Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/809 E. 2018/1898 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/809 Esas
KARAR NO : 2018/1898 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2016
NUMARASI : 2014/1239 E., 2016/854 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında gerçekleşen “ saç levha “ satışlarıyla ilgili olarak davalıya kesilen 3 adet faturada yer alan KDV bedelinin davalının bu levhaları ihraç etmesi nedeni ile KDV’den muaf olarak değerlendirildiğini ve davalının ödemesi gereken KDV’nin müvekkili şirkete ödenmediğini, müvekkili şirket ve davalı şirketin bu satışlarla ilgili KDV den muaf olmadığını ve KDV ödemesi gerektiğinin İstanbul ve Ankara Vergi dairesi tarafından bildirildikten sonra müvekkili şirket tarafından vergi dairesine ödendiğini, davalı şirketçe İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına müvekkiline yapılan bir ödeme olmamasına rağmen bu KDV’lerin ödendiğine dair beyanda dahi bulunulduğunu, ödenmesi gereken KDV’nin müvekkile ödenmesi için davalıya Ankara… Noterliğinin 03.11.2014 tarih… yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş ve ihtarname 13.11.2014 tarihinde davalının daimi çalışanına tebliğ edildiğini, 03.12.2014 tarihinde keşide edilen Büyükçekmece …Noterliğinin 28.11.2014 tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile vergi iadesi yapılmaması ile ilgili sorumluluğun davacıda olduğunun ileri sürülerek KDV bedelinin ödenmeyeceğinin bildirildiğini, müvekkili şirketin KDV iadesi gibi bir talebi olmadığını, eğer şartları oluşmuşsa KDV siz fatura düzenlemeyi arzu ettiğini ancak yasal şartlar oluşmadığından bu talebinin vergi dairesince kabul görmediğini, bu durumda yasal olarak tahakkuk etmiş KDV’nin davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiğini, davalının ihracat işlemlerini tamamlamış olup olmadığının davanın esasına etkisinin olmadığını beyanla toplam 113.992,26.-TL KDV bedelinin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde davacı tarafın 3 adet faturayı 3065 sayılı KDV kanununun 11-1/c maddesi gereğince ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ilişkin KDV alacağını talep etmekte olduğunu, davacı taraftan ihraç kaydıyla teslim alınan malların gümrük çıkış beyannameleriyle ilgili satır koduna imalatçı davacı ünvanı yazılmak sureti ile yurtdışına ihraç edildiğini ve beyannamelerin davacı şirkete teslim edildiğini, faturalarda açıkça anlaşılacağı üzere imalatçı davacı şirketin KDV kanununun 11-1/c maddesi gereğince KDV ödemediğini, müvekkili şirketin davacı ile yapmış olduğu anlaşma neticesinde kendisine ihraç kaydıyla teslim edilen malları yurtdışına hukuka uygun bir şekilde ihraç ettiğini ve anlaşma neticesinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, akabinde davacı şirketin Ankara Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğü ’ne başvurduğunu ve KDV tecil/terkin talebinde bulunduğunu, ancak Vergi Dairesi’nin davacıya vermiş olduğu cevabi yazıda ihraç kayıtlı faturada teslim edilen malın davacı şirketin sanayi sicil belgesi ve kapasite raporunda yer almaması nedenlerinden dolayı ilgili KDV tecil/terkin işlemi yapılmadığının davacıya bildirildiğini, KDV kanunu uyarınca dava konusu KDV nin davacı tarafça ödenmesi gerektiğini, ihraç kaydıyla alınan ve ihraç edilen mallar bakımından ihraçcı firma olan müvekkilinin KDV ödemesi hukuken mümkün olmadığını, bu nedenlerle davacının haksız ve hukuka aykırı davasının ret edilmesine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Dava dilekçesi ekinde sunulan fatura örneklerinden davacı şirketin davalı şirkete 17/07/2009 tarihli 417474 sayılı 253.924,00 TL bedelli ve 45.706,32 TL KDV bedelli fatura, 11/05/2009 tarihli 417220 sayılı 289.592,22 TL bedelli 52.126,60 TL KDV bedelli fatura, 20/05/2009 tarihli 417252 sayılı 89.774,14 TL bedelli, 16.159,34 TL KDV bedelli fatura düzenlediği, faturalar üzerinde “3065 sayılı KDV Kanunu 11/1-c maddesi gereğince KDV tahsil edilmediğinin” yazılı olduğu görülmüştür.