Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1048 E. 2021/180 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1048 Esas
KARAR NO : 2021/180
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 2016/722 E. – 2017/1195 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİH: 29/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari mal alışverişi gereğince müvekkili tarafından davalı adına düzenlenen 12.03.2016 tarih … numaralı toplam 23.600,00 TL bedelli faturaya ilişkin cari hesaptan kaynaklı 20.000,00 TL’lik alacak nedeniyle müvekkili tarafından davalı hakkında Küçükçekmece …. İcra Müd.nün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ,davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, faturaya konu emtianın müvekkili tarafından davalıya teslim edilmiş olduğunu beyanla itirazın iptaline ve takibin 20.000 TL asıl alacak üzerinden faiziyle birlikte devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile 23.600 TL faturanın keyfi olarak kesilen bir fatura olduğunu, iş bu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediği gibi müvekkilinin imzasını taşımadığını, davacının 31.800 TL’lik makbuzlar ile kısmen tahsil edilen dava dışı 35.400 TL’lik fatura konusu malların ayıplı olduğu iddiası ile müvekkilinin yanına gelerek haricen görüştüğünü, ancak malların ayıplı olduğu iddiasının müvekkili tarafından reddedilmesi üzerine davacının ayıba karşı tekeffül hükümlerini işletip dava ikame etmek yerine 23.600 TL tutarlı faturayı keyfi olarak müvekkili adına düzenlediğini ve cari hesap ilişkisi içerisinde müvekkilinden alacaklıymış imajını oluşturmaya çalıştığını, faturayı kabul anlamına gelmemek üzere fatura konusu malın müvekkiline teslim edilmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın İİK’nun 67. Maddesine istinaden açılmış itirazın iptali davası olduğu, Küçükçekmece …. İcra Müd.’nün … E sayılı dosyası, SGK kayıtları, irsaliyeli fatura fotokopisi, tahsilat makbuz fotokopileri ibraz ve celp olunarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, Küçükçekmece … İcra Müd.nün … E sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 12.03.2016 tarih … numaralı 20.000 TL + 3.600,00 TL KDV toplamı 23.600,00 TL bedelli, ” kenar bantlama makinası” açıklamalı irsaliyeli faturaya istinaden 20.000,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğunun anlaşıldığı, SMMM bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin süresinde ve usule uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalının işletme defterinin yasal süreler içerisinde açılış tasdikinin yaptırıldığı ancak yürürlükte olan Türk Ticaret Kanununda işletme defteri ile ilgili bir hüküm bulunmadığı dikkate alındığında davalının işletme defterinin (HMK md. 222) uyarınca davalı lehine delil niteliğinin bulunup bulunmayacağının mahkemeye ait olacağının belirtildiği, takip konusu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki dava dışı alacak-borç ilişkisi nedeniyle yapılan ödemeler sonucunda davacının davalıdan 20.000,00 TL alacaklı göründüğü; davalı defterlerinde takip konusu irsaliyeli faturanın kayıtlı olmadığı; irsaliyeli faturanın teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğundan davacının söz konusu fatura nedeniyle davalıdan 20.000,00 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, takip konusu 12.03.2016 tarih … nolu 23.600,00 TL bedelli irsaliyeli fatura davacı defterlerinde kayıtlı ise de davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının irsaliyeli faturayı kendi defterlerine işlememesi ve ayrıca faturada yazılı malı teslim almadığını iddia etmesi karşısında fatura konusu malın davalıya teslim edildiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiği, irsaliyeli faturada teslim alan kısmında isim ve imzası bulunan …’ın tanık beyanında davalı çalışanı olduğunu, irsaliyeli faturadaki imzanın kendisine ait olduğunu, davacı çalışanının karşılıklı muhasebeleşmek amacıyla faturanın imzalanması gerektiğini söylemesi üzerine irsaliyeyi imzaladığını, ancak irsaliyeli faturada yazılı malın davalıya teslim edilmediğini, davalı şirket adına mal teslim alma yetkisinin bulunmadığını, sadece