Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/965 E. 2018/2122 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/965 Esas
KARAR NO : 2018/2122 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2016
NUMARASI : 2014/913 E., 2016/801 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu ve faturalar ile tarafların ticari defterleri ve kayıtlarına göre üç adet faturadan dolayı 34.607,65 TL alacaklı olduklarını ve bu faturaların davalı şirkete iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini ve davalı şirketinde bu faturaları 08/01/2014 tarihinde teslim aldığını ve faturaların ödenmemesi üzerine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün .. E sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin, borçlunun itirazı üzerine durduğunu, borçlu davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının % 20 den az olmayan icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde , müvekkilinin davacı şirkete borcu olmadığını ve dava dilekçesinde belirtilen faturaların davalı şirkete iadeli taahhütlü olarak gönderildiği ve davalı şirketin de bu faturaları 08/01/2014 tarihinde teslim aldığına ilişkin beyanlarının doğru olmadığını, müvekkili şirket yetkili ve çalışanlarına böyle bir tebligat yapılmadığını, ayrıca müvekkili şirkette … isminde bir çalışan olduğunu ve böyle bir tebligatı almadığı gibi tebliğ zarfındaki imzanın da …’e ait olmadığını, müvekkili şirkette … isminde bir çalışan olmadığını ve davacının delil listesi ekinde sunulan iadeli taahhütlü mektup üzerindeki gönderiyi 08/01/2014 tarihinde … isimli kişinin teslim aldığı ve imzaladığının görüldüğünün oysa …’ın müvekkili şirket çalışanı olmadığını ve tebligat kanunu 12. Maddeye göre ve ayrıca tebligat tüzüğü 18. Maddeye göre tebligatın mevzuata aykırı olduğunu, bu iadeli taahhütlü mektubun müvekkili şirkete usulsüz tebliğ edildiğini, haksız ve hukuki dayanağı olmayan davanın reddini, davalı müvekkili şirketteki ilgili kişilerin imza incelemesinin yapılmasını ve kötü niyetli davacının % 20 den az olmayan icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde 34.607,65 TL asıl alacak (06/01/2014 tarihli 3 adet faturadan kaynaklanan cari hesap alacağı ) 76,80 TL faiz olmak üzere toplam 34.684,45 TL’nin tahsili talebiyle davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin alacaklıya borcunun bulunmadığı, borca işlemiş faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/20854 soruşturma sayılı dosyasında davalı şirket vekilinin 24/06/2014 tarihinde … ve davacı şirketin ortağı – yetkili müdürü…’yu savcılığa şikayet ettiği, dava dosyasına konu 3 adet faturayı içeren iadeli taahhütlü mektubun 08/01/2014 tarihinde alındığı iddia ediliyorsa da şirkette …l isimli kimsenin çalışmadığı, …’in de tebligatı almadığı, imzanın ona ait olmadığı, posta görevlisi … ile …’nun sahte tebligat yapmak suretiyle müvekkilini dolandırmak istediğini iddia ettiği görülmüştür.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına …’nun 05/01/2015 tarihli dilekçesi ile borçlu davalı şirket yetkilisi …’nu tehditten ve resmi posta görevlisine rüşvet teklifinden şikayet ettiği, her iki soruşturma dosyasının birleştirildiği ve Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesinde 2015/209 esas sayılı dosyasında dava açıldığı, davada;
-postacı … hakkında Görevi Kötüye Kullanma, Özel Belgede Sahtecilik suçundan dava açıldığı, ifadesinde ” tebligatı İ… değil, …e teslim ettiğini, işi acil olduğu için imza almadığını, daha sonra …’nun kendisini tehdit etmesi nedeniyle İzzet Koyuncu’ya teslim ettiğini” söylediği,
… hakkında Görevi Kötüye Kullanma suçundan dava açıldığı, ifadesinde “…’nun …’a baskı yaptığını ve ben bu parayı öderim ancak gereğini yaparım diyerek tehdit ettiğini” söylediği,
-… hakkında tehdit ve hakaret suçundan dava açıldığı, ifadesinde ” …’un iş yerinin önünde eski ortağı …’ya tebligatı yaptığını ancak … teslim almış gibi düzenlediğini” söylediği, dosya kapsamından yargılamanın devam ettiği görülmüştür.
Ceza dosyası kapsamında alınan 21/08/2014 tarihli kriminal raporunda; 08/01/2014 tarihli taahhütlü gönderi teslim listesinin 52.sırasındaki “…” ibareli el yazılarının ve yan taraftaki imzanın … isimli şahsa ait olmadığı, …’un önceki tarihli el yazısı ve imzalarının bulunduğu belgelerin temin edilerek gönderilmesi halinde ikinci bir inceleme yapılmasının yararlı olduğunun beyan edildiği, yargılamanın devam ettiği görülmüştür.
Dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil gazetesinden davacı alacaklı … Şti’nin ortaklarının…ve … olduğu, 13/03/2013 tarihinde şirketi temsil etmek üzere birlikte atandıkları görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan 19/10/2015 tarihli mali müşavir ve hukukçu bilirkişi raporunda 15/01/2014 tarihli takip tarihi itibariyle davacı asıl alacağının 112.019,28 TL olduğu, davalı yasal defterlerine göre davacı alacağının 27.411,59 TL olduğunun beyan edildiği görülmüştür.
Davacının 77.411,46 TL’lik bakiye alacağının Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/537 esas, 2015/635 karar sayılı dosyasında dava konusu edildiği mahkemenin yargılama sonunda davanın kabulüne karar verdiği dosyanın Yargıtayda olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2016 tarihli 2014/913 esas, 2016/801 karar sayılı kararında “ses ve görüntü CD’sinin davalı adresinde çekilmesi ve içeriği göz önüne alınarak davacı tarafın iade faturasının tebliğ olgusunu kanıtladığı, görüşüyle davanın kabulüne, davalının Büyükçekmece .. İcra müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasındaki takibe itirazının 34.607,65 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takipten önce davalı tarafın temerrüte düşürüldüğü kanıtlanmadığından ,feri talep olan 76,80 TL işlemiş faiz talebinin reddine, takibin talepnamedeki sair koşullarla devamına, takibe itirazı haksız görülen davalı tarafın hükmolunan asıl alacağın % 20’si olan 6.921,53 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verdiği görülmüştür.
Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde;
-…’in duruşmada dinlendiğini ve PTT alındı belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, evvelki soyadının … olduğunu belirttiğini, yazının kendisine ait olmadığını beyan ettiğini,
– 19/10/2015 tarihli raporda, davacı defterlerinde 15/01/2014 takip tarihinde davalının 112.019,28 TL borçlu göründüğü, davalı defterlerinde takip tarihinde davacı tarafın 27.414,59 TL alacaklı göründüğü, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın davacı tarafça tanzim edilen ve davacı defterlerine kayıt edilen 06/01/2014 tarihli 274877 numaralı 3.960 TL’lik, 06/01/2014 tarihli 274848 numaralı 12.316,17 TL’lik ve 06/01/2014 tarihli 274870 numaralı 18.331,65 TL’lik 3 adet toplam 34.607,82 TL’lik mal iade faturalarından kaynaklandığı, iade faturaları içeriği malların davalı tarafa teslim edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı için davacının faturaları davalı tarafa teslim edildiğini ispat edemediğinin beyan edildiğini,
-Büyükçekmekce C.Başsavcılığının 2014/20854 hazırlık sayılı dosyasında sunulan görüntü ve ses çözümleme raporunda dava dışı PTT görevlisi …’un “tebligat evrakını …Hanım’ın adını yazıp başkasına imza attırdığını” söylediğini, faturaların davalıların yetkilileri tarafından imzaları ile ispatlı bir şekilde teslim alınmadığını,
-MK 2.maddesi gereğince herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğunu,
-Davanın konusunun itirazın iptali olduğunu, mahkemenin TPK ve BK hükümleri dışına çıkarak MK 2.maddesi uyarınca karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-Davacı vekilinin 22/04/2014 tarihli dilekçesinde “davacı müvekkilinin kullanılmamış mallarını iade etmek istediğini, davalı şirkete gönderdiklerini, fakat bu malların davalı şirket tarafından iade ve teslim alınmadığını” beyan ettiğini, mal iadelerinin yapılmadığının açıkça ikrar olunduğunu, hem iade faturalarının tebliğ alınmadığını, hem de davalı müvekkili tarafından satılan malların davacı uhdesinde kaldığını, mahkeme tarafından bir de bedelini geri ödemeye mahkum edildiğini, bunun mantiki bir hukuki dayanağının bulunmadığını,
-Savcılık dosyasındaki tanık … ve…un ifadesinin hiç dikkate alınmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinaf talebine cevap dilekçesinde; beyan ve savunmaları kabul etmediklerini, tebligatın usulsüzlüğüne dair beyanların gerçeğe aykırı algı oluşturma çabası içerdiğini, fatura muhteviyatının davalı şirkete usulüne uygun tebliğ edildiğini, davalı şirketin faturayı defterine kaydettiğini, ödeme zamanı geldiğinde inkar yoluna saparak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu, TTK 21/2 maddesine göre faturayı alan tacirin 8 gün içerisinde açıkça itiraz etmesi gerektiğini aksi halde kabul etmiş sayılacağını, mahkemece de bu durumun borç ve kötü niyetin kabul edildiğini, MK 2 maddesine dayanılmış olmasının hukuki bir gerekçe olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
İtirazın iptali istemli davada, davacı alacaklı tarafın; Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı icra dosyasına konu, 3 adet iade faturasının davalı borçlu şirkete tebliğ edildiğini, TTK 21/2 maddesi gereğince 8 gün içerisinde fatura içeriklerine itiraz edilmediğinden içeriklerin kabul edildiğini ve Büyükçekmece CBS 2014/20854 soruşturma sayılı dosyasındaki kamera kayıtları ve CD içeriğindeki delillerle iddialarının ispatlandığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
Davalı borçlu vekilinin de; iade faturalarının kendilerine tebliğ edilmediğini, fatura konusu malların da iade edilmediğini, halen davacı yedinde bulunduğunu, bu nedenle fatura bedellerinin talep edilemeyeceğini savunduğu, savcılık soruşturması ve Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/209 esas sayılı dosyası içeriğine delil olarak dayandığı anlaşılmıştır.
