Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/933 E. 2018/1585 K. 06.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/933 Esas
KARAR NO : 2018/1585
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2016
NUMARASI : 2014/436 2016/679
DAVANIN KONUSU : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/07/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili, müvekkiline ait işyerinden 28/06/2013 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayından müvekkilinin hamili olduğu yüzlerce çekin çalındığını, bu çeklerden 21/09/2013 tarihli 25.000 TL bedelli çekin davalı elinde bulunduğunu, çekle ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, faktoring şirketlerine durumun bildirildiğini, ayrıca çek iptal davaları açıldığını, davalının faktoring mevzuatına uygun davranmadığını, üzerine düşen yasal yükümlülükleri yerine getirmediğini belirtirek dava konusu çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada, asıl davadaki iddialarını tekrar ederek, ayrıca 30/10/2013 tarihli 2.354,10 TL bedelli çekin davalı tarafından icra takibine konularak icra dosyasında 3.336,00 TL’nin tahsil edildiğini, yine 30/11/2013 tarihli 2.500 TL bedelli, 30/12/2013 tarihli 2.500,00 TL bedelli çeklerin de davalı elinde bulunduğunu belirterek, davalı elinde bulunan çeklerin istirdadına, davalı tarafından tahsil edilen 3.336,00 TL bedelin ise avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili asıl davada, müvekkilinin faktoring mevzuatına uygun hareket ettiğini, kendisine ibraz edilen fatura ile birlikte çeki devraldığını ve çek bedelini müşterisine ödediğini, TTK’nun 704.maddesi uyarınca müvekkilinin çeki iktisabında ağır kusuru olması gerektiğini, müvekkilinin meşru hamil olduğunu, davacının iddialarını ispatlaması gerektiğini, yine dava konusu çekin müvekkili elinde bulunmayıp Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığının 2013/27224 sayılı dosyasında verilen el koyma kararı nedeniyle savcılık kasasında olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili birleşen davada, 30/10/2013 tarihli 2.354,00 TL bedelli çekin icra takibinde tahsil edildiğini ve çekin banka tarafından emniyete verildiğini ve müvekkilinin elinde bulunmadığını, 30/11/2013 tarihli, 2.500,00 TL bedelli çekin hiçbir zaman müvekkilince devralınmadığını, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; asıl davaya konu çekin davacı defterlerinde kayıtlı olup , bu çekin dava dışı …. firmasında cari hesaptan kaynaklanan alacağına istinaden alındığı, davacının çekin hamili olduğunu, davalının ise bu çeki dava dışı …’ten faktoring mevzuatı gereği faturaya dayalı olarak temlik aldığını, dosyada mübrez veri kaydının incelenmesinde, faktoring incelemesinden önce adı geçenin vergi kaydının ve işyerinin kapatıldığı, dolayısıyla adı geçenin faktoring işlemi sırasında aktif ticari hayatının devam etmediği, bu araştırmanın davalı … şirketince yapılması gerektiğini, davalının meşru hamil sayılamayacağı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, dava konusu 25.000 TL bedelli çekin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davaya konu çeklerin ise davalı … şirketince faktoring mevzuatına uygun olarak alındığı, ağır kusur ve kötü niyetinin kanıtlanamadığı gerekçeleri ile de birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl ve birleşen davanın davacı vekili, birleşen davaya konu çeklerin davalı tarafından 02/07/2013 tarihinde iktisab edildiğini, 01/07/2013 tarihinde yapılan ihbar ile faktoring derneğinin 02/07/2013 tarihinde yaptığı ihbarın faktoring işleminden önce olduğu, mahkemenin değerlendirmesinin hatalı olduğu, davalının çalıntı ihbarına göre bu olayı dikkate alıp keşideciden teyit alması gerektiğini, davalının böylelikle genelgenin e bendine aykırı hareket ettiğini ve ağır kusurlu olduğunu, yine 6361 Sayılı Yasanın 9.maddesi uyarınca faturanın gerçek bir alacağa dayandığını, yetkili hamilin ispatlaması gerektiğini, davalı tarafın ise bu amaçla yapılan bilirkişi incelemesine defter sunmadığını, davalının 6361 sayılı yasanın 9/2 maddesi uyarınca gerçek bir alacağı temlik aldığını ispatlayamadığını, davalının çekleri herhangi bir belge ibraz etmemesine rağmen mevzuata uygun iktisab ettiğinin kabul edilemeyeceğini bildirmiştir.
Asıl ve birleşen davanın davalı vekili, müvekkilinin çeki fatura ile birlikte devraldığını, çekin yasaya uygun yapılan faktoring işlemi neticesinde devraldığını, çekte iyi niyetli hamil olduklarını, çekin çalıntı olduğu iddiasıyla kendisinin ya da bedelinin istirdadına karar verilemeyeceğini, müvekkilinin ağır kusur ve kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığını, dosyada alınan bilirkişi raporunda da müvekkilinin kötü niyetli ve ağır kusurlu davranışının ortaya konulamadığının belirtildiğini, dava dışı …ün vergi kaydının silinmiş olması bilgisinin müvekkili tarafından bilinmesinin beklenemeyeceğini, bu durumun müvekkilinin ağır kusurlu ve kötü niyetli hale getirmeyeceğini, öte yandan asıl davaya konu çekin Cumhuriyet Savcılığı tarafından el konulduğunu, bu nedenle istirdat hükmünün hatalı olduğunu, kaldı ki çekin istirdadı kararı müvekkilinin keşideci ve davacı dışındaki cirantalara müracaat hakkını da elinden aldığını bildirmiştir.
