Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1087 E. 2018/782 K. 23.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1087 Esas
KARAR NO : 2018/782
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/919 E.
DAVANIN KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ : 28/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “müvekkilinin Kocaeli ili İzmit ilçesinde intifa hakkı sahibi olduğu, taşınmazdaki hakkını, 04.01.2016 tarihli Bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirket aracılığıyla kullanırken, davalının sözleşmeye aykırı olarak istasyonun faaliyetini durdurduğunu, alım-satım yapmadığını ve EPDK’nın yükümlülüklerine uymadığını, ihtara rağmen davalının sözleşmenin 6/b maddesine uymayıp, istasyonu kapalı tutmaya devam ettiğini, bu nedenle 07.08.2017 tarihli noter bildirimi ile haklı nedenle sözleşmeyi feshettiklerini, intifa hakkına konu gayrimenkulü 3 gün içinde tahliye etmesini ve ariyet malzemeyi de iade etmesini istediklerini, ancak davalının bu ihtara da uymadığını ve haksız işgalci durumuna düştüğünü, bundan dolayı müvekkilinin intifa hakkını kullanamadığını, istasyonun kapalı kalmasının, marka değerine de zarar verdiğini,” iddia ile istasyonda tespit yapılarak durumun tespitini, davalının haksız müdahalesinin önlenmesini, taşınmazın müvekkiline teslimini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme keşif yapıp bilirkişi görüşü aldıktan sonra 09.10.2017 tarihinde tedbir istemini kabul ederek, akaryakıt istasyonunun dava sonuna kadar davacıya yediemin sıfatıyla teslimine karar vermiştir.
Dava dışı … tedbire itiraz ederek, “akaryakıt istasyonunun bulunduğu gayrimenkulün sahibi olduğunu, davalı … Petrol şirketinin ise müvekkilinin kiracısı olduğunu, davalının kira sözleşmesine aykırı hareketi ve istasyonun atıl vaziyette kapalı kalması nedeniyle sözleşmenin sona erdiğini ve istasyonun tahliye edildiğini, yeniden ruhsat çıkarıldığını, davacı …’e ihtarname göndererek, intifa hakkının rekabet mevzuatına aykırı kullanıldığını bildirmek suretiyle intifanın terkinini istediklerini ve rekabet kuruluna şikayet ettiklerinin, yaklaşık 1 yıl istasyon kapalı kaldıktan sonra davacının bu davayı açtığını, davacının ise bu durumu gizleyerek, başından beri konusuz olan bu davayı açtığını, taşınmazın malikinin ve zilyedinin müvekkili olduğunu, müvekkili hakkında bir dava açılmadığı halde verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, 09.06.2017 tarihli Teslim Tutanağından anlaşılacağı gibi bu tarihten itibaren zilyetliğin müvekkilinde olduğunu, davacı haklı olsa bile davanın müvekkiline karşı açılması gerektiğini, davanın esasını çözer nitelikte tedbir verildiğini, davacının başta 2 akaryakıt istasyonuna karşı açtığı davalardaki tedbir taleplerinin de Ticaret Mahkemesi’nce reddedildiğini, istinaf istemlerinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35 ve 36. Hukuk Daireleri tarafından reddedildiğini, davacı lehine tesis edilen intifa hakkının Rekabet Kurulu Dikey Anlaşmalar Grup muafiyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, Grup muafiyeti tebliği gereği sözleşme süresinin en fazla 5 yıl olabileceğini, yeni bir 5 yıllık anlaşma yapılmadığını, 15 yıllık intifa için …’in 29.232 TL ödediğini, karşılığı 100.000 TL daha ödendiği iddianın doğru olmadığını,” iddia ile tedbirin kaldırılmasını istemiştir.
Mahkeme duruşmalı inceleme sonucunda 23.11.2017 tarihinde tedbirin kaldırılmasına karar vermiş, davacı vekili bu karara karşı istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinafında, dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, “yargılamaya ihtiyaç duyulduğu gerekçesinin doğru olmadığını, itiraz eden 3.kişinin menfaat kaybı bulunmadığını, intifa hakkı sahibinin müvekkili olduğunu ve zarar gören tarafın kendileri olduğunu, ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olduğunu, 3.kişinin tedbire itirazının süresinde olmadığını, zira tedbir kararının keşif sırasında verildiğini ve 3.kişinin de keşifte hazır bulunduğunu ve mahkemenin 06.10.2017, itiraz tarihinin ise 24.10.2017 olduğunu, müvekkilinin bedelini ödediği intifa hakkını kullanamadığını,” iddia ile kararı kaldırılmasını ve tedbir verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevabında, itiraz dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek istinaf isteminin reddini istemiştir.
Davacı, davalının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine aykırı davranarak istasyon faaliyetlerini durdurması ve akaryakıt alım satımı yapmaması nedeniyle 19.07.2017 tarihli ihtarnameyle davalıyı uyardığı ve ihtarname gereğini yerine getirmemesi üzerine de 07.08.2017 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini bildirmiş ve istasyonun teslimini talep etmiş, davalının ihtarname gereklerine uymaması üzerine de müdahalenin önlenmesi ve taşınmaz üzerinde kurulu istasyonun tüm eklentileriyle birlikte teslimini talep etmiş, ayrıca teslimi için ihtiyati tedbir talep etmiştir.
