Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1127 E. 2021/281 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1127 Esas
KARAR NO: 2021/281
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2017
NUMARASI: 2015/920 E. – 2017/722 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı … Kiralama şirketi arasında bağıtlanan Finansal Kiralama Sözleşmesi uyarınca diğer davalıdan 65.650,00TL bedelle ” 4 adet sac büküm hattı olan 2 pen 2014 model yeni kullanılmamış makine “nin satın alınarak müvekkiline kiralandığını, kira bedellerinin finansal kiramala şirketine taksitler halınde ödenmekte olduğunu, çalıştırılınca makinanın görevini yapamayacak şekilde gizli ayıplı olduğunu, 0 (sıfır) olmayıp 2.el olduğunu, demir kesme testeresi büküm makinasıyla seknronize çalışmadığından kesim işlemi yapamayıp kayışların koptuğunu, motor kısmından yağ kaçırdığını, dişli kısımda 2 dişini yerinden çıktığını, levha büküm sonunda kutu rofile dönüştünü ve düzlem bozukluklarının giderilmediğinin belirlendiğini, sözleşmenin fesedilerek ödemelerin istirdatı isteminde bulunulduğunu, davalı satıcının ihtara cevap vermediğini, finansal kiralama şirketinin ise ayıptan sorumlu olmadığının bildirildiğini, makinanın kiralama koşullarına ve kullanım amacına uygun olmadığının belirlendiğini, TBK 20-21 ve 25 maddeleri gereğince satış işleminin geçersiz olduğunu, sözlemedeki 7.maddenin genel işlem kurallarına ve dürüstlük konularına aykırı olduğundan geçersiz sayılması gerektiğini belirterek yapılan ödemelerin 24/09/2014 ihtar tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; 29/08/2014 tarihli 053108 nolu fatura ile müvekkilinden alınan makinanın ekipmanları ile birlikte tam, hasarsız, eksiksiz, niteliğine uygun olarak aynı tarihte davacıya teslim edildiğini,kontrol edilerek çalıştırıldığını, 2.el olmayıp faturada yeni ve kulanılmamış olduğunun açıkça belirtildiğini, davacının kullanım hatası sonucunda makinanın hasarlanmış olabileceğini, TTK 23.md belirtilen 2 ve 8 günlük sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacı ihtarnamesinin 24/09/2014 tarihinde keşide edildiğini, BK 223/2 maddesine uygun olmadığını belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmsini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kiracının seçimi ve talebi üzerine 3.kişiden sağlanan malın ayıbından dolayı kiralayanın sorumlu tutulamayacağını, bu durumun 6361 sayılı yasanın 18. ve 24. maddelerine ve finansal kiralama sözleşmesi hükümlerine aykırı bulunduğunu, davacının sözleşmeyi feshettiğini bildirmesine rağmen sözleşme konusu malı iade etmediğini belirterek davanın haksızığın savunmuş ve reddine karar verilemesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın Finansal kiralama yolu ile düzenlene satış sözleşmesine konu makinanın ayıplı olması nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin 08/03/2016 tarihli ıslah dilekçesinde; makinanın gizli ayıplı olmasından dolayı sözleşmeden dönmesi nedeniyle makina bedelini iadesi, işin durması sebebiyle müvekkilinin uğradığı kar yoksunluğu da dahil olmak üzere menfi zararlarını tazmini isteminde bulunduğu, davacı vekilinin davalı … kiralama şirketi hakkındaki davasını geri aldığını bildirdiği, davalı … Kiralama Şirketi de hakkındaki davanın geri alınmasına muvafakat ettiği, HMK’nun 123.maddesi kapsamında dava geri alındığından davalı … kiralama şirketi yönünden esasa lişkin karar verilmesine gerek bulunmadığı, yargılamanın diğer davalı … yönünden yürütülerek sonuçlandırıldığı, davacının satın alınan makinanın finansa kiracısı olup faturanın, diğer davalı … kiralama şirketi hakkında düzenlendiği, finansal kiralama sözleşmesine konu tüm kira bedellerinin kendilerine ödendiğini belirten davalı … kiralama şirketi 31//8/2016 tarihli dilekçesi ile davacının davalı … ile ilgili taleplerine muvafakat ettiğini belirttiği, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edildiği, Finansal kiralama sözleşmesi, fatura örnekleri, Kazan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/97 D.