Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/121 E. 2020/2209 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/121 Esas
KARAR NO : 2020/2209
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI : 2014/146 2017/168
DAVANIN KONUSU: Patent (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin TR 2007/02519B tescil numaralı incelemeli patentin sahibi olduğunu, patente konu buluşun “plastik esaslı radyatör vanası ve üretim yöntemi” olduğunu, ürün numunesini ekte sunduklarını, davalının ise müvekkili şirketin incelemeli patent hakkına konu ürünler ile birebir aynı olan plastik esaslı radyatör vanalarının taklidini hem kendi tesislerinde üretmek, hem kendi firmalara satmak, hem de kendi markası adı altında satışa sunmak suretiyle 551 Sayılı KHK’ya muhalefet ettiğini, konuyla ilgili olarak davalı aleyhine Büyükçekmece 1.SHM’nin 2014/20 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, tespit sırasında davalıya ait taklit ürün numunelerinin de alındığını ve dosya içinde yer aldığını, davalının bu eylemleriyle müvekkilinin yıllar süren arge faaliyetleri neticesinde sahibi olduğu buluşun taklit edilmesi nedeniyle zarara uğratıldığını belirterek davalının patent hakkına tecavüz ettiğinin tespiti ile bu fiillerin durdurulmasına, tecavüzün giderilmesine, HMK’nun 107.maddesi gereğince şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminata, patente tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, üretimde doğrudan kullanılan araçlara ve patente bağlı bir usulün kullanımını sağlayan araçlara el konulmasına, el konulan ürünlerin ve araçların şeklinin değiştirilmesine ve/veya imhasına, kararın ilan yoluyla duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı yanın patente konu birinci isteminin üretim yöntemini kapsadığını, müvekkilinin üretim yönteminin mevcut sistemden farklılaşmakta olduğunu, ancak bahsi geçen sistemde tamamı davacı tarafça bulunduğu iddia edilen sistemin zaten bir kalıp içerisinde üretilmek istenen tüm plastik esaslı ürünler için aynı olduğunu, yani farklı bir yöntemle üretme şansı bulunmadığını, ikinci istemin ise gerek mevcut patent dökümanlarına bakıldığında, gerekse bilirkişi tarafından re’sen yapılacak araştırmada görüleceği üzere plastik esaslı küresel vanaların tümünde vana gövdesi üzerine bir volan monte edildiğini, bu durumun davacının tekelinde olduğunun kabul edilemeyeceğini, kaldı ki bu unsur yönünden patente tecavüz olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, müvekkilinin ürünlerini yaklaşık 10 yıldır ürettiğini, davacının sessiz kaldığını, müvekkilinin bu ürünleri 2004-2005 yıllarında davacıya fason olarak üretimini bildirerek davacının patent başvurusunun da kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı vekili karşı davasında ise; davacının patentinin yenilik vasfına haiz olmadığını, davacının kamuya sunumları da dahil 13/04/2007’den 3 yıl öncesine kadar alınıp satılan bir ürün olduğunu, davacının bu patentin yeni olmadığını bilebilecek durumda bulunduğunu belirterek davacıya ait patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili karşı davaya cevabında; müvekkilinin buluşunun tekniğin bilinen durumunu aşan unsurların kullanılmasıyla bilinen tekniğin dışında yeni tekniklerle karşılanan teknik problemlere çözüm getirdiğini, müvekkili şirketin patentinin incelemeli patent olup Avusturya Patent Ofisi’nde incelemesinin yapıldığını ve tescil edildiğini, davalının müvekkilinin incelemeli patente konu ürünler üretmediğini bildirerek karşı davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/125 Esas, 2017/14 Karar sayılı kesinleşen dosyasının incelenmesinde; dosyanın Yargıtay bozmasından