Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1199 E. 2021/1400 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1199 Esas
KARAR NO: 2021/1400
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI: 2017/14 2017/95
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirketin yetkilisi …’ın müvekkili şirketin ekonomik yönden sıkıntıda olduğu ve ortaklar arası anlaşılmazlıkların yoğun yaşandığı bir dönemde müvekkili şirketin hissedarı ve temsilcisi olan … ile arkadaşlığını da kullanarak müvekkili şirket aleyhine muvazaalı icra takibi başlattığını, bu takipte makinelerin haczedilerek muhafaza altına alındığını, makinelerin icradan satışı yapılmadan hissedarı olduğu … Ltd.Şti’nin adresine taşındığını, ayrıca …’ın … Ltd.Şti’ne genel müdür olarak işe aldığını ve kar ortaklığı vererek muvazaalı işlemlerini devam ettirdiğini, yine dava konusu markaları da 01/09/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile senelik 5.000,00 TL’den bu şirkete kiraladığını, bilahare 25/05/2010 tarihli noterde düzenlenen devir senedi ile dava konusu markaları 10.000 TL’ye devraldığını ve TPMK’da davalı şirket adına kaydını yaptırdığını, böylelikle müvekkili şirketin zarara uğratıldığını belirterek dava konusu olan … … tescil numaralı, … + şekil, … …, … … ibareli markaların davalı şirket adına yapılan devrinin iptaline ve müvekkili adına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket sahibinin markaları müvekkili şirkete satarak devrettiğini, davacının taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca markalardan bir tanesinin 16/03/2016 tarihinde satışının yapıldığını, bu yönden davanın konusunun kalmadığını, davacının markaların değerini 450.000,00 TL olarak belirtmesine rağmen dava değerini 10.000 TL gösterdiğini, öncelikle harcı tamamlaması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; taraflar arasında noterde yapılan 25/05/2010 tarihli devir senedine göre … tescil numaralı …, … tescil numaralı …, … … ve … tescil numaralı … markalarının 10.000 TL bedelle devredildiği, devir bedelinin nakden ve tamamen alındığını, devreden kişinin davacı şirket yetkilisi olduğu, bu şekilde yapılan sözleşmenin sonradan muvazaalı olduğunun ileri sürülmesinin kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağından yerinde olmadığı, ayrıca … tescil numaralı marka yönünden davacının davasından feragat ettiği, … tescil numaralı markanın ise başka bir kişi adına tescilli olduğunun anlaşıldığı, … tescil numaralı markanın ise müddet olup geçerliliğini yitirdiği gerekçeleriyle “1-Davacı taraf … sayılı marka yönünden davasından feragat ettiğinden … sayılı markanın devredilmiş olup , … sayılı marka da müddet olduğundan bu sayılı markalar yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-… sayılı marka yönünden 20 Mayıs 2010 tarihli yazılı sözleşmede şirket yetkilisi tarafından devir yapılmış olup kişinin kendi muvazasına dayanılması söz konusu olmadığnıdan ve iddia yerinde olmadığından yerinde olmayan davanın reddine, “şeklinde karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca cevaba cevap dilekçesinde dava konusu … tescil numaralı marka yönünden feragat ettiklerini beyan ettiklerini, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasında dava konusu markaların bedelinin 450.000,00 TL olarak belirlendiğini, bu markaların 10.000 TL bedelle davalıya devredildiğini, ayrıca dava ve cevap dilekçelerinde olayların gelişimini kronolojik olarak sıraladıklarını, devrin sadece markaların borçlardan korumaya almak amacı güttüğünü, delilleri arasında müvekkili şirket ile davalı şirket temsilcileri arasındaki elektronik posta kayıtlarını sunduklarını, mahkemenin ise muvazaya dayanılamayacağı gerekçesiyle davayı reddettiğini, müvekkili şirketin amacının özünde dava konusu markaların çok güvendiği arkadaşı …’dan geri alarak müvekkiline ve ticarete devam etmek olduğunu, Hakimin HMK’nun 26.maddesi uyarınca davayı aydınlatma görevi bulunduğunu, somut olayda inançlı işlemin mevcut olduğunu, mahkemenin dar yorumla muvaza olarak nitelendirme yaptığını, oysa olayın geniş yorumlanıp nitelendirmenin inançlı işlem olarak değerlendirilmesi ve kendilerine ispat şansı tanınması gerektiğini, delillerin değerlendirilmesinin yapılmadığını bildirmiştir. Dava başlangıçta Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış olup görevsizlik kararıyla FSHHM’ye gönderildiği görülmüştür. 25/05/2010 tarihli Bornova …Noterliği’nce düzenlenen devir senedi başlıklı belgenin incelenmesinde; devredenin davacı, devir alanın davalı olduğu, dava konusu markaların 10.000,00 TL bedelli davacı tarafından davalı şirkete devredildiği, devir bedelinin elden ödendiğinin belirtildiği, sözleşmenin davacı şirket adına …, davalı şirket adına ise … tarafından imzalandığı görülmüştür. TPMK’dan gönderilen 01/02/2016 tarihli cevabi yazı ekinde gönderilen marka tescil belgelerinin incelenmesinde; … tescil numaralı … markasının 1, 3 ve 5.sınıflarda 28/11/2001 tarihinde tescil edildiği, … tescil numaralı … + şekil markasının 1, 3, 5 ve 17.sınıflarda davalı şirket adına tescil edildiği, … tescil numaralı … markasının 3.sınıfta, … tescil numaralı … markasının 1, 3 ve 5.sınıf1arda davacı adına tescilli olduğu, bu markanın müddet olduğu görülmüştür. Davacının yargılama sırasında … tescil numaralı marka yönünden davasından feragat ettiği görülmüştür. TPMK’dan gelen 15/03/2017 tarihli cevabi yazıda; … tescil numaralı markanın davalı şirket adına, … tescil numaralı markanın dava dışı … A.