İş sayılı dosya örneği getirtilerek dosya içine alınmış, dava konusu makina ekipmanları üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak rapor düzenlendiği, talimat yoluyla düzenlenen 18/10/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu makine sisteminde imalata bağlı üretim hatası olarak gizli ayıpların bulunduğu, davacının kabulü zorlanıp zorlanmayacağının mahkemenin takdirinde olduğu, davacının finansal kiralama bedellerinin tamamını net 79.486,78 TL olarak ödediği, davacı işletmenin halen Kazan ilçesinde faaliyette olup aynı işlevi gören başka makine ekipmanlarının olması, yeterli delillerin bulunmaması nedeniyle davacının bundan doğan zararlarının tespit edilemeyeceğinin belirtildiği, itirazlar ve ek belgelerin sunulması üzerine düzenlenen 14/04/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda; kök rapordaki görüşlerin tekrarlanarak bedelin iadesinin mümkün olması ve zararın kanıtlanamaması nedeniyle hesaplama yapılamayacağı, nakliye bedelinin herhangi belgeyle doğrulanmadığı, sac alış faturasının bulunduğu ancak hurda satış faturası bulunmadığından buna lişkin iddianın da kanıtlanamadığı, iş gücü kaybının somut belge ve muhasebe kaydı ile kanıtlanamadığından davacı zararının tespitinin mümkün olmadığının belirtildiği, iddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı şirketle davalı … A.Ş. arasında Ankara 57.Noterliğince düzenleme şeklinde 27/08/2014 tarihli … nolu Finansal Kiralama Sözleşmesi bağıtlanmış ve 65.650,00 TL tutarındaki “4 adet sac büküm hattı olan 2 pen, 2014 modelyeni kullanılmamış makine” , davalı …’dan satın alınarak 29/08/2014 tarihinde davacı şirkete teslim ve kiralandığı, davacı vekili makinenin kullanılamayacak şekilde ayıplı ve 2.el olduğunu, gizli ayıp bulunduğunu, amaca uygun kullanımının olanaksız olduğunu belirterek 24/09/2014 tarihinde davalılara noter marifetiyle ihtarname keşide etmiş, sözleşmenin feshi ve bedelin iadesini talep ettiği, sözleşme kapsamında kira bedelinin davacı tarafından davalı … kiralama şirektine ödendiği tarafların kabulünde olduğu, davalı … Kiralama Şirketi hakkındaki davanın HMK 123. maddesi hükmü gereğince geri alındığı, davalı … kiralama şirketinin dava konusu makineyi satın alan ve bedelini diğer davalı …’a ödeyen konumunda olup; davacı … kiracı tarafından görülmekte olan davanın ikame edilmesine muvafakat ettiği, dava konusu makinenin davalı … tarafından düzenlenen faturalardaki nitelikleri taşımadığı, 2.el olduğundan dolayı açık ayıplı ayrıca kulanılan mazlemelerin yetersiz oluşu, yüke girdikçe malzemelerde kopma, eğim vermesi, tesiste kulanılan makine ve ekipmanların belli unsurlarında imalata bağlı üretim hatası bulunması nedeniyle gizli ayıplı olduğunun belirlendiği, gizli ayıbın varlığı halinde alıcının BK 223/2 maddesi uyarınca ürünü gözden geçirmesi ve makul sürede ayıp bildirminde bulunması gerektiği, somut olayda, dava konusu makine davacıya 29/08/2014 tarihinde satılarak teslim edilmiş olup, ayıp ihbarı 24/09/2014 tarihinde yapıldığı, bu ihbarın makul sürede olduğunun kabul edilmesi gerektiği, dava konusu makinenin temel unsurlarındaki imalat hatasına bağlı gizli ayıpları nedeniyle davacının kullanım amacına uygun çalışamayacağı, başka bir anlatımla davacının bu makineyi kabule zorlanamayacağı sonucuna varıldığı, saptanan ve hukusal durum bu olunca; davalı …’dan