Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1204 E. 2020/2248 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1204 Esas
KARAR NO: 2020/2248
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2016
NUMARASI: 2006/440 E. – 2016/983 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 25/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilinin bayiliğini yaptığını, Ağustos ayı içinde muhasebe müdürlüğünce yapılan kontrollerde bir kısım bayilerin cari hesaplarında bakiyeleri sıfır gözükmesine rağmen bu cari hesapta şeklen görünen ödemelerin fiilen yapılmadığının görüldüğünü, bu durumun sebeplerinin araştırılması sonucu, bir şirket çalışanının, bazı bayiler ile anlaşma içerisinde, onların vadesi gelen borçlarını banka hesabına havale yapılmış gibi göstererek sıfırladığının anlaşıldığını, bu sebeple ilgili çalışanın iş akdinin feshedildiğini, davalının sadece kayden gözüken ve fakat fiilen yapılmış bir ödemesinin olmadığının banka kayıtlarının incelemesi ile de anlaşıldığını, davalı ile kendi çalışanlarının işbirliği halindeki davranışı sebebi ile şirketin davalıya ait teminat mektubunu, borcu bulunmadığı zannı ile iade ettiğini ve alacağın tamamının teminatsız kaldığını, davalıdan alacaklı oldukları tutar toplamının 92.733,58 TL olduğunu (73.281,00 TL anapara ve 19.452,58 TL 11.09.2006 tarihi itibarı ile işleyen faizi) belirterek, davanın kabulü ile 73.281,00 TL anapara ve 19.452,58 TL faiz alacağına, anaparaya dava tarihinden itibaren işleyecek akdi faiz ile birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dosya içerisinde yer alan ve ödenmediği iddia olunan faturalardan sadece 24.02.2006 tarih ve … seri no.lu fatura ve bu faturaya bağlı malın müvekkiline teslim edildiğini ve bedelinin 09.06.2006 tarihinde davacıya ödendiğini, bu fatura haricindeki davaya konu diğer faturalara ilişkin malların müvekkiline teslim edilmediği gibi faturaların da gönderilmediğini, hatta bu faturalara ait mallara ilişkin müvekkili tarafından davacıya herhangi bir sipariş olmadığı gibi taraflar arasında alım satıma ilişkin bir anlaşma da bulunmadığını, dolayısı ile teslim edilmeyen mal ve faturalardan doğan alacak için müvekkili aleyhine açılan davanın reddinin gerektiğini, davaya konu faturalara ilişkin malları nakliye firmalarını da aracı kullanarak sözde faturalar kestiklerini ve müvekkiline gönderilmiş gibi göstererek dava konusu fatura ve malları kendi zimmetlerine geçirdiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın alacak davası olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında taraf edimlerinin yerine getirilip getirilmediği, sözleşme kapsamında teslim edilen malların ne kadar olduğu, davacının teslim ettiği mal bedelinden bakiye ne kadar alacağının kaldığı noktasında olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacının davalıya toplamda 281 ton mal teslimatı yaptığı, iddia edilen fazlaya dair malların davalıya teslim edilmediği, nakliye firmasına yapılan teslimin davalıya yapılan teslim sayılamayacağı, davalının talep fişi ile 281 ton gübreyi teslim aldığı, teslim edilen mal karşılığı davacı alacağının cari hesap ilişkisinin sonundan itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği, mahkemece alınan 11.06.2015 tarihli bilirkişi raporunun oluş ve denetime uygun olduğunun görüldüğü, gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulü ile; 44.318,57 TL asıl alacak ve 4.677,30 TL birikmiş faiz olmak üzere toplam 48.995,70 TL nin dava tarihi olan 20/09/2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin kısmen red kararının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda nakliye araçlarına gübrenin teslim edildiğinin kabul edildiği fakat talep fişi düzenlenmediği gerekçesi ile 82 ton gübre bedelinin talep edilemeyeceğinin belitilmesinin kendi içinde çelişki oluşturduuğunu, 26.10.2007 tarihli ek raporda da malların plakalrı belli araçlar ile daavlıya teslim edildiğinin düzenlendiği, 12.maddeye göre satışın kamyon üstü esasına göre yapılacağının düzenlendiğini, 281 ton bedeli yönünden gerçek bedelin altında hesaplama yapıldığını, faize ilişkin kararın ve hükme esas alınan raporun da yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesine konu borcun ödenmediği iddiası ile alacak istemi ile açılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki 05.01.2005 Tarihli bayilik sözleşmesi ihtilafsızdır. Davacı, davalı yana teslim edilen bir kısım ürünlerin bedelinin ödenmemiş olmasın rağmen şirket çalışanın hileli işlemi ile ödeme yapıldığı gibi