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Ostim VD Müdürlüğünün 16/07/2009 tarihli yazı cevabında davacı şirkete “tecil talebinin yerine getirilmesine esas teşkil edebilecek ibraz edilen belgelerin tetkikinde 11/05/2009 tarih ve …numaralı ve 20/05/2009 tarih … numaralı faturalar ile … Ltd. Şti’ne ihraç kaydı ile rulo teslim ettiğiniz anlaşılmıştır. Ancak sanayi sicil belgeniz ve kapasite raporunuz üretim konusu emtiyanın muhtelif teneke kutu (yağ, boya, pekmez, gıde) imalatı olduğu; ihraç kayıtlı faturada teslim edilen malın sanayi sicil belgeniz ve kapasite raporunuzda yer almadığı ve faturada teslim edilen malın biriminin (adet, ton, kg, paket) belirtilmediği, ihracatçı firma ihraç kayıtlı olarak almış olduğu ruloyu 15/05/2009 tarih ve … numaralı G.Ç.B. İle 152,33 ton baskılı boyalı teneke levha olarak ihraç edildiğinin anlaşıldığı.. İhraç kayıtlı teslim edilen malın kapasite raporu ve sanayi sicil belgesinde yer almadığından dolayı 05/2009 dönemi beyannamesindeki toplam 10.625,04TL tecil talebinin reddedildiğinin” beyan edildiği görülmüştür.
15/02/2015 tarihli hukukçu bilirkişi raporunda; Ankara Vergi Dairesi’nin yazı cevabında davacının davalıya kesmiş bulunduğu faturada bahsi geçen malların faaliyet konusuna girmediği ve fason olarak üretildiğine dair bir bildirimde de bulunmadığı, davacının KDV Kanunu anlamında imalatçı sıfatının tanınmadığın anlaşıldığı, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın yazısı ekinde gönderilen kayıtlardan ihracatın tamam olduğunun anlaşıldığını, dava konusu faturalara konu mal tesliminin KDV Kanunu anlamında ihraç kaydıyla teslim kapsamında bulunmadığı halde sehven bu kapsamda değerlendirilerek KDV tutarının tahsil edilmediği, davacının tahsil etmediği KDV tutarının ne kadarına ilişkin terkin talebinin reddolunduğu hususunun mali müşavirin bilgi ve uzmanlık sahasında kaldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
21/06/2016 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda 3065 sayılı yasanın 11/1-c maddesi hükmü gereği ihraç kaydıyla mal teslim eden dava konusu şirketin ihracatçı tarafından ihraç edilen mal ile ilgili olarak imalatçı vasfına haiz olmadığının idarece tespit edildiğini, davalı şirketin 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 11/1-c maddesiyle ilgili olarak yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini, imalatçı vasfına haiz olmayan KDV’nin tecil-terkin konusuyla ilgili sorumluluğun davacı şirkete ait olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2016 tarihli kararıyla 2.bilirkişi raporunun denetime ve hükme elverişli bulunduğundan raporda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; müvekkilinin sac levha satışıyla ilgili 3 adet faturada yer alan KDV bedelini müvekkili şirketin ve davalı şirketin bu satışlarla ilgili KDV’den muaf olmadığı ve KDV ödemesi gerektiği İstanbul ve Ankara Vergi Dairesi tarafından bildirildikten sonra, Vergi Dairesi’ne ödendiğini, davalıya ihtarname keşide edildiğini, ödemenin yapılmadığını, uyuşmazlığın