Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/955 E. 2018/356 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/955 Esas
KARAR NO: 2018/356
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2017
NUMARASI: 2017/285 2017/285
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 22/02/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Başvuru sahibi, sigorta tahkim komisyonuna sunmuş olduğu 06/11/2015 günlü dilekçesi ile müvekkiline ait aracın davalı tarafından kasko poliçesinin düzenlendiğini, 25/07/2015 günü müvekkiline ait aracın araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeyken önündeki araca arkadan çarpmak suretiyle hasarlandığını, kaza sonrası yapılan görüşmelerde davalı sigortanın 45.000,00 TL ödenmesi konusunda müvekkili ile mutabık kaldığını, ancak davalının daha sonradan kötü niyetle hareket ederek ödeme yapmayacağını müvekkiline bildirdiğini belirterek 45.000,00 TL hasar tazminat bedeli ile 800,00 TL ekspertiz bedelinin karşı taraftan tahsilini istemiştir.
SAVUNMA: Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde, kazaya karışan diğer araç sürücü … ve eşi …’in beyanlarından da anlaşılacağı üzere aracın … tarafından kullanılmadığı, durumun güvenlik güçlerine bildirildiği halde dikkate alınmadığı, müvekkili şirketçe telefon kayıtları üzerinde yapılan araştırmada olay tarihinde saat 01:48 ‘de …’nın araçta bulunan … tarafından arandığının tespit edildiği, buna göre kazanın 01:48 saatinde gerçekleştiği, aynı araçta olan kişilerin birbirlerini aramasının hayatın olağan akışına ters olduğunu ve sürücü değişikliğinin yapıldığını açıkça gösterdiğini bildirerek talebin reddini istemiştir.
UYAŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI: Sigorta Tahkim Komisyonunun Uyuşmazlık Hakem Heyeti 25/04/2016 tarihli kararı ile iyi niyet kurallarına aykırı olarak sigorta teminatı dışında olan bir hususun sanki sigorta teminatı içinde kalmış gibi ihbar edildiği, bu itibarla kazanın sigorta teminatı içinde kaldığının ispat yükünün sigortalıda olduğu, buna göre … plakalı araçta kaza sonrası sürücü değişikliği yapılmadığının ve araçtaki hasarın poliçe teminatı kapsamında kaldığını, başvuru sahibi sigortalı tarafından ispatlanması gerektiğini, telefon görüşmesi dökümlerinin elde edilemediği ve kaza sırasında araçta bulunanlardan birinin cep telefonu kullanmadığını iddia etmesi şeklinde yanlış beyanda bulunarak sigortacının yanıltıldığı ve sigorta şirketinin gerekli araştırma ve incelemeyi yapmasına engel olunduğu, buna göre başvuru sahibinin bahse konu tutarı ispat edemediği gerekçeleriyle başvurunun reddine karar verilmiş, işbu karara karşı başvuru sahibi itiraz hakem heyetine itiraz etmiştir.
İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI: 16/08/2016 günlü itiraz hakem heyeti kararı ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının dosya içindeki bilgi ve belgelere uygun olduğu, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, işbu karara karşı başvuru sahibi kanun yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Başvuran vekili, istinaf sebebi olarak sigorta tahkim komisyonunun ceza davasını dikkate almadığını, zira aracı kullanan … hakkında İstanbul 53.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/571 esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığı ve adı geçenin ceza aldığını, kazaya karışan diğer şahıs …’in polise ifadesinde olayı olduğu gibi anlattığındı ve ceza davasında da şikayetini sürücü …’ya yönelttiğini, Hakem Heyetinin ilk kararında TTK’ya aykırı davrandığını, zira ispat külfetinin sigorta şirketinde olduğunu, telefon kayıtlarının delil niteliği bulunmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: Başvurun vekili istinaf dilekçesi ekinde İstanbul 53.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/571 esas sayılı dosyasından verilen 29/12/2016 günlü karar fotokopisini sunmuş, yapılan incelemede sanık … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür. Kazaya karışan … plakalı başvurana ait aracın 07/07/2015-07/07/2016 tarihleri arası için kasko poliçesinin karşı taraf sigorta şirketince düzenlendiği görülmüştür. Başvuru dilekçesine ekli ifade fotokopilerinden …’nın 25/07/2015 günü poliste verdiği ifadesinde aracın sürücüsü olduğunu beyan ettiği görülmüştür. Kazaya karışan diğer araç sürücüsü …’in 25/07/2015 günlü polisteki ifadesinde kazaya karışan diğer aracın ismini sonradan … olarak öğrendiğini beyan etmiştir. Başvuru dilekçesine ekli alkol tespit tutanağında; … plakalı aracın sürücüsünün … olarak belirtildiği ve yine aynı günlü kaza tespit tutanağında da aracın sürücüsünün … olduğunun belirtildiği görülmüştür. Sigorta şirketinin 21/09/2015 günlü yazı ile başvurucuya herhangi bir ödeme yapılmayacağı yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Başvuru dilekçesine ekli 30/10/2015 günlü ekspertiz raporunda; aracın değerinin 100.000,00 TL olduğu, en yüksek sovtaj teklifinin 55.000,00 TL olup, bu teklifi veren şirkete aracın devredildiği, hasar tazminat bedelinin de 45.000,00 TL olarak belirtildiği görülmüştür. … tarafından sigorta şirketine yapılan 08/09/2015 günlü beyan dilekçesinde; …’nın kaza mahallinde olmadığını, polis karakolunda gördüklerini, bu durumu tutanağı düzenleyen polislere de söylediklerini, ancak durumun tutanağa geçirilmediğini belirtmiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Her ne kadar gerek uyuşmazlık hakem heyeti, gerekse itiraz hakem heyetince red kararı verilmiş ise de, istinaf aşamasında Dairemizce İstanbul 53.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/571 Esas 2016/623 Karar sayılı dava dosyasının UYAP’tan celbedilen örneğinin incelenmesinde; …’in şikayeti üzerine sanık … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olma suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda …’nın üzerine atılı suçu işlediğinden bahisle 2.800,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hakkında CMK’nun 231. ve TCK 51.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, kararın kesinleşme şerhinde ise kesin karar olduğunun belirtildiği ve 29/12/2016 tarihinde kesinleştiğinin belirtildiği görülmüştür. Yine katılan …’in 25/07/2015 günü polislere verdiği ifadesinde; kazayı yapanın … isimli şahıs olduğunu belirttiği, kaza tutanağında sürücünün … olduğunun belirtildiği ve kararın da … hakkında verildiği görülmüştür. Kesinleşen ceza mahkemesi kararında suçun … tarafından işlendiği belirtildiğinden suç faili yönünden ceza mahkemesince yapılan bu belirleme hukuk Hakimini bağlayıcı niteliktedir. Bu durumda Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararı ile bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair İtiraz Hakem Heyeti Kararı yerinde değildir. Hal böyle olunca başvuru sahibinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve uğranıldığı hasarla ilgili gerekli inceleme ve araştırma yapılması ve bu konuda delillerin toplanması için İtiraz Hakem Heyeti ve Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararlarının kaldırılması ve HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca delillerin toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın İtiraz Hakem Heyeti’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı başvuran vekilin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İtiraz Hakem Heyeti’nin 16/08/2016 gün, 2016/İHK-2061 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Başvuranın delillerin toplanarak değerlendirilmesi ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın İtiraz Hakem Heyeti’ne gönderilmesine, 4-Davacı başvuran tarafından yatırılan peşin harcın talebi halinde iadesine, 5-Davacı başvuran tarafından yapılan 154,30 TL harç ile 42,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 196,30 TL’nin davalı karşı taraftan alınarak davacı başvurana verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.22/02/2018