Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/904 E. 2018/1991 K. 28.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/904 Esas
KARAR NO : 2018/1991 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2016
NUMARASI : 2016/404 E., 2016/1097 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı alacaklı tarafından dava dışı … hakkında başlatılan Bursa …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasında müvekkiline gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediğinden, borçlu olduğundan bahisle 04/12/2015 tarihinde muhafaza işlemi için işyerine gelindiğinde haberdar olduğunu, müvekkilinin oturmadığı adreslerine haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, tebligat yapılan adrese uğramadan müvekkilinin mernis adresinde haciz ve muhafaza işlemi yapıldığını, alacaklı tarafın kötü niyetli olduğunu , davalıya borçlu olmadığın, haksız icra tehdidi altında yapılan haciz ve muhafaza işlemleri neticesinde zarara uğrayan müvekkilinin zararının giderilmesini gerektiğini belirterek, , Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1183 esas sayılı kararıyla tebligatların usulüne uygun olduğunun tespit edilerek davacının şikayetinin reddedildiğini, davanın da İİK 89/3 maddesi gereğince süresinde açılmadığını, 3.haciz ihbarnamesini 20/07/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, davanın 8 ay sonra 24/03/2016 tarihinde açıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacının adreslerinde de 19/10/2015 – 12/11/2015 ve 04/12/2015 tarihlerinde davacının huzurunda 3 kez haciz işlemi yapıldığını, davanın 24/03/2016 tarihinde süresinden sonra açıldığını ve şikayet davası tarihinden sonra da 15 gün geçtikten sonra dava açıldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2016 tarihli 2016/404 esas, 2016/1097 karar sayılı kararıyla davacıyı 3.haciz ihbarnamesinin 20/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinden sonra 24/03/2016 tarihinde 15 günlük yasal süre geçildikten sonra dava açıldığından davanın reddine, davacının dava konusu haciz ihbarnamelerinden haberdar olmasına rağmen haciz ihbarnamelerine itiraz etmediği gibi süresinde dava açmadığı ve davalı alacaklının alacağını almasını geciktirdiğinden davalı yararına reddedilen miktarın % 20’si üzerinden 7.000 TL kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; icra dosyasından tebliğe çıkarılan İİK 89 haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkilinin yıllar önce oturduğu, “.. Osmangazi/Bursa” adresine tebliğ edildiğini, haciz ihbarnamelerinden müvekkilinin 04/12/2015 tarihinde muhafaza işlemi için gelindiğinde haberdar olduğunu, davalı alacaklı görünen tarafın tebligat çıkarılan adrese değil, MERNİS adresine haciz ve muhafaza için geldiğini, bu durumun dahi alacaklının kötü niyetini kanıtladığını, Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1183 esas – 2015/1118 karar sayılı kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini, hiçbir değerinin bulunmadığını, asıl borçlunun müvekkilinden hiçbir alacağının bulunmadığını, davanın menfi tespit davası olduğunu, takipte yapılan işlemlerin temelden yoksun olduğunu beyanla yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.
Bursa .. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde 1.haciz ihbarnamesinin davacıya “…Osmangazi/Bursa” adresinde 01/06/2015 tarihinde, 2.haciz ihbarnamesinin aynı adreste 23/06/2015 tarihinde, 3.haciz ihbarnamesinin aynı adreste 20/07/2015 tarihinde Tebligat Kanunu 21.madde hükümlerine göre tebliğ edildiği, davalının 04/12/2015 tarihli haciz tutanağı ile huzurunda adresinde menkul haczi işleminin uygulandığı, yine 12/11/2015 tarihinde huzurunda haciz işlemi uygulandığı görülmüştür.
İcra dosyasına Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 18/12/2015 tarihli 2015/1183 esas, 2015/1118 karar sayılı ilamının ibraz edildiği, incelenmesinde davacı … tarafından Bursa .. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasında haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ işleminin iptali için dava açıldığı, mahkemenin tüm tebliğlerin 7201 sayılı Kanunun 21.maddesi ve tüzüğün 28.maddesi hükümlerine uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2016 tarihli 2016/404 esas 2016/1097 karar sayılı kararıyla, davacıya 3.haciz ihbarnamesinin 20/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, 15 günlük yasal sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davacının ise haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği, icra hukuk mahkemesinin kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, asıl borçlunun müvekkilinden alacağının bulunmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
İİK 89/3 maddesinde 3.şahsın, 3.haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren “15 gün içerisinde” parayı icra dairesine ödemesi veya menfi tespit davası açması gerektiğinin düzenlendiği, davacıya 3.haciz ihbarnamesinin 20/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça tebligatların usulsüz olduğu iddia edilmişse de, davacının Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1183 esas sayılı dosyasında tebligat usulsüzlüğünden dolayı açmış olduğu şikayet davasında, 18/12/2015 tarihli 2015/1118 karar ile davanın reddine karar verildiği, her ne kadar kararın kesinleşmediği anlaşılmışsa da, davacının tebligatların usulsüz olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı sunamadığı gibi, dava dilekçesinde de haciz ihbarnamelerinden 04/12/2015 tarihinde muhafaza için gelindiğinde haberdar olunduğunu beyan ve kabul ettiği, davanın ise davacının kabul ettiği tarihten 3 Ay 20 gün geçtikten sonra 24/03/2016 tarihinde açıldığı, mahkeme kararının davanın süresinde açılmadığına ilişkin kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/09/2018