Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/936 E. 2018/2045 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/936 Esas
KARAR NO : 2018/2045 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2016
NUMARASI : 2014/178 E., 2016/561 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete dava dışı …Ltd. (İngiltere) Şirketi ile ilgili 253.365,34 GBP alacağın, ödeme yapılması gereken 24/12/2011 tarihinden bu yana işlemiş faiziyle ödenmesi için Gebze Noterliğinden 05/12/2012 tarihli… sayılı ihtarname keşide edildiğini, davalı … şirketinin 19/12/2011 tarihinde limit iptal bildirimi yapıldığından bahisle ve faturaların ibraz edilmediğinden bahisle garanti kapsamında olan alacağını ödemediğini, müvekkilinin Beyoğlu …. Noterliğinde keşide edilen 10/12/2012 tarih ve .. yevmiye sayılı ihtarnamede belirtildiği üzere malların yükleme tarihinin 16/12/2011 tarihinde olduğunu ve faktoring sözleşmesine uygun işlem tesis edildiğinde şüphe bulunmadığını beyanla 751.456,27 TL (253.365,34 GBP) alacağın 24/12/2011 tarihinden itibaren avans faiziyle ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; GRİF (Uluslararası Faktoring Kuralları) gereğince ihracat işlemlerinde, ithalatçı ve ihracatçının ülkesindeki ikili faktör sistemi uygulandığından davacının talebi üzerine muhabir faktör olan EUROFACTOR AG’den garanti limiti talebinde bulunulduğunu, muhabir faktör garantisinin yansıtıldığını, ikili faktör sistemi uyarınca muhabir faktör tarafından davacıya faktör garantisi altında ödemelerin yapılmaya devam ettiğini, muhabir faktör tarafından alıcı … Ltd. Şti. Tarafından garanti limitinin 19/12/2011 tarihli bildirimi ile iptal edildiğinin davacıya aynı tarihte bildirildiğini, uyuşmazlığın davacının 15/12/2011 tarih ve 6720 sayılı 253.365,34 GBP tutarında fatura kapsamında ihracat konusu malların limit iptal bildirimi tarihi olan 19/12/2011 tarihinde yüklenip yüklenmediğinden kaynaklandığını, belgelerde bu tarihten 5 gün sonra 24/12/2011 tarihinde yapıldığının sabit olduğunu, fatura konusu malların “DDF Leeds” kaydı ile yapılması ve malların mülkiyetinin alıcıya ancak teslimle geçmesi nedeniyle davacının iptal bildiriminden haftalar sonra da bu malları teslim etmeme ve başka alıcılara satma hakkı bulunduğunu, davacının yüklemenin yapıldığını kanıtlayan 24/12/2011 tarihli konşimentoyu müvekkiline 11/04/2012 tarihli eposta ekinde gönderdiğini, konşimentonun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle de faktoring garantisinin geçmişe etkili olarak ortadan kalktığını, GRİF çerçevesinde muhabir faktörün 19/12/2011 tarihine kadar yapılan satışlarla ilgili olarak garanti ödemelerini ihtirazi kayıtla yaptığını, bu ödemelerin alıcıya ihtirazi kayıtla iletildiğini, bu ödemelerin faktoring garantisi şartlarının tahakkuk etmediği daha sonra anlaşıldığı takdirde muhabir faktörün bu ödemeleri müvekkili banka aracılığıyla geri talep etme hakkının bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında 21/07/2009 tarihli faktoring sözleşmesi ve 21/04/2010 tarihli ek sözleşme yapıldığı konusunun ihtilafsız olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalıya Gebze … Noterliğinin 23/11/2012 tarihli… yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek; 253.365,34 GBP tutarındaki ödemenin 20/12/2011 tarihli ve 11554 sayılı yazıyla bildirilmesine rağmen ödenmemesi nedeniyle 7 gün içinde ticari faiziyle ödenmesinin ihtar olunduğu, ihtarnamenin 27/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı tarafça davacıya Beyoğlu ….Noterliğinin 03/12/2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek; banka kayıtlarında bahsi geçen fatura ile ilgili herhangi bir işleme rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafça davalıya Gebze … Noterliğinin 05/12/2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek; ödemenin halen yapılmadığını, ödeme yapılması gereken 24/12/2011 tarihinden bu yana işlemiş ticari faiziyle birlikte 7 gün içerisinde ödenmesini ihtar olunduğu, ihtarnamenin 07/12/2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı tarafça davacıya Beyoğlu ….Noterliğinin 10/12/2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek; 01/04/2010 tarihli faktoring sözleşmesi gereğince 15/12/2011 tarihli fatura, 16/12/2011 tarihli gümrük beyannamesi, 24/12/2011 tarihli konşimentonun davalı şirkete faks ile gönderildiği, yüklemenin iptal bildiriminden önce olduğuna dair belgenin sunulmadığı, muhatap (davacı) şirket tarafından gönderilen konişmentolarda uluslararası taşımacılık kurallarına göre de malların yükleme tarihinin yazıldığı (shipped on hoard date) bölümde tarihin 24/12/2011 olduğu, bu nedenle muhatap şirkete sağlanan faktoring hizmeti kapsamında garanti ödemesine konu olmadığının bildirildiği görülmüştür.
16/09/2015 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Dilovası Gümrük Müdürlüğü’nün 60530189/010.99 sayılı müzekkere cevabı doğrultusunda dava konusu alacak mukabili mallara ilişkin gümrük beyannamesinin 16.12.2011 tarihinde düzenlendiği, dolaşım belgesinin 15.12.2011 tarihinde alındığı ancak dava konu malların yüklemesinin 24.12.2011 tarihinde yapıldığının bildirildiğini, yüklemenin limit iptal bildiriminin tebliğ edildiği tarih olan 19.11.2011 tarihinden sonra yapıldığını, Dolayısıyla taraflar arasındada akdedilen 01.04.2010 tarihli Genel Fakloring Sözleşmesi ve bu sözleşmenin atfı doğrultusunda tarafların bağlı bulunduğu Uluslararası Faktoring Genel Kuralları (GRIF) ‘na göre dava konusu malların yüklemesi limit iptal bildiriminden sonra yapıldığı için, bu malların karşılığı olan dava konusu alacağın, garanti kapsamında olmayacağını beyan etmişlerdir.
Davacı vekilinin dosyaya Prof. Dr. …’nun hukuki mütalaasını ibraz ettiği, mütalaada sonuç olarak; TTK 20/3 maddesinin emredici hüküm içerdiği ve tacirler arasında yapılan işlemlerden olmakla davalı … şirketinin limitten vazgeçme ya da iptal bildirimini noter aracılığıyla yapması gerekirken olağan bir email gönderildiğini, bu usulün GRIF kuralları 18.maddesine de aykırı olduğundan geçerli bir garanti limit iptal bildirimi bulunmadığını, ayrıca limit iptalinin haklı nedene dayanmadığını, EURO Faktor AG’nin dava dosyasına objektif olarak kabul edilebilir bir limit iptalini haklı gösterecek sebep sunulmadığını, konişmentoda yükleme tarihinin 24/12/2011 tarihi olduğu yazılı ise de aksinin ispatlanabileceğini, yazışmaların 16/12/2011 tarihli faks mesajının … Kargo sigorta poliçesi ve deniz ticaret olağan akışından yükleme tarihinin 15/12/2011 tarihli olduğunun anlaşıldığını, ayrıca taraflar arasında dava konusu ihracattan kaynaklanan ödemenin faktoring garanti limiti dahilinde ödeneceği konusunda davacıda haklı bir güven oluşturulduğunu, TMK 2.maddesi uyarınca oluşturulan bu güvenden dolayı davalının satış bedelinden sorumlu olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ve ekinde hukuki mütalaayı ibraz ettiği , dilekçesinde;