satın alınan davaya konu “4 adet sac büküm hattı olan 2 pen 2014 model 248 seri nolu”makinenin davacı tarafından davalı …’a iadesi koşuluyla ve davacı talebiyle bağlı kalınarak 65.650,00 TL satış bedelinin adı geçen davalıdan istirdatı gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı, davacı vekili HMK 107.maddesine uygun şekilde “belirsiz alacak” davası yolu ile ve ıslah dilekçesinde menfi zarar isteminde bulunmuş ise de; kar kaybına dayalı ve diğer olumsuz zararın varlığı ve miktarını somut delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davalı … AŞ hakkındaki dava HMK 123.maddesi kapsamında geri alındığından ve adı geçen davalı tarafından bu duruma muvafakat edildiğinden hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulüne, dava konusu makinanın iadesi koşuluyla 65.Dava konusu makinanın iadesi koşuluyla 65.650,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline(istirdatına), ıslahla yapılan tazminat isteminin reddine..” karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin ayıplı makinenin davalıya iadesi ile makine bedeli olan 65.650-TL’nin müvekkile ödenmesine dair tespit, değerlendirme ve kabulü isabetli ise de; ıslahla talep edilen kalemlere ilişkin yeterli inceleme yapılmaması, yasal düzenlemeler gereğince talebi mümkün zararlarımızın hüküm altına alınmaması, temerrüt tarihi ile yargılama giderlerinin hesaplanış şekli yönlerinden hatalı kararın kaldırılması gerektiğini, maddi bir hata olarak görünse de gerekçeli kararda dava tarihinin 06/11/2014” yerine yetkili mahkemedeki 21/09/2015 yazılmış olmasının hatalı olduğunu, Ayıp ihbarı 24/09/2014 tarihinde yapıldığı halde temerrüt tarihinin “dava tarihi” kabul edilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin 24/09/2014 olması gerektiğini, Islahla talepte bulunulan işin durması nedeniyle yoksun kalınan kar da dâhil olmak üzere menfi zararlarımızın varlığını ve miktarını somut delillerle ispatlanamadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de; Fatura bedeli 65.650-TL olsa da müvekkilinin … Finansal Kiralama A.Ş.’ne bu makine için 79. 486,78-TL ödediğinin sabit olduğunu, müvekkilin 79.486,78 – 65.650 =13.836,78-TL tutarında menfi zararının oluştuğunu, bu miktarın harçlandırıldığını, mahkemenin bu yöndeki red kararının hatalı olduğunu, Diğer menfi zarar kalemleri yönünden açıklama yapılarak defter ve kayıtların bilirkişilerin incelemesine sunulduğunu, her iki raporda da bilirkişilerin hesaplama yapılmasından imtina ettiklerini, itirazlarımızın giderilmesi için gerekirse dosyanın başka bilirkişilere tevdii gerekirken yetersiz rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yargıtay’ın, “ticari alım-satım sözleşmelerinde amacın kar elde etmek olduğu düşünüldüğünde bu sözleşmelerden doğan kar kaybı doğrudan zarar kapsamına girecektir.” şeklindeki yol gösterici kararlarının dikkate alınması gerektiğini, Müvekkilin fabrikasında dava konusu makine ile ikame nitelikte başka bir makine bulunmadığını, raporlara itiraz ettiklerini, müvekkilinin demirbaş listesini incelenmediğini, müvekkilin Kazan ilçesinde faaliyet gösteren bir imalathane olması ve halen faal olmasının ise nasıl davalı lehine yorumlandığı anlaşılamadığını, bilirkişilerden istenen sadece makinenin bedelinin hesabı değil, sözleşmeye güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zararların hesabıyken eskik rapor tanzim edildiğini, zarar kalemlerinin aşamalarda açıklandığını, müvekkilin, davalıdan satın aldığı makinenin ayıplı olması ve alınış amacına ilişkin imalatları gerçekleştirememesi nedeniyle müvekkilinin imalatta kullanacağı malzemeleri başka firmalara yaptırdığı yani hizmet satın almak zorunda kaldığı, ayrıca