gösterildiğini, ancak yapılan tetkikte ödeme kayıtlarının dayanağı belge olmadığını iddia etmiştir. Körfez 2. Asliye Ceza Mahkmesi’nin 2008/222 esas, 2010/61 Karar sayılı ilamında katılanın …, sanıkların … ve … olduğu, sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan hükmolunan mahkumiyet hükmünün temyizen onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi talep formu bulunan faturalar yönünden teslimin gerçekleştiği, talep formu olmayanlar yönünden teslimin gerçekleştiğinin ispatlanamadığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmenin satış ve nakliye başlıklı 12.maddesine göre; “Şirketin bayilere satışı kamyon üstü (FOT) esasına göre yapılır. Bu nedenle nakliye ve sigorta bayiye aittir. Gübrenin yüklenmesinden sonra şirketin sorumluluğu sona erer. Şirketçe gerekli görülen hallerde CIF satış da yapılabilir”. 13.maddesi ise; “Şirket bayinin aldığı mal karşılığı fatura tanzim eder ve bunları süresi içerisinde bayinin adresine taahhütlü olarak postalar” şeklindedir. Mahkemece bilirkişi heyeti raporu esas alınarak davanın kısmen reddine karar verilmiş ise de; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde her sipariş için bayi tarafından ayrı bir talep formu düzenlenmesinin kararlaştırılmadığı, sözleşmenin 12.maddesinde satışın kamyon üstü (Fot) olduğunun açıkça düzenlendiği dikkate alınarak faturalar ve eklerindeki sevk irsaliyelerinin ayrı ayrı incelenmesi gereklidir. Dairemizce yapılan incelemede; ilk derece mahkemesince kabul edilmeyen 4 adet faturadan 30.03.2006 Tarihli 8.811,00Tl bedelli faturaya ilişkin sevk irsaliyesinde teslim alan olarak ismi yer alan …’in mahkemece kabul edilen başka faturalarda da teslim alan olarak isminin yer aldığı ve ismi yanında aynı araç plakasının yazılı olduğu dikkate alındığında sözleşmenin teslim şeklinin kamyon üstü olduğuna ilişkin açık hükmü gereğince 30.03.2006 Tarihli 8.811,00TL bedelli fatura yönünden de davanın kabulü gerekmiştir. 21.12.20106 tarihli toplam 12.399,91Tl bedelli, 15.02.2016 tarihli 9.583,13TL bedelli faturaların dayanağı sevk irsaliyelerinde teslim alan olarak yer alan kişi bilgileri ve araç plakası adına daha önce herhangi bir teslimat yapılmadığı bilirkişi raporundaki defter incelemesi dökümü ile anlaşılmış olup davacı yanca da bu hususta yazılı delil sunulmadığından bu yöndeki istemin bu gerekçe ile reddi gerekmiştir. Davanın reddedilen kısmının, kabul edilmeyen fatura bedellerinden daha düşük olduğu, davalı yanın istinafa başvurmadığı dikkate alındığında davacı yanın miktarın hatalı hesaplandığına ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin faize ilişkin istinaf istemine gelince; dava dilekçesinde işlemiş faiz talep edilmiş ise de dayanak olarak sunulan faturaların vade farkına ilişkin olduğu, sözleşmede vade farkının açıkça düzenlenmediği, temerrüt için belirli vade kararlaştırılmadığı, davalının davadan önce usulüne uygun temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak faiz talebinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilerek faize faiz yürütülmesi yerinde değil ise de; davalı yan istinaf başvurusunda bulunmadığından bu hususa değinilerek davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2016 Tarihli, 2006/440 Esas, 2016/983 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın KISMEN KABULÜNE, Davanın 44.318,57TL asıl alacak, 4677,30TL işlemiş faiz ile 8.811,00TL yönünden kabulü ile, Kabul edilen toplam; 57.806,87TL alacağın dava tarihi olan 20.09.2006’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, – Fazla istemin reddine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; – Alınması gereken 3948,78Tl harçtan peşin alınan 1251,00TL harcın mahsubu ile 2697,78 Tl harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, – Davacıdan tahsil olunan 1251,00TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, – Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 8314,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, – Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 5239,01Tl vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı tarafça yapılan 1629,00Tl yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 1015,35TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan 35,90TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 59,50TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 157,60TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/12/2020 tarihinde oy birliği ile istinafa gelinen miktar itibarı ile kesin olmak üzere karar verildi.