– 01/04/2010 tarihli faktoring sözleşmesinin X.5maddesinde “iş bu sözleşmede yer almayan hususlarda ve bu sözleşme hükümleriyle bağdaştığı ölçüde uluslararası faktoring genel kuralları (GRIF) hükümleri uygulanacaktır hükümleri yer aldığı ancak GRIF kurallarının emredici hükümlere aykırı olmaması gerektiğini, olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK 20/3 maddesi gereğince tacirler arasındaki sözleşmeden dönme ve feshe ilişkin ihbar ve ihtarların mutlaka noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla yapılması gerektiğini, bu kuralın emredici olup geçerlilik şartı içerdiğini, TTK 20.maddenin öncelikle uygulanması gerektiğini, ancak 20.maddeye uygun ihtar bildirimi yapılmadığını,
– Satılan emtianın gemiye yükleme tarihinin 15/12/2011 tarihli olduğunu, 16/12/2011 tarihli gümrük beyannamesinin 20. Maddesinde teslim şeklinin “DDP (Delivered Duty Paid)” olduğunu, bu satış veya teslim şeklinin ihracatçı satıcının satım konusu emtiayı gümrük vergisi ödenmiş olarak alıcı ithalatçıya teslim edildiği satışları ifade ettiğini, raporda FOB olarak tespit edilmesi ve buna göre açıklama yapılmasının oluşa aykırı olduğunu,
– TTK 1110/2 hükmü uyarınca konişmentonun malların teslim alındığına dair karine oluşturduğunu, karinenin aksinin ispatlanabileceğini, genellikle dış ticaret uygulamalarında konşimentonun bütün mallar yüklendikten sonra geminin sefere çıkacağı gün ve tarihte düzenlendiğini, yükleten sıfatıyla yüklemeyi yapan gümrük komisyoncusu … Acentası yetkilisi Ç…l ile davacı müvekkili şirketin ihracat sorumlusu …arasındaki 14/12/2011 tarihli emailde “ardiyesiz yükleme 15/12/2011 Çarşamba günü uygundur” ibaresinden yüklemenin 15/12/2011 tarihinde yapıldığının sabit olduğunu, sözleşme konusu emtianın Darwin gemisine fiili iç yükleme işleminin … tarafından gerçekleştirildiğini, 067260 numaralı faturanın tarihinin de 15/12/2011 olduğunu, davacı ihracatçının, ithalatçı … Ltd. Şti’ne çektiği 16/12/2011 tarihli faks mesajında “emtiayı 15/12/2011 tarihinde yüklediğimizi bildirmek isteriz” ibaresinin yer aldığını, ..Sigorta tarafından düzenlenen …Kargo sigorta poliçesinde de yükleme tarihinin 15/12/2011 olduğunu, 15/12/2011 günü limana sevkiyatı ve aynı gün gemiye yüklemesi yapıldığı için ardiye ücreti ödenmediğini, eğer emtia limanda bekleseydi davacı şirketin ardiye ücreti ödemesi gerektiğini, geminin Gebze Yılport limanından 736 adet konteynır ve 12.154.603,2 kg yükle demir aldığını, yükün tamamının geminin yola çıktığı 24/12/2011 tarihinde yüklendiğini kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaptan tarafından deniz ticaretinde “gemi hareket etmeden konişmento kesilmez” teamülüne uygun olarak geminin hareket tarihi olan 24/12/2011 tarihi yazıldığını, limit iptalinin haklı nedene dayanmadığını, davalının davranış ve eylemlerinin güven sorumluluğuna aykırı olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin itirazları yönünden bilirkişi heyetinden alınan 10/05/2016 tarihli raporda; konşimentonun hukuki işlevleri çerçevesinde, yüklemenin yapıldığı tarihin belirlenmesi açısından geçerli olanın konşimentoda yazan tarih olduğunu,dava konusu uyuşmazlıkta konşimentoda belirtilen yükleme tarihinin 24.12.2011 olduğunu, Gümrük Çıkış Beyannamesinde de yükleme tarihi olarak 24.12,2011 tarihinin belirtildiğini, gemi çıkış ihbarında da yükleme tarihi olarak bildirilen tarih 24.12.2011 tarihi olduğunu, bu yükleme tarihinin, davacının ihracat Operasyon Müdiresi tarafından da beyan edildiğini beyan etmişlerdir.
