Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/696 E. 2018/1116 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/696 Esas
KARAR NO : 2018/1116
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2016
NUMARASI : 2014/1185 2016/902
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/05/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin murisi olan eşinin 08/09/2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, aracın sigortasının bulunmaması nedeniyle davanın davalı kuruma karşı açıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH
Davacı vekili, 22/09/2016 tarihli dilekçesi ile tazminat talebini 129.233,88 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili; dava konusu kazaya karışayan tescilsiz aracın ZMMS yaptırma yükümlülüğü olmadığından dava konusu tazminat talebine davalı … Hesabının sorumluluğunun bulunmadığını, ZMMS’nin genel şartlar A3-K bendi uyarınca motorlu bisikletlerin kullanılmasından doğan zararların teminat dışı olduğunu, ayrıca murisi tam kusurlu olduğunu, alacaklı ile borçlu sıfatının birleştiğini, kaza tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, ayrıca ticari faiz talebinin de doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının eşi …’ün sevk ve idaresindeki sigortasız motorsikletin 08/09/2012 tarihinde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu dava konusu tek taraflı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, sigorta poliçe teminat bedeli ile sınırlı olmak üzere 129.233,88 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili, davacı eşin evlenme ihtimalinin kaza tarihindeki yaşına göre değerlendirilip buna göre indirim yapılması gerektiğini, davanın iki yıllık zamanaşımına uğradığını, davacının eşinin olayda kusurlu olduğunu, zira kask, dizlik, kolluk gibi korucuyucu tertibat kullanmadığını, ayrıca dava konusu olaya karışan aracın türünün motorlu bisiklet olup olmadığının araştırılmamasının hatalı olduğunu, kazaya karışan aracın motorlu bisiklet olması durumunda müvekkilinin sorumluluğunun bulunmayacağını bildirmiştir.
DELİLLER:
09/09/2012 tarihli olay yeri ve kaza tutanağı içeriğinde kazanın 08/09/2012 tarihinde meydana geldiği , tek taraflı olduğu, olay yerinde ölene ait parçalanmış kask bulunduğu, ayrıca şahsın kaza yaptığı aracın Lifan marka motosiklet olduğunun belirtildiği, sürücünün KTK’nın 52/-a 39/1-a kurallarını ihlal ettiğinin yazılı olduğu görülmüştür.
Hazırlık soruşturması sonucunda müteveffa … hakkında takipsizlik kararı verildiği, ölenin kanunda İzmir Adli Tıp Kurumu Raporuna göre 116 promil etil alkol tespit edildiğinin belirtildiği ve kazanın plakasız motosikletle seyir halindeyken meydana geldiğinin bildirildiği görülmüştür.
Replik dilekçesinde davacı vekili kaza tutatanağından anlaşıldığı üzere aracın motosiklet olduğu, her ne kadar kazanın zorunlu trafik sigortası poliçesi yapılmamış ise de, kazadan sonra tespit edilerek sigorta poliçesinin yaptırıldığını beyan ettiği görülmüş ancak konuya ilişkin herhangi bir evrakın sunulmadığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında alınan 07/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda olayın davacının desteği …’ün %100 kusurlu eylemi sonucu meydana geldiği, davacı eşin halen 22 yaşında olup evlenme şansının %40 oranında bulunduğu, ancak 18 yaşın altında bir tane çocuğunun olması nedeniyle evlenme şansının %35 varsayılarak hesaplama yapıldığı, buna göre davacının davalıdan talep edebileceği zararın 129.233,88 TL olduğu, kaza tarihindeki tarifeye göre …nın sorumluluk limitinin 225.000,00 TL olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Söz konusu rapora taraf vekilleri itiraz etmiş davalı … dava konusu olayda alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini bildirmiştir.
Ek raporda taraf vekillerinin itirazlarının yerinde olmadığının bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan desteksen yoksun kalma tazminatı davasıdır. Davalı taraf iki yıllık dava zamanaşımının dolduğunu ileri sürmüş ise de, somut olayda ölümlü trafik kazası meydana gelmiş olup TCK’nun 66.maddesinde öngörülen zamanaşımı dikkate alındığında davalının zamanaşımının gerçekleştiğine ilişkin istinafı yerinde değildir. Davalı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı eşin evlenme şansının kaza tarihi itibariyle değerlendirilmediğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, söz konusu rapora bu yönde yargılama sırasında itiraz etmediğinden bu istinaf talebinin dinlenebilir olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca bilirkişi raporunda davacı eşin evlenme şansı ile ilgili yapılan değerlendirmede de usule aykırı bir yön görülmemiştir. Davalı vekili, ölenin kusurlu olduğunu ileri sürmüş ise de talep desteksen yoksun kalma tazminatına ilişkin olup davacı üçüncü kişi konumunda olduğundan bu konudaki istinaf talebi de yerinde değildir. Öte yandan kazaya karışan aracın motorlu bisiklet olup olmadığının araştırılmaması bir eksiklik ise de, Dairemizce istinaf aşamasında söz konusu aracın bilgileri ilgili emniyet müdürlüğünden getirtilmiş olup, bilgilerden söz konusu motosikletin silindir hacminin 149 santimetre küp olduğu görülmüş olup 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3.maddesi anlamında motorsiklet niteliğinde bulunduğundan (motorlu bisiklet niteliğinde olmadığından) bu aracın ZMMS poliçesinin düzenlenmesi gerektiğinden ve somut olayda da ZMMS poliçesi bulunmadığından davalının bu konuya ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 8.827,97 TL harçtan peşin alınan 2.207,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.620,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/05/2018