Ş adına, 2001/24735 tescil numaralı markanın ise dava dışı … Ltd.Şti adına tescilli olduğu, bu markaların halen geçerliliğini koruduğu, devir bilgilerinin de onaylı örneklerinin gönderildiği, … tescil numaralı davacı adına tescilli markanın ise hükümden düşerek sahibi adına geçerliliğinin yitirildiğini tespit edildiği görülmüştür. Davacı vekilinin 02/03/2017 tarihli beyanı ekinde bir kısım elektronik postaların sunulduğu görülmüştür. İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … (…) esas sayılı icra dosyasının bir kısım fotokopilerinin incelenmesinde; davalı şirketin davacı şirket aleyhine bonolara dayalı olarak toplam 347.284,25 USD’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, haciz ve muhafaza işlemlerinin yapıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, marka devrinin ve TPMK’daki kayıtların iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Davacı taraf, markanın devrine ilişkin protokolün muvaza ile imzalandığını ve davalının markaları üzerine aldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Davacı taraf istinaf dilekçesinde, mahkemenin yüzeysel inceleme yaptığını, inançlı işlem hususunun gözetilmediğini ileri sürmüş ise de, sözleşmenin 25/05/2010 tarihinde noterde düzenlendiği, bir kısım devirlerin yapıldığı, kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı, kaldı ki huzurdaki davanın da aradan uzunca bir süre geçtikten sonra 30/12/2015 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, bu hususlardaki istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Konuyla ilgili olarak dairemizce dava konusu markaların devirlerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi tarihte yapıldığı hususu TPMK’dan sorulmuş, buna göre gelen 17/03/2021 tarihli cevabi yazıda, dava konusu … tescil numaralı markanın başvuru aşamasında iken hükümden düştüğü ve halen davacı şirket adına kayıtlı bulunduğu, dava konusu … tescil numaralı markanın ise davalıya devredildiği ve 08/05/2016 tarihinde dava dışı … Ltd.Şti’ne devredildiği, dava konusu … tescil numaralı markanın davacı tarafından 23/12/2010 tarihinde dava dışı … Ltd.Şti’ne devredildiği, … tescil numaralı markanın ise davacı tarafından davalıya devredildiğinin tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Gelen cevabi yazı içeriğinden de anlaşılacağı üzere dava konusu markalardan … tescil numaralı marka hükümden düştüğü için bu marka yönünden davanın konusunun kalmadığı kanaatine varılmıştır. Yine davacının dava konusu … tescil numaralı marka yönünden ise davasından feragat ettiği anlaşıldığından bu marka yönünden feragat nedeniyle red kararı vermek gerekmiştir. … numaralı markanın ise dava dışı … Ltd.Şti’ne devredildiği anlaşıldığından bu marka yönünden davalıya husumet düşmeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Dava konusu … tescil numaralı marka ise 23/12/2010 tarihinde davalıya devredildiği anlaşılmaktadır. Bu marka yönünden davalıya karşı husumet düşer. Bu yönden yapılan değerlendirmede ise ilk derece mahkemesinin kararında da isabetle belirtildiği üzere sözleşmenin davacı ile davalı arasında düzenlendiği, kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı gözetildiğinde, bu marka yönünden de davanın esastan reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Buna göre ilk derece mahkemesi kararı … sayılı marka ve … sayılı marka ile … sayılı marka yönünden yerinde olup … sayılı marka yönünden ise davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden bu marka yönünden bu gerekçe ile red kararı verilmesi gerekirken konusu kalmadığı şeklinde karar verilmesi doğru olmadığından ve bu husus da dairemizce re’sen gözetilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılarak kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/05/2017 gün, 2017/14 Esas, 2017/95 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacı taraf 2001/24735 sayılı marka yönünden davasından feragat ettiğinden bu marka yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, … sayılı marka yönünden ise davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddine, … sayılı marka yönünden ise bu marka davacı adına kayıtlı olup hükümden düştüğünden konusu kalmadığından bu markaya yönelik dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, … sayılı marka yönünden 20 Mayıs 2010 tarihli yazılı sözleşmede şirket yetkilisi tarafından devir yapılmış olup kişinin kendi muvazasına dayanılması söz konusu olmadığından ve iddia yerinde olmadığından yerinde olmayan davanın reddine, 4-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile artan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan konusuz kalan dava yönünden 2.860,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahisi ile davalı tarafa ödenmesine, 6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 8- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 53,70 TL posta masrafı olmak üzere toplam 151,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/07/2021