DELİLLER:
Asıl davaya konu çekin 21/09/2013 tarihli ve 25.000 TL bedelli olup, keşidecisinin ve lehtarının dava dışı bir şirket olduğu, çekin arkasında …, daha sonra ise …, daha sonra aktif …ve davalı cirosunun olup, çekin davalı tarafından bankaya ibraz edildiği görülmüştür.
Birleşen davaya konu 30/10/2013 tarihli, 2.354,10 TL bedelli çekin keşideci ve lehtarının dava dışı şirketler olduğu, arkasındaki cirodan takip eden ciroların…ve davalının yer aldığı ve davalı tarafından çekin ibraz edildiği görülmüştür.
30/12/2013 tarihli, 2.500,00 TL bedelli çekin ise keşidecisinin ve lehtarının davacı şirketler olup, arkasında ise …, … ve davalı olduğu, çekin davalı tarafından ibraz edildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, asıl dava konusu 25.000 TL’lik çekin davacı ve dava dışı ….defterlerinde yer aldığı, daha sonra davacı defterlerinde çalıntı çekler hesabına kaydının yapıldığı, gerek asıl gerekse dava konusu çeklerin davalının iktisabında ağır kusurlu olduğu ve kötü niyetli davranışının davacı tarafından tam olarak ortaya konamadığını, ancak davalının da dava dışı müşterilerine ödeme yaptığının belgelenemediği, bu durumun faktoring işleminin sıhhatine ilişkin soru işareti oluşturduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından itirazlar üzerine verilen ek raporda ise, davalının çek bedellerini ilgili kişilere ödediğinin anlaşıldığı, davalının çekleri iktisabında ağır kusurlu veya kötü niyetli olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiği, dava dışı …’ün faktoring sözleşmesinin imzası anında kapalı olmasının davalının özel hükmüne aykırı davranış olarak yorumlanabileceğini, bunun dışında davalının ağır kusurlu veya kötü niyetli davranışının tam olarak ortaya konulamadığı yolunda görüş bildirilmiştir.
Dosya içerisinde hazırlık evrakına ilişkin örneklerin yer almadığı görülmüştür.
İstanbul ….icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından dava dışı kişiler aleyhine 2.354,10 TL bedelli çekin takibe konulduğu ve takip borcunun 3.945,61 TL olarak dava dışı … tarafından ödendiği görülmüştür.
Faktoring derneği tarafından 02/07/2013 tarihinde dava konusu çeklerin bir listesinin ve ilgili polis tutanağı dernek üyelerine bilgi verilmek amacıyla e-mail aracılığı ile gönderildiği, finansal kurumlar birliğinin 11/08/2014 tarihli cevabi yazısı içeriğinden bu e-malin dernek üyelerine ulaşıp ulaşmadığının, ulaşmış ise yetkililere bildirilip bildirilmediği hususlarında bilgi ve belge bulunmadığın bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava çeklerin istirdadı, ödenen bedellerin istirdadı istemine ilişkindir. Her iki davanın davalısı da faktoring şirketidir. Faktoring şirketleri mevzuatları gereğince gerçek bir alacağı temlik almaları gerekir. Dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere asıl davaya konu çekin dava dışı … tarafından davalı şirkete faktoring işlemi uyarınca verildiği, çekin verilmesine dayanak olduğu belirtilen ve adı geçen tarafından dava dışı … adına düzenlenen 66.017,44 TL’lik fatura gösterilmiş ise de, bu faturanın 14/06/2013 tarihinde düzenlendiği, dosyaya davacı tarafından ibraz edilen İstanbul Vergi Dairesi’nin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/264 esas sayılı dosyasına yazdığı 06/05/2014 tarihli cevabi yazısında; dava dışı …’ün adı geçenin yerinde bulunmaması nedeniyle 31/03/2013 tarihi itibariyle hakkında re’sen terk işlemi yapıldığının anlaşıldığı, buna göre ticari faaliyetine son veren kişinin bu tarihten sonra düzenlemiş olduğu faturanın gerçek bir alacağı göstermeyeceği, bu konudaki mahkeme gerekçesi yerinde olup davalının sadece alacağa dayanak olarak faturayı ibraz etmesi yeterli görülmemiş olup davalı vekilinin bu konudaki istinaf sebepleri yerinde değildir. Öte yandan davalı vekili çekin Cumhuriyet savcılığı tarafından el konulduğunu belirtmiş ve istirdat hükmünün yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de, çekin cumhuriyet savcılığı tarafından davalı elindeyken el konulduğu, buna göre bu şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varıldığından bu konudaki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinafı ise birleşen davaya yöneliktir. Birleşen davaya konu çeklerden 30/11/2013 tarihli çeki davalı taraf temlik almadığını ileri sürmüş olup davacı yanca da söz konusu çekin davalıya temlik ya da ciro edildiğine ilişkin delil sunulmamıştır. Öte yandan birleşen davaya konu diğer iki çekin ise davalı … şirketince usulüne uygun bir şekilde temlik alındığı, bu çeklerin çalıntı olduğu kabul edilse bile davalı … şirketi tarafından iktisabında ağır kusurlu olduğunun dosya içeriğine göre kabul edilemeyeceği ve bu çekler yönünden davacının iddialarını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı kanaatine varılmış olup davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE,
2- Davacı yönünden alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı yönünden alınması gereken 1.707,75 TL harçtan peşin alınan 427,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.280,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/07/2018