Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1222 E. 2018/868 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1222 Esas
KARAR NO : 2018/868
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/11/2017
NUMARASI : 2017/537 2017/303
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalıya ait markaların 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 18/ ve 25.maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında özel bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, HMK’nun 5 ve SMK’nun 156/5 maddelerine göre İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu, davalının adresinin Bornova/İzmir olduğu, yetkili mahkemenin İzmir FSHHM olduğu gerekçeleriyle yetki yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak, HMK’nun 137.maddesi uyarınca dilekçeler teatisinden sonra mahkemece ön inceleme yapılması ve dava şartlarının ve ilk itirazlarının incelenmesi gerektiğini, yine HMK’nun 139.maddesi uyarınca dilekçelerin verilmesinden sonra ön inceleme duruşması gününün tespit edilerek taraflara bildirilmesi gerektiğini, davanın marka hükümsüzlüğü davası olup yazılı yargılama usulüne tabi olduğunu, davalının cevap dilekçesine karşı 02/10/2017 tarihinde cevaba karşı cevaplarını sunduklarını, davalının ise ikinci cevap dilekçesini 31/10/2017 tarihinde yazdığını, 2.cevap dilekçesini 17/11/2017 de tebliğ aldıklarını, buna göre dilekçelerin teatisi aşamasının 17/11/2017 tarihinde tamamlandığını, oysa mahkemenin 19/10/2017 tarihli ara kararında usule aykırı bir şekilde duruşma günü tesis ettiğini, ön inceleme duruşmasının ise 02/11/2017 tarihinde yapıldığını ve istinafa konu kararın verildiğini, mahkemenin dilekçelerin teatisi aşaması bitmeden önce karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir.
GEREKÇE:
Dava, marka hükümsüzlüğü ve terkini talebine ilişkindir. Davacı vekilinin yetkisizlik kararının doğru olmadığı yolunda bir istinaf sebebi yoktur. Davacı vekili istinafında özetle dilekçelerin verilmesi aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşması yapılmasının usule aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Dosyanın incelenmesinde; davacının cevaba cevap dilekçesini 02/10/2017 tarihinde sunduğu, davalının ise ikinci cevap dilekçesini 31/10/2017 tarihinde yazdığı, ön bürodan ise 01/11/2017 tarihinde havale edildiği görülmüştür. Ön inceleme duruşması ise 02/11/2017 tarihinde yapılmış olup duruşmaya davacı vekili de katılmıştır. Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve mahkemenin yetkisi de incelenmiştir. Dolayısıyla davalının yetki itirazına karşı davacının karşı çıkması ya da karşı beyanda bulunması engellenmemiştir. Öte yandan yetki yönünden davanın usulden reddine dair karar da isabetlidir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi..04/04/2018