Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1244 E. 2021/292 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1244 Esas
KARAR NO: 2021/292
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2017
NUMARASI: 2017/295 E. – 2017/954 K.
DAVANIN KONUSU: Finansal Kiralama Sözleşmesine konu Malın İadesi
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ile müvekkili şirket arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde Antalya … Noterliği 11/06/2014 gün ve … yevmiye nolu Finansal Kiralama sözleşmesinin akdedildiğini, Finansal kiralama sözleşmesine konu olan ve ayrıntılı dökümü dava dilekçesinde belirtilen , makine ve ekipmanların kiralanarak karşı tarafa teslim edildiğini, kira bedellerini süresinde ödemeyen kiracıya 6361 Sayılı Kanun gereğince Beşiktaş … Noterliğinin 06/12/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek borçların 60 gün içinde ödenmesi aksi takdirde sözleşmenin fesh edileceğinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, verilen kanuni süre içinde ihtarnamede belirtilen borcun ödenmediğini ve kiralama konusu malın da kendilerine teslim edilmediği, İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/323 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı verildiğini, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu mülkiyeti müvekkili şirkete ait malların aynen iadesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, Antalya 4.Sulh Ceza Mahkemesinin 18.11.2016 tarih ve 2016/3714 D.İş sayılı kararı ile davalı şirket hakkında 674 sayılı KHK kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu(Fon) Kayyım olarak atandığını, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Kurulunun 21.11.2016 tarihli kararı ile şirket yönetim kurulu üyeliklerine atamalar yapıldığını, öncelikle yetkili ve görevli mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, 5 ASliye Ticaret Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararırın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile işleme konulduğunun belirtilmesine karşı bu konuda şirkete bildirim yapılmadığını, davacı tarafa şirket tarafa ödemeler yapıldığını, bu hususta gerek davacı şirketin gerekse müvekkili şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesini gerektiğini belirtirek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…mahkemece davalının ödeme iddiasının değerlendirmesi amacıyla öncelikle merkez adresi itibariyle İstanbul olan davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek, bilirkişi ismi de belirlenerek bilirkişi incelemesi yönünde ara karar kurulduğu, bilirkişi ücretini yatırması hususunda davacı vekiline kesin süre verildiği, ancak davacı taraf verilen kesin süre içinde bilirkişi ücretini yatırmadığı, davacı tarafın verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığından davasını ispat edemediğinden usulden davanın reddi gerektiği gerekçesiyle…” neticeten ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece bilirkişi ücretinin yatırılması için 1 haftalık kesin süre verilerek bilirkişi ücreti yatırılmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de verilen kararın HMK ve HMK Yönetmeliğine aykırı olduğunu, Mahkemece verilen kesin süre delil avansının yatırılmasına ilişkin olup dava şartı olarak nitelendirilemeyeceğini, HMK 324 maddesi gereğince delil avansının ispat külfetine göre taraflara yükletileceğini, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasının hatalı olduğunu, Davalı şirkete kayyım atandığını ve davalı yanca ihtarnamenin tebliğinden sonra herhangi bir ödeme yapılmadığını gibi davadan sonra da ödeme yapılmadığını, davalının ödeme belgesi sunamadığını, kiralanan ekipmanların davalı yanca kullanılmaya devam edildiğini, Kesin süre içinde delil avansı yatırılması dava şartı olmadığını, sadece o delile dayanılmaması sonucunu doğuracağını, davalı yan ödeme yapıldığını ve sözleşmenin haksız fesh edildiğini iddia ederek kendi defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi talep ettiğini, davalının defterlerinin incelenmesi gerektiğini, bilirkişi ücretinin yatırılmamasının sadece kendi defterine başvuru hakkını kaybetme sonucunu doğuracağını, davalının defterlerinin incelenmesi halinde de ödemenin yapılmadığının anlaşılacağını, davacı şirketin davayı uzatma amacının da olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeni ile sözleşmeye konu malların aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bilirkişi ücreti, gider avansı niteliğinde olmayıp 6100 Sayılı HMK’nın 324. maddesinde düzenlenen delil avansı niteliğindedir. Delil avansının verilen kesin süreye rağmen yatırılmaması halinde HMK’nın 324. maddesinde delil ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Ancak bu hükmün uygulanabilmesi için ara kararda; tüm masrafların açıkça tek tek belirtilmesi, sürenin kesin olduğunun yazılı olması ve kesin sürenin sonuçlarının ilgili tarafa usulüne uygun olarak ihtarı gereklidir. İlk derece mahkemesinin 06.07.2017 tarihli ara kararı Dairemizce incelendiğinde; ara kararda bilirkişi ücretine yer verilmiş ise de, tebliğ giderlerinin yazılmadığı, keza dosyada mevcut avansın mahsubu ile bakiye kısmın açıkça belirtilmediği görülmektedir. Bu durumda ara kararın kesin sürenin sonuçlarını doğurmayacağı açıktır. Açıklanan nedenle davacı yana yeniden süre verilerek delillerin değerlendirilmesi gerekirken bilirkişi ücretinin yatırılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, 2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/295 Esas, 2017/954 Karar sayılı sayılı 23.11.2017 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 131,70 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 229,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.