Raporda haklı nedenle limit iptal bildirimi yapılmadığı yönündeki itiraza ilişkin incelemede; Uluslararası Faktöring Kurallarının 18, maddesinde, İthalat Faktörünün haklı sebeplerle kredi limitini veya sipariş onayını azaltma va da iptal etme hakkının bulunduğunu, İptal veya bildirimin yazı veya telefonla (yazılı olarak teyit edilmek kaydıyla) yapılması gerektiğini, iptal veya indirim bildirimini aldıktan sonra İhracat Faktörü’nün hemen tedarikçiyi bilgilendirmesi ve söz konusu iptal veva indirim tedarikçinin hu bildirimi almasından sonraki yüklemeler veva tamamlanan hizmetler için geçerli olacağı seklinde yer alan hüküm uyarınca, limit iptalinin yapılabilmesi İçin haklı bir sebebin varlığının arandığını,
Dava konusu uyuşmazlıkta muhabir faktör tarafından 19.12,2011 tarihinde gönderilen e-Mail ile yapılan limit iptal bildiriminde iptal nedeninin ” davacının alıcısının fınansallarının kötüleşmesi olarak belirtildiğini” İthalatçının finansallarının kötüleşmesinin, limit iptali için haklı sebep teşkil edip etmediğinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere, kanaatlerine göre güven çerçevesinde oluşturulan faktöring ilişkisinde alıcının mali durumunun kötüleşmesinin limit iptali için objektif olarak haklı sebep teşkil edebileceğini beyan etmişlerdir.
Ek Raporda ;Limit iptal bildiriminden sonra davalı tarafından “limit arayışı içerisinde” olduklarını belirten beyan dolayısıyla, davacının limit bulunacağı konusunda haklı beklentiye girmesi dolasıyla yüklemeyi yaptıkları iddiasının kanaatlerine göre yerinde olmadığını, ilk olarak davacının bu şekilde İddiada bulunmasının, limitin iptal edilmesinden sonra yüklemenin yapıldığı izlenimi uyandırdığını, ikinci olarak ise, davacının TTK m, 18 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranarak, e-mail aracılığıyla bildirilen limit iptalinden sonra mallan yüklemesi ya da yüklemeyi iptal ettirmemesi, hem de yüklemeden sonra hatta dava aşamasında iptalin şekle aykırı olduğunu ileri sürmesnın TTK m. I8’e hem de TMK m. 2 uyarınca dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil ettiği ” kanaatinde olduklarını beyan ettikleri görülmüştür.
