Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/117 E. 2020/2216 K. 18.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/117 Esas
KARAR NO : 2020/2216 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2017
NUMARASI : 2015/391 E. – 2017/233 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/12/2020
İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 29/03/2017 tarihli kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Topçular Şubesi ile dava dışı kredi borçlusu/lehtarı … Tic. Ltd. Şti arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi diğer davalı kefilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, anılan sözleşmeler kapsamında davalı şirkete nakit kredi ve çek hesabı açıldığı ve bu hesap üzerinden nakdi ve gayrinakdi krediler kullandırıldığı, müvekkili bankanın Eyüp … Noterliğinin 29.08.2014 tarih ve … yevmiye no.iu ihtarı ile hesabın kesilip kat edildiğini, verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine İstanbul ….lcra Md. … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığı, davalı kefilin itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla; itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; kredi lehtarı … İle imzalanan 2 adet kredi sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmelerden 04.05.2012 tarihli olanda müvekkilin imzasının bulunduğu, diğer 17.01.2013 tarihli sözleşmede imzasının bulunmadığını, kredi kullandırmanın ilk sözleşmeye göre yapılıp yapılmadığına ilişkin bir delilin bulunmadığı, 2. sözleşme imzalanmasıyla birlikte 1.sözleşmenin hükümsüz kaldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2017 tarihli, 2015/391 Esas-2017/233 Karar sayılı kararıyla; ” Taraflar arasında 04.05,2012 tarihinde 500.000.-TL Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. İşbu sözleşmede davalı/kefilin kefalet imzası bulunmakta olduğu, Daha sonra 17.01.2013 tarihinde 300.000.-TL’lık bir sözleşme daha İmzalanmış olduğu, İşbu sözleşmede davalı/kefilin kefalet imzası bulunmamakta olduğu, 29.04.2014 tarihinde ve daha sonra kullandırılmış olduğu, bahse konu kredilerin 17.01.2013 tarihli sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğu, dolayısıyla davalı/kefilin kefalet İmzasının bulunmadığı sözleşme kapsamında kredilerin kullandırılmış olduğu ifade edilebilir olduğu, kredi sözleşmesi ile İlgili borç sona ermişse ve borçluya yeni kredi sözleşmeleri ite başka krediler kullandırılmışsa adı geçen davalı/kefil sonraki kredi sözleşmelerinden doğan borçlan sorumlu tutulamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden davanın kabulünde İsabet görülmemiştir.”; denildiği, Yargıtay 19.HD: 2010/11945 E. vs 2011/6293 s. K. “…kural olarak süresiz genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerde cari hesap şeklindeki kredi hesabının devam eden süreçte bir noktada (sıfır) olması tek yanlı 06.09.2014-Temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarı; dava tarihinden itibaren tahsilde tekerrür etmemek kaydıvla asıl alacak tutarı 44.693,91 TL’nın (42.459,10+2.234,81=) yıllık %60 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV’si ile; 457,00 TL asıl alacağın İse %30,24 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV’si ile birlikte istenilebileceği, dava tarihinden sonra, 18.01.2016 tarihinde 7.747,55 TL ve 22.03.2016 tarihinde 5.076.-TL olmak üzere toplam 12.823,55 TL’lık kısmi tahsilat sağlanmış olduğu” gerekçesiyle;” tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; Davanın kısmen kabulü ile; Davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazın iptali ile takibin; 49.023,77 TL asıl alacağa üzerinden takip tarihinden itibaren %60 oranında temerrüt faizi %5 BSMV si ile birlikte davalıdan tahsili suretiyle takibin sürdürülmesine,-Fazlaya ilişkin talebin reddine,-Hükmolunan tutarın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Davalı yararına reddedilen bölüm açısından kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin 04/05/2012 tarihli sözleşmede imzası varsa da, 17/01/2013 tarihli sözleşmede imzasının bulunmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda 