Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1120 E. 2021/287 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1120 Esas
KARAR NO: 2021/287
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2017
NUMARASI: 2016/103 E. – 2017/319 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının Bakırköy … İcra Müd.nün … E sayılı icra takip dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, müvekkilinin icra takibine konu olan emre muharrer senet alıcı … ile aralarında yapılan sözleşme çerçevesinde müvekkilinin maliki bulunduğu Zeytinburnu … Mah. … Sk. N:… adresinde bulunan tapuya … ada … parsel sayısı ile kayıtlı arsa vasfındaki taşınmaz satış işlemi ile ilgili olarak alınan kapora karşılığında verildiğini, dava dışı … ile 20.10.2015 tarihli sözleşme yapıldığını ve bu sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından kendisine tapu devri tesliminden sonra geri verilmek üzere takip konusu senedin düzenlenerek verildiğini, müvekkilinin taşınmazın tapusunu sözleşme kapsamında … adındaki malikine devirle kararlaştırılan bedeli teslim aldığını, her nasılsa kapora karşılığı olan senedin müvekkiline iade edilmediğini, davalının senedi eline geçirerek takibe koyduğunu beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyet tazminatı ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin dava konusu iddiaların muhatabı olmadığını, bahsedildiği üzere tapu devrinin dava dışı şahıs ile ilgili olduğunu, müvekkilinin dava konusu senet karşılığında davacı borçluya borç para verdiğini, bunun dışında tapu veya kapora konusunda bir bilgisinin bulunmadığını, HMK’nun 201. Maddesi gereğince davacının senede karşı ileri sürülen iddialarının yazılı delil ile kanıtlanması gerektiğini, ispat yükünün davacıya ait olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın İİK’nun 72. Maddesine istinaden açılmış Menfi Tespit davası olduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/36411 Sr. sayılı dosyanın uyap çıktıları ve içindeki arsa satış sözleşmesi, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine konu bono fotokopisi vs. deliller celp ve tetkik olunduğu, somut olayda celp olunan tapu kaydı ve ekindeki akit tablosuna göre İstanbul ili Zeytinburnu ilçesi … mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmaz tapuda 1/2 hisse oranında davacı adına, 1/2 hisse oranında dava dışı … adına kayıtlı iken davacı ve diğer hissedar tarafından 05.11.2015 tarihinde dava dışı alıcı …’e satılarak tapuda devir işlemi yapıldığı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/36411 Sr. sayılı dosyasında davacı müşteki söz konusu taşınmaz satışı nedeniyle alıcı …’den 25.000,00 TL kapora aldığını ve karşılığında 25.000,00 TL bedelli alacaklısı belli olmayan senedi imzalayarak …’ e teslim ettiğini, satış ve devrinden sonra senedin iadesini istemeyi unuttuğunu daha sonra istediğinde ise alıcının bu senedi iade etmediğini, davalının da söz konusu senede dayanarak icra takibi başlattığını belirterek davalıdan şikayetçi olduğu, anılan dosyaya sunulan 20.10.2015 tarihli Arsa Satış sözleşmesinde satıcı (davacı ) …’ın söz konusu arsayı alıcı …’e sattığı, karşılığında 25.000,00 TL kapora alındığı belirtilmiş, sözleşmeye el yazısı ile “25.000,00 TL senet verildi” ibaresi yazılmış ancak bu ibarenin paraf edilmediği, sözleşmede bono bilgileri yazılı olmadığından ve el yazısı ile yazılan ibareler paraf edilmediğinden dava konusu bononun bu sözleşme kapsamında verildiğinin mahkemece kabul edilmediği, takip konusu bono fotokopisi incelendiğinde keşidecinin davacı …, lehtarın davalı … olduğu, bonoda nakden ibaresinin yer aldığı, davaya konu taşınmazın alıcısı …’ün bonoda herhangi bir sıfatla isim ve imzasının yer almadığının görüldüğü, davacı dava dilekçesinde söz konusu bononun taşınmazın alıcısı …’e kapora karşılığında verildiğini iddia etmiş davalı ise dava konusu senet karşılığında davacıya borç para verdiğini savunduğu, dava konusu bonoda nakden ibaresinin yazılı olması ve bonoda lehtar olarak davalı isminin yazılı olması davalının davacıya bono karşılığında nakit para verdiğine karine teşkil ettiği, davacının bu karinenin aksini yazılı delillerle ispatlaması gerektiği, davacının bu karinenin ve davalının bono karşılığında