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/10/2016 tarihli 2014/178 esas 2016/561 karar sayılı ilamıyla ” Gümrük Ticaret Bakanlığı’nın Dilovası Gümrük Müdürlüğünün müzekkere cevabı doğrultusunda; dava konusu alacağın mukabili mallara ilişkin gümrük beyannamesinin 16/12/2011 tarihinde düzenlendiği, dolaşım belgesinin 15/12/2011 tarihinde alındığı, ancak yüklemenin 24/12/2011 tarihinde yapıldığının belirtildiğini, yüklemenin, limit iptalinin tebliğ edildiği tarih olan 19/11/2011 tarihinden sonra yapıldığından, 01/04/2010 tarihli genel faktoring sözleşmesi ve GRIF’e göre dava konusu malların yüklemesi limit bildiriminden sonra yapıldığı için garanti kapsamına alınmayacağı” gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; A) bilirkişi kök raporuna itirazlarının değerlendirilerek deniz ticaret hukuku öğretim üyesi, dış ticaret uzmanı ve ticaret hukukçusundan oluşan heyetten rapor alınması taleplerinin değerlendirilmediğini,
B) dava konusu uyuşmazlığın yurt dışı faktoring işleminden kaynaklandığını, faktoring kapsamında bildirilen garanti limitinden vazgeçme bildiriminin şekil yönünden hukuka uygun ve geçerli olmadığını,
C) faktoring kapsamında satılan emtianın gemiye yüklenme tarihinin 15/12/2011 olduğunu,
D) konişmentonun TTK 1110/2 hükmü uyarınca malların teslim alındığına dair karine oluşturduğunu, karinenin aksinin ispatlanabileceğini, (karinenin aksinin ispatı yönünden davacı vekilinin delil olarak bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde dayandıkları belgelere dayandığı görülmüştür. )
E) davalı tarafın garanti limitinden vazgeçmesinin haklı nedene dayanmadığını, ve 19/12/2011 tarihli iptal e-mailinde vazgeçme nedeninin açıkça belirtilmediğini,
F) davalının davranış ve eylemlerinin güven sorumluluğuna aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/10/2016 tarihli 2014/178 esas 2016/561 karar sayılı kararıyla davacı şirketin 24/12/2011 tarihinde ve 19/11/2011 tarihli limit iptal bildiriminden sonra yükleme yaptığı, garanti kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verdiği, davacı vekilinin limit iptal bildiriminin geçerli şekilde yapılmadığı, yükleme tarihinin limit iptal bildiriminden önce olduğu, ve davalı tarafın garanti limitinden vazgeçmesinin haklı nedene dayanmadığı, ayrıca iptal emailinde vazgeçme nedeninin açıkça belirtilmediği, davalının davranış ve eylemlerinin güven sorumluluğuna aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı şirket arasında 21/07/2009 tarihli faktoring sözleşmesi ile 01/04/2010 tarihli ek sözleşme yapıldığı ve ek sözleşmenin X.5 maddesinde “iş bu sözleşmede yer almayan hususlarda ve bu sözleşme hükümleriyle bağdaştığı ölçüde uluslararası faktoring genel kuralları (GRIF) hükümleri uygulanacaktır” hükmünün yer aldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK 20/3 maddesi gereğince iptal bildiriminin noter aracılığıyla yapılmamış olmasının iptal bildirimini geçersiz kılacağını beyan ettiği anlaşılmışsa da; dava dosyası içeriğinden tüm aşamalarda iptal bildiriminin kendisine ulaştığını kabul ettiği, istinaf dilekçesinde de iptal bildiriminin ulaşmadığını ileri sürmediği, dava aşamasında bildirimin şekle uygun yapılmadığından dolayı geçersiz olduğunu ileri sürmesinin MK.2.maddesine aykırı olduğu, 6762 sayılı TTK 20/3 maddesinde düzenlenen noter aracılığıyla bildirim yapılması şartının ispat şartı olduğu yönünde uygulamada görüş bulunduğu gibi daha sonra yürürlüğe giren TTK 18/3 maddesinde de ispat şartı olarak düzenlendiği, ayrıca ek sözleşme X.5 maddesinde uluslararası faktoring kurallarının uygulanacağının kabul edildiği, GRIF 18/2 maddesinde bildirimin “yazılı veya telefonla (yazılı olarak teyit edilmek