11. ve 12. sayfalarda kredilerin 29/04/2014 ve sonrasında kullandırıldığı, dolayısıyla 17/01/2013 tarihli sözleşme kapsamında kullandırıldığının düşünüldüğü, dava dışı … ile yeni bir sözleşme imzalanması ihtiyacı duyulduğuna göre gösterilen irade karşısında, müvekkilinin kefil sıfatıyla imzasını taşıyan eski sözleşmenin zımni olarak hükümsüz kaldığının düşünülebileceğinin beyan edildiğini, davacı banka ile dava dışı … firması arasında aynı kredi sözleşmesinden kaynaklanan İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1269 Esas numarası ile görülen, çek yapraklarının iadesi, aksi halde alacağın depo edilmesi ve çek zorunluluk tutarının tazmini talepli davada, müvekkili kefil yönünden davanın reddedildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/06/2017 tarihli, 2016/5858 Esas-2017/3890 Karar sayılı kararıyla onandığını, bu kararın mahkemeye emsal olarak sunulmasına rağmen incelenmediğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı bankanın dava dışı borçlular …Ltd. Şti. Ve … ile davalı borçlu … aleyhine 42.459,10 TL Nakit Taksitli Ticari Kredi Hesabı, 2.234,81 TL Çek Tazmin Hesabı, 457,00 TL Kredi Kartı Hesabı, 750,15TL ihtar gideri, faiz ve ferileriyle birlikte toplam 50.449,00 TL alacağın, asıl alacağa %60 temerrüt faizi işletilerek tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı, davalı borçlu vekilinin, süresinde itiraz dilekçesi ibrazı ile alacaklının müvekkiline gönderdiği, Eyüp Noterliği’nin 01/09/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamede ve ödeme emrinde sözleşmenin 17/01/2013 olarak belirtildiğini, müvekkilinin imzaya ve borcun tamamına itiraz ettiğini beyan etmiştir. Davacı banka tarafından takip borçluları ve davalıya keşide ettiği, Eyüp …. Noterliği’nin 01/09/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde; “Muhataplardan …Ltd. Şti.firması lehine … ve …’ın kefaletiyle, 17/01/2013 tarihinde imzalanmış bulunan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden Bankamızdan temin etmiş olduğu 20034576-39-40-41 nolu Taksitli Ticari Kredi Hesabı, 20034576-38 nolu çek tazmin hesabı,20034576-9 ve 20034576-16 nolu Gayrı nakit Çek hesaplarının 28/08/2014 tarihinde kat edildiği…Taksitli Ticari Kredinin ödenmeyen taksitlerinin 42.459,10 TL, ..bankaca ödenen iki adet çek yaprağı karşılığı 2.234,81 TL,… yapılan harcamaların karşılığı 457TL olma üzere toplam 45.150,91 TL’nın bir gün içerisinde ödenmesi aksi halde %60 faiziyle tahsili talebiyle yasal yollara başvurulabileceği” ihtar edilmiştir. Mahkemece bankacı ve mali müşavir bilirkişilerden alınan 31/01/2017 tarihli raporda; 04.05.2012 tarihli sözleşmede davalı kefilin 500.000.-TL’lık kefalet limiti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, diğer 17.01.2013 tarihli sözleşmede ise imzasının bulunmadığı, taraflar arasında 04.05.2012 tarihli Faal Hesap Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede davalı kefilin 100.000.-TL kefalet limiti ile imzasının bulunduğu, dosya içeriğine göre dava dışı kredi lehtarı … Şirketine 29.04.2014 tarihinde 39.700.-TL taksitli ticari kredi kullandırıldığı, dava dışı kredi lehtarına çek karnesi verildiği ve bu çeklerden 2 adedinin 5941 sayılı Çek Kanunun 3. madde kapsamında 16.05.2014 ve 30.05.2014 tarihinde 2.090.-TL (1.045+1.045=) garanti/yükümlülük tutarının çek hamillerine ödendiği, dosya içeriğine göre şirket kredi kartıyla 28.08.2014 tarihinde 460.-TL avans kullandırıldığı, davacı bankanın Topçular Şubesinden temin edilen hesap ekstresi ve diğer belgelere göre, kat ihtarıyla istenilen alacağın banka kayıtlarıyla tutarlı olduğu, dava dışı kredi lehtarına 29/04/2014 tarihinde ve daha sonra kullandırıldığı, bahse konu kredilerin 17/01/2013 tarihli davalı kefilin imzasının bulunmadığı sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğunun düşünüldüğü, hukuki taktir mahkemeye ait olmak üzere banka 04/05/2012 tarihli sözleşme varken 17/01/2013 tarihli yeni bir sözleşme yapılmasına ihtiyaç duyduğuna göre, gösterilen bu açık irade karşısında eski sözleşmenin zımni olarak hükümsüz kaldığının düşünülebileceğini, takip tarihi itibarıyla kat ihtarında talep edilen asıl alacakların ferileriyle birlikte toplam 49.023,77 TL olarak hesaplandığını, dava tarihinden sonra 18.01.2016 tarihinde 7.747,55 TL ve 22.03.2016 tarihinde 5.076.