Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1024 E. 2021/160 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1024 Esas
KARAR NO: 2021/160
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2017
NUMARASI: 2015/1730 2017/1162
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin … Mah. … Sok. No;… Tuzla/İSTANBUL adresinde faaliyet gösterdiğini, davalı şirkete 31.12.2014 tarih … seri nolu, 14.915,79 TL ve 31.12.2014 tarih … seri nolu 36.081,45 TL’lik olmak üzere toplamda 50.997,24 TL tutarında cıvata, somun ve hırdavat malzeme satışının yapıldığını, faturanın davalıya gönderildiğini, davalı şirketin de iş bu faturayı defterlerine işlediğini ancak bedelini ödemediğini, davalı şirketten taleplerine yanıt alamadıklarını, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla talepte bulunulduğunu, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı şirketin itiraz beyanlarının gerçekle bağdaşmadığını, müvekkili firma tarafından düzenlenen irsaliyeli faturanın kargo ile gönderildiği için teslim kısmının imzalatılmadığını, davalı şirkete gönderdiğini malzemelerin davalıya teslim edildiğini ve ticari defterleri işlendiğini ancak icra takibi başlatılınca 5 ay sonra düzeltme verdiklerini oysa ki faturaya konu malların davalı şirkete gönderilmemiş olması halinde icra takibi yapılmadan önce derhal düzeltme beyanı vermiş olması gerektiğini, davalının amacının faturaya konu malları teslim almış olmasına rağmen ödeme yapmadığını, bu nedenlerle itirazın iptalini, icranın devamına %20 icra inkar tazminatını ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı ile müvekkili arasında mal satışı ilişkisi olduğunu, davalıya satışı gerçekleştirilen malların gönderiminden önce irsaliyeli faturasının kargo ile gönderildiğini ve satılan malların da sonradan gönderildiğini iddia ettiğini, ancak davacı tarafın müvekkiline hiçbir mal teslimi gerçekleştirmediğini, söz konusu irsaliyelerde imza ve isim yer almadığını, davacının müvekkile kargo ile irsaliyeli faturaları göndermediğini ve yine 51.000,00 TL tutarında malın ise ücret alınmadan gönderilmeyeceği gibi iddialarının ispatlama külfetinin davacı tarafından yapılması gerektiğini, davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere haksız icra tazminatına mahkum edilmesini ve mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “…taraflar arasında alım satıma dayalı ticari bir ilişki bulunduğu, davanın 2 adet fatura alacağından kaynaklandığı, faturanın tebliği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, faturaların davalıya tebliğ edildiği, hatta davalının dava konusu faturaları defterlerine işlediği, ancak davalı tarafın daha sonra defterlere işlenen bu faturaları düzeltme beyannamesi vererek defterlerden sildirdiği, bilirkişi raporunda da bu hususun aynen tespit edildiği, her ne kadar davalı vekili faturalara konu malların teslim alınmamasına rağmen yıl sonu olması itibariyle defter kapanışlarına yetişmesi amacıyla ve malların teslim edileceğine de güvenerek faturaların defterlere işlenildiğini savunmuş olsa da davalı şirketin tacir olması nedeniyle basiretli tacir gibi davranması gerektiği, teslim almadığı mallara yönelik faturaların defterlere işlenmemesi gerektiği, yine faturaların tebliği tek başına malların teslimi anlamına gelmese de faturaların defterlere işlenmesinin malların teslimi anlamına geldiği ve davalının daha sonra bu kayıtları sildirmesinin davanın esasına etki etmeyeceği, malların teslim edilmiş sayıldığı ve davacının faturalar nedeniyle bilirkişi kök ve ek raporunda da tespit edildiği üzere 50.997,24 TL alacağı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, faturaya dayalı alacak likit ve bilinebilir olduğundan hüküm altına alınan miktar üzerinden davacı yararına %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “….Davacı, “müvekkil ile aralarındaki satış sözleşmesine istinaden önce faturaların kargo ile gönderildiğini ve malların da sonradan gönderildiğini” iddia etmiş, ancak Sayın Mahkemece teslim belgelerinin asıllarının istenmesi üzerine bu beyanından tabiri caiz ise adeta çark ederek, “malların gönderilmediğini, ve gönderilmesinin zorunlu olmadığını zira faturanın davalı tarafça defterlere işlenmesinin faturadaki tutarın talep edilmesi için yeterli olduğunu” beyan etmiştir. Bu durumda malların teslim edilmediği yargılamanın sonunda ikrar olunmuştur. Zaten malların teslim alınmadığı Mahkemece de hükümde tespit edilmiştir. Mahkemece hükümden önce ara karar tesis edilerek, malların teslim edildiğine dair irsaliye belgelerinin davacıdan istendikten sonra, üstelik malların teslim edilmediğinin de ortaya çıkmasından sonra bu şekilde bir karar tesis edilmesi oldukça şaşırtıcı ve sürpriz bir karar olmuştur.Davacının fatura düzenlemiş olması ve müvekkilce faturaya itiraz edilmemiş olması, davacının malları teslim etmesi zorunluluğunu kaldırmayacağı gibi bu hususu ispatlaması gerektiğini de değiştirmeyecektir….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;itirazın iptali davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda hukuki ihtilafın davacı yanca ihtilaflı faturalar açısından mal teslimini kanıtlayıp kanıtlayamadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. 6762 sayılı TTK’nın 84. maddesi uyarınca hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden faturaların davalı defterinde kayıtlı olması faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini bir başka deyişle faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlamalıdır. Malların kargo ile gönderilmediği, kargoda sadece irsaliyeli faturanın gönderildiği, kargo cevap yazısından anlaşılmaktadır. İrsaliyeli faturada teslim alan ve teslim eden kısımlarında imza bulunmamaktadır. Ancak davalı yan bu faturaları almış, ticari kayıtlarına işlemiş ve davacı yanı alacaklandıracak şekilde muhasebeleştirmiştir. Bu durumda kendi ticari kayıtlarında kendi aleyhine yaptığı kayıt, bunu yapan davalı yanı bağlayacak olup, sonradan Vergi Dairesine düzeltme beyanı verilmesi ile durum ve karine değişmeyecektir. Bu durumda malların teslim edilmediği yönündeki ispat külfeti davalı yan üzerinde olup, bu yönde ispat sunmadığından, ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 3.483,62 TL karar ve ilam harcından ; peşin alınan 35,90 TL ve 835,00 TL harçların mahsubu ile bakiye 2.612,72 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/01/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.