Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1221 Esas
KARAR NO : 2021/813
İNCELENEN KARARI
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2017
NUMARASI : 2017/362 E. – 2017/323 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
K.YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin TPE nezdinde “pratik nokta” markasına 16/10/2009 tarihinde 2008/26783 tescil numarası ile 36, 38, 42. sınıflarında marka sahibi olduğunu, … markasıyla ödeme hizmetleri alanında uzun süredir faaliyet gösterip sektöründe öncü olduğunu, davalı tarafın ise 27/03/2015 tarihinde ticaret siciline tescil olarak … ticaret unvanıyla müvekkili şirket ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın TPE nezdinde 36. sınıfta “bizim vezne” markasına sahipse de davalı tarafa ait tüm işlem, mağaza, stant, pos ve kiosklarda “pratik işlem” ibaresini tescilsiz şekilde kullandığını, Ankara 18. Noterliğinin 24/03/2016 tarih vyevmiye nolu ihtarname keşide etmek suretiyle “pratik işlem” ibaresinin kullanmasının sonlandırılmasını talep ettiğini, tescilli “pratik nokta” ile tescilsiz “pratik işlem” ibaresinin asli unsurlarının “pratik” ibaresi olarak aynı olduğu ve ortalama tüketici nezdinde bu iki ibarenin karıştırılma ihtimali mevcut olduğunu, davalının “pratik işlem” markası altında verilen hizmetlerin “pratik nokta” markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden bir fiil olduğunu, tüketicide de iltibasa ve aldanmaya yol açtığını belirterek, “pratik nokta” markasına yapılan tecavüzün tespitini tecavüzün önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, müvekkili şirketin uğradığı maddi zararın şimdilik 5.000 TL’sinin, müvekkilinin uğradığı manevi zararın şimdilik 10.000 TL’sinin davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin BDDK denetim ve gözetimi ile verilen faaliyet izni kapsamında faturaların ödenmesine aracılık hizmetleri yürüttüğünü, bu faaliyetleri temsilciler vasıtası ile yürüttüğünü, müvekkili şirketin bu faaliyeti esnasında ağırlıklı olarak “Bizim Vezne” markasını kullandığını, “Pratik İşlem” işletme adını da kurumsal mağazalarında kullandığını,”Bizim Vezne” markası için 04/04/2016 tarihinde 36. sınıfta ….tescil numarası ile tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin kullandığı “Pratik işlem” olan işletme adının davacının ticaret unvanı ile benzerlik göstermediğini, “Pratik işlem” kelimelerinin müvekkili şirketin ticaret unvanı ile işletme adında yer alan ve yasal olarak kullanmaya ve korunmaya sahip isimleri olduğunu, davacının ticaret unvanında yer almayan ve fakat sahibi olduğu “pratik nokta” markası ile salt iltibas oluşturduğunu iddia ederek müvekkili şirketin “pratik işlem” kelimelerini kullanmamasını talep edilmesinin mümkün olmadığını, pratik kelimesinin esasen Fransızca kökenli bir sıfat olduğunu, T.D.K. kayıtlarında açıklamalarda “kolay, hızlı ve kullanışlı” şeklindeki sıfatlarla tanımlandığını, dolayısıyla gerek davalı gerekse müvekkili şirket ile sektördeki diğer benzer şirketlerin faaliyet işlemlerinin konusu kolay, hızlı ve kullanışlı işlem sağlamak olduğunu, pratik kelimesinin başlı başına ayırt edici bir unsur olmadığını, müvekkili şirketin davacının markasına tecavüz amacı gütmeksizin kurumsal konsept mağazalarında isim, logo ve renkleri tamamen farklı olan “Pratik İşlem” işletme adını çoğu zamanda ticaret unvanının tamamıyla birlikte olmak üzere kullandığını, davacının aktif olarak kullanmadığı bir markanın tüketicilerde iltibasa neden olmayacağını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 14.11.2017 tarihli 2017/362 E. – 2017/323 K. sayılı kararıyla; “davacının …. tescil nolu “pratik nokta” ibareli markası daire şeklinde olup, dairenin dış kısmı kırmızı renk ve iç kısmı yeşil renkte olmakla pratik kelimesinin altında nokta kelimesi yine kırmızı bir çerçeve içinde beyaz renkle yazıldığı, davalının … tescil nolu “pratik işlem + şekil” ibareli markası ise kenarlarda iki lacivert ortada bir kırmızı olmak üzere üç adet birbirine bitişik yaprak şekli içinde beyaz renk dairelerden oluşup pratik işlem kelimesinin siyah yazı olarak yazıldığı, markaların birbirinden görsel