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/12/2016 tarihli 2014/913 esas 2016/801 karar sayılı ilamıyla Büyükçekmece CBS 2014/20854 soruşturma sayılı ( Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/209 esas sayılı dosyasıyla dava açıldığı) dosyasındaki ses ve görüntü CD’sinin davalı adresinde çekilmesi ve içeriği göz önüne alınarak davacı tarafın tebligat olgusunu kanıtladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından alınan 19/10/2015 tarihli raporda; takip tarihi itibarıyla, davacı ticari defterlerinde davalı taraftan 112.019,28 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde davacının alacağının 27.411,59 TL olarak kayıtlı olduğunun tespit edildiği görülmüş, taraflar arasında Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/537 esas 2015/635 karar sayılı dava dosyası ile davacının davalıdan 77.411,46 TL alacaklı olduğundan bahisle Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe itirazın iptali davasının bulunduğu, o davada uyuşmazlık konusu olan 77.411,46 TL’ nın mahsubundan sonra bakiye kalan 34.607,65 TL iade faturalarından kaynaklanan alacağın da bu davanın ve davaya konu takibin konusunu oluşturduğu anlaşılmıştır.
TTK 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde,faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmü düzenlenmiştir.
Davaya konu alacağın iade faturalarından kaynaklandığı, davacı alacaklının iade faturalarının tebliğ edildiğini ve fatura konusu malların iade edildiğini ispatla yükümlü olduğu, oysa faturaların tebliğine ilişkin iadeli taahhüt belgesindeki imzanın, davalı şirket çalışanı … (…l) ‘e ait olmadığının ceza dosyasında savcılık aşamasında alınan 21/08/2014 tarihli kriminal raporu ile tespit edildiği, iade faturalarının davalı borçlu şirkete tebliğ edildiğinin ispatlanamadığı, ses ve görüntü CD’sindeki posta memuru ile davalı şirket ortağı ve yetkilisinin konuşma dökümünden, tebligatın yapıldığı sonucunun çıkarılamayacağı davacının iade faturalarının tebliğ edildiğini ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır.
İade faturaları konusu malların iadesinin ispatı yönünden de ; davacı vekilinin 22/04/2014 tarihli dilekçesinde “iade faturası konu malların müvekkiline teslim edildiğini ancak müşteriler tarafından kendilerine iade edilmesi üzerine davalı şirketin adresine iade edilmek için götürülmüşse de iade alınmadığı, malların telef olmaması için müvekkili şirketin malları tekrar kendi deposuna getirdiğini” beyan ettiği, malların halen davacı şirket yedinde bulunduğu , davalı borçluya iade ve teslim edilmediği ( bu hususun dahi iade faturalarının tebliğ edilmediği konusunda delil teşkil ettiği) kanaatiyle davanın reddine karar vermek gerekirken, iade faturalarının tebliğ edildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığından , ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, ticari ilişkiye konu malların iadesi ve iade edildiği iddia edilen mal bedelinden kaynaklanan alacak ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu takibin haksız olduğunun yapılan yargılama sonunda ortaya çıkması nedeniyle, davacı alacaklının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince istinaf isteminin kabulüyle, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2016 tarihli 2014/913 esas, 2016/801 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın REDDİNE,
Davacı alacaklının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
35,90 TL maktu red harcının peşin yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye 388,45 TL harcın talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T 4.162,13 TL nisbi? vekalet ücreti takdirine, davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine,
Davacı tarafça ilk derece aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılaması yönünden;
Davalı tarafından yatırılan 561,80 TL nisbi istinaf karar harcının ve 29,20 TL maktu harcın talebi halinde davalıya iadesine,
İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafça yapılan 79,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 40,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 119,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya içerisinde bulunan ve harcanmayan gider avanslarının talepleri halinde yatıranlara iadesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 12/10/2018