Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1208 E. 2019/1232 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1208 Esas
KARAR NO : 2019/1232
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2017
NUMARASI : 2016/857 2017/781
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında görülmekte olan Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/380 esas sayılı dosyasında davalı vekilinin sunmuş olduğu deliller arasında yer alan 30/06/2012 tarihli 2 adet faturanın müvekkiline hiç tebliğ edilmediğini, faturaların sahte olduğunu, faturaların sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğe dayanmadığını belirterek söz konusu faturaların sahteliğinin tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında kömür alım satımına dair protokol bulunduğunu, protokol uyarınca protokolden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili Bolu mahkemelerinin münhasır yetkili olduğunun düzenlendiğini, protokole göre düzenlenmiş fatura hakkında açılacak davalarda bu yetki hükmünün gözetilmesi gerektiğini, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki protokolün 7.maddesi gereğince Bolu Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçeleriyle HMK’nun 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf sebebi olarak; işbu davada davalının taraflar arasında görülmekte olan Bakırköy 1.ATM’nin 2012/380 esas sayılı dosyasında sunduğu dilekçe ekindeki iki adet faturanın sahte olduğunu iddia ettiklerini, sahte belge düzenlemenin haksız fiil olduğunu, HMK’nun 16.maddesi gereğince haksız fiilin işlendiği yer olan Bakırköy Ticaret mahkemelerinin yetkili olduğunu, kaldı ki davalının süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğunu bildirmiştir. Sahteliği iddia edilen faturaların davalı tarafından davacıya düzenlenmiş olduğu, düzenleme tarihlerinin 30/06/2012 olduğu, faturalarda düzenleyen davalının adresinin Bolu, davacının ise Küçükçekmece/İstanbul gösterildiği görülmüştür. Dava dilekçesinin davalıya 10/10/2016’da tebliğ edildiği, davalı vekilinin ise cevap dilekçesinin 24/10/2016 tarihinde Bolu Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki 30/01/2012 tarihli kömür alım satım konulu başlıklı protokolün 7.maddesinde; bu protokolün uygulanmasından doğacak her türlü uyuşmazlığın giderilmesinde Bolu mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunun belirtildiği görülmüştür. Dava dosyası ekinde bulunan Bakırköy 1.ATM’nin 2012/380 esas, 2013/4 karar sayılı ilamının incelenmesinde; tarafların aynı olduğu ve davacının satılan kömür bedeliyle ilgili takip yapıp itirazın iptalini talep ettiği, davalı vekilinin yetki itirazında bulunduğu, mahkemenin yetki sözleşmesi nedeniyle Bolu mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 19.HD tarafından onandığı görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, davalı tarafından düzenlendiği belirtilen faturaların sahteliğinin tespiti ve iptaline ilişkindir. Davalı taraf, taraflar arasında kömür alım satımına dair protokol bulunduğunu ve protokol gereğince uyuşmazlıkların çözümünde Bolu mahkemelerinin yetkili kılındığını savunmuştur. Taraflar arasındaki kömür alım satımına dair protokolün 7.maddesinde; protokolden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde Bolu mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Taraf tacir olup HMK’nun 17.maddesi uyarınca söz konusu yetki şartı bağlayıcı niteliktedir. Bu itibarla davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.30/05/2019