geçtiği, davacıya ait patentin 2 nolu isteminin başvuru tarihi itibariyle yenilik vasfına haiz olmadığı, 2 nolu istemin 1 nolu isteme bağlı istem olarak yazıldığı, mahkemece bağımsız istemlerin tamamının yeni olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği ve kararın kesinleştiği, bu dosyadaki bilirkişi raporları da dikkate alındığında davacıya ait patentin 1 ve 3 no’lu istemlerinin yenilik unsuru taşıdığı, 2 nolu istemin yenilik unsuru taşımasa da 2 nolu istemin 1 nolu istemle bağımlı olarak kaleme alındığı, bir bütün halinde patentin yeni ve tekniğin bilinen durumunu aşıp sanayiye uygulanır açıklıkta ve nitelikte olduğu, bu nedenle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle karşı davanın, asıl dava yönünden yapılan incelemede ise 551 Sayılı KHK’nun 136.maddesine göre patente tecavüz sayılan fillerden söz edilebilmesi için buluşa patent verilmiş olması ve geçerli patent başvurusunun yayınlanması gerektiği, somut olayda delil tespiti ve bilirkişi raporu dikkate alındığında 3 nolu istem yönünden yer alan unsurlar değerlendirildiğinde, davalı-karşı davacıya ait ürünlerde bu istem kapsamının olmaması, ürünün koruma kapsamında kalmadığı gerekçeleriyle asıl davanın reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; ilk derece mahkemesinin karşı dava yönünden verdiği red kararının hukuka uygun olduğunu, asıl dava yönünden verilen red kararının ise yerinde olmadığını, 16/09/2015 tarihli bilirkişi raporunun patente vaki tecavüz yönünden yaptığı değerlendirmenin denetime elverişli olmadığını, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen uyuşmazlık konusu patentli ürünün iç kesitlerinin incelenmesi amacıyla kesilebilecek ikinci bir örnek istemeden dosyada var olan tek ve eksik bir ürün ile yetinerek yüzeysel rapor verildiğini, patent konusu ürün ile ilgili olarak iddialarının ürünün iç kesitleri incelenmeden tespit edilemeyeceğini, dolayısıyla raporun teknik detay içermediğini, vanaların kesilerek iç kesitlerinin incelenmesi ve vananın yapısını oluşturan her bir ögenin vananın içindeki düzenekte üstlendikleri görev bakımından karşılaştırılması gerektiği, kendilerinin 1 ve 2.istem yönünden inceleme yapılmasını istediklerini, oysa bilirkişinin mevcut ürünleri 3.istem bakımından incelediğini, oysa kendilerinin 3.istem yönünden zaten bir iddia ya da taleplerinin bulunmadığını, uyuşmazlık konusu olmayan ve talep dışında kalan sair hususlarda inceleme yapıldığını, eğer bahsi geçen vananın karşı tarafça piyasaya sunulduğu biçimde ambalajlı olarak sunulmuş olsaydı, ya da bilirkişi tarafından bu eksiklik fark edilerek karşı taraftan eksikliğin giderilmesi istenseydi vananın masurayı da içerdiği ve müvekkiline ait patentli ürün ile aynı olduğunun açıkça anlaşılabilecek olduğunu, yine bilirkişi heyetinin sadece karşı tarafın http://www….p-r-ek-parcalar.html web adresinde bir araştırma yapsaydı dahi davacının haklılığının tespit edilebilecek olduğunu, müvekkilinin zararının hesaplanması için asıl davanın denetime elverişli bir bilirkişi raporuyla kabulü gerektiğini bildirmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; davacının patentinin yenilik vasfına haiz olmadığını, 13/04/2007 tarihinden 3 yıl öncesine kadar alınıp satılan bir ürün olduğunu, bu ürünlerin 2004-2005 yıllarında fason olarak müvekkilince davacıya imal edildiğini, dosyaya bu konuda yeterli delil sunduklarını, ancak hem bu delillerin hem de yargılamadaki itirazlarının yeterince incelenmediğini, karşı dava dilekçelerinde belirttikleri web sitelerinin incelenmesi halinde bu durumun ortaya çıkabileceğini bildirmiştir. Davacıya ait TR2007/02519B tescil numaralı incelemeli patentin 13/04/2007 