KDV’nin ödenmesi hususunun kime ait olduğu noktasında toplandığını, eksik incelemeyle karar verildiğini, TTK 21/2 maddesinin irdelenmediğini, davalının faturaları defterlerine işlediğine itiraz etmediğini, İstanbul 3. Vergi Mahkemesi’nin 2013/2389 Esas sayılı dosyasındaki açık ikrarının yargılamada değerlendirilmediğini, dilekçede KDV’leri ödediğini beyan ettiğini, KDV’lerin davalı yanca yükümlenildiğinin ikrar edildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu uyuşmazlık; ihraç kaydıyla teslim edilen malların ihraç edilmesine rağmen KDV bedelinin tecil-terkin edilmemesi nedeniyle davalıdan tahsilinin istenip istenemeyeceğine ilişkin olduğu, 3065 sayılı KD. V.Kanununun 11/1-c maddesinde; “11/1-c maddesi:(3297 sayılı Kanunun 3’üncü maddesiyle eklenen bent) İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar tarafından ödenmez.Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur.Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur.İhracatın yukarıdaki şartlara uygun gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51’inci maddesine göre belirlenen (4842 sayılı Kanunun 21’inci maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 01.05.2003) gecikme zammıyla birlikte (14] tahsil olunur.” hükmü düzenlenmiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin davacının ihraç kaydıyla satışını gerçekleştirdiği mallar bakımından 3065 sayılı KDV Kanunu 11/1-c maddesi gereğince “KDV’nin tahsil edilmediği,” hususunu faturalar üzerine yazarak, 3 adet fatura düzenlediği, davalının fatura konusu malları ihraç ettiği, davacının ve davalı şirketin bu satışlarla ilgili KDV’den muaf olmadığından bahisle İstanbul ve Ankara Vergi Daireleri’nin bildirimde bulunmasından sonra davacının ödediğini beyan ettiği, dosya kapsamında bulunan Ankara Vergi Dairesi’nin 16/07/2009 tarihli yazısından “ihraç kayıtlı teslim edilen malın kapasite raporu ve sanayi sicil belgesinde yer almadığından dolayı, 05/2009 dönemi beyannamesindeki 10.625,04 TL tecil talebinin reddedildiği, reddedilen bu miktarın 6183 sayılı …T.U.H. Kanunu’nun ilgili maddelerine istinaden takip ve tahsiline devam edileceğinin” bildirildiği, dosya kapsamında alınan 21/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda da malların davalı tarafça usulüne uygun olarak ihraç edildiği, ancak davacının sanayi sicil belgesi ve kapasite raporunda kayıtlı olmadığı, imalatçı olmadığı anlaşıldığından, piyasadan hazır olarak alınıp satılan mallar için tecil-terkin işlemi uygulanamayacağından davacının 3065 sayılı KDV Kanunu ve ilgili tedbirlere aykırı işlem yaparak davalıya mal teslim ettiğinin beyan edildiği, benzer davada Yargıtay 19. HD’nin 16/04/2014 tarihli 2013/10031 esas 2014/7537 karar sayılı ilamıyla yerel mahkemenin davacının KDV Kanunu’na göre ihraç kayıtlı fatura kesme şartlarını taşımadığı halde davalı işletmeye bu faturaları kesmesi, davalının davacıdan ihraç kayıtlı olarak satın aldığı malları usulüne uygun olarak ihraç etmesi, ihracatçı olarak tüm edimlerini yerine getirmesi nedeniyle, davacının davalıdan KDV bedellerini tahsil edemeyeceğine ilişkin kararını onadığını göz önüne alınarak dava konusu ihtilafta da davalıya yüklenecek kusur bulunmadığı, davacının ihraç kaydı ile davalıya sattığı malların imalatçısı olmadığı halde ihraç kaydı ile fatura düzenlediği göz önüne alınarak kusurundan kaynaklı olarak tecil-terkin işlemi yapılamayan KDV bedellerini davalıdan tahsil edemeyeceği göz önüne alınarak davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/09/2018