Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/740 Esas
KARAR NO : 2018/2253
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2016
NUMARASI : 2014/976 2016/636
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkillerinin murisi olan …’nun 27/11/2009 günü sürücüsü dava dışı … olan araçla Hakkari’den Kaymaklı köyüne doğru seyir halindeyken şarampole yuvarlanması sonucunda gerçekleşen trafik kazasında vefat ettiğini, aracın davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesinin düzenlendiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
20/01/2016 tarihli dilekçe ile davacılar vekili davasını ıslah ederek 74.216,00 TL tazminatın tahsilini istemiştir. Davalı vekili, kazaya karışan aracın müvekkili şirkete sigortalı olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davacılar …yönünden açılan davanın maddi zararları bulunmadığından reddine, diğer davacılar hakkındaki davanın ise kabulü ile toplam 74.216,00 TL’nin 18/01/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davanın zamanaşımına uğradığını, zira davacıların talebi üzerine 05/03/2010 tarihinde 75.284,00 TL ödeme yaptıklarını ve müvekkilinin aynı tarihli ibraname ile ibra edildiğini, bu davanın ise bu tarihten 4 yıl sonra 2014 yılında açıldığını, 2918 Sayılı KTK’nın 111/2 maddesi gereğince ibrananemin iptali talebinin 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bilirkişi raporunda davacıların murisinin gelirinin hatalı olarak belirlendiğini, bilirkişinin farazi yorumuyla asgari ücretin iki katı gelir tahmini yapılamayacağını, raporda bahsi geçen hayvanların ve arazinin davacılara intikal ettiğini ve davacıların bu mallardan yararlanmaya devam ettiklerini, davacıların murisinin hatır için taşındığını, bu nedenle %25 hatır indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca ödenen tutar düşülürken güncellenmiş tutar üzerinden düşülmesi gerektiğini, mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, davası reddedilenler yönünden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini bildirmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacılar vekili olarak Av. … ve… isimlerinin geçtiği, dava dilekçesine ekli 2 Nisan tarihli ancak yılı okunamayan vekaletname örneğinde; …’nun gerek kendisi, gerekse küçük çocukları …, …, …, … ve …’ya velayeten yine … ve …’nun ise kendi adlarına …’yu (diğer davacı) vekil tayin ettikleri, bu vekaletnamenin doğrudan gelir desteğiyle muristen intikal eden banka hesabı ile ilgili yetki içerdiği, bu konularda tevkil yetkisi de bulunduğu, …’nun ise 08/05/2014 tarihli vekaletname ile yukarıda adı geçen avukatlara vekalet verdiği, bu vekaletnamede diğer davacıların adının geçmediği, istinaf aşamasındayken dairemizin ara kararı uyarınca Av. … adına …, … vekili …’nun Av. …’e 21/06/2017 tarihli vekaletnameyi sunduğu, ayrıca yine …’nun …, … ve … adına Av. …’e vekaletname verdiği dosyanın incelenmesinde görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. Yukarıda da açıklandığı üzere davanın başlangıcında dosyaya davacı … tarafından verilen vekaletname ile, yine davacı …’nun hem kendisi adına, hem de küçükler … ve …’ya velayeten, ayrıca davacılar … ve …’nun …’ya verdikleri vekaletnameye rastlanılmıştır. Adı geçen davacılar tarafından …’ya verilen bu vekaletnamenin doğrudan gelir desteği kapsamında verildiği, bir başka ifadeyle davada temsille ilgili usulüne uygun bir vekaletname olmadığı anlaşılmıştır. Dosya istinaf aşamasındayken davacılar … ve … tarafından 21/06/2017 tarihli Av….’e vekaletname sunulduğu görülmüş ise de, davacılar …, … ve … tarafından halen dosyaya usulüne uygun bir vekaletname sunulmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan davacılardan … ise 10/01/2000 doğumlu olup hali hazırda 18 yaşını doldurduğundan ayrıca vekaletname sunması gerekir. HMK’nun 77.maddesi uyarınca vekaletnamesinin aslını ya da onaylı örneğini vermeyen avukat dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki gecikmesinde zarar doğacak hallerde mahkeme vereceği kesin süre içinde vekaletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına ya da usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır. Öte yandan HMK’nun 114/1-f maddesi uyarınca vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamesinin bulunması dava şartıdır. Dava şartları mahkemece resen her aşamada gözetilmesi gerekir. HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava noksanlığı şartı tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemiş ise davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden işin esasına girilmesi doğru değildir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere bir kısım davacılar adına usulüne uygun vekaletname sunulmadığı, yine davacı …’nun avukat olmadığı ve dosya içerisinde bulunan vekaletnameye istinaden diğer davacılar adına bir avukatı vekil olarak tayin edemeyeceği anlaşıldığından, kararın kaldırılarak dava şartı noksanlığı yönünden HMK’nun 115/2 ve 77.maddeleri uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/09/2016 tarih, 2014/976 esas, 2016/636 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dava şartı noksanlığı yönünden HMK’nun 115/2 ve 77.maddeleri uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Bu aşamada davalı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 79,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 57,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 137,20 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/10/2018