Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/985 E. 2018/281 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/985 Esas
KARAR NO : 2018/281
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2016
NUMARASI : 2015/1453 2016/960
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/02/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalının yapılan satım sonucu 31/09/2013 tarihli 3.500,00 TL bedelli çeki müvekkiline verdiğini, çekin davalının isteği üzerine ibraz edilmediği ancak davalının çek bedelinin ödemeyince alacağın tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı sonucu icra takibinin durduğunu, davalının çek nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini belirterek icra takibinin asıl alacağın takipten itibaren işleyen avans faizi ve diğer ferileri ile birlikte devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin UYAP ortamından alınan cevap dilekçesinde; davacının itirazın iptali davasını bir yıllık yasal süreden sonra açtığını, dava dilekçesinin müvekkilinin hiçbir dönemde mernis adresi olmayan adrese tebliğ edildiğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin mal temin etmesi amacıyla davacıya çek keşide ettiğini, ancak herhangi bir mal alım satımının gerçekleşmediğini, davacının iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin hesabında çek hesabını karşılayacak para bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI:
Mahkemece, toplanan delillere göre; davalının davacı ile yaptığı alım satım sonucunda dava konusu çeki keşide ederek davacıya verdiği, davalının TTK’nun 732.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlayamadığı, bu konuda delil sunmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, takibin 3.500,00 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatı ile sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili, dava dilekçesinin müvekkilinin hiçbir dönem mernis adresi olmayan adresi TK 21’e göre muhtara tebliğ edildiğini, müvekkilinin davayı e-devlet üzerinden 04/04/2016 tarihinde örendiğini, buna göre cevap süresinin 04/04/2016’da başlatılması gerektiğini, ancak yerel mahkemenin 18/04/2016 tarihli cevap dilekçesini dikkate almadığını, ayrıca cevap dilekçesi sunmadığına karar verildiğini, 23/09/2016 tarihli ön inceleme duruşmasına mazeret verdiklerini ve bu mazeretin kabul edildiğini ancak söz konusu celsede ön inceleme duruşmasını kendilerinin yokluğunda son verilip tahkikat aşamasına geçildiğini, bu durumun HMK’ya aykırı olduğunu, sundukları tanık listesinin dikkate alınmadığını, davacının tanıkları dinlenildiği halde kendi tanıklarının reddedildiğini, itirazın iptali davasının bir yıllık süre geçtikten sonra açıldığını, taraflar arasında mal alım satımının gerçekleşmediğini, müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini, dava dilekçesindeki çekin zamanında ibraz edilmemesine ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını, o tarihte müvekkilinin hesabında çeke yeter para bulunduğunu, bu hususun mahkemece araştırılmadığını, davacının itirazın iptali davasını itirazın üzerinden bir yıl geçtikten sonra açmasının kendisinin haksız ve kötüniyetli olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER:
Davacı tarafından davalı aleyhine 02/07/2017 tarihinde Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 3.500 TL asıl alacak olmak üzere toplam 3.797,96 TL ‘nin avans faiziyle tahsili için çeke dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde takibe herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle 11/08/2014 tarihinde itiraz ettiği, itiraz sonucu takibin durduğu, alacaklı vekilinin 08/10/2015 tarihinde icra müdürlüğünden icra inkar belgesi talep ettiği ve kendisine verildiği, ayrıca itirazın davacı vekiline tebliğine dair dosya içerisinde bilgi bulunmadığı, ancak dosyanın fotokopi olduğu görülmüştür.
Takip ve dava konusu çekin 31/09/2013 tarih ve 3.500 TL bedelli olup, keşidecisinin davalı olup hamile düzenlendiği, arkadaki ilk cironun davacı olduğu, davacıdan sonra Mustafa Yavaş cirosunun bulunduğu, sonraki ciroların ise iptal edildiği, çekin bankaya ibraz edilmediği görülmüştür.
23/05/2016 tarihli ön inceleme duruşması için davalı vekilinin mazeret dilekçesi verdiği ve duruşma sonunda mazeretin kabulüne karar verildiği, yine bu celsede uyuşmazlık konusunun davacı vekilinin beyanı ile tutanağa geçirildiği, ayrıca HMK 143/1 ve 147/1 maddesi uyarınca tahkikat duruşmasına başlanıldığı görülmüştür.
23/09/2016 tarihli duruşmada dinlenen davacı tanığı …; davalının davacıdan ayakkabı satın aldığını, ödemeleri nasıl yaptığını bilmediğini, davalının davacıya borcu olduğunu düşündüğünü söylemiştir. Aynı duruşmada dinlenen davacı tanığı … ise ; davalının davacıdan en son 3.500 TL tutarında ayakkabı satın aldığını, çek verdiğini ancak davalının isteği üzerine çekin yazdırılmadığını, borcun ödenmediğini, bundan sonra da alışverişin kesildiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, 23/09/2016 tarihli duruşmada davalının cevap dilekçesi sunmadığı, delil bildirilmediği, ön inceleme duruşmasına katılmadığı gerekçeleriyle tanık dinletilmesi isteğinin reddine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davalının davaya cevap vermediği belirtilmiş ise de, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde davaya cevap verdiklerini belirtmesi üzerine Dairemizce UYAP ortamında yapılan araştırmada davalı vekilinin 18/04/2016 tarihli cevap dilekçesinin mevcut olduğu görülmüştür. Öte yandan davalı vekilince dava dilekçesinin müvekkilinin mernis adresi olmayan bir adrese TK 21.maddesi hükümlerine göre tebliğ edildiği ve tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmesinden dolayı Dairemizce davalı …’in mernis kayıtlarının incelenmesinde gerçekten de davalının mernis adresinin “…Gebze/Kocaeli” olduğu, buna göre davalı adına çıkarılan dava dilekçesini içerir tebligatın çıkarıldığı adresin mernis adresi olmadığı görülmüştür. Buna göre davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan davalı vekilince 23/05/2016 tarihli dilekçe ile mazeret talebinde bulunulduğu, mahkemenin bu tarihli duruşmada davacı vekilinin katılımı ile ön inceleme duruşmasını icra ettiği, davalı vekilinin mazeretini kabul ettiği, ancak davacı vekilinin talebi doğrultusunda tahkikat aşamasına geçildiği görülmüştür. Davalı vekilinin mazereti kabul edildiğine göre ön inceleme duruşması aslında 23/05/2016 tarihli duruşmada tamamlanmamıştır. Bu nedenle usulüne uygun bir şekilde ön inceleme duruşması yapılmaksızın tahkikat aşamasına geçilmesi ve davalının süresinde cevap dilekçesi verdiği halde hiçbir delili toplanmaksızın yazalı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin esas dair yönler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2016 gün, 2015/1453 Esas, 2016/960 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın usulüne uygun bir şekilde ön inceleme duruşmasının tamamlanması ve gerektiğinde davalı delilleri toplanarak yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Davalı vekilinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına,
5- Peşin harcın talebin halinde davalıya iadesine,
6- İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 121,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.15/02/2018