-TL olmak üzere toplam 12.823,55 TL’lık kısmi tahsilat sağlanmış olduğu beyan edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde ibraz ettiği, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2015 tarihli, 2014/1269 Esas-2015/671 Karar sayılı kararından, davacı bankanın davalı …, … Şirketi ve … aleyhine, davacı banka tarafından davalılara keşide edilen 1Eylül 2014 tarihli çeklerin garanti tutarlarının depo edilmesi talepli davada, davalılardan …’ın 17/01/2013 tarihli sözleşmede kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı, depo talebine konu çeklerin 2013 yılında imzalanan GKS’ye istinaden açılan hesaplara ait bulunduğu, davalının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/06/2017 tarihli, 2016/5858 Esas-2017/3890 Karar sayılı kararıyla onanmıştır.
G E R E K Ç E : İtirazın iptali talepli davada, uyuşmazlık, takip konusu borçtan davalı kefilin sorumlu olup olmadığının tespitinden kaynaklanmıştır. Davalı vekili davacı banka ile dava dışı … Şirketi arasında, iki adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, 04.05.2012 tarihli sözleşmede davalı kefilin, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, ancak diğer 17.01.2013 tarihli sözleşmede ise imzasının bulunmadığı, takibe konu borcun ikinci sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerden doğduğu ve davalının sorumlu olmadığını ileri sürmüştür. Dosyaya sunulan 17.01.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde davalı …’ın kefil olmadığı imzasının bulunmadığı görülmüştür. İlk derece mahkemesinin kararın gerekçesinde, davalının bu sözleşmede imzasının bulunmadığı ve kredilerin bu sözleşme kapsamında kullandırıldığının açıklanmasına rağmen, davalının borçtan ne şekilde sorumlu tutulduğu açıklanmamış, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmuştur.Davacı tarafça dava dışı takip borçluları ile davalıya gönderilen ve ödeme emrine dayanak yapılan Eyüp …. Noterliği’nin 01/09/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarında, “kat edilerek ödenmesi talep edilen alacakların, 17/01/2013 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırılan, Taksitli Ticari Kredi, çek hesabı ve kredi kartı hesabından doğduğu” beyan edilmiştir. Davacı banka hesapları üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan bilirkişi raporu ile de, kredilerin dava dışı kredi lehtarına 29/04/2014 tarihinde ve daha sonra kullandırıldığı, kredilerin davalı kefilin imzası bulunmayan, 17/01/2013 tarihli sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalının, 17/01/2013 tarihli sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerden dolayı sorumlu olmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturularak, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmemiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2017 tarihli, 2015/391 Esas-2017/233 Karar sayılı sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Davanın REDDİNE,4- İlk derece yargılaması yönünden;-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 609,30TL harcın mahsubu ile, fazla alınan 554,90 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine, -Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,-Davalı tarafından yapılan 21,75 TL tebligat giderinin davacıdan alınmasına, davalıya verilmesine,-Davalı davasını vekille takip ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan …Ü.T.’ne göre 7.149,39 TL nispi vekalet ücreti taktirine davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,-Karar kesileştiğinde artan gider avanslarının taraflara iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 837,20 TL nispi istinaf harcının talebi halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınıp davalıya verilmesine,-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının talepleri halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.