Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1123 E. 2021/286 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1123 Esas
KARAR NO: 2021/286
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2017/160 E. – 2017/1305 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin borçlusu … Ltd Şti tarafından 31 adet çekin keşide edildiğini, daha sonra bu çeklerin bankaya ibraz edildiğini ancak çeklerin karşılıksız çıktığını, davalı bankanın Kadıköy Şubesine ait olan bu çeklerin arkasına borçlu şirket hakkında iflas erteleme tedbir kararı olduğu şerhi düşüldüğünü, davalı bankadan çeklerin asgari bedellerinin tahsilini istendiğini, ancak borçlu firma hakkında tedbir kararı olduğu gerekçesi ile asgari bedellerin ödenmediğini, banka aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını ancak davalının takibe itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki yönünden itirazda bulunduklarını asıl görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, husumet ve zamanaşımı itirazı olduğunu, çekler hakkında tedbir kararı olduğunu, davacı dava dilekçesinde karşılıksız çeklerden dolayı yasal sorumluluğunun doğduğuna ilişkin Yargıtay kararı sunmuş ise de burada çeklerin karşılığının olup olmadığının dahi netleşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın hukuki niteliği itibari ile çek sorumluluk bedellerinin ödenmesi için açılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkin olduğu, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının iş bu dava dosyası arasına alındığı, icra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 18/01/2017 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 19/01/2017 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu, itirazın esasa ilişkin olduğu, icra müdürülüğünün yetkisine bir itirazın olmadığının anlaşıldığı, davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığının anlaşıldığı, davacının, dava dışı borçlusu … AŞ tarafından keşide edilen ve kendisinin hamili olduğu 31 adet çekin davalı bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız çıktığını, çeklerin asgari sorumluluk bedellerinin bankadan talep edildiğini ancak davalı bankanın “dava dışı borçlu firma hakkında tedbir kararı olduğu” gerekçesi ile bu bedelleri ödemediğini beyanla icra takibi başlattığını ve takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığı, davalı bankanın takibe dayanak olarak gösterilen çeklerin karşılıksız çıktığını ancak çekler yönünden İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/559 E sayılı dosyası ile yapılan yargılamada tedbir kararı bulunduğunu, bu nedenle bankanın asgari bedelleri ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, ayrıca mahkemenin yetkisine de itiraz ettiklerini cevaben bildirdiği, her ne kadar davalının mahkemenin yetkisine yönelik itirazda bulunduğu görülmüş ise de; davanın konusunu oluşturan icra takibine yapılan itiraz sırasında icra dairesinin yetkisine yönelik bir itirazın ileri sürülmediği, bu nedenle icra dairesinin yetkisinin kesinleştiği, itirazın iptali davasının genel yetkili kurallarının yanı sıra icra dairesinin bulunduğu yer mahkemelerinde de görülebileceği usul kuralı gereğince davalının yetki itirazının yerinde görülmediği, davaya ve takibe konu 31 adet çekin karşılıksız çıktığı ve çeklerin arkasına karşılıksız şerhinin işlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalı bankanın çekler üzerinde ödeme yasağı bulunduğunu bahisle bankanın çek hamiline ödemekle yükümlü bulunduğu asgari sorumluluk bedelini ödemekten kaçındığı ve uyuşmazlığın esasını bu hususun oluşturduğu, Yargıtay’ın; “çekler üzerinde tedbir kararı olsa bile karşılıksız kalan çeklerden dolayı davalı bankanın yasal sorumluluğunun yerine getirmesinin zorunlu olacağı” yönündeki yerleşik içtihatları da dikkate alınarak, davacının çek sorumluluk bedellerinin talep etme hakkının yerinde olduğu ve davalının bu bedelleri ödemekle yükümlü olduğu anlaşıldığından her bir çek yönünden karşılıksızdır işleminin yapıldığı günden itibaren işleyen faiz hesabıyla birlikte talep edilen takip bedelinin yerinde olduğu anlaşıldığı, gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 58.604,86 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren günlük binde üç oranında faiz uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine…” karar veriilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibi yapılan 31 adet çekin,keşideci hakkında iflas erteleme kararı alındıktan sonra düzenlenen çekler olduğunu, İst.Anadolu 9.As.Tic.Mahkemesinin 2016/559 E. ve 2017/710 karar no su ile 11/05/2016 tarihinde iflas erteleme kararı verilmiştir.Kararın 3. Maddesinde “davacı şirketin yönetim ve karar organlarının ,kambiyo senedi düzenlemek ve davacı şirketlerin banka hesaplarından para çekmek dahil ,her türlü karar ve işlemlerinin ve tasarruflarının geçerliliğinin kayyım olarak resen tayin olunan Mali Müşavir … ve uzman hukukçu Yard.Doç.Dr. …’ın müşterek onaylarına tabi tutulmasına, davacı şirketlerin faaliyetlerinin kayyımlar tarafından sürekli olarak gözetim ve denetim altında tutulmasına….” şeklinde karar verildiğini, Dava konusu çekler iflas erteleme kararı verildikten sonra ve kayyım onayı olmadan keşide edilmişlerdir. Tedbir kararından dolayı çeklerin karşılıksız olup olmadığı netleşmediğini,Keşidecinin çek tutarını ödeme yükümlülüğü doğmadan müvekkil bankanın dava konusu çeklerin asgari bedellerini ödeme hususunda da borcu doğmadığını, Çeklerin karşılıksız kaldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı hakkında ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararına katılmadıklarını, hakkında iflas erteleme kararı verildikten sonra çek keşide eden şirketin borcu ödeme yükümlülüğü olup olmadığının belirsiz kalması durumunda (Düzenlenen çeklerin kanunen geçerli bir çek olup olmadığı hakkında müvekkili bankanın inceleme yapma yükümlülüğü olduğunu) müvekkil banka tarafından da çekin karşılıksız kaldığı hususu tespit olunamayacağını, çeklerin karşılıksız düzenlediğinin kabulü hakkındaki ilk derece mahkemesi kararına katılmadıklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, çek sorumluluk bedeli ile faizinin tahsili talebi ile başlatılan takipte İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dışı çek keşidecisi şirketin açmış olduğu iflasın ertelenmesi talepli dava nedeni ile İstanbul Anadolu 9.ASliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/559 Esas sayılı dosyasında 11.05.2016 tarihli ara kararı ile kambiyo senedi düzenleme yetkisinin kayyım onayına tabi tutulduğu, tedbir kararının 13.09.2017’de kaldırıldığı, Banka tarafından takibe konu çeklerin 11.05.2016 Tarihli mahkeme kararı gereği ödeme yapılmadığı hususunda çek arkalarına şerh düşüldüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece, takibe konu çeklerin karşılıksız olduğunun ihtilafsız olduğu kabul edilerek esas hakkında değerlendirme yapılmış ise de; davalı vekili cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde çeklerin karşılıksız olup olmadığının net olmadığını ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece 5941 sayılı Yasa’nın 3.maddesi gereğince Banka’nın sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığı için ibraz tarihinde takibe konu 13 adet çekin karşılığının olup olmadığının tespiti ve iddianın kabulü halinde ise asıl alacak ve faiz hesabının denetlenebilmesi için banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak sureti ile bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2- İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2017 gün ve 2017/160 Esas, 2017/1305 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, 964,92TL ve 35,90TL olarak yatırılan istinaf peşin harçlarının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 129,60TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.