Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/850 E. 2018/1963 K. 26.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/850 Esas
KARAR NO : 2018/1963 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2016
NUMARASI : 2015/729 E., 2016/833 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/09/2018
BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nden verilen 07/11/2016 tarihli kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklı 30.149,45-TL alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğundan bahisle itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamında alınan 05/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda davacı ticari defterlerinin incelendiği, davacının sunduğu sevk irsaliyeleri ve bunlara dayalı olarak düzenlediği faturalar ile davalı tarafa mal hizmet teslimini kanıtladığı, davacı firmanın davalı firmadan 08/10/2014 tarihi itibarıyla 30.149,45 TL alacaklı olduğunun beyan edildiği görülmüştür.
Davalı şirket yetkilisinin süresinde cevap dilekçesi ibraz etmediği ancak 30/05/2016 tarihli dilekçesinde raporun tebliği üzerine yaptıkları incelemede bilirkişinin tek taraflı inceleme yaptığını, Teknik Kart’ın kendilerine teslim ettikleri mal ve ürünlerin ayıplı olduğunu, irsaliyelerdeki malların tamamen ücretlendirilemeyeceğini belirtmelerine rağmen dikkate alınmadığını, sipariş emirleri ve üretilen kartlarla ilgili olarak 01/11/2013 – 29/05/2014 tarihleri arasında ilgili 107564 sayılı faturaya ilişkin 21.075 adet kart üretildiğini 7425 adet sağlam üretilmemiş kart alacakları bulunduğunu, kartların iadesi beklenmeden takip başlatıldığını beyanla davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin, 27/06/2016 tarihli duruşmada; süresinden sonra sunulan rapora itiraz dilekçesine muvafakat etmediklerini beyan ettiği, raporun davalı şirkete 13/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın davalı şirket adresine tebligat yapılamaması üzerine Tebligat Kanunu 35.madde gereğince ticaret sicilde kayıtlı adresine tebliğ edildiği, HMK 281.madde gereğince 2 haftalık süreden sonra itiraz dilekçesi ibraz edildiği görülmüştür.
Davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine cari hesap ekstresi faturalar ve irsaliyelere dayanarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında 30.149,45 TL asıl alacağın tahsili talebi ile ilamsız takip başlattığı, icra takip dosyasında davalı borçlunun 72.232 adet akıllı kartın iade edildiğine dair delil olarak bildirdiği 73.301,03 TL bedelli faturanın da örneğinin bulunduğu, davalı borçlunun yasal süre içerisinde takibe itiraz ettiği görülmüştür.
Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/729 E- 2016/833 K sayılı ilamı ile; “açılan davanın kabulüne, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına itirazının iptaline, takibin 30.149,45-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 11,75-TL ve değişen oranlarda faiz uygulanmasına, davacı tarafından icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağa % 20 si oranında (6.029,89-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf talepli dilekçesinde;Usul yönünden hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, adreste bulunmalarına rağmen (kira kontratı,su elektrik faturalarının bunu desteklediğini) ancak her nasılsa tebligatın iade geldiğini, mahkemeninde bu durumu araştırmadan Tebligat Kanunu 35. Maddeye göre tebligat çıkardığını, tebligatın müvekkiline ulaşmadığını, müvekkiline teslim edilen ancak bozuk çıkan kartlarla ilgili mail yazışmalarında davacının yanlış ve hatalı kartların cari hesaptan düşeceğini bildirdiğini ancak tüm kartlar sağlammış gibi faturalandırma yaptığını, 26/05/2014 tarihli davacı şirket müdürü … ile müvekkili şirket yetkilisi … arasındaki yazışmada 72.232 adet kartın hatalı basıldığının bildirildiğini, hatalı olduğu kabul edilip iade faturası kesilmesinin belirtildiğini, ayıp ihbarının mail yoluyla yapıldığını, müvekkiline ait defterlerin incelenmediğini, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini ve icra takibi ile istenen faizin reddine karar verilmesine rağmen, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf talebinde bulunan davalı vekili 03/07/2018 tarihli dilekçesi ekinde 28/05/2014 tarihli iade faturası örneğini ibraz etmiş, bilirkişinin 03/09/2018 tarihli ek raporunda; davalı vekilinin ibraz ettiği iade faturasının, davacı alacağından 28/05/2014 tarihinde mahsup edildiğini, mahsuptan sonra davacının davalıdan 30.149,45 TL alacaklı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili istinaf talebine cevap dilekçesinde; davacı iddialarının dayanaksız olduğunu, davalının ticaret sicilde kayıtlı adresine Tebligat Kanunu 35. Maddeye göre tebligat yapıldığını, davalının TTK 23/c maddesine göre ayıp ihbarında bulunmadığını, davalının süresinde delil ibraz etmediğini, mahkemenin takipten itibaren faiz işletilmesine karar verdiğini, vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, alacağın likit olduğunu beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava dosyasında yapılan tebligatın usulsüz olduğunu beyan etmişse de; Tebligat Kanunu 35. Maddede ” Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.” hükmü gereğince, davalı şirketin Ticaret Sicilde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine 35. Madde hükmüne göre tebligat yapıldığı, mahkemenin tebligatın neden iade edildiğini araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı, tebligatın usulüne uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafın istinaf dilekçesinde beyan ettiği ve dilekçe ekinde örneğini sunduğu 73.301,03 TL bedelli iade faturasının (72232 adet bozuk olduğu iddia edilen kart bedeline ilişkin), davacı alacaklı tarafından alacağından mahsup edilerek takip yapıldığının bilirkişi kök raporu ve ek raporu ile tespit edildiği, esasen ödeme emri ekinde cari hesap ekstresi, faturalar ve irsaliyeler ile birlikte iade faturasının da örneğinin ibraz edildiği, davalı borçlunun itirazının haksız olduğu , mahkeme kararının yerinde olduğu, ilk derece mahkemesinin kararı ile reddedilen davacı talebi bulunmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmemesinin haklı olduğu, dava konusu alacak alım satım sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı olduğundan likit (bilinebilir, hesap edilebilir) nitelikte olduğundan mahkemenin İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmetmesinin yerinde olduğu kanaatiyle , davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı dikkate alınarak istinaf aşaması için 1.090,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 26/09/2018