Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1042 E. 2021/249 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1042 Esas
KARAR NO: 2021/249
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2017
NUMARASI: 2016/1095 E. – 2017/1092 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının oto alım satımı yaptığını, müvekkilinin davalının üzerinde gözüken 2015 model kapalı kasa kamyoneti satın alma hususunda görüştüklerini ve bu araca karşılık müvekkilinin de kendisine ait aracı verdiğini, üzerine de 10000,00 TL çek ve senet verdiğini ancak verilen araçta hacizin olması muayenesinin olmadığını, ruhsatın hala davalı üzerine olduğunu, ayıplı olduğundan bahisle müvekkilinin 3 yıl önce uğramış olduğu 35.000,00 TL zararın faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; harcın tamamlatılması gerektiğini, dava konusu … plakalı 2005 model kapalı kasa komyonetin alım satımı konusunda anlaşmayı davacının babası ile yaptığını, husumet itirazı olduğunu, vekaletle yetki verdiğini, kötü niyetli olmadığını, oyalamadığını, davacının edimini yerine getirmediğini, araca hacizlerin verilen vekaletten sonra konulduğunu, bahsedilen 35.000 TL zararın nereden kaynaklandığının ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “..davacı tarafın araç tamiri için bedeller talep edildiği ancak sunulan belge ve evraklar ve bilirkişi raporu itibariyle dava konusu araç a ait işlemler olduğu hususunda ispat edecek mahiyette olmadığı, araç tamir bedelleri ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının davasının 22.000,00.-TL’Lik kısmının kabulü ile dava konusu … plakalı aracın davacı tarafından davalıya teslimi ile birlikte teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle beraber davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının davasının fazlaya ilişkin talebinin reddine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; husumet itirazı olduğunu, işlemin … ile yapıldığını, hacizlerin kendisine vekalet verilen tarihten sonra konulduğunu, Davacının iddia ettiği gibi 35.000TL zararı olmasının da söz konusu olmadığını, 35.000TL zararın nereden kaynaklandığının anlaşılamadığını, kendisinin davacının babası …’e vekalet verdiğini ancak …’in işini takip etmediğini, kendi kusuru ile u sonuca sebep olduğunu, Davada 35000TL talep edilmiş ise de harç yatırılmadığını, bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına yahut usulden reddine karar verilmesi talep edildiği takdirde mahkemenin bu talebi dikkate almamasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekil istinafa cevap dilekçesinde; davalının istinaf isteminin esastan reddini, müvekkilinin zararının 35.000TL’yi geçtiğini, motor tamiratı, araç muayene masrafları yapıldığını, davalının kusurlu olduğunu, mahkemenin davayı kısmen kabul ettiğini, lehine olarak bozulmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ayıplı satış iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ve katılma yolu ile davacı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı yan davanın aktif husumet yönünden reddini talep etmiş ise de; mahkemenin 20.12.2017 tarihli duruşmasındaki beyanında; “ben … plakalı aracı 16.000TL’ye davacıya sattım, sonra geldiler bana motorunda sorun var dediler” şeklindeki beyanı ile davacı ile arasındaki hukuki ilişkiyi kabul ettiği, dosya kapsamına yansıyan belgeler itibarı ile de davacının aktif husumetinin olduğu dikkate alındığında davacının husumete ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Davalının usule ilişin diğer itirazı ise mahkemenin harcı tamamlatmadan karar vermesinin hatalı olduğuna yöneliktir. Ancak mahkemenin tensip ara kararına istinaden davacının 26.12.2016 Tarihinde eksik harcı tamamladığı görülmekle davalının bu yöndeki isteminin reddi gerekmiştir. Araç satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Somut uyuşmazlıkta; davacının satış bedelini kısmen nakden, kısmen araç devri sureti ile ödediği, davalının da aracı davacıya teslim ettiği sabittir. Geçersiz sözleşme nedeni ile taraflar birbirlerinde aldıklarını iade ile yükümlüdürler. Mahkemece aracın davacı yanca ödenen bedeline hükmedilmesi gerekirken, ödeme yerine kabul edilen aracın rayiç bedeline göre değerlendirme yapılarak hesaplama yapılması yerinde değil ise de; bu hususta davalının açık istinaf istemi olmadığından bu hususa değinilmekle yetinilmiştir. Davalı, davacının babasına satış için vekalet verdiği tarihte araçta hiçbir haciz olmadığını iddia etmiş ise de; 18.03.2013 tarihli haczin yargılama sırasında dahi mevcut olduğu görülmektedir. Davacının zarar iddiası yönünden alınan bilirkişi raporunda davacı yanca sunulan belgelerin dava konusu araca ilişkin olup olmadığının anlaşılmadığı, hasar ve arızaya ilişkin tespitin olmadığı, sunulan belgede belirleyici imgelerin girilmediği, 2 adet teknik muayene raporunda davalının ismin yer aldığının belirtildiği, davacı delilleri incelendiğinde raporun yerinde olduğu, davalının satış sırasındaki taahhütlerini yerine getirmediğine ilişkin zarar iddiasının da davacı yanca delillendirilemediği anlaşılmakla davacının fazlaya ilişkin istemi yönünden talebin kısmen reddi yerinde olup davacının bu yöndeki isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle tarafların istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı reddine dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin ve davalının yerinde görülmeyen istinaf isteminin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı yönünden harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Davalı yönünden alınması gereken 1502,82TL harçtan, peşin yatırılan 375,70TL’nin mahsubu ile bakiye 1127,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 08/02/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.