olarak farklı olduğu, bilirkişi raporunda da, dava konusu “pratik nokta” markasına “pratik işlem” ibaresi karşılaştırmalı olarak incelendiği,, benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunmadığı, bu şekilde davalı tarafın “pratik işlem” ibaresinin haksız rekabet etmediği ve “pratik nokta” markasına karşı bir tecavüz içerisinde bulunmadığı” gerekçesiyle davanın karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalının ödeme hizmetleri sunduğu konsept mağazalarında, KİOSK cihazlarında, internet sitesinde yer alan logosunda ve piyasaya sunduğu ürünlerde “pratik işlem” ibaresini ön plana çıkararak markasal kullandığını, tescilli “bizim vezne” markası yerine Pratik İşlem markasını kullanmasının kötüniyetli olduğunu, tüketici nezdinde iltibasa neden olduğunu, davalı tarafça isim, logo ve renklerin farklı olduğu ileri sürülse de; gerek aynı sektörde hizmet verilmesi, gereksi müvekkiline ait… markası ile kullanılan … markalarının benzerliğinin sunulan hizmetin müvekkili tarafından sunulduğu izlenimi yaratacağını,
-davacı markası ile davalı kullanımında ayırt ediciliği PRATİK kelimesinin verdiğini, … kelimelerinin ayırt ediciliği haiz olmadığını, PRATİK ibaresinin markanın esas unsurunu oluşturduğunu ve müvekkilinin sektöründe bu ibare ile tanındığını, PRATİK kelimesi tanımlayıcı kabul edilse dahi, müvekkilinin markasının tescil edilmiş olması, davalının ortalama tüketici nezdinde iltibas yaratacak derecede benzer bir ibareyi kullanması, aynı alanda hizmet veriyor olmaları, davalının işletme adı ve unvanının müvekkilinin marka başvuru tarihinden sonra olduğu gözetildiğinde tecavüz oluşturan fiillerin işlenmiş olduğunu, davalının 556 Sayılı KHK 7/1-b, 8/1-b ve 9/1-b maddelerinde yazılı sebeplerle marka hakkına tecavüz ettiğini, ortalama tüketici kitlesi nezdinde, müvekkilinin markası ile ilişkilendirileceğini ve karıştırma ihtimaline yol açtığını,
-müvekkilinin markasının 16/10/2009 tarihinden bu yana fiilen kullanıldığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; müvekkilinin ticaret sicilde tescilli “…” ibaresini ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullandığını, yasal korunmaya sahip olduğunu, davacının… markası ile iltibas oluşturma ihtimalinin bulunmadığını, Pratik ibaresinin “kolay, hızlı ve kullanışlı” şeklindeki sıfatlarla tanımlandığını ve sektörde “kolay” “smile pratik”, “hızlı para” “hızlı nokta” “faturamatik” gibi sıfatlar içeren marka ve unvanların kullanıldığını, PRATİK kelimesinin asli unsur olmadığını, tarafların logolarının farklı olduğunu, davacının markasını yaygın şekilde kullanmadığını, bilirkişi raporundaki tespitlerin yerinde olmadığını, marka benzerliğinde bütüncül yaklaşımın önemli olduğunu, beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:TPMK kayıtlarında,…tescil nolu, “…A+şekil” ibareli markanın sahibinin Bi… AŞ olduğu, 36, 38 ve 42.sınıflarda; “Sigorta hizmetleri. Gayrımenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri. Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri. Bilgisayar hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik tasarım hizmetleri. Sanat eserleri orjinallik onay hizmetleri.” alt sınıflarında , 06/05/2008 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edildiği anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; dava konusu “pratik nokta” markasına “pratik işlem” ibaresi karşılaştırmalı olarak incelendiği, benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunmadığı, bu şekilde davalı tarafın “pratik işlem” ibaresinin haksız rekabet etmediği ve “pratik nokta” markasına karşı bir tecavüz içerisinde bulunmadığı, PRATİK ibaresinin davaya konu 36/38/42.sınıflarda 3. Şahıslar adına da tescil edildiği, beyan edilmiştir.Davalı vekili, tescilsiz şekilde kullandığı, “pratik işlem+şekil” ibaresini, TPE nezdinde 13/06/2016 tarihinde 36. sınıfta … başvuru numarası ile tescil ettirmek üzere başvurduğunu beyan etmiş, bilirkişi raporunda Kurum’un online kayıtlarından başvuruya yer verilmişse de, mahkemece başvuru sonucu beklenmemiş, başvurunun ilan edilip edilmediği hangi alt sınıf hizmetlerde başvuruda bulunulduğu araştırılmamıştır.