davacıya borç para verdiği yönündeki davalı iddiasının aksini ispatlayacak nitelikte yazılı delil sunamadığı, ayrıca davacı tarafın delil listesinde yemin deliline de dayanmadığı, dolayısıyla davacının davasını ispatlayamadığı, gerekçesiyle davanın reddine, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kapora karşılığı düzenlediği senedin hiç tanımadığı bir kişi tarafından hile ile ele geçirilerek üzerinde sahtecilik yapılarak takibe konulduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığı bir senedi ödemekle karşı karşıya kaldığını, hile ve sahteciliğe dayalı takip ve dava yönünden tanık dinletme talebinin reddinin yerinde olmadığını, tanıkların senedin dayanağı olan sözleşmedeki tanıklar olduğunu, mahkemenin senetteki nakden ibaresinin borca karine teşkil ettiğinden varsayıma dayalı hüküm kurmasının hatalı olduğunu, isticvap talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, senedin teminat olarak verildiği …’e davanın ihbarı talebinin dikkate alınmadığını, yemin deliline dayanılıp dayanılmadığı sorulmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesince özetle; mahkemenin nisbi yerine maktu vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde, davaya konu senedin dava dışı üçüncü kişi ile arasındaki taşınmaz satışına ilişkin kapora bedeline ilişkin olduğunu, davalı ile aralarında hukuki ilişki olmadığını, davacının davalıya borcu olmadığını iddia etmiş, davalı ise senedin borç karşılığı düzenlendiğini savunmuştur. Kambiyo senedi illetten mücerret olup davalının senedi iktisap sebebini ispat yükümlülüğü bulunmamaktadır. 6102 Sayılı T.T.K.’nun 778. maddesiyle bonolarda da uygulanması gereken T.T.K.’nun 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Nakden kaydı bulunan bonoda keşideci imzası davacı yanca inkar edilmemiştir. Davacı senedin üçüncü kişiye kapora karşılığı verildiğini ve bedelsiz kaldığını iddia etmiştir. Dava dışı …’ün bonoda cirosu mevcut olmayıp davacı iddiasını kesin delille ispatla yükümlüdür. Davacı, kesin delil ibraz etmemiş, delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmamıştır. Davacı, dava dilekçesinde açıkça tahrifat yahut hile iddiasında bulunmadığından istinaf isteminde tanık dinlenilmemesinin hatalı olduğuna ilişkin itirazı yerinde bulunmamıştır. İsticvabı talep edilen belgede davalı taraf olmadığından isticvap isteminin reddi yerinde olduğu gibi, senette cirosu bulunmayan dava dışı üçüncü kişinin davaya dahil edilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğu dikkate alındığında davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf istemi vekalet ücretine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmekle dava değeri olan 25.000TL üzerinden 3.000,00TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü gerekir. Ancak İlk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak dairemizce yeniden hüküm kurulması gerekmekle iş bu karar tarihi itibarı ile yürürlükte olan AAÜT gereği dava değeri olan 25.000TL üzerinden hesaplanacak vekalet ücreti olan 3750TL’nin maktu vekalet ücreti olan 4.080Tl’nin altında kalmış olması nedeni ile davalı lehine karar tarihindeki AAÜT gereğince 4080TL vekalet ücretine hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 04.04.2017 gün ve 2016/103 Esas, 2017/319 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın reddine, -İhtiyati tedbir kararı nedeniyle %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine -Karar ve ilam harcı olan 31,40 TL’nin peşin yatırılan 426,94 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 395,54 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine, -Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, -Davalı tarafından yapılan 21 TL davetiye giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre takdir olunan 4080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 31,40TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, – İstinaf talebi reddedildiğinden 59,30TL harcın peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 22,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 107,70TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, -Davacı yanca yapılan istinaf masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.