davalı firma sahibinin bir malı teslim alma konusunda talimat vermesi halinde o malı teslim alabildiğini beyan ettiği, dolayısıyla, irsaliyeli faturada yazılı malın davalıya teslim edildiği davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu 12.03.2016 tarihli irsaliyeli faturayı ve irsaliyeli faturada belirtilen malı imza karşılığında teslim alan olarak görünen … isimli şahsın davalı firmanın SSK’lı çalışanı olduğunun Başakşehir Sosyal Güvenlik Merkezi’nin cevabi yazısı ile sabit olduğunu,…’ın da 30.11.2017 tarihli duruşmadaki beyanında; ” davalı işyerinde 2 yıldan beri çalıştığını, irsaliyeli faturadaki isim ve imzanın kendisine ait olduğunu” açıkça kabul ettiği, 11.07.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda ” davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin HMK 222.madde uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, dava konusu irsaliyeli fatura üzerinde teslim alan bölümde … imzasının bulunduğu, SGK’dan gelen cevabi yazı içeriğine göre, …’ın teslim tarihinde davalı çalışanı olduğu bu itibarla takibe konu irsaliyeli fatura ürününün davalı çalışanına imza karşılığında teslim edildiğinin kabulü gerekeceği ve davacının 23.05.2016 takip tarihi itibariyle davalıdan 20.000,00 TL asıl alacaklı olduğunun ispatlandığını” belirtildiğini,Dava konusu irsaliyeli faturayı ve irsaliyeli faturada belirtilen malı imza karşılığında teslim alan olarak görünen davalı firma çalışanı … isimli şahsın yerel mahkeme huzurundaki ” irsaliyeli faturadaki isim ve imzanın kendisine ait olduğu” yönündeki açık kabulünden sonraki ” malı teslim almadığı, davalı adına da malı teslime yetkili olmadığı” yönündeki beyanının hukuki hiçbir bağlayıcılığı ve değeri olmadığını, ispat hukukuna göre içerik ve imzası kabul edilmiş dava konusu irsaliyeli faturanın varlığı karşısında, malın teslim alınmadığı savunmasının ancak eş değer yazılı belge ile ispatı gerektiğini, Yargıtay içtihatlarına göre de davanın tamamen ispatlandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇEDava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasındaki ihtilaf 12.03.2016 Tarihli faturaya konu malın teslim edilip edilmediğinden kaynaklanmaktadır. Davalı yan, ilgili faturanın iade faturası olduğunu iddia etmiştir. Davacı yanca sunulan 12.03.2016 Tarihli 23.600Tl bedelli irsaliyeli fatura örneğinde teslim alan olarak …’a atfen isim ve imza yer aldığı, fatura içeriğinin “kenar bantlama makinesi” “olarak yazılı olduğu, iadeye ilişkin herhangi bir açıklama yer almadığı görülmektedir.Mahkemece faturada teslim alan olarak isim ve imzası bulunan davalı çalışanı … duruşmada dinlenilmiş, … yeminli beyanında imzayı kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece faturaya konu malın teslim edildiğinin ispatlandığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken tanığın imzası bulunan faturanın içeriğini kabul etmediğine ilişkin beyanı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, borç likit olup davalı itirazında haksız olmakla davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 30.11.2017 gün ve 2016/722 Esas, 2017/1195 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına,3-Davanın KABULÜNE,- Davalının Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe İTİRAZININ İPTALİNE, Takibin aynen DEVAMINA,-Takibe konu alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;- Alınması gereken 1366,20Tl harçtan peşin alınan 241,55TL harcın mahsubu ile bakiye 1.124,65Tl harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, – Davacı tarafça yapılan 241,55Tl nisbi harç, 29,20TL başvuru harcı ile 174,30TL tebligat ve müzekkere gideri, 500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere; neticeten toplam 945,05TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, – Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan 35,90TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 59,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 157,10TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesie,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 29/01/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.