Dairemizce TPMK’na müzekkere yazılarak davalı marka başvuru dosyası celp edilmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili adına tescilli “…” markası ile ödeme hizmetleri alanında uzun süredir faaliyet gösterdiğini, davalının da aynı sektörde “PRATİK İŞLEM” ibaresini tescilsiz marka olarak kullandığını beyanla, markaya tecavüzün tespiti, meni, refi maddi ve manevi tazminat talepli dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Davalı tarafça, 22/09/2016 dava tarihinden önce, “pratik işlem+şekil” ibaresini 36. Sınıfta 2016/52228 başvuru numarası ile tescil ettirmek üzere, 13/06/2016 tarihinde TPMK’na başvuru yapıldığı, mahkemece tescil başvuru kayıtlarının celp edilmediği, başvuru akıbetinin bekletici mesele yapılmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce TPMK’na yazılan müzekkereye verilen cevaptan 13/06/2016 başvuru tarihli, 36. Sınıfta “Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrımenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri.” sınıfında, 2016/52228 başvuru numaralı, şekil+… markasının, 25/01/2018 tarihinde davalı …Ş. Adına tescil edildiği ve başvuru tarihinden itibaren korunduğu anlaşılmıştır. Davalı marka başvurusunun işlem dosyasından, davacı tarafça benzerlik ve eskiye dayalı kullanım sebepleriyle başvuruya itiraz edildiği, ancak TPMK’nun 19/07/2017 tarihli kararıyla itirazın reddine karar verilerek markanın tescil edildiği anlaşılmıştır.Davacı ve davalının “ödeme hizmetleri alanında” faaliyet gösterdiği, davacı tarafça sunulan ve davalı tarafça karşı çıkılmayan belgelerden, davalının “PRATİK İŞLEM” ibaresini işletme adı olarak kullandığı, kullanımın 36. Sınıfta “finansal ve parasal hizmetler” hizmet alanında markasal kullanım olduğu ve davalının tescilli markasını, tescil sınıfında kullandığı anlaşılmıştır.Davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılama sırasında tescilli markasından kaynaklanan haklarına dayanarak iddialarını ileri sürmüştür. Davacı markasının tescil sınıfları incelendiğinde, davalının markasal kullanımının bulunduğu 36. Sınıfta “finansal ve parasal hizmetler” sınıfında tescilinin bulunmadığı, anlaşılmaktadır. Mahkeme karar gerekçesinde ve bilirkişi raporunda, davalının kullanımının, davacı markasının tescil edildiği sınıf kapsamında olup olmadığı incelenmemiş davalının fiili kullanımı ile davacının ödeme hizmetleri faaliyet alanı ile karşılaştırıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece gerekçeli kararda, bilirkişi raporu dayanak yapılmış, ayrıca şekil,renk unsuru karşılaştırması yapılarak markaların farklı olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmişse de, bilirkişi raporu yeterli inceleme içermemektedir. Kaldı ki davalı markasının tescil başvuru sonucu beklenmeden karar verilmesi de yerinde olmamıştır. Mahkemece, davacı adına tescilli 2008/26783 başvuru numaralı…+ şekil markasının, davalının kullanımının bulunduğu “finansal ve parasal hizmetler” sınıfında tescilli olmaması ve davalının koruma altında bulunan markası kapsamında kullanımının bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacı markası ile, davalının başvuru aşamasında bulunan markasının karşılaştırılarak benzer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin gerekçeye yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2-3 maddeleri gereğince kaldırılmasına, davanın düzeltilmiş gerekçe ile reddine karar verilmiş, markaya tecavüz, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde değilse de, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle, taraflar lehine usuli kazanılmış haklar korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Kararın gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle, İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 14.11.2017 tarihli 2017/362 E. – 2017/323 K. sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- DAVANIN REDDİNE,
4-İlk derece yargılaması yönünden;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca, peşin yatırılan 256,17 TL peşin harçtan markaya tecavüz, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları yönünden ayrı ayrı 3×59,30 TL= 177,90 TL karar harcının düşülmesine, kalan 46,87 TL’nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tazminat talepleri yönünden 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına markaya tecavüz talebine ilişkin 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5-İstinaf yargılaması yönünden;
-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 45,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 143,60 TL’nin, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.