Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/785 E. 2021/2256 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/785 Esas
KARAR NO: 2021/2256 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2016
NUMARASI: 2013/10 E., 2016/236 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin karikatürist olduğunu ve bu davaya konu olan ” … ” isim adlı eserin sahibi olduğunu, davalının 2012 yılından beri müvekkili ile çeşitil görüşmeler yaparak … markası altında satışın gerçekleştirildiğini, yoğurt dondurması ürünleri ile ilişkili olarak kullanmak üzere bir kiosk (dondurma büfesi ) tasarlamasını talep ettiklerini, davalının her ne kadar … sayılı “… + … ” markası varsa da bu hususun müvekkilinin görsel örneğine yer verdikleri tiplemenin yaratıcısı olduğu gerçeğini değiştirmediğini, müvekkilinin bu talep üzerine kendi hususiyetini katarak … tiplemesini oluşturduğunu, yine davalının talebi üzerine büyük maketin yapımı aşamasına geçildiğini, bu sırada davanın kendisine örnek olarak sunmuş olduğu eseri müvekkilinin izni ve onayını almaksızın bazı değişiklikler yaparak sattığını , dondurma büfesi olarak değişik yerlerde kullanmaya başladığını tespit ettiklerini, davalının bu eylemleri ile müvekkilinin eser sahipliğinden doğan haklarına tecavüz ettiğini belirterek davalının müvekkilinin eser sahipliğinden doğan mali ve manevi haklarına tecavüz durumunun tespit edilerek tecavüz durumunun önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, büfelerin bulundukları yerlerden toplatılması ve muhafaza altına alınmasına, her türlü ürün , broşür, ilan , reklam ve basın evrakın toplatılmasına ve muhafazasına, hükmün ilanına , 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, evveliyatı müvekkiline ait olan … maketinin müvekkilinin karşı taraf ile akdedilen eser sözleşmesi çerçevesinde müvekkilinin sipariş ve direktifleri üzerine hazırlanmış olup ortada bir eser bulunmadığını, müvekkiline ait markanın 06/04/2009 tarihinde tescil edildiğini, taraflar arasında düzenlenen sipariş eser sözleşmesi bulunduğunu, davacının sözleşme uyarınca eseri tamamlamadığını, müvekkilini yarı yolda bıraktığını, müvekkilinin eseri ustalarla tamamlamak zorunda kaldığını, müvekkilinin davacıya birçok ödeme yaptığını, davanın hukuki dayanağı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre taraflar arasında … isimli dondurma kioks’unun yapılması için sözleşmesel ilişki kurulduğu, …’un eser mahiyetinde olduğu, sahibinin hususiyetini taşıdığı ve kiosk’un yapımına yönelik olarak davalı tarafından yapılan ödemeler haricinde davacının 6.000,00 TL alacağının kaldığı, bu itibarla dava konusu olayda … 68.maddesi uyarınca üç katı cezanın uygulanma imkanı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 TL maddi tazminatın 10/07/2012 tarihinden itibaren avans faizini açmayacak şekilde reeskont faizi ile alınarak davacıya verilmesine, sair taleplerin reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili, mahkeme kararının hiçbir maddi olguya dayanmadığını, mahkemenin eser sahipliği sorununun çözümü konusunda bilirkişi raporları aldığını, ancak tazminat talepleri konusunda hiçbir inceleme yapılmadığını, yargılama sırasında alınan raporlara bu konuda itiraz etmelerine rağmen mahkemenin bu itirazları dikkate almadığını, bu durumun usule aykırı olduğunu, mahkemece dava dışı … Ltd.Şti’nin kayıtları üzerinde inceleme yapılması için muhasebeci bilirkişiye yetki verildiğini ancak ek raporda bilirkişilerin hiçbir gerekçe belirtmeden bu eserin rayiç bedelinin 36.000,00 TL olduğunu söylediklerini, bu bedelin nasıl belirlendiğinin gerekçelendirilmediğini, ek raporların itirazları karşılamadığını, tazminata ilişkin esas itirazlarla ilgili hiçbir değerlendirmeye yer verilmediğini, öte yandan mahkemenin 18.000,00 TL olarak belirlenen maddi tazminatı da dikkate almadığını, bilirkişi rapornudaki sonucun neden yanlış olduğu konusunda da bir gerekçeye yer verilmediğini, raporlardaki tespitlerin hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin eser sahipliğinin ihlal edildiği hususunda hüküm kurmadığı gibi eser hakkına tecavüz eden sonuçların giderilmesine