müvekkilinin 1,85-TL birim fiyattan aldığı 11.067 kg sacı 0.25-TL’den satmak zorunda kaldığı belirtilerek buna ilişkin zarar hesabının yapılması istendiğini, hesabın müvekkili şirketin defter ve kayıtları üzerinde yapılacağını, aslında raporlarında 17.707,20-TL’lik bir zarar hesabı yaptıklarını buna rağmen sonuç kısmında söz konusu sacın hurda olarak 0,25-TL birim fiyattan satışına dair belge ve yasal defter kaydının bulunmadığından bahisle iddiamızın sübuta erip ermediğinin belirlenemediğini belirttiklerini, defter incelemesi yapılması gerektiğini, makinenin davalının adresinden (Bayrampaşa/İSTANBUL) müvekkilin adresine (Kazan/ANKARA) nakledildiği ihtilafsızken hesaplama yapılmaksızın ayrıca belge sunulması gerektiğinden bahisle bu talebin de reddedilmesinin eksik inceleme oluşturduğunu, toplamda 73.500-TL işgücü kaybı oluştuğu iddiamıza yönelik olarak yapılan incelemede, işgücü kaybının somut belge ve muhasebe kayıtları ile ispatlanmadığı gerekçesi ile hesaplama yapılmamasının hatalı olduğunu, makinenin müvekkil tarafından kutu profil ihtiyacını karşılamak amacıyla satın alındığını, müvekkilin taahhüdü altındaki bütün işlerde kutu profil ihtiyacını bu makine ile sağlamayı amaçladığı, bu makineyi fabrikasında imalata dâhil edebilseydi hem mt’de 0,75 TL daha ucuza malzeme temin edebileceği hem de işin hızının artacağına dair iddia karşısında bilirkişiler tarafından herhangi bir izahat yapılmadığını, Mahkemece yargılama giderlerine hükmedilirken baştan beri vurguladığımız Kazan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/97 D.iş sayılı dosyasının giderleri ve bu dosya için hükmedilmesi gereken vekalet ücreti nazara alınmadığını, yargılama giderlerine dahil edilip 6100 Sayılı HMK’nın 326/2. maddesi gereğince haklılık oranında taraflar arasında paylaştırılması gerekirken kararda bu hususta hüküm kurulmadığını, keşif harcının kendileri tarafından yatırıldığını, mahkemenin hükümde hesaba katmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi HMK’na aykırı olduğu halde bu yöndeki itirazların dikkate alınmadığını, Davalı ile davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin makina ve ekipmanları diğer davalı … Finansal Kiralama Aş’ne sattığını, satış bedelini de finansal kiralama şirketi diğer davalıdan aldığını, finansal kiralama şirketi hakkındaki davasını geri alınmış ve davacı taraf davalı … şirketinden dava haklarını temlik aldığını beyan etmiş ise de dava açarken temlik bulunmadığından müvekkili hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, Sonradan talep ve dava haklarının diğer davalı … kiralama şirketi tarafından davacıya temlik edilmesiyle alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiş olduğunu borcun sona erdiğini, Davacının birden fazla ıslah yaparak HMK da düzenlenen ıslah ile ilgili hükümlere aykırı hareket edildiğini, Davacının davasını son ıslah dilekçesi ile 79.486,78TLTL.na ıslah etmişken ve davanın 65.650,00TL lık kısmının kabulüne ve ıslahla yapılan tazminat isteminin reddine karar vermişken reddedilen 13.836,78TL kısım yönünden ve 2.000,00TL belirsiz alacak davası yönünden davanın reddine karar verildiği halde kendi lehlerine avukatlık ücretine karar verilmemesinin hatalı olduğunu Makinenin davacıya 29.08.2014 tarihinde teslim edildiği ve davacının vermiş olduğu aynı tarihli yazıda”..Aramızda düzenlenen …/ Ankara … Noterliği tarafından 27.08.2014 tarih ve … yevmiye nolu … nolu finansal kiralama sözleşmesi kapsamında yer alan ve satıcısı … olan 29.08.2014 tarih .. nolu fatura bedeli 65.650 TL tutarındaki ekipmanları şirketimiz tarafından tam hasarsız,eksiksiz evsafına uygun ve çalışır durumda anılan sözleşmeye uygun olarak teslim aldık