemenin kesin sürenin sonuçlarını yeterince açıklamadığını, kesin sürenin hukuka uygun olmadığını, sahte senet tanzimi ile ilgili hazırlık soruşturmasının hale devam ettiğini bildirmiştir. Dosya içinde bulunan senet fotokopisinden dava konusu senedin 31/03/2016 tanzim, 10/07/2016 vade, 20.000 TL bedelli, malen kaydıyla düzenlenmiş, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu görülmüştür. İstanbul Anadolu 7.ATM’nin 2016/902 esas sayılı dosyasının dosya içine alınan suretinin incelenmesinde; aynı davacının aynı davalı aleyhine 05/08/2016 tarihinde 3 adet senetten dolayı menfi tespit davası açtığı, senetlerden bir adedinin 10/07/2016 vade tarihli, 20.000 TL bedelli senet olarak belirtildiği ve menfi tespite dayanak olarak imza inkarının gösterildiği, yargılama sonunda davacının feragati nedeniyle davanın reddedildiği, kararın 03/01/2017 tarihinde kesinleştiğinin belirtildiği görülmüştür. 11/07/2017 tarihli celse sonunda davacı vekiline işbu dava konusu senet ve İstanbul Anadolu 7.ATM’nin 2016/902 esas sayılı dosyasındaki senedin aynı senet olup olmadığı hususunda beyanda bulunması, farklı senetler ise senet suretlerini sunması için 1 aylık kesin süre verilmesi, aksi halde dosya kapsamına göre karar verileceği hususunun hatırlatıldığı, davacı vekilinin senet suretini sunmadığı, ancak 20/07/2017 tarihli dilekçesinde senetlerin aynı senet olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık açılan davada derdestlik dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir. Mahkemece davacı vekiline 11/07/2017 tarihli celsede süre verilerek eldeki dava ile İstanbul Anadolu 7.ATM’nin 2016/902 esas sayılı dosyasındaki senedin aynı senet olup olmadığı hususunda beyanda bulunması, farklı senetler ise suretlerini sunması için bir aylık kesin süre verildiği, aksi halde dosya kapsamına göre karar verileceğinin hatırlatıldığı görülmüştür. Davacı vekili ise senetlerin aynı senet olmadığını, ancak senet suretlerini sunamadıklarını beyan etmiştir. Davacı taraf senetlerin kendilerinde bulunmaması nedeniyle sunamadıklarını ileri sürmüştür. Derdestlik hususu dava şartı olup taraflarca ileri sürülmese de Hakim tarafından her aşamada gözetilmesi gerekir. Derdestlik dava şartının bulunmadığının ispatı hususu davacı tarafa yüklenemez. Somut olayda derdestlik hususu davalı tarafça ileri sürülmüştür. Bu konuda varsa davalı taraftan da bu hususla ilgili belgelerin de istenilmesi gerekirdi. Öte yandan mahkemece ara kararda dosyanın mevcut haliyle karar verileceği belirtilmiş olup dosyanın mevcut halinde İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret mahkemesi’nin dosyasında menfi tespite konu edilen senetlerden birinin 10/07/2016 vade tarihli, 20.000 TL bedelli olduğu belirtilmiş, eldeki davada ise dava konusu senedin 31/03/2016 tanzim, 10/07/2016 vade ve 20.000,00 TL bedelli olduğu görülmüş olup vade tarihlerinin ve bedellerinin aynı olması her iki senedin de aynı senet olduğu anlamına gelmez. Bu itibarla mahkemece derdestlik konusu re’sen incelenmeli, derdestlik durumu varsa davanın dava şartı yokluğundan reddi, yoksa yargılamaya devam edilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler gözden kaçırılarak yanılgılı değerlendirme sonucu her iki senedin de aynı senet olduğu, dolayısıyla derdestlik dava şartı nedeniyle davanın usulden reddi kararı doğru değildir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/11/2017 tarih, 2016/906 esas, 2017/1260 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği üzere derdestlik konusunun yeniden değerlendirilmesi, derdestliğin varlığı halinde dava şartı yokluğundan davanın reddi, derdestliğin mevcut olmaması halinde ise yargılamaya kaldığı yerden devam edilmesi yönünden dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 23,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 121,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.30/05/2019