yönelik olarak da karar vermediğini, mahkemenin taraflar arasında bir sözleşme bulunduğunu da değerlendirmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında bir sözleşme akdedilmediğini, bu hususun kanıtlanamadığını, davalının esasında … isimli tasarımları bizzat müvekkili tarafnıdan yapıldığını da beyanlarında vurguladığını, yani davalının talimatı üzerine yapılmadığını, raporlardaki rayiç bedel hesaplamasını neye istinaden yapıldığının anlaşılamadığını, müvekkiline yapılan ödemelerin malzeme kullanımı ile ilgili masrafları karşılayabilmesi ile ilgili bir bedel olduğu, yani müvekkilinin kendisine ödeme yapılacağı inancıyla … şeklindeki eseri meydana getirdiğini, yine manevi tazminat ve ürünlerin imhası konusundaki taleplerin reddi ile ilgili de bir gerekçeye yer verilmediğini, davalının müvekkilinin eserini müvekkilinin onayı olmaksızın kamuyla paylaştığını, maddi ve manevi yönlerin zarara uğradığını bildirmiştir. Davalı vekili, yerel mahkemenin dava konusu …’un davacı yanın hak sahipliğinde bir tipleme eser olduğu kanaatinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin tasarlamasını talep ettiği …’un esasen 06/04/2009 tarihli başvuruya istinaden korumaya alınarak TPE tarafından 11/03/2010 tarihinde tescil edildiğini ve müvekkilinin davacı ile yaptığı görüşmelerde … şekil markasını davacıya sunarak bu şekilde … tasarlamasını talep ettiğini, zira müvekkilini nuzun süredir … şeklinde bir dondurma büfesi tasarlamayı planladığını, zaten markanın dondurmaları da içeren 30.emtia grubunda tescilli olduğunu, markanın logosunda bulunan …’un üzerinde de dondurma figürü bulunduğu, taraflar arasında TBK’nun 470.maddesi kapsamında sipariş eser sözleşmesi akdedildiği , taraflar arasındaki polyester ürün imalat sözleşmesi incelendiğinde; tasarımın somutlaştığı, müvekkilin büfe tasarımı konusunda fikir vermekten öteye giderek malzeme konusunda da karar mercii olduğunun açıkça anlaşıldığını, üretimin her aşamasında müvekkilinin kalite kontrollerinin bulunduğunu, davacının 14/01/2013 tarihli dilekçesinde yer verdiği ” … ile polyester atanı bulursan işçilik çok düşer ” şeklindeki sms’inde malzemeyi ısmarlayan tarafından saptandığını gösterdiğini, müvekkilinin annesi tarafından oluşturulan çizimlerin davacıya ulaştırıldığını ve dosyaya sunulduğunu, bütün bunlar eser konusunun içeriğinin ve şeklinin müvekkili tarafından belirlendiğini gösterdiğini, ancak bilirkişilerin bu delilleri hiçbir surette incelemediğini, bilirkişi raporlarındaki dava konusu …’un davacı yanın hususiyetlerini taşıdığına ilişkin değerlendirmelerinin kanuna ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, irdelenmesi gereken önemli hususun müvekkilinin … fikrini ve bu fikrin ifade ediliş biçimini içeren ögeleri davacı yana aktardığını, davacının kendisine ait olduğunu belirttiği hususların müvekkilinin annesi tarafından çizilen figürlerle aynı olduğunu, bilirkişilerin … kapsamında eser koruma şartlarının odukça geniş bir şekilde yorumladığını , değerlendirmelerin objektif olmadığını, hükme esas alınan 22/02/2016 tarihli raporda müvekkilinin annesi tarafından oluşturulan eskizlerin davacı tarafından oluşturduğu zannedilerek bu şekilde değerlendirme yapılarak fahiş bir hataya düşüldüğünü, mahkemenin bu raporları hükme esas almasının doğru olmadığını, tanıklar …, … ve … ile …’ın beyanlarının müvekkilince sunulan delillerle örtüşmesine rağmen yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığını, müvekkilinin davacıya bilirkişi raporlarında belirlenen 36.000,00 TL’nin üzerinde ödeme yaptığını, tasarımın müvekkili ve beraber çalıştığı ustalar tarafından tamamlandığı ispat anlamında dosyaya sunulan delillerin incelenmediği ve tasarımın davacı tarafından oluşturulduğunun kabul edildiğini, müvekkili aleyhine maddi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacının … 68 ve 70/2 maddeleri uyarınca maddi tazminat talebinin doğru olmadığını, raporlarda kusur ve zarar değerlendirmesinin yapılmadığını, buna rağmen kusur zararın ispatı yapılmaksızın müvekkili aleyhine 6.000,00 TL tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını bildirmiştir. Davalıya ait … tescil numaralı … markasının …,…ve … sınıflarda 06/04/2009 tarihinden itibaren tescil edildiği anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan polyester ürün imalat sözleşmesinin davalı ile dava dışı … arasında düzenlendiği, konusunun ise 10 Temmuz 2012 ile 10 Ağustos 2013 arası dönemde 10 adet … maketinin yapılması işi olduğu görülmüştür. Davacının dava dilekçesinde iddia ettiği görselleri dava dilekçesinin anlatım bölümünde yerleştirdiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 01/12/2014 tarihli üç kişilik bilirkişi raporunda büfe olarak kullanılan … yapısının güzel sanat eseri olduğu , davalı markasındaki şekil unsuru ile davacı tarafından sanat eseri olarak ortaya konan yapı arasında bir benzerlik bulunmadığı, davalının faaliyetlerinin davacı tarafın eser sahibi olmasından kaynaklanmasından doğan maddi ve manevi haklarını ihlal ettiği, eserin rayiç değerinin belirlenmesinin heyetlerinin uzmanlık alanı dışında kaldığı, davacının tazminat talebine açıklık getirmesi gerektiği ve bu açıklama doğrultusunda gerekiyorsa dava dışı … Ltd. Şti ‘nin kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Davacı vekili, rapora karşı beyan dilekçesinde; bilirkişilerden … 70/3 ‘e göre hesaplama için ek rapor alınması, ayrıca … 68/3 uyarınca yapılacak tazminat hesabına esas teşkil edecek rayiç bedelin belirlenmesi konusunda da meslek kuruluşlarnıdan belirlenecek bilirkişinin heyete dahil edilmesini istemiştir. Dosyaya sunulan 30/07/2015 tarihli ek raporda ise davacı tarafından meydana getirilen eserin Temmuz 2012 tarihinde davalıya teslim edildiği, bu tarih itibariyle eserin rayiç bedelinin 36.000,00 TL olduğu, yapılan ödemeler sonrasında kalan miktarın 6.000,00 TL olduğu, davacının … 68/3 ‘e göre talepte bulunduğundan talep edebileceği tazminat tutarının 18.000,00 Tl olduğunu, … Ltd.Şti’nin elde ettiği kar içinde dondurma büfesinin dolaylı katkısının saptamalarının heyet üyelerinin uzmanlık alanı dışında kaldığı yolunda görüş bildirilmiştir.Dosyaya sunulan 22/02/2016 tarihli 5 kişilik farklı bilirkişi heyetinden alınan raporda ise;davalının yetkilisi olduğu şirket adına tescilli marka figürlerinin ” Kurgusal bir karakter olarak grafik eser ve tipleme “olarak kabul edilmesi gerektiğini, davalı markasındaki şekil unsuru ile davacının tasarladığı … tasarımı arasında görsel bakımından bir takım benzerlikler bulunsa da davacının ortaya koyduğu tasarımın özgün unsurlar taşıdığı, birebir tescilli markadaki figürden alınmadığı, davacının eserinin davalının markasındaki … unsurları kullanılarak işlenme suretiyle oluşturulmuş bağımsız bir eser olduğu, davacının 6.000,00 TL rayiç bedel isteyebileceği, FİSEK 68/3 uyarınca da üç katı talep edebileceği yönünden görüş bildirilmiştir. Tarafların itirazları üzerine alınan 27/06/2016 tarihli ek raporda ise; kök rapordaki görüşlerin tekrar edildiği görülmüştür. Duruşmada dinlenen davalı tanıklarından … ; polyester döküm işini yaptığını, davacının çağırması üzerine … yapımı için 5.000,00 TL fiyat verdiğini, modelleme işini …’nın yaptığını, boyayı zımparaladıktdan sonra kalıplama yaptıklarını, döküm yaptıklarını, daha sonra …’in kendisini arayarak işi durdurmasını istediğini, … ile aralarında ne geçtiğini bilmediğini, modelleme aşamasında …’in devreden çıktığını, …’in devreye girdiğini, faturayı da…’in kestiğini, …’in modelleme yapacağı, …’in ise işi yaptıran kişi olduğu, modelleri…’in verdiğini söylemiştir. Tanık … beyanınad; 2009 yılında Erenköy ‘de … isminde bir marka oluşturduklarını, bu sırada …’nın kendilerine danışmanlık yaptığını ve … projesi ile ilgili görselleri bilgisayardan kendisine gösterdiğini, … markasını kendi şirketi üzerine aldığını, amaçlarının yoğurt satışı yapmak olduğunu, daha sonra markayı davalı …’ya devrettiklerini söylemiştir. Davalı tanığı …; kendisine duruşmada gösterilen çizimler le ilgil isorulduğunda bu çizimlerin davalının annesinin bürosunda gördüğü çizimler olduğunu söylemiştir. Tanık … ise; davacı ile davalıyı kendisinin tanıştırdığını, davalının davacının bu işleri yaptığını bildiği için kendisini aradığını ve birlikte