Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1097 E. 2021/278 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1097 Esas
KARAR NO: 2021/278
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2015/159 E. – 2017/887 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından müvekkili şirketin kendisine satıp teslim ettiği malların bedelinden bakiye kalan 22.200,00 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını borçlunun icra takibine itiraz ettiğini, davalının yetkilisi olduğu … Td Şti ile müvekkili şirket arasında uzun yıllardır mal alışverişi olduğun davalı …’ın borcuna karşılık … Bahçekapı Şubesi’ne ait 03.11.2010 tarihli … emrine 11.000TL bedelli çek ile 11.200TL bedelli çeklerin arkasına … adına imza atarak cirolayıp müvekkiline verdiğini, Ümraniye 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011775, 20117991 K sayılı kararında sabit olduğunu, İstanbul Anadolu 5.ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/363 E, 2013/61 karar sayılı kararında görüleceği üzere davalı …’ın “… Şirketi ile yaklaşık 30 yıldan beri çalışmaktayım. Kendileri ile mal alışverişimiz olur. Mal alacaktım … şirketinin satış müdürü gelmişti. Kendilerine borcum da vardı. Suça konu 2 adet çeki daha önceden olan borcuma karşılık verdim” şeklinde beyanda bulunduğunu ve borcun varlığını ve ödemediğini ikrar ettiğini, …’ın da beyanında “Müşteki şirket ile oğlumun yaklaşık 30 yıldan beri alışverişi vardır. Bana göndereceği çekleri de oğlum oraya vermiş…”şeklinde beyanda bulunduğunu, itirazın yerinde olmadığını, müvekkilinin şirket ve defter kayıtları incelendiğinde bu durumun açıklığa kavuşacağını, faize itirazın yersiz olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkilinin 22.200,00 TL alacaklı olduğunun tespiti ile tahsiline, 03/11/2010 tarihli 11.000,00 TL’lik ve 09/11/2010 tarihli 11.200,00 TL’lik çeklerin vade tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine ve asıl alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı borçludan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı yan davasını 22.200TL üzerinden harçlandırılmıştır.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan icra takibinde dnavacının salt ızrar kastına yönelik olarak gerçek kişi olarak hiçbir ticari ilişki içerisinde bulunmadığı alacak bormç ilişkisi içerisine tarafını dahil etmek suretiyle aleyhine karar ittihazı talebinde bulunduğunu, yetkilisi bulunduğu … Ltd. Şti.. İle davacı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, adi borçlardan mütevellit doğan sorumluluk ve borçlardan şirket ortakları ve yitkililerinin sorumluluğunun bulunmadığını, tarafından alacaklı olduğu iddia eden … A.Ş. Aleyhe yaptığı ilamsız takipte ayrıca şirket tarafından düzenlenen ve ciro yolu ile kendilerine teslim edilen çekleri de takip dayanağı alacağın varlığı hususunda delil olarak belirttiğini, bu çeklerin keşidecisinin de … olduğunu beyan ederek, öncelikle davanın husemet sebebiyle reddine karar verilmesini, şayet davanın husumet sebebiyle red edilmemesi halinde davacının %20 den aşağıya olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalının çeki lehtar … yerine cirolaması nedeni ile çekten dolayı sorumlu olup olmadığı noktasında olduğu, davanın icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, itirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verildiği, TTK 678.maddesinin “Temsile yetkili olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur; bu poliçeyi ödediği takdirde, temsil olunduğu kabul edilen kişinin haiz olabileceği haklara sahip olur. Yetkisini aşan temsilci için de hüküm böyledir.” hükmünü içerdiği, mahkemece toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, takibe konu çekler, takip dosyası, İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/363 e sayılı dosyası ile Ümraniye 2. İcra Hukuk mahkemesinin 2011/175 e sayılı dosyasında verilen gerekçeli kararlar, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı takip borçlusu hakkında İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … e sayılı dosyası üzerinden davacı takip alacaklısı tarafından 03/11/2010 ve 09/11/2010 tarihli çeklere dayalı olarak 22.200,00 TL asıl alacak üzerinden takibe geçtiği takip borçlusunun 13/02/2015 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu, takip dayanağı çekleri davalının dava dışı … LTD. Şti. Yetkilisi olarak imzaladığı, ticaret sicil kayıtlarına ve Ağır Ceza dosyasındaki beyana göre davalının … Ltd. Şti’nin yetkili temsilcisi olduğu, bu nedenle keşideci imzası nedeni ile davalının çeklerden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, buna karşın davalının Ağır Ceza dosyasındaki ifadesinde ilk cirodaki imzanın lehtar …’a ait olmayıp kendisine ait olduğunu kabul etmiş olması nedeni ile TTK 678. Maddesi uyarınca ciranta olarak kendisinden sonraki cirantalara ve hamile karşı sorumlu olduğu, ancak her iki çekte de … ismi altına atılan imza ile davalının cirosundan sonra çeklerin keşideci … Ltd. Şti’ye döndüğü, çek tedavüle çıktıktan sonra keşideciye dönüp tekrar tedavüle çıktığından ikinci tedavülden önceki lehtarın sorumluluğunun bulunmadığı, ancak keşideci ile takip alacaklısı hamil arasında sorumluluk bulunduğu, zira keşideci çeki yeniden tedavüle sokmakla lehtar adına keşide etmeden önceki duruma dönüldüğü, çek ilk kez tedavüle çıktığı sırada ciranta olarak çek arkasında unvan ve imzaları yer alan kişiler yönünden değil, keşideci ile hamil arasında bir sorumluluk olduğundan (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15/12/2016 tarih, 2016/7337 E, 2016/25464 K sayılı ilamı), davaya konu çekler nedeni ile davalının herhangi bir sorumluluğunun kalmadığı, davalı hakkında başlatılan takibin haksız ve yersiz olduğu, gerekçesiyle davanın reddine ve davalı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalının yetkisiz temsil ile kötüniyetli olarak hareket ederek alacaklı olan müvekkili zarara uğrattığını, işbu davanın davalı borçluya karşı açılma sebebinin davalı …’ın … Ltd. Şti’nin yetkilisi olması olmadığını, dava açılmasının sebebinin, çekteki keşideci imzasının bizzat davalı borçlunun kendisine ait olmasının yanında lehtarın yaptığı cironun imzasının da kendisine ait olmasına dayandığını, Bu cironun lehtardan habersiz olarak yapıldığı dosyadaki beyanlarla da sabit olduğunu, davalının yetkisiz temsille kötüniyetli hareket ettiğini, Ayrıca … tarafından yapılan cironun iptal edilmesi gerekirken iptal edilmemesinin kötü niyetli hareketin göstergesi olduğunu, davalının ikrara yönelik beyanlarının hüküm verilirken dikkate alınmadığını, ceza dosyasının dikkate alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, satış sözleşmesine konu borcun ödenmediğini, davalının çekte lehtar olarak yer alan … yerine imza atmış olması nedeni ile satış bedeline konu borçtan sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Dava dışı … taraflar arasındaki satış sözleşmesinde taraf değildir. Bu durumda davalının satış sözleşmesine konu borçtan sorumlu tutulabilmesi için kambiyo senedine göre …’ın imzasının sahte olmaması halinde başvurmasının mümkün olup olmamasının değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece de, yerinde olarak çekin keşideciye geriye ciro edilmesi nedeni ile çekin keşide edilmeden önceki ilk haline döndüğü ve hamilin lehtara başvuramayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.