ve kabul ettik. Yukarıda adı geçen satıcı firmaya fatura bedelinin ödenmesi uygundur.Saygılarımla ” şeklinde açıklama yer aldığını, davacının teslim aldığı tarihte makine ve ekipmanları kontrol emiş ve çalıştırmış, eksiksiz, hasarsız, çalışır durumda olduğununu beyan ettiğini, Davacı tarafından kabul edilen ve itiraza uğramayan 29.08.2014 tarih ve … sayılı fatura ile Sevk irsaliyesinde “..ekipman 2014 model yeni kullanılmamıştır ” şerhi bulunduğunu, dava dilekçesinin 4. bendinde söz konusu makine ve ekipman fabrikada çalıştırılınca şeklinde beyanda bulunduğunu, tanık …’in ifadesinde dava konusu makinenin ayıpsız ve çalışır vaziyette teslim edildiğini onayladığını, davacının kendisine sağlam olarak teslim edilen makineye kendi başına müdahale ederek makinenin arızalanmasına neden olduğunu, Kabul anlamına gelmemek şartıyla bir an için makinenin ayıplı olduğu düşünülse bile davacı tanaf süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, makinenin teslim tarihi 29.08.2014 olduğu halde ihtarname tarihi 24.09.2014 olduğu dikkate alındığında ayıp ihbar süreleri geçtiğini, Bilirkişi raporlarında ise dava konusu olayın yanlış şekilde Tüketiciyi Koruma Kanunu çerçevesinde değerlendirildiğini, olayda uygulanması gereken yasanın Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu ilgili maddeleri olduğunu mahkemenin de hatalı rapora göre karar verdiğini, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama konusu makinelerin ayıplı olduğu iddiasıyla ödenen tutarın ve uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı … vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Finansal kiralama konusu makine 65.650TL bedelli faturaya istinaden 29.08.2014 tarihinde davacıya teslim edilmiş olup davacı tarafça 24/09/2014 tarihli ihtarname ile makinenin çalışmadığı konusunda davalılara ihtarname keşide etmiştir. Dava konusu makinedeki olumsuzlukların kullanım ile ortaya çıkacağı, makinede kullanılan malzemenin yetersiz oluşu, yüke girdikçe malzemelerde kopma, tahribat, eğim vermesinin tesiste kullanılan dava konusu makine ve ekipmanlların belli unsurlarında makine sisteminde imalata bağlı üretim hatası olarak gizli ayıplı olduğu, davacının makineyi kabule zorlanamayacağı tespit edilmekle makinenin ayıplı olduğu anlaşılmış olup davacının ayıp iddiasının kanıtlandığı, ayıp gizli ayıp niteliğinden olduğundan ihbarın makul sürede yapıldığı anlaşılmaktadır. Finansal kiralama şirketinin davacıya davalıya ilişkin talepleri yönünden muvafakat verdiği, keza karardan sonra da kararın kendisi yönünden kesinleştirilmesini talep ettiği görülmüştür. Muvafakat, tamamlanabilir dava şartı olmakla davalı vekilinin husumete ilişkin itirazının reddi gerekmiştir. Davacı taraf sözleşmeden dönme hakkını kullanmış olup ayıba karşı tekeffül hükümleri gözetildiğinde, satım sözleşmesi nedeniyle uğradığı zararları talep edebilecek ise de zarar iddiasının davacı yanca ispatı gereklidir. Mahkemece malın iadesi koşuluyla fatura bedelinin ödenmesine karar verilmiştir. Davacının talebinin reddedilen birinci kısmı; makine fatura bedelinin ferileri yönünden dava tarihinden sonra finansal kiralama şirketine yapılmak zorunda kalınan bakiye bedele ilişkindir. Islaha konu tutarlar dava tarihinden sonraki bedellere ilişkin olduğu gibi ıslah ancak bir defa yapılabileceğinden mahkemece bu husustaki talebin reddi yerindedir. Davalı yanın reddedilen talebinin diğer kısmı ise; ayıp nedeni ile uğranılan zarar iddiası yönündendir. Bilirkişi heyeti raporunda “davacının Kazan’da faaliyet gösteren bir imalathane olması, halen faal olması, aynı işlevi gören başka makine/ekipmanlarının olması, zarar tespiti için yeterli delil sunulmadığı, davacının