davacının ofisine gittiklerini, davalının projesini davacıya anlattıklarını , rengini, boyutlarını, oturma şekhlini, hatta dondurma tezgahını nasıl ayarladığını anlattığını, elinde bulunan çalışmalardan örenkelr gösterdiğini, bir sene geçmeden aralarında anlaşmazlık çıktığını söylemiştir. Davacı tanığı …; davacının … tarzında çizim ve maketler yaptığını, davalının bunu görüp beğendiğini ve bunun üzerine üreticilerle görüşmeye başladıklarını, tanık …; davacının eski eşi olduğunu, davalının davacıya gelerek … şeklinde bir karakter meydana getirmesi istediğini, davacının da bu konuda çalışmaya başladığını, bu karakteri oluşturduktan sonra üç boyutlu olarak döküm safhasına geçildiğini, davalıya herhangi bir maket teslimi yapılıp yapılmadığını bilmediğini söylemiştir.
GEREKÇE: Dava, … Sayılı … uyarınca açılmış mali ve manevi hakların ihlali nedeniyle tecavüzün tespiti, durdurulması, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacının meydana getirdiği eserin yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ışığında fikri bir çabanın ürünü olduğu hususiyet barındırdığı, bu anlamda … Sayılı …’in 4/1-b ve 6 anlamında “…” olduğu ve …’in …ve … anlamında “…” olduğu anlaşılmıştır. Dosya içine yansıyan basında çıkan haberler ve tanık beyanları dikkate alındığında eser sahipliğinin davacıya ait olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf delil listesinde (Ek 2-3) sunulan 11 Temmuz 2012 ve Temmuz ayı içerisindeki çeşitli basın organlarında yayınlanan haberler ile tanık beyanları göz önüne alındığında davacının davaya konu eseri sipariş karşılığında yapmaya başladığı, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmıştır. Yine dosyaya sunulan dekontlardan davalının eşi …tarafından davacıya … Bankası aracılığıyla 18/05/2012’de 1.000 TL, 21/05/2012’de 25.000 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Dekontlarda “…” şeklinde açıklama bulunduğu görülmüştür. Zaten ilk derece mahkemesince verilen kararda da davalının davacıya 30.000 TL ödeme yaptığı hüküm altına alınmış olup davacı tarafça bu hususa karşı çıkılmamıştır. İstinaf aşamasında Dairemizce ilk derece mahkemesinin yargılaması sırasında alınan raporda belirtilen ve kararda da benimsenen 36.000 TL’nin telif bedeli mi yoksa imalat bedeli mi olduğu hususlarında ayrıntılı inceleme için bilirkişi raporu alınması cihetine gidilmiş ve alınan 05/10/2018 tarihli raporda bilirkişi heyetinin mesleki deneyimlerine göre davaya konu çalışmaların üç aşamalı yapıldığı, bunlardan ilkinin teknik ve sanatsal araştırma (literatür taraması, benzer tasarımların incelenerek karşılaştırılması, uygun görülenlerin dosyalanması ve yapılacak tasarıma göre teknik ve sanatsal analizler), ikinci aşama konsept geliştirme, kavram geliştirme (bu tür çalışmalarda en çok önem verilen ve yaratım düzeyini belirleyen yüksek konsantrasyon gerektiren aşama), üçüncü aşama ise konsept realizasyon aşaması olduğunu, en az iki aylık araştırma aşaması için 6.000 TL, konsept geliştirme aşaması için 10.000 TL ve konsept realizasyon süreci için 10.000 TL ile yaratıcılık bedeli için 10.000 TL’nin genel kabullere uygun olacağını beyan etmişlerdir. Rapora itiraz edilmesi üzerine tekrar rapor alınması yoluna gidildiği, alınan 06/04/2019 tarihli raporda üretim maliyetinin sektör bilirkişisi tarafından hesaplanması halinde tazminat hesap edilebileceğinin bildirildiği, yine alınan 10/09/2020 tarihli raporda ise çizim, maket, strafor, döküm, boya ve rötuş işlemleri için toplam bedelin 78.800,00 + KDV olduğu, bu tutarın ise güncel malzeme yapım bedeli olduğunun belirtildiği, Dairemizce olay tarihindeki bedelin hesaplanması için alınan 08/07/2021 tarihli raporda ise geriye dönük bedel hesabının yapılamadığının beyan edildiği görülmüştür. Dosya kapsamına yansıyan davacının tanınmışlığına ilişkin belgeler, davaya konu tasarımın oluşturulma sürecinin Mart 2012 başından Temmuz ayı ortalarına kadar sürmesi, dosya kapsamında alınan raporlardaki tasarımın yaratım sürecine ilişkin aşamalar, taraflar arasındaki yazışmalar ve dava dilekçesindeki davacı vekilinin davalının projenin süreklilik arz edeceğini ifade ettiği