kaydıyla) yapılacağının, iptal veya indirim bildirimini aldıktan sonra ihracat faktorünün hemen tedarikçiyi bilgilendireceğini ve söz konusu iptal veya indirim bildirimini almasından sonraki yüklenen yüklemeler ve tamamlanan hizmetler için geçerli olacağını” düzenlediği göz önüne alındığında iptal bildiriminin email ile yazılı olarak yapılmasının geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan konişmento da yükleme tarihinin 24/12/2011 olarak yazıldığı, TTK 1110/2 maddesi gereğince konişmentonun malların teslim alındığına dair karine oluşturduğu, davacı tarafın kabulünde olmakla birlikte davacı vekilinin konişmentodaki tarihin karine teşkil ettiğini, karinenin aksinin ispatlanabileceğini beyan ettiği ve karinenin aksinin ispatı yönünde bir takım belgelere dayandığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf isteminde ileri sürdüğü belgelerin bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde de ileri sürüldüğü, mahkeme tarafından bilirkişi heyetinden alınan 11/05/2016 tarihli raporda davacı belgelerinin incelendiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili yüklemeyi yapan gümrük komisyoncusu ile müvekkili şirket ihracat sorumlusu arasında geçen 14/12/2011 tarihli emaile, ithalatçı … Ltd Şti’ne çekilen faks mesajına, …Sigorta tarafından düzenlenen deniz kargo poliçesine dayanarak yüklemenin 15/12/2011 tarihinde yapıldığını iddia ettiği anlaşılmışsa da davacı vekilinin 09/09/2014 tarihli delil listesi ekinde sunmuş olduğu gümrük komisyoncusu … Acentası yetkilisiyle davacı şirket ihracat sorumlusu arasında geçen yazışmada, emtianın taşındığı … isimli gemi için, ardiyesiz ilk giriş tarihinin 16/12/2011, son evrak teslim tarihinin 19/12/2011, …limanına geliş tarihinin 21/12/2011 kalkış tarihinin 22/12/2011 tarihi olarak beyan edildiği, yine davacı tarafça sunulan… isimli ihracat operasyon müdürünün emailinde malın gümrüğe giriş tarihinin 15/12/2011, konteynırın gemiye yükleniş tarihinin 21-22/12/2011, geminin kalkış tarihinin 24/12/2011, faktoring firmasının limit iptal tarihinin 19/12/2011 tarihli olduğunu beyan ettiği, konişmentoda da yükleme tarihinin 24/12/2011 tarihi olarak kaydedildiği, Gümrük Bakanlığı’nın mahkemeye gönderdiği yazı cevabında da yükleme işleminin 24/12/2011 tarihinde yapıldığının bildirildiği anlaşılmakla yüklemenin 15/12/2011 tarihinde yapıldığının ispatlanamadığı, davacı tarafın yazışmalarında yükleme tarihinin 21-22/12/2011 tarihli olduğunu beyan ve kabul ettikleri görülmekle bu yöndeki istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından limit iptalinin haklı sebeple yapılmadığı ve geçerli olmadığı iddia edilmişse de; limit iptalinin ithalat faktörü EUROFACTOR- AG tarafından ithalatçının finansallarının kötüleşmesi nedeniyle yapıldığının beyan edildiği, bilirkişi heyeti tarafından iptal bildiriminde gösterilen sebebin haklı olduğunun tespit edildiği, ayrıca ihracat faktörü olan davalı şirketin, ithalat faktörünün iptal bildirimini derhal ihracatçı davalı şirkete bildirmekle yükümlü olduğu, davada taraf olmayan ithalat faktörünün bildiriminin haklı olup olmadığının bu davada tartışılamayacağı kanaatiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından davalının davranış ve eylemlerinin güven sorumluluğuna aykırı olduğu beyan edilmişse de TTK 18.maddede “her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği” düzenlenmekle, basiretli bir tacir olarak davacının, davalı tarafın limit arayışı içinde olduklarını beyan etmesi nedeniyle farklı beklentiye girdiğini ileri sürmesinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacı Sarkusyan Elektrolitik Bakır San. VE TİC A.Ş. ‘den alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2018