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle yenilik ve tekniğin bilinen durumunun aşılması konusunda yapılan inceleme sonucunda incelemeli olarak verildiği görülmüştür.Davacıya ait patentin buluş başlığının “plastik esaslı radyatör vanası ve üretim yöntemi” olduğu, özetin ise “buluş plastik esaslı radyatör vanasının (1) en az bir kalıp (4) içerisinde üretilmesi yöntemi olup özelliği, küresel vana iç takımının (2) , kalıp sabit macası (4.2) , içerisinde inset (1.1) , üzerinde konumlandırılması, kalıp hareketi maçasının (4.1) , (B) yönünde kalıbın (4) kapanmasıyla eş zamanlı olarak hareket etmesi, kalıp hareket maçasının (4.1), küresel vana iç takımı (2) ve/veya inserti (1.1) , (A) yönünde iterek sabitlemesi, bir enjeksiyon makinesi tarafından plastik malzemenin, kalıbın (4) içine itilmesiyle insert (1.1) ile küresel vana iç takımının (2) , çevreleyen vana gövdesinin (1.5) ve vana gövdesinin (1.5) devamı niteliğinde konumlanan plastik adaptörün (3) şekillendirilmesi adımlarını içermesiyle karakterize edilmesi” dir. Büyükçekmece 1.SHM’nin 2014/20 D.İş sayılı dosyasında ; davacının davalı şirkete karşı tespit talebinde bulunduğu, bu kapsamda davalıya ait vanaların imal edildiği işyerine gidildiği ve makine mühendisi tarafından inceleme yapıldığı, düzenlenen 06/03/2014 tarihli bilirkişi raporunda, tespit isteyen tarafından dosyaya numune olarak davalıya ait olduğu belirtilerek sunulan radyatör vanalarının patentli üretim olmadığı, davalıya ait olan radyatör vanasının iç mekanizmasının tamamının farklı bir mekanizma olduğu, tespit yapılan davalıya ait fabrikada plastik küresel vanaların seri şekilde imalatının yapıldığı, tespit isteyen firmanın ürettiği vana göbekleri ile davalının ürettiği küresel vana göbeklerinde konstrüksiyonlarının farklı olduğunun tespit edildiği, her iki firmaya ait ürünlere ait resimler üzerinde ok ile gösterilen noktaların farklı konstrüksiyonda olduğunun tespit edildiğini, davalıya ait kalıpta farklı bir konstrüksiyona sahip olması nedeniyle tespiti istenen firmanın ticari mahremiyeti içinde olduğu kanaatine varıldığından bu konuda görüş belirtilmediğinin bildirildiği görülmüştür. Davacının tespit bilirkişisi raporuna itiraz ettiği ve yeniden rapor alınmasını istediği görülmüştür. Ayrıca tespit dosyasında davalıya ait Ocak 2012 fiyat listesi kataloğu olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan Yard. Doç. Dr…., Birsen Ok ve Dr. … tarafından düzenlenen 16/09/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda; tecavüz incelemesine konu malüllerin değişik iş tespit dosyasında yer alan ürünler olduğu, mevcut ürünlerden radyatör vanalarının küresel vana içermediği için değerlendirme dışı bırakıldığı, diğer küresel vana içeren ürünlerin incelendiği, küresel vana içeren ürün örnekleri sadece birer adet oldukları için iç yapılarının incelenmek üzere kesilemedikleri ve mevcut halleriyle değerlendirildiği, değişik iş dosyasına konu raporun istem-unsur değerlendirmesi yapmadığından denetime elverişli olmadığı, incelenen vanaların raporda verilen görsellerden de anlaşılacağı üzere üçüncü istemde yer alan unsurlara sahip olmadığı, bu nedenle davacı karşı davalıya ait dava konusu patentin koruma kapsamında kalmadıkları, patent hükümsüzlüğü yönünden yapılan incelemede ise mevcut delil listesinin dosyaya sunulduğu haliyle incelendiği, CD’de yer alan dosyaların dökümünün ekran çıktısının rapor içine tablo halinde yerleştirildiği, İsveç’li uzman tarafından hazırlanan rapor ve konu edilen patent belgelerinin patentin hükümsüzlüğü için referans olma özelliği bulunmadığı, D2’de yer alan belgelerin fotokopi olup orjinalllerinin bulunmadığı, bu