Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/818 Esas
KARAR NO : 2018/2050
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2016
NUMARASI : 2015/254 2016/783
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/10/2018
GEREKÇELİ KARARIN
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteği olan …’in 14/10/2010 tarihinde Aydın-İzmir karayolunda emniyet şeridine park etmiş olan … plakalı minibüse binmeye çalışırken aynı istikamette seyir halindeki beyaz renkli, açık kasalı bir aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, kaza sonunda olay yerinden kaçan aracın ve şüphelinin tespitine yönelik araştırmalar neticesinde …plakalı araç sürücüsü şüpheli …hakkında açılan ceza davası sonunda beraatine karar verildiğini, buna göre müvekkiline çarpıp kaçan araç ve sürücüsünün kimliğinin belirsizliğini korumaya devam ettiğini, bu nedenle davalı … Hesabına dava açmak zorunda kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eşi … için 1000 TL, kızları .. ve … için 100’er TL olmak üzere toplam 1.200 TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihinden başlayarak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, 24/06/2016 tarihli dilekçesi ile; davasını ıslah etmiş, davacı … için toplam 146.969,89 TL, … için 16.365,77 TL, Müjgan için 11.678,34 TL olmak üzere toplam 175.000,00 TL’nin başvuru tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın iki yıllık zamanaşımına uğradığını, davaya sebep olduğu belirtilen aracın varlığının kesin ve somut delillerle ispatının gerektiğini, bu nedenle ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesini istediklerini, davacıya SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, faizin başlangıç tarihinin doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, adli tıp kurumu ve bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne, davacı … için 146.969,89 TL, davacı … için 16.365,77 TL, davacı … için 11.664,34 TL maddi tazminatın 28/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; hükmün 4.maddesinde davacı tarafından yapılan toplam 1.349,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ilişkin hükmün hukuka aykırı olduğunu, bu hatanın düzeltilmesini istediklerini belirtmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, dava açılmadan önce davacının başvurusunun ön koşul olduğunu, kendisinden istenen evrak ile usule uygun bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle dava açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, Yargıtay kararlarına göre usulüne uygun bir başvuru yapılması gerektiğini, aksi halde temerrütten söz edilemeyeceğini, müteveffanın kusur durumunun değerlendirilmediğini, dava konusu olayın akşam saatlerinde meydana gelmiş olup, uyarı levha ve işaretlemelerin buna uygun olarak yapılması gerektiğini, müteveffanın asli kusurlu olduğunu, müteveffanın emniyet şeridine gece vakti aracını park ederek kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, kaza tutanağından da anlaşılacağı üzere …plakalı aracın emniyet şeridine tam olarak park etmediğinin anlaşıldığını, kazaya müteveffanın sebebiyet vermesi nedeniyle bilirkişi raporunu kabul etmediklerini bildirmiştir.
Kaza nedeniyle düzenlenen olay yeri inceleme tutanağının incelenmesinde; … plakalı minibüsün ön kısmının yol bitiş çizgisine 1.35 mt, arka kısmının ise 1.20 mt, mesafe dışında park halinde durduğu, yol üzerinde fren ve araç lastik izine rastlanmadığı, … plakalı aracın dış kısmında herhangi bir darbe izinin olmadığı, yol üzerinde aydınlatma lambasının bulunmadığı şeklinde düzenlendiği, kaza tutanağının ise 14/10/2010 günü düzenlenmiş olup müteveffanın yanında bulunan ..’un çarpan aracın plakasını almadığını, ancak eski kasa kamyonet olduğu, çarpıp kaçtığı yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tarafından davalı kuruma 17/01/2011 tarihinde tazminat ödemesi için başvuruda bulunulduğu, davalının ise … plakalı araç maliki … hakkında soruşturmanın devam ettiği, aracın kaza tarihinde sigortalı olduğu, şayet kazaya karışan aracın bu araç olduğunun kesinleşmesi halinde talebin ilgili sigorta şirketine yapılması gerektiğini, ancak kazaya neden olan aracın tespit edilememesi halinde talebin kurumca değerlendirileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Veraset ilamında müteveffa ..’in mirasçılarının eşi …, kızlarının … ve … olduğu görülmüştür.
SGK’dan gelen cevabi yazılardan müteveffanın mirasçılarına gelir bağlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Adli tıp kurumundan alınan kusur raporunda sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen kamyonet sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffanın kusursuz olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Hesap bilirkişisinden alanın 06/06/2016 günlü raporda; davalının temerrüdünün 28/01/2011 tarihinde gerçekleştiği, kazaya karışan aracın plakası bilinmediğinden hususi mi yoksa ticari mi olduğunun anlaşılamadığı, davacı eş için 146.969,89 TL, kızı … için 16.365,77 TL, kızı …. için 11.664,34 TL olmak üzere toplam 175.000,00 TL talep edilebileceği, aslında zararın daha fazla olup sorumluluk limitinin 175.000,00 TL olduğu yolunda görüş bildirilmiştir.
