Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/940 E. 2020/783 K. 01.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/940 Esas
KARAR NO : 2020/783
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2016
NUMARASI : 2014/419 2016/691
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/04/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, 13/04/2014 tarihinde davalı tarafından ZMMS sigortası poliçesi düzenlenen …plakalı motosikletin müvekkilinin kullanmakta olduğu bisiklete çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, davalı … tarafından müvekkiline 33.181,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bu tutarın müvekkilinin gerçek zararını tazmin etmekten çok uzak olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL iş göremezlik tazminatının avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, olay haksız fiilden kaynaklandığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu, davacının gerekli önlemleri almayarak zararın doğmasına ve artmasına sebebiyet verdiğini, kast takma hususunun değerlendirilerek uygun bir indirim yapılmasını talep ettiklerini bildirerek ve ayrıca müvekkilince yapılan ödeme dolayısıyla müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkeme, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, dava konusu olayın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu olduğu, davacının %41 oranında malul olduğu, davacı zararının yapılan ödeme ile karşılandığı ve davacının başka bir alacağının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; olayda davalı şirketin sigortalısının asli ve tam kusurlu olduğunu, yargılama sırasında alınan kusur raporunun gerek kaza tespit tutanağı, gerekse İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde alınan raporla çeliştiğini, bu nedenle rapora itiraz ettiklerini ve üç kişilik heyetten rapor alınmasını istediklerini, ancak mahkemenin bu talebi kabul etmeyerek dosyadaki delillerle çelişkili bir kusur raporuna istinaden yapılan hesaplamayı esas alarak davayı reddetmesinin doğru olmadığını, ayrıca itirazlarını karşılar şekilde bir rapor alındıktan sonra tazminat hesabı yapılması gerektiğini bildirmiştir. İskenderun Sulh Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında alınan 31/12/2012 tarihli bilirkişi raporunda bisiklet sürücüsü …’ün tali kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü …’in ise asli kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür. Yine İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 25/06/2013 tarihli raporda ise; kazanın ne şekilde meydana geldiği hakkında kesin kanaate varılamadığı belirtilerek olayın müştekinin sevk ve idaresindeki bisikletin sol tarafa manevrası sırasında sanığın sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması şeklinde meydana gelmiş ise …. tali kusurlu olduğu, …’ün ise asli kusurlu olduğu, şayet olay sanık sürücünün sevk ve idaresindeki motosikletin önünde seyreden müştekiye ait bisiklete çarpması şeklinde meydana gelmiş ise sanık sürücünün asli kusurlu, müşteki sürücünün ise tali kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu, davalı … şirketinin sigortalısının %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu’nun 14/09/2015 tarihli raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle uğradığı maluliyet oranının %41 olduğu belirtilmiştir. Yargılama sırasında alınan kusur ve hesap bilirkişisi raporunda davacıya yapılan ödemenin güncel tutarının 42.925,31 TL olduğu, davacının gerçek ve maddi zararının ise 22.381,33 TL olduğu, buna göre davacının talep edebileceği bakiye maddi zararının kalmadığı bildirildiği görülmüştür. Dosya içeriğinden Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki davanın sonuçlanıp sonuçlanmadığı anlaşılamadığı görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatının tahsiline ilişkindir. Olay tarihinde davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi düzenlenen … plakalı motosikletin davacının kullandığı bisiklete çarpması sonucu davacının yaralandığı, ilk derece mahkemesince adli tıp kurumundan alınan maluliyet raporuna göre davacının %41 oranında maluliyete maruz kalacak şekilde yaralandığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davacının olayda %75, dava dışı sürücü …’in ise %25 oranında kusurlu bulunduğu, söz konusu kusur oranları ile maluliyet oranı dikkate alınarak yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davalı şirket tarafından davacıya yapılan ödemenin güncel tutarının 42.925,31 TL olduğu, davacının uğradığı maddi zarar toplamının 22.381,33 TL olduğu, dolayısıyla davacının isteyebileceği bir zarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce davacı vekilinin yeniden rapor alınması gerektiği yolundaki istinaf talebi dikkate alınarak ve olayın oluşunun net bir şekilde ortaya konulabilmesi amacıyla adli tıp kurumundan rapor alınması cihetine gidilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 08/10/2018 tarihli raporda; kazanın meydana gelişiyle ilgili olarak alternatifli görüş bildirildiği, buna göre davacının sola yönelmesi ve akabinde gerisinden gelen motosikletin çarpması ile kazanın meydana geldiğinin kabulü halinde davacının %75, dava dışı sürücü … ise %25 oranında kusurlu olduğu, motosikletlinin önünde seyir halinde bulunan bisiklete arkadan çarpması ile kazanın meydana geldiğinin kabulü halinde ise davacının %25, dava dışı sürücü … ise %75 oranında kusurlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüş olup dairemizce bu raporun olayı tam aydınlatıcı nitelikte bulunmaması nedeniyle Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin Genişletilmiş Kurulu’ndan rapor alınması cihetine gidilmiş ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin Genişletilmiş Kurulu tarafından düzenlenen 23/10/2019 tarihli raporda; dava dosyasına sunulan 23/08/2016 tarihli raporun isabetli bulunduğu ve bu raporun sonuçlarına iştirak edildiği, buna göre davacının bisikleti ile seyir halindeyken kontrolsüzce sola manevra yaptığı ve aynı yönde seyir halinde olan dava dışı sürücü …. davacıya çarptığı, bu şekilde meydana gelen olayda davacının %75 oranında kusurlu, davalı şirket sigortalısı araç sürücüsü …’in ise %25 oranında kusurlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin Genişletilmiş Kurulu’nca düzenlenen 23/10/2019 tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun bulunduğu gibi, ayrıca sulh ceza mahkemesinde alınan raporla yargılama sırasında alınan rapor arasındaki çelişkiyi giderici niteliktedir. Ayrıca bu rapor ilk derece mahkemesince alınan 23/08/2016 tarihli hükme esas alınan raporu teyit etmektedir. Söz konusu bu rapordaki kusur oranı ile yine davacının uğradığı %41 oranındaki maluliyet oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacının talep edebileceği bir bakiye alacağının bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. İstinaf aşamasında dairemizce araştırma yapıldığından HMK’nun 353/1-b-3 maddes gereğince kararın kaldırılması gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstinaf aşamasında dairemizce araştırma yapılmakla HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2016 gün, 2014/419 Esas, 2016/691 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile artan 30,99 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,7-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf aşaması yönünden davacı taraftan alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 9-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/04/2020