Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1174 E. 2021/342 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1174 Esas
KARAR NO: 2021/342 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2017
NUMARASI: 2016/98 E. – 2017/262 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/02/2021
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 07/12/2017 tarihli kararına karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkiline ait tescil aşamasında olan ve daha sonra tescil için müracaat edilen endüstriyel tasarımın tescil müracaat tarihinden önce 07.04.2016 ve 10.04.2016 tarihleri arasında kötüniyetli olarak fuarda kullanıldığını, 554 Sayılı KHK 48/e maddesi son cümlesinde; “Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayından önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.” düzenlemesinin bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin endüstriyel tasarım haklarına yönelik kötü niyetli olduğunun tespitini meni’ini , şimdilik 1.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı taraf davasını ıslah ederek 16.425, 60 TL bedelin maddi tazminat olarak tazminini talep etmiş, ancak davacı taraf daha sonra maddi tazminat değerini 13.920,00 TL olarak düşürdüğünü beyan etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf vekili; söz konusu endüstriyel tasarımın tescil başvurusunun 25.04.2016 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin katıldığı fuarın ise 07.04.2016-10.04.2016 tarihi olduğunu herhangi bir endüstriyel tasarımın bu tarihlerde söz konusu olmadığını , o nedenle herhangi bir endüstriyel tasarıma dayanılmasını kabul etmediklerini, ayrıca söz konusu standın reaktör firması tarafından kurulduğunu, müvekkilinin bir sorumluluğu olmadığından davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi07.12.2017 tarihli 2016/98 E. – 2017/262 K. Sayılı kararıyla; “…dosyaya ibraz edilen mailler, tüm deliller dikkate alındığında; davalı tarafın davacıya ait tasarımı kendisine bildirildiğinden dolayı yapılacak işe ilişkin olarak daha önceden öğrendiği, kötü niyetli olarak 07.04.2016 , 10.04.2016 tarihleri arasında Tüyap Kongre merkezinde gerçekleştirilen fuarda davacı tarafa ait daha sonradan tescil ettirilen tasarımı kötü niyetli olarak kullanıp tasarım hakkına yönelik izinsiz olarak kullanımda bulunduğundan söz konusu kullanımın piyasa rayiç değeri dikkate alındığında standın %20 değeri dikkate alındığında, toplam değer 69600 TL %20 si 13.920,00 TL maddi tazminatın kötü niyetli kullanım nedeniyle davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davalı kullanımı izinsiz kullanım niteliğinde olup davacı taraf tarafından henüz tescil ettirilmeyen tasarımın kötü niyetle kendi menfaatine yarayacak şekilde kullanım aynı zamanda manevi hakları ihlal niteliğinde olan borçlar kanunu ve hakkaniyet gereği 2.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, hükmün kesinleştikten sonra ilanına” karar verilmiştir.Mahkeme kararının gerekçesinde; “Davacı taraf dava açıldıktan sonra davalı gösterilen … yetkilileri ile aynı olan … firmasının yanlış husumet yöneltilmesi nedeniyle doğru şirketin HMK.nın 124/3 madde göre … san. Tic. A.Ş olduğunu buna husumet yönelttiklerini taraf teşkilinin bu şekilde düzeltilmesini talep etmiş, HMK.nın 124/3 maddesinde maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir hükmü gereği bu husus kabul edilerek usulüne uygun taraf değişikliği dikkate alınarak davanın sonuçlandırıldığı” açıklanmıştır.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalılar … ve …şirketi vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece iki davalı hakkında da hüküm kurulduğunu, her iki şirketin de davalı gösterildiğini, 26/01/2016 tarihli celsenin 2 numaralı ara kararı ile, davanın … şirketine yöneltilmesine karar verildiğini ve davanın yöneltildiğini, … şirketinin taraf sıfatının kalmadığını, bu şirketin kararda davalı olarak yer almasının ve hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, -davacı iddialarının doğru olmadığını, davacının EK-2’deki resmin 2015 yılına ait olduğunu iddia etmesinin asılsız olduğunu, müvekkilinin 2016 yılında tasarım istemesinin, tamamen ticari hayatın sürdürülmesi açısından ve bütçe planlamasının gereği olarak davacı da dahil olmak üzere birçok firma ile görüşüp, netice olarak birden fazla alınan tekliflerden birisi olmasından başka bir şey olmadığını,-dava konusu fuar standı ve tescilli olduğu ileri sürülen standın birbirinden farklı olduğunu, farklı yapı ve malzeme kalitesi ile kullanılan materyallerin farklılığının açık olduğunu, renk seçme özgürlüğü açısından, hangi stand ile çalışılırsa çalışılsın, reklam politikaları gereği olup fuar standı düzenlenirken seçilen renklerin tekelleşmesinin kabul edilemez olduğunu,-davacının tasarım tescil başvurusunun 25/04/2016 tarihli olup, standın kullanılma tarihi ve fuarın 07/04/2016-10/04/2016 tarihlerinden çok sonra olduğunu, asıl kötü niyetli olanan davacı olduğunu,-davacı lehine 2.