Germencik Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/251 Esas, 2015/329 Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; …’in sanık olarak yargılandığı, yargılama sonunda tanık …in’in aracın sadece kaba tarifini yaptığı, plaka bilgilerini bildiremediği, kaza anında aracın dikiz aynasının kırıldığı, sanığın olaydan sonra yaklaşık 15-20 dk sonra Aydın Devlet Hastanesi’nde görüldüğü, kazanın meydana geldiği yer ile hastane arasındaki mesafe dikkate alındığında sanığın kısa sürede aracı tamir ettirip hastanede görülmesinin mümkün olmadığı, bilirkişi incelemesinde hastanedeki şahsın kuvvetle muhtemel sanığı olduğunun bildirildiği, işlenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu gerekçeleriyle sanığın beraatine karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmeksizin 13/05/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkemece, hüküm fıkrasının 4.bendinde davacı tarafından yapıldığı belirtilen toplam 1.349,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine şeklinde karar verildiği, mahkemece davacılar vekilince gönderilen 26/12/2016 tarihli dilekçe dikkate alınarak HMK’nun 304.maddesi uyarınca “hazineye gelir kaydedilmesine” ibaresinin ” davalıya verilmesine” şeklinde tashih edildiği ve bu tashihin karar arkasına işlendiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. Mahkemece, yargılama sonunda yazılı şekilde karar verilmiş olup karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin istinafı, hükmün 4.bendindeki davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine şeklindeki kararın kaldırılmasına yöneliktir. Davacı taraf bu şekilde bir istinaf talebinde bulunmuş ise de, davacı vekilinin 26/12/2016 tarihli dilekçesi ile bu hususun düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece de HMK’nın 304.maddesi uyarınca davacı vekilinin talebi kabul edilerek 4.bentte yer alan “hazineye gelir kaydedilmesine” ibaresinin “davalıya verilmesine” şeklinde düzeltildiği ve bu düzeltmenin karar arkasına işlendiği görülmüştür. Her ne kadar mahkemece bu düzeltme işlemi davacının istinafından sonra yapılmış ise de, söz konusu bu durum maddi hataya dayalı olduğundan ve her zaman mahallinde düzeltilebilir mahiyette bir hata olduğundan ve bu hata da dosyanın istinaf incelemesine gönderilmesinden önce bir tarihte düzeltilmiş olduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin bu itibarla reddi gerekmiş, ancak davacı vekilinin istinaf ettiği tarihte henüz düzeltme işlemi yapılmadığından davacı tarafın yatırdığı istinaf harcının kendisine iadesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinafına gelince, oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunan adli tıp raporu dikkate alındığında, davalı vekilinin müteveffanın kusurlu olduğu yolundaki istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin faizin başlangıcına yönelik istinaf talebi yerindedir. Zira davalı … Hesabının sorumlu olması için davacının zararı ve zararı meydana getiren olayı ve zarar verenin aracının ZMMS’nin bulunmadığını ispat etmesi gerekir. Her ne kadar davacı tarafça davalı kuruma ödeme için başvuru yapılmış ise de, trafik kazasıyla ilgili soruşturma yürütülmüş ve bu soruşturma sonunda Cumhuriyet savcılığınca dava dışı … hakkında 24/10/2011 tarihinde taksirle ölüme neden olma suçundan kamu davası açıldığı ve adı geçen sanığın kullandığı …plakalı aracın davalı … tarafından davacıya, dava açılmadan önce verilen 25/01/2011 tarihli cevabi yazıda; sigortalı olduğunun, bu nedenle ödeme yapılamayacağının, ceza dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiği belirtilmiş olup ceza yargılaması sonunda sanık hakkında beraat kararı verildiği, bu nedenle davalı kurumun başlangıçta olumsuz cevap vermesi dairemizce haklı görülmüştür. Nitekim davacı taraf da işbu davasını ceza davası sonunda verilen beraat kararından sonra açmıştır. Bu itibarla faizin başlangıcının dava tarihi olarak hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Bu yönden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin reddi, davalı vekilinin ise istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
3-İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/11/2016 gün, 2015/254 Esas, 2016/783 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-Davanın kabulü ile davacı … için 146.969,89 TL maddi tazminatın, davacı … için 16.365,77 TL maddi tazminatın, davacı … için 11.664,34 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 10/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine,
5-Harçlar Kanununca alınması gerekli 11.954,25 TL ilam harcından peşin yatırılan 27,70 TL peşin harç ve 595,00 TL ıslah harçlarının mahsubu ile bakiye 11331,55TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T gereğince hesaplanan 16.450,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 27,70 TL peşin harç, 595,00 TL ıslah harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 199,25 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.349,65 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Talebi halinde davacı tarafça istinaf incelemesi için yatırıldığı anlaşılan ve sayman alındılarında temyiz yoluna başvurma harcı ve temyiz karar harcı olarak gösterilen harçların davacıya iadesine,
9-Talebi halinde istinaf peşin harcının davalıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan 79,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 51,70 TL tehiri icra karar harcı ve 31,00 TL olmak üzere toplam 162,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.05/10/2018