ve … sayısını 40’a çıkarmayı planladığı yönündeki beyanları çerçevesinde çoğaltılacak her bir eser başına en az 5.000 TL ödeme alacağı taahhüdü nedeniyle davalıdan eserin yaratımı ve büyük maket şeklinde ilk çoğaltımın yapılması karşılığında 30.000 TL gibi cüzi bir ücret aldığı (dava dilekçesinin 11.sayfası 45 nolu bölüm) yönündeki beyanları göz önüne alındığında tarafların eserin yaratımı ve büyük maket şeklinde ilk çoğaltımın yapılması karşılığında 30.000 TL’ye anlaştıkları, ancak davacının her bir çoğaltım karşılığında ayrıca ödene alacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde ve taraflar arasındaki ilişkinin de sonradan son bulması nedeniyle bu husus Dairemizce değerlendirilmiş ve davacının dava konusu eser için davalıdan talep edeceği miktarın 40.000 TL olduğu vicdani kanaatine varılmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere davacı taraf 30.000 TL almış durumdadır. Dolayısıyla davacı taraf davalıdan bu durumda 10.000 TL daha isteyebilecektir. Her ne kadar davacı tarafça …’in 86.maddesi kapsamında 3 kat tazminat istenilmiş ise de, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan sözleşme/rayiç bedeline hükmedilmesi gerekir. (Bkz. Yargıtay 11. HD’nin 2020/6195 Esas- 2021/5042 Karar sayılı ilamı). Yine taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan davacı tarafın tecavüzün tespiti ve sonuçlarının ortadan kaldırılması taleplerinin reddi gerekir. Ancak davacının men talebinin bundan sonraki kullanımlar yönünden kabulü gerekir. Ne var ki, davalı tarafça eserin çoğaltıldığı, davacı tarafça ispatlanamamaktadır. Öte yandan somut olay bakımından sözleşme ilişkisi bulunduğundan ve manevi hakların ihlal edildiği hususu kanıtlanamadığından manevi tazminat talebinin de reddi gerekir. Davacı vekili, davayı ıslah etmek istediklerini beyan etmiş ise de, istinaf aşamasında ıslah mümkün olmadığından bu talep yerinde değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabul, kısmen reddi, davalı vekilinin ise istinaf talebinin reddi gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetildiğinde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-…sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 27/12/2016 tarihli 2013/10 E. – 2016/236 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-a-Davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 10.000 TL maddi tazminatın 10/07/2012 tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sair taleplerin reddine, b-Manevi hak ihlali bulunmadığından manevi tazminat talebinin reddine, c-Bundan sonraki kullanımlar bakımından men talebinin kabulüne, d-Sair taleplerin reddine, 3 -İlk derece yargılaması yönünden; a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 683,10 TL karar harcından peşin yatırılan 683,10 TL’nin mahsubuna, b- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına maddi tazminat talebine ilişkin 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, c- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat, toplatma, imha talepleri yönünden hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talepleri yönünden hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, e-Davacı yanca yapılan 5.400,00 TL bilirkişi ücreti, 899,70 TL, posta gideri, 24,30 TL başvuru harcı ve 3,75 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 6.327,75 TL yargılama giderinden ret ve kabul oranına göre hesaplanan 1.581,93 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, f-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 683,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a- Alınması gereken 409,86 TL harçtan istinafa geliş aşamasında davalı tarafından peşin olarak yatırılan 102,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 307,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydında,b-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 4.716,70TL bilirkişi, tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 4.802,40 TL’nin, davalıdan alınıp davacıya verilmesine,d-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince yatıran taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/12/2021