Mahkemece, 25.09.2017 tarihinde tedbirin kabulüne ve akaryakıt istasyonun dava sonuçlanıncaya kadar işletilmek üzere yediemin sıfatıyla davacıya teslimine karar verilmiş ise de; istasyonun üzerinde bulunduğu taşınmaz malikinin davalıyla olan kira sözleşmesine dayanarak tedbir kararına itirazı üzerine mahkemece tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve karar davacı tarafından istinaf edilmiştir.
GEREKÇE :
Davacı taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshine dayanarak akaryakıt istasyonunun teslimini istemiş olup, bayilik sözleşmesi ticari satış sözleşmesi kapsamında kaldığından Türk Ticaret Kanunu 4ve 5.maddeleri gereğince davada Ticaret Mahkemesi görevli olduğu gibi zaten dava da Ticaret Mahkemesi’nde görüldüğünden istinaf incelemesi dairemize aittir.
Davacı benzin istasyonunun yediemin olarak teslimini talep etmiştir. HMK 389.maddesi gereğince “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği” öngörülmüş olup belirtilen hüküm gereğince tedbirin konu ve kapsamına sınırlama getirilmediğinden ve yine yasa gerekçesinde de buna özel olarak açıklık getirildiğinden ve tedbir kararıyla geçici olarak sadece yediemin sıfatıyla kullanılma hakkı tanındığından hüküm şeklinde karar verilemeyeceğine ilişkin itiraz haklı bulunmamıştır.
Nitekim, dosyaya sunulan karar örneklerinden de görüleceği üzere değişik mahkemelerce bu nitelikte verilmiş çok sayıda karar mevcuttur.
Akaryakıt istasyonunun yediemin sıfatıyla davacıya teslimine ilişkin ilk karara karşı davalı itiraz etmemiştir. Davalıyla davacı arasında akdedilen 04.01.2016 günlü sözleşmenin 16.maddesiyle sözleşmenin herhangi bir maddesine aykırılığın fesih nedeni olduğu, sözleşmenin süresi içinde her ne sebep ve suretle olursa olsun sona ermesi halinde bayinin akaryakıt istasyonunun derhal şirkete teslim etmekle yükümlü olduğu, ancak teslim etmeyerek işgaline devam ederse bayinin akaryakıt istasyonundan çıkarılması için açılacak dava kesinleşinceye kadar akaryakıt istasyonunun bir yediadile tevdiini bayiden ve mahkemeden talep etme hakkına sahip olduğu, bayinin bu talebi derhal yerine getirmeyi taahhüt ettiği öngörülmüş olup davacı davada bu sözleşme hükmüne dayanmıştır.
Davalı verilen tedbir kararına itiraz etmediğinden davacının haklı fesih iddiasını da zımmen kabul etmiş görünmektedir. HMK 393.maddesi gereğince “ihtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen 3.kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren 1 hafta içinde tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebildiğinden” 3.şahıs konumundaki …’in karara itiraz hakkı vardır.
Ancak … davada taraf olmayıp dava bayilik sözleşmesine aykırılık iddiasıyla müdahalenin önlenmesi şeklinde açılmış olup, davanın sonucunda 3.şahıs … ile ilgili olarak bu dava kapsamında lehte veya aleyhte bir karar verilmesi mümkün olmadığından ilk kararla mahkeme kararıyla yediemin olarak davacıya teslim edilen istasyonun kendisine teslimi şeklinde bir talepte bulunması mümkün değildir.
…, akaryakıt istasyonunun üzerinde kurulu bulunduğu taşınmazın sahibi olup dosyaya sunulan tapu kayıtlarında … adına… parselde kayıtlı akaryakıt ve LPG istasyonu üzerinde davacı … lehine intifa hakkı tesis edildiği ve 29.12.2015 tarihinden itibaren de 5 yıl süreyle uzatıldığı görülmektedir.
Medeni Kanun’un 795-799.maddeleri gereğince lehine intifa hakkı tesis edilen şahıs intifa hakkı süresi boyunc bu hakkı kullanma hakkına sahip olup herkese karşı ileri sürülebildiği gibi intifa hakkı ayni bir hak olup şahsi hak niteliğindeki kira sözleşmesinden doğan haklar ayni hak sahibine karşı ileri sürülemeyeceğinden …’in davalıyla olan kira sözleşmesine dayanarak tedbirin kaldırılmasını isteme hakkı bulunmadığından ve intifa hakkı terkin edilinceye kadar geçerli olduğundan tedbir kararının kaldırılma koşulları oluşmamakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, 200.000 TL teminat karşılığında dava konusu akaryakıt istasyonunun dava sonuçlanıncaya kadar davacı …’ye yediemin sıfatıyla tedbiren teslimine oy çokluğuyla kararı verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı taraf vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince istinaf istemine konu olan Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.11.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı tarafın ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile 200.000 TL teminat karşılığında dava konusu akaryakıt istasyonunun yediemin olarak davacıya teslimine,
3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, davacı tarafından yatırılan istinaf harcının davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 53 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 138,70 TL’nin …ten alınarak davacıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28.03.2018 tarihinde üye hakim …’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY:
Tedbire itiraz eden 3.kişinin, dava konusu akaryakıt bayinin bulunduğu gayrimenkullerin sahibi, davalının ise bu kişinin kiracısı oluşu ve bu kişiler arasında uyuşmazlık bulunması, davacının tedbir talebinin, davanın esasına ilişkin oluşu gözetilerek tedbirin kaldırılmasına dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu ve ayrıca dosya içinde bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. ve 36.Hukuk Dairelerinin kararları nedeniyle de istinaf inceleme görevinin bu dairelere ait olmasından dolayı görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun kararına katılmak mümkün olmamıştır.