haliyle dahi ilk iki istemle ilgili hiçbir bilgi bulunmadığı, mevcut vana resimlerinin üçüncü istem için bir referans olma özelliğinin söz konusu olmadığı, D3’de yer alan kataloglar yönünden az önceki açıklamaların aynen geçerli olduğu, D4’de yer alan ürün örneklerinin imal tarihi bakımından belirsizlik bulunduğu, üçüncü istemde yer alan metal insert, masura gibi unsurların incelenen ürünlerde bulunmadığı, tüm bunlara göre davacıya ait patent belgesinin mevcut dosya durumuna göre yeni olmadığının ispat edilemediği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı karşı davacı vekilinin Bakırköy 2.FSHHM’nin 2014/146 esas sayılı dosyasının incelenerek bilirkişiden ek rapor alınmasını istediği, ayrıca davalı vekilinin karşı dava yönünden tefrik kararı verilerek ve Bakırköy 2.FSHHM’nin 2013/24 Esas, 2013/46 Karar sayılı ilamının Yargıtay’dan bozulduğu gözetilerek bu davanın karşı davanın neticesini etkileyecek olmasından dolayı dosya içine alınmasını istediği görülmüştür. Dosya içinde bulunan Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/125 D.İş , 2017/14 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacının Puro Akua Yapı Malzemeleri…. Ltd. Şti, davalının ise eldeki davanın davacısı olduğu, davanın ise dava konusu patentin hükümsüzlüğüne ilişkin bulunduğu, yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği ve Yargıtay 11.HD’nin 2014/1555 Esas – 10979 Karar sayılı ilamı ile bozma kararı verildiği, bozma doğrultusunda ek rapor alındığı ve bu raporun gerekçe yapılarak davanın 25/01/2017’de reddine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, patente tecavüzün tespiti, durdurulması, giderilmesi ile tazminat talebine ilişkindir. Karşı dava ise davacı-karşı davalıya ait patentin hükümsüzlüğüne yöneliktir. Yargılama sırasında bilirkişi raporu alınmış ve yazılı şekilde karar verilmiş olup karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Bilirkişi raporunda da değinildiği üzere alınan ürün örneğinin birer adet olması nedeniyle iç yapılarının incelenmek üzere kesilemedikleri belirtilmiş olup bu haliyle rapor eksik incelemeye dayalı olarak hazırlanmıştır. Bu durumda dava konusu patentin 1 ve 2 nolu istemler yönünden davalı yanın ürünlerini ürettiği yerdeki üretim aşamasında yerinde inceleme yapılarak ve numune alınarak iç kesitlerinin de incelenmesi gerekir. Öte yandan davalı-karşı davacı hükümsüzlük davasına esas olarak karşı dava dilekçesinde bir kısım internet sitelerine delil olarak dayanmış olup bu internet siteleri yönünden bilirkişi raporunda inceleme yapılmadığı görülmüş olup rapor bu yönden de eksik incelemeye dayalıdır. Bu durumda davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava dilekçesinde belirttiğini internet siteleri üzerinde de bilirkişi heyetinin bilişimci bir bilirkişi ekleyerek rapor alınması gerekir. Açıklanan bu yönler itibariyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin açıklanan bu yönler itibariyle kabulü gerekmiş ve sair istinaf taleplerinin ise bu aşamada incelenmesine gerek görülmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 3-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/09/2017 tarih, 2014/146 esas, 2017/168 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 5-Bu aşamada taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, 6-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde taraflara iadesine, 7-İstinaf aşamasında davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 59,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 145,20 TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, 8-İstinaf aşamasında davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.17/12/2020