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, ağır kusur zarar ve illiyet bağı unsurlarının bulunmadığını,-eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminatlara hükmedilmesinin yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine verdiği cevapta, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK’dan celp edilen kayıtlardan; 25/04/2016 başvuru tarihli Lokarno sınıfında stand yerleşimi tasarımının davacı adına tescilli olduğu ve korunduğu, başvurunun 09/08/2016 tarihinde ilan edildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde e-mail yazışmalarının sunulduğu, … tarafından …. şirketi yetkilisine 07 January (Ocak) 2016 tarihli e-mail ekinde stand örnekleri gönderildiği, 19 January (Ocak) 2016 tarihli e-mail ekinde 110 m² stand örnekleri gönderildiği, 22/02/2016 tarihli fiyat teklifinde de yukarıda tasarım görselinin yer aldığı, alt kısımda fiyat belirlenmesine ilişkin ayrıntılara yer verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; davacıya ait tasarım ile davalı tarafın kullanımının tasarımın ayırt edici niteliklerini oluşturan bütün unsurları barındırdığı, davalının uygulamaya koyduğu tasarımın davacının ürününe ana hat itibariyle birebir benzediği ve bilinçli tüketici nezdinde aynı olarak algılandığı, davacı tarafından sunulan belgelerin incelenmesinde davalının tasarım talebine istinaden davacı tarafından hazırlanarak 19/02/2016 tarihinde elektronik posta ile davalı tarafa gönderildiği, bu nedenle davalının kullanımının kötü niyetli bir kullanım olduğu beyan edilmiştir.Mahkemece bilirkişi heyetinden tasarımın kullanım bedeli hususunda alınan ek raporda; sektöre sunulan tasarım ve uygulama bedelleri için net bir ortalaması söz konusu olmamakla birlikte genellikle yapılan işin muhteviyatına göre bedelin %15 i %25 i arasında değişkenlik gösterdiğini, bu nedenle ortalama %20 nin makul bir talep olduğu, davacı tarafın stand üretim kurulu söküm kiralık bedeli olarak 69.600 TL talep edebileceği, bunun %20 sinin KDV dahil 16.425 TL ye karşılık geldiği beyan edilmiştir.Mahkemece yapılan işin faturalı bir iş olmaması nedeniyle KDV bedelinin dikkate alınmadığı, 69.600,00 TL bedel üzerinden 13.920,00 TL %20 bedelin tazminat bedeli olarak uygun görüldüğü gerekçede açıklanmıştır.554 Sayılı KHK 48/2 maddesinde; “Tasarım başvurusu bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 34 üncü maddesine göre yayınlandığı taktirde, tasarıma vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise, başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayından önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekili, müvekkilinin tasarımının davalı tarafça kötüniyetli olarak kullanıldığından bahisle, kötüniyetli tecavüzün tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat talepli dava açmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde her iki davalı, … şirketi ve … şirketi hakkında hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemenin 24/11/2016 tarihli duruşmasında verdiği ara kararla HMK 124/3 maddesi gereğince taraf değişikliği ile, davanın davalı olarak … şirketi aleyhinde yürütülmesine karar vermiş ve dava bu şirkete yöneltilmiş, yöneltilen şirket adına aynı vekil davayı takip etmiştir. Mahkemenin kararının gerekçesinde de bu husus açıklanmıştır. Mahkemece hüküm kurulurken, şirket ismi belirtilmeksizin “davalı/davalıdan” denilmek suretiyle tek davalı hakkında hüküm kurulduğu ancak kararın başlık kısmında (1) ve (2) numaraları verilerek her iki davalı şirketin unvanının yazıldığı, bu hususun maddi hatadan kaynaklandığı ve 6100 Sayılı HMK 304. Madde ve devamı maddeler gereğince hükmün infazına kadar, mahallinde düzeltilebileceği kanaatine varılmış istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamından, … şirketi ile … şirketinin şirket yetkililerinin aynı olduğu, davacı şirketin e-mail yazışmalarını yaptığı … yazışmalarda “…” “….” “… ” logolarının kullanıldığı, davalı şirketin davacıdan stand tasarımı konusunda teklif aldığı, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde de teklif alındığının kabul edildiği, davacı tarafça Ocak 2016 tarihli e-mail’ler ekinde tasarım görsellerinin gönderildiği, davalı tarafın bu tasarımların ayırt edici niteliklerini oluşturan bütün unsurlarını 07/04/2016-10/04/2016 tarihleri arasında yapılan fuardaki stand tasarımında kullandığı, mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapor ile tasarımların bire bir aynı olduğunun tespit edildiği anlaşılmış, davalı vekilinin tasarımların farklı olduğu yönündeki istinaf sebebinin haklı olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekili davacı tasarımının fuarın yapıldığı 07/04/2016-10/04/2016 tarihlerinde tescil edilmediğini ileri sürmüştür. Kural olarak tasarım başvurusu, bültende yayınlandıktan sonra başvuru sahibi hakkında koruma sağlayacaksa da, bunun istisnası 554 Sayılı KHK 48/2 maddesinde “kötüniyetli kullanım hali” olarak düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı taraf çalışanı ile yapılan yazışmalar ekinde tasarım görselinin gönderildiği ve kısa süre sonra tasarımın kullanıldığı, kullanımın kötü niyetli olması nedeniyle, başvuru ilan edilmemiş olsa dahi davacının tasarım korumasından faydalanacağı, mahkemenin tasarımın tescil sürecini beklediği ve neticede bu yöndeki kabulünün yerinde olduğu, kötüniyetli tasarım kullanımı nedeniyle maddi ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu, 554 Sayılı KHK 50. Madde gereğince, davalı kusurlu olduğundan maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 19/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.