Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1014 E. 2021/89 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1014 Esas
KARAR NO: 2021/89
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2017
NUMARASI: 2017/82 2017/1264
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, takibin iki adet faturaya dayandığını, davalının takipte 3.217,66 TL işlemiş faiz istemiş ise de, takip öncesinde müvekkiline ihtar çekilip temerrüde düşürülmediğini, kaldı ki faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini belirterek takipte istenen 3.217,66 TL işlemiş faiz tutarından müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğini, ancak itiraz etmediğinden icra takibinin kesinleştiğini, ayrıca davacının alım satım ilişkisini reddetmeyip malların teslimini ve borcun varlığını kabul ettiğini, bir başka ifadeyle faturaların davacı tarafından kabul edildiğini, faturaların teslim tarihinin 01/06/2010 ve 02/06/2010 olduğunu, dolayısıyla davacının temerrüde düştüğünü, müvekkilinin işlemiş faiz talep edebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; 6098 Sayılı TBK’nun 117/1 maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği, alacak muaccel ise de, davacı borçlunun takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir delil ibraz edilmediği, borcun davacının bilgisinde olduğu, dolayısıyla faize itirazın hayatın olağan akışına aykırı olduğuna dair davalı savunmalarının ise yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının takipte istenen 3.217,66 TL işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; faturaların içeriği malların davacıya teslim edildiğini, ayrıca faturaların davacı şirketin adresine teslim edildiğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, başlatılan takibe itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, borcun davacı tarafından kabul edildiğini, buna göre davacının faturaların teslim tarihi olan 01/06/2010 ve 02/06/2010 tarihlerinden itibaren borcun miktarından haberdar olduğunu, buna rağmen işlemiş faiz istenemeyeceğinin kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin iki tarafa borç yükleyen sözleşme olup taraflar arasında edim değişimi bulunduğunu, dolayısıyla faturalara konu malların verilmesiyle davacının borcunun doğduğunu, bunun üzerinden 6 yıldan fazla bir zaman geçtiğini, buna rağmen faiz istenemeyeceğini kabul etmenin hayatın olağan akışına ve hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu bildirmiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 3.835,26 TL asıl alacak, 3.217,66 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.052,92 TL alacağın tahsili için iki adet faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı faturaların 01/06/2010 tarihli 667,95 TL, 02/06/2010 tarihli 3.167,31 TL bedelli faturalar olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf, davacı aleyhine iki adet faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış, davacı taraf ise takip öncesinde temerrüde düşürülmediği için takipte istenen 3.217,66 TL işlemiş faiz nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. İlk derece mahkemesince karar yerinde de isabetle belirtildiği üzere 6098 Sayılı TBK’nun 117/1 maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşecektir. Somut olayda davacının takip öncesinde temerrüde düşürüldüğüne dair davalı tarafından herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla takipte istenen işlemiş faiz talebi yerinde olmayıp davacının işlemiş faiz yönünden menfi tespit talebinin kabulü yerinde olup açıklanan bu sebeplerle davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 219,80 TL harçtan, peşin alınan 55,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 164,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/01/2021