saç alış faturası mevcut ise de hurda satışının 0,25TL’den yapıldığına dair defter kaydının olmadığı, iş gücü kaybının da somut belgelerle ispatlanamadığı gerekçesi ile zarar talebinin yerinde olmadığının” açıklandığı, davacının istinaf isteminde tekrarladığı rapora karşı itirazlarının ek raporda tek tek değerlendirildiği, keza davacının defterlerinin incelendiğinin de raporda açıkça belirtildiği dikkate alındığında mahkemenin bu yöndeki talebin reddi yerindedir. Davacı vekilinin yargılama giderlerine yönelik istemine gelince; davacı yanca davadan öce yapılan delil tespit masrafları ve vekalet ücreti ile talimat mahkemesindeki keşif harcının yargılama giderlerine dahil edilmemesi yerinde değildir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş ancak yargılama giderleri haklılık oranına oranlanmamış ise de, davalının yargılama giderleri yönünden açık istinaf istemi olmadığı, bu hususun resen nazara alınmayacağı ve kazanılmış hak ilkesi ve HMK 357 md dikkate alınarak kesinleşen kısım yönünden oranlama yapılmamış, yeniden hüküm kurulan kısım yönünden oranlama yapılarak hüküm kurulmuştur. Davalı yanın istinaf istemine gelince dava kısmen kabul edilmiş olmakla reddedilen tutar dikkate alınarak davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf istemi yerindedir. Davacı vekili istinaf isteminde; faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak belirtilmesi yerinde ise de; ilk davanın açıldığı tarihin yazılmamasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Esasen davalının faiz borcu, davacının ayıplı malı iadesi ile birlikte doğacak ise de davalı yanın faiz başlangıç tarihi yönünden açıkça istinaf istemi bulunmadığından HMK 357 md gereğince istinaf sebeplerine göre yapılan incelemede infazda karşılıklığa sebep olunmaması için dava tarihinin açıkça yazılması sureti ile yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 19/10/2017 gün ve 2015/920 Esas, 2017/722 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- 1-Davalı … AŞ hakkındaki dava HMK 123.maddesi kapsamında geri alındığından ve adı geçen davalı tarafından bu duruma muvafakat edildiğinden HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, İstenilmediğinden davalı ….AŞ yararına yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 2-Davalı … hakkındaki davanın KISMEN KABULÜNE, Dava konusu makinanın iadesi koşuluyla 65.650,00 TL’nin dava tarihi olan 06.11.2014’ten itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline(istirdatına) Islahla yapılan tazminat isteminin REDDİNE, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 4.484,55TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.571,50 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Reddedilen miktar yönünden davalı … kendisni vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 2.317,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı yanca delil tespiti için yapılan 177,50TL keşif harcı 66,70Tl delil tespit harcı, 300 tl bilirkişi ücreti, 33,00Tl posta gideri, 300,00Tl delil tespit vekalet ücreti ile iş bu davadaki 206,30Tl keşif harcı ki toplam; 1083,50 Tl yargılama giderinin kabul oranına göre 851,41 Tl masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça ve davalı tarafça yatırılan istinaf nisbi harcının (davacı yönünden 35,90TL, davalı yönünden 1085,24 ve 35,90TL olmak üzere) talep halinde taraflara iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 64,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 162,10 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Davalının yaptığı 98,10Tl istinaf harcı ile 35,00